Erdoğan'ın Tartışmalı Atamaları ve Başkanlık Sistemine Eleştiriler


Erdoğan'ın Tartışmalı Atamaları ve Başkanlık Sistemine Eleştiriler

Eleştirmenler, Türkiye’deki mevcut sistemde Erdoğan'ın kabinesinde ve hükümete bağlı üst düzey kurumlarda peş peşe yapılan atamalara hiçbir bakanın veya yöneticinin karşı çıkmayacağına inanıyorlar.

Tesnim Haber Ajansı- Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün Bakanlık'tan istifa etmesi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Sait Erdal Dinçer’in görevinden alınması, gündeme bomba gibi düştü.

TÜİK Başkanlığı’na atanan Erhan Çetinkaya’nın AK Partili Bayrampaşa Belediyesi Başkanı Atilla Aydıner’in damadı olduğu yönünde çıkan haberler tepkisini çekti.

Eski TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer kendisine yöneltilen eleştirilere, "84 milyon vatandaşı temsil ediyorum ve istatistikleri manipüle ederek gerçekleri gizleyemem" cevabını vermişti.

Erdoğan'ı eleştirenler, AK Parti’nin akraba atamalarının yıkımını ve iktidar partisinin bilimsel eğitim kurumlarını ele geçirmesi gibi önemli konuları gündeme getirken parlamenter sistemde görevden alma ve atamaların yakından izlenmesinin mümkün olduğuna ancak başkanlık sisteminde her şey bir kişinin imzasına bağlı olduğuna dikkati çekiyor. Onlar Türkiye’deki mevcut sistemde Erdoğan'ın kabinesinde ve hükümete bağlı üst düzey kurumlarda peş peşe yapılan atamalara hiçbir bakanın veya yöneticinin karşı çıkmayacağına inanıyorlar.

Gerçekçi Bir Bakan

Erdoğan'ın kabinesinin diğer bakanlarından farklı olan Abdülhamid Gül , ülkenin bazı sorunlarını defalarca eleştirip ülkesinin hukuk ve siyasi sisteminin önemli sorunlarını dile getiren bir bakandır.

Merhum Necmettin Erbakan'ın “Milli Görüş” akımına yakınlığıyla bilinen Gül, diğer bakanların tersine hiçbir zaman Erdoğan ve AK Parti'ye bağlılığını ifade etmeyen bir hukukçu ve politikacıdır.

Abdulhamit Gül'ün istifa nedenleri ile ilgili çeşitli analizler bugün (30 Ocak) Türk basınında yer aldı.

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün istifasına ilişkin kaleme aldığı yazıda, "Gül’le tanışıklığım yok, telefonda bile hiç temasım olmadı. Şunu da belirteyim, CB hükümet sisteminin son redaksiyonunu yapanlar birkaç isimden biriydi. Bu yüzden tarihin onu sorumlu tutacağını düşünüyorum. Kuvvetler ayrılığı bu kadar hırpalanmamalıydı… Belki yaşadığı tecrübelerden, belki bakanlığın isminin 'Adalet' olmasının verdiği mesuliyet duygusundan, Abdülhamit Gül iktidar kadrosu içinde hukuk diliyle konuşan tek isimdi. Daha önemlisi yargıdaki sorunları açık yüreklilikle dile getiriyordu." görüşünü savundu.

Akyol şu ifadeleri kullandı:

“Hâkimlerin oraya buraya sürülmemesi için “coğrafi teminat” getirileceğini söylemişti. Bunun için kanuna bile gerek yoktu, başkanı olduğu HSK’nın bir prensip kararı alması yeterdi, yapılmadı sözde kaldı.”

Taha Akyol, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı'nın görevinden alınmasına dair,  "TÜİK başkanı sadece şeffaf enflasyon verilerini ifşa ettiği için görevden alındı ve yerine görevlilerden birinin damadı atandı. Ne söyleyebilirim? Bu, başkanlık sistemi ve atama ölçüsüdür. Ülkeyi sizin gördüğünüz gibi yönetiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Adalet Bakanlığı ile ilgili dikkat çeken önemli konu, güçlü ve tanınmış bir hukukçunun göreve gelmemesidir. Yeni bakan Bekir Bozdağ'ın özellikleri şöyle:

1. Erdoğan'a karşı her zaman itaatkardır ve iki kez Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yapmıştır. 2. Bilimsel açıdan nitelikli olmayan Bozdağ Fethullah Gülen'in güçlü bir destekçisi ve propagandacısı olmuştur.

Habertürk yazarı ve programcısı Fatih Altaylı, bir ay önce ismini açıklamadığı bir kurumda üst düzey bir istifanın gerçekleştiği kulisini yazdı.

Fatih Altaylı, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün istifası ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Sait Erdal Dinçer’in görevinden alınması ile ilgili kaleme aldığı yazıda, "Bir üst düzey bürokratla ilgili olarak 'İstifası istendi performansına bağlı olarak ay sonunda yürürlüğe koyulur' demiştim hatırlarsanız.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise iktidarın iç çatışmasında sembol bir isimdi.

AK Parti içinde uzunca bir süredir “Güvenlikçiler” ve “Diğerleri” arasında bir sürtüşme var." ifadelerini kullandı.

Bu iç çatışmanın boyutlarını açıklayan diğer analistler, Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli'nin desteklediği kötü şöhretli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun hükümet ve iktidar partisi içindeki güvenlik güçlerinin lideri olduğuna inanıyor ve onunla kapışan herkesin işinden olduğuna dikkat çekiyor.

Birçok Türk yorumcu, medyada görülen sükûnetin aksine, kabine, AK Parti ve Cumhur İttifakı içindeki güç mücadeleleri ve anlaşmazlıkların inkar edilemez bir gerçek olduğunu ve Türkiye'nin bakanlar, bakan yardımcıları ve yüksek kurum müdürleri düzeyinde hâlâ önemli değişikliklere tanık olduğunun muhtemel olduğunu söylüyor.

AK Parti hükümetinin görev süresinin dolmasına bir buçuk yıldan az bir süre kalırken, acaba başka bakanların da  Erdoğan kabinesinden kopmasına tanık olacakmıyız?

En Çok Okunan Analiz/Makale Haberler
En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler