ARABİSTAN BÖLGEDEKİ TERÖRÜN SPONSORUDUR/ MISIR; İRAN, SURİYE VE IRAK İLE KOALİSYON YAPMALI


Mısırlı gazeteci, Arabistan’ın Ehli Sünnet mezhebini, Vahhabi ve terörist düşüncelerle kirlettiğini vurgulayarak, “İran-Mısır-Suriye-Irak koalisyonunun oluşturulması, Arap bölgelerinde terörle mücadelede çözüm yoludur” dedi.

Tesnim Haber Ajansı- Mısır gazetelerinden Affogato editörlerinden Şefik et-Tahir; Ortadoğu’nun her zaman birçok krize maruz kaldığını belirterek şunları söyledi: “Bölge halkı kendilerini dünya müstekbirlerinin komplosunun kurbanı bilmemeli, bu komploları etkisiz kılmak için çalışmalıdır.

Mesela Çin’de, Amerika’nın ülkelerinin ekonomik gelişimini durdurmak ve ülkeyi zayıflatmak için yaptığı komploların içindedir ama Amerika’nın bu komploları Çin’de başarıya ulaşmış mıdır? Doğal olarak cevap ‘Hayır’dır. Bunun sebebi, Çin’in yirmi yıl önce, dünyada ortalama en yüksek ekonomik büyüme gösteren ülke olarak adını yazdırmış olmasıdır. Bu ülkenin ortalama ticari büyümesi Amerika’dan daha ileri seviyededir ve Çin, dünyadaki birinci ekonomik güç haline gelmiştir.

Bu yüzden, müstekbirlerin komplosu gölgesinde de, çaba ve başarı mümkündür ama iç ve dış krizlerle karşı karşıya kalındığında, komploları büyük göstererek yenilgilere bahaneler üretmek, güçsüz bir insanın asıl sorunu itiraf etmemek için yapacağı şeydir. Biz bölge ülkeleri, komplolarla mücadele ve bölge halkının gelişmesi için yeni yöntemler kullanmalıyız. Bu sayede, bölge ülkeleri ile dünyadaki ilmi ve teknolojik boşlukları gidermeli, medeniyet ve gelişime ulaşmalıyız.”

Mısırlı gazeteci, bazı ülkelerdeki demokrasi ve özgürlük değerlerinin ve 1400 yıllık mezhep ve kavim çatışmalarıyla mücadele etmenin, bölgenin ilerlemesindeki emin adımlardan biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “Geçmişi bırakmalı ve geleceğe bakmalıyız, çocuklarımıza başkalarının siyasi ve mezhebi düşüncelerini bir tarafa bırakarak onlara karşı nasıl saygı göstermesi gerektiğini öğretmeliyiz ki intikam alma peşinde olmasınlar. Japonlara, Amerika sizin üzerinize 2 nükleer bomba atmasına rağmen, sizler neden intikam alma peşinde olmadınız diye sorulduğunda onlar: “Bu olay bizim atalarımız arasındaki anlaşmazlıklar ve yanlış anlaşılmalar neticesinde meydana geldi ve bitti. Bu yüzden bizlerde aynı yolda ilerlememeliyiz” diye cevap verdiler.

Bu yüzden ilerleme yolundaki ilk adım, Sünni ve Şii mezhebi arasındaki ihtilaf düşüncesinden tamamen kurtulmak ve mezhebi kabile çatışmalarını sonlandırmaktır. Bu olayda savaşla değil, kültürel devrim, halkın bilincinin yükselmesi ve inandıkları şeyleri değiştirerek olacaktır. Hakikatte şunu söylemek gerekir ki Şia mezhebi, aleyhinde yapılan bütün saldırılara rağmen, tekfirci ve terörist düşünceleri barındırmamaktadır. Oysaki Sünni mezhebi düşünceleri, Vahhabiyet ve terörist düşüncelerle karışmıştır ve Arabistan’da bu olayın liderliğini yapmaktadır.

Bu yüzden dünyayı yok oluşa sürükleyen Muhammed Bin Abdülvahhab’ın karanlık düşünceleriyle mücadele etmek için, Ali Şeriati gibi büyük bilim adamlarının düşünceleri yayılmalıdır. Kitle imha silahlarından daha yok edici olan terörist düşünce akımıyla mücadele etmek için, özellikle İran-Mısır-Irak ve Suriye gibi bölgenin uygar ülkeleri arasında bir koalisyona ihtiyaç vardır. Bu dört ülke binlerce yıllık medeniyetleri sayesinde birbirleriyle işbirliği yaparak, çok rahat bir şekilde bölgedeki terörle mücadele edebilirler. Özellikle İran ve Mısır’ın bulunduğu, bahsedilen bu koalisyonun oluşması, diplomatik ilişkilerin devam etmesini ve iki uygar ve güçlü ülke arasındaki ekonomik ve kültürel işbirliğinin aktif hale gelmesini sağlayacaktır.