İslami Cihad Temsilcisi: Aksa Tufanı operasyonuyla İran içindeki casusların isimleri Direniş'in eline geçti


İslami Cihad Temsilcisi: Aksa Tufanı operasyonuyla İran içindeki casusların isimleri Direniş'in eline geçti

Nasır Ebu Şerif şunları söyledi: Aksa Tufanı operasyonunda direniş, İsrail istihbarat serverlerini Gazze'ye getirmeyi başardı. Bu serverlerde çok sayıda casusun, hatta İran İslam Cumhuriyeti içindeki casusların isimleri vardı.

Tesnim Haber Ajansı - İslami Yöneticiler Cemiyeti'nin 104'üncü aylık toplantısı Gazze'deki gelişmelerin analiz edilmesinin odağında gerçekleştirildi. Bu toplantıda Filistin İslami Cihad Hareketi'nin İran'daki temsilcisi Nasır Ebu Şerif, Ürdün Nehri girişinde Batı Şeria'da ateşkesin uzatıldığını açıklayarak şunları söyledi: Bu ateşkesin ana konusu esir değişimi ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın ulaşmasıdır. Mübadelenin asıl amacı İsrail'le birlikte rehinelerimiz olduğunu tüm dünyaya duyurmaktır.

Ebu Şerif, çok sayıda Filistinli mahkumun Kudüs'ü gasp eden rejimin esaretinde olduğunu ve ağır işkencelere maruz kaldığını belirtti: ‘Esir alınanlar arasında çok sayıda sayıda kadın, çocuk, yaşlı ve hasta bulunuyor.’

Ebu Şerif şunları söyledi: Aksa Tufanı operasyonunun amacı, Filistin'e yönelik komplonun yürürlüğe girmesini etkisizleştirmeye çalışmaktı, Siyonist rejim, İbrahim anlaşması çerçevesinde Arap ve İslam ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmeye çalışıyordu. Amerika ve Arap ülkelerini merkeze alan bu komploda İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı düşmanlık gündemdeydi.

İslami Cihad hareketinin temsilcisi şunları ekledi: Aksa Tufanı operasyonunun başarıları hayallerin ötesindedir. Çünkü dünyadaki tüm istihbarat teşkilatlarının uyuduğu düşünülmüyordu. Direniş elli İsrail üssünü ele geçirdi ve çok sayıda işgal rejimi askeri öldürüldü. Bu operasyonda direniş, İsrail'in istihbarat serverlerini Gazze'ye getirmeyi başardı. Bu serverlerde birçok casusun, hatta İran İslam Cumhuriyeti içindeki casusların isimleri var.

Ebu Şerif bu operasyonun İsrail'in gerçek yüzünü ortaya çıkardığını vurgulayarak şunları söyledi: Bu operasyon Siyonist rejimin tek başına ayakta kalamayacağını gösterdi, hatta Siyonist rejimin savaş harekât odasında Biden'ın varlığına da şahit olduk. 7 Ekim operasyonuna kadar Siyonist toplumun istihbarat yapısına güveni vardı, sonrasında bu güven ortadan kalktı.

Aksa Tufanı operasyonunu İsrail ekonomisine ve bu rejimin sanayi ve tarımına vurulan ölümcül bir darbe olarak değerlendiren Ebu Şerif, şunları hatırlattı: Bugün bu rejim Batı'da popülerliğini kaybetmiş durumda, Batılı liderler özel toplantılarında bu rejimin kendileri için siyasi ve ekonomik bir yük haline geldiğini itiraf ediyorlar.

İslami Cihad hareketinin temsilcisi şunları söyledi: Siyonist rejim bu operasyona demir kılıç adını verdi. Ama Filistinli çocukların kanı galip geldi. Bu rejim zafer arıyor çünkü aksi takdirde ajanları mezbahaya gidecek ve Gazze savaşı sonrasında iç sorunlar artacak. Aşırı sağcılarla laikler arasında çatışma ve karışıklık yaşanacak, iktidardaki aşırı radikallerin planı boşa çıkacak, zorbalığa ve şiddete başvuracak, bu da iç çatışmaya yol açacak. Artık kalıcı bir ateşkesin peşindeyiz ki bu operasyon büyük bir fetihe dönüşsün, rejimin yıkımı olsun.

Törenin devamında Dışişleri Bakanlığı Fars Körfezi Sorumlusu ve Bakan Yardımcısı Muhammed Alibek, Siyonist rejim ile direniş arasında geçmişte yaşanan çatışmalara değinerek şunları söyledi: Son operasyon sürpriz bir şekilde gerçekleştirildi. Direnişin en önemli motivasyonu pasif durumdan çıkıp harekete geçmekti. Birçok ülke Siyonist rejimle ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyordu. Ayrıca Gazze on yedi yıldır kuşatma altındaydı. İsrail hiçbir zaman mahkumların serbest bırakılması konusunda konuşmaya istekli değildi.

Bölgedeki direniş gruplarının hiçbirinin Gazze Şeridi'nde böyle bir operasyon gerçekleştirme fikri olmadığını belirten Alibek şunları söyledi: Bu operasyon stratejik açıdan son derece önemlidir. Bu operasyona ilişkin olarak Devrim Liderinin dış politikada ve Filistin'e yönelik tutumu netti ve bu operasyonun nedeni olarak Batı'nın İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı kurduğu tüm komplolar boşa çıkarıldı. Bizim dış politikamız da bunun üzerine kuruluydu.

Alibek, şunları kaydetti: Gazze'deki hedeflerimizden biri insani yardım göndermek ve diğer ülkeleri Filistin davasına teşvik etmekti. Dışişleri Bakanlığı'nın bu önemli doğrultuda tasarladığı ve takip ettiği siyasi ve diplomatik tedbirler, Direnişin ekseni adına etkili ülkelerle siyasi görüşmeler ve ziyaretlerle bağlantı kurmak en önemli adımların başında geliyor.

 

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler