NE ARABİSTAN İRAN'IN SORUNU NE DE İRAN ARABİSTAN'IN SORUNU/ SİYONİST REJİM HER DAİM ŞİDDET VE RADİKALİZM KAYNAĞIDIR


Ruhani, İslam ülkeleri liderlerine hitaben yaptığı açıklamada, herkes için ne Suudi Arabistan'ın İran'ın sorunu olduğu ve ne de İran'ın Suudi Arabistan'ın sorunu olduğu açık olduğunu, asıl sorunun cehalet, taassup ve radikalizme sarılmak olduğunu, hepimizin sorununun İslam dünyasındaki anlaşmazlıklar olduğunu kaydetti.

Tesnim Haber Ajansı - İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bugün İstanbul'da 13.'sü düzenlenen İslam Zirvesinde yaptığı konuşmada, İslam dünyasının şiddet, karışıklık, organize terörzim dalgalarına maruz kalmayı ve her alanda geri kalmışlığı değil, üstün konuma ulaşmayı hakkettiğini, bunun ancak mevcut durum ve çevremizdeki dünyada yaşananları artan kaygıyla düşünmekle ancak mümkün olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı, parasal ve askeri yardımların bazı İslam karşıtı gruplara, İslam'n adını rehin alıp, İslam adı altında cinayet işlemesine imkan sağladığı bir sırada, İslam'ın selm ve selamının nasıl savunulabileceğini belirtti.

Ruhani, yüzlerce milyar dolar İslam ümmetinin kaynağının gençelerin istihdamı ve ülkelerin büyümesine harcanması yerine, hayali korku bahaneleriyle silah depolarını doldurmak ve birbirlerine karşı kullanıldığı şartlar altında, nasıl birlikten söz edilebileceğini ve gençlerin İslami bereket ve keramete uymaya ikna edileceğini dile getirdi.

Ruhani, birlik adıyla düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'da İslam ümmeti arasında anlaşmazlık ve ayrılığı körükleyebilecek her türlü mesajın verilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, her türlü ayrılıkçı hareketin geçersiz olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Allah'ın ipine sımsıkı sarılan ve ayrı düşmeyin" Ayet-i kerimesiyle sözlerine başladığı konuşmada, Türkiye halkı ve hükümetine bu konferansa evsahiliği yaptığı için teşekkür edetti.

Cumhurbaşkanı sözlerinin devamında bugün "vahdet ve barış ve adalet için dayanışma" sloganı ile güzel ve tarihi kent İstanbul'da buluştuklarına temasla, bu zirvenin bütün Müslümanların ortak kaderini ele almak için uygun bir fırsat olduğunu kaydetti.

Yüzyıllar önce büyük İslam medeniyetinin güç ve kudretinin zirvesinde olduğuna değinen Cumhurbaşkanı, kimsenin İslam'ın bir gün durgunluk ve zafiyete mübetala olup, bilimsel ve düşünsel büyümesi için İslam'a minnettar olan Batı medeniyeti karşısında zayıf düşmesini veya bütün düşünce ve eğilimleri, muhtelif etnik grupları çatısı altında barındıran ve insanların barışçıl biçimde bir araya yaşadığı o zamanlarda şayet kimsenin bir gün Müslümanlar arasında mezhepçilik ve radikalizmin yayılması ve Müslüman'ın Müslüman eliyle öldürülmesinin normal bir hal alacağını düşünmediğini kaydetti.

Ruhani sözlerinin devamında, İslam medeniyetinin çöküşünün büyük İslam güçlerinin birbirine destek olmak yerine birbiriyle sonuçsuz çatışmaya girdikleri ve yabancıların saldırıları için zemin sağlandığı günden itibaren başladığının bir gerçek olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani,  nasıl üretildiği ve kimlerin destek verdiği herkes tarafından bilinen radikal ve tekfirci grupların İslam adı altında, Müslüman ve gayri Müslimleri vahşice katliam ettiğine işaretle, bu arada "İslam" ve değerlerinin en büyük kurban olduğunu ifade etti.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İslam dünyasının sorunlarının çözümü için diyalog ve acıların fark edilerek teamül başlatılmasına vurgu yaparak, İslam adıyla küresel koalisyonda, barış ve şiddetle mücadelede öncü olmaları gerektiğini, sürdürülebilir güvenlik ve güvenli hayatın bütün bölge ve dünya insanlarının hakkı olduğunu ve bu hakkın iade edilmesi gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı, İslam'ın her yerde her ne isim altında işlenen cinayetin cinayet olduğu kendilerini öğrettiğini, mazlum Filistin topraklarında işlenen cinayetler ile Lahor, Beyrut, Şam, İstanbul veya Newyork, Paris ve Brüksel'de işlenen cinayetler arasında hiçbir farkın olmadığını, hepsinin kökü ve zemininin doğru tespit edilmesi ve kararlı biçimde toplu şekilde mücadele verilmesi gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı sözlerinin devamında, İslam ülkeleri arasındaki bütün anlaşmazlıkların çözümü için diplomatik çözüm ve diyalog önceliğine vurgu yaparak, büyük güçler ve Siyonizmin bu bağlamda rol ifa etmesine izin vermemeleri gerektiğini kaydetti.

Ruhani, İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin her alanda gelişmesi, bilimsel ilerlemeleri ve sürdürülebilir güvenliğinin İslam dünyasının güvenliği ve ilerlemesi olduğunu hatırlatarak, İran İslam Cumhuriyeti'nin teşkilatın bütün üyelerinden İran'ın bilimsel, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel potansiyelini kendine ait olarak görmelerini isteyerek, İran'ın diğer İslam ülkelerine aynı şekilde baktığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, işgal rejimi İsrail'in kadın ve çocuk başta olmak üzere işgal topraklarında ve Gazze'de masum Filistinlileri katliam ettiğine işaretle, Batılı güçler başta olmak üzere uluslararası toplumun sessizliği eşiğinde İsrail rejiminin vahşiliğine devam ettiğini esefle dile getirdi.

Katılmcılara seslenen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bölgede her türlü tansiyon ve gerilimden uzak durularak, şeffaf şekilde bölgesel ve uluslararası politiklarıyla, İslam ümmetinin birliği ve dayanışmasını arttırmak için her daim çaba gösterilmesi ve İslam ülkeleriyla ilişkilerin takive edilmesinin her zaman esas öncelikleri olarak belirlmeleri gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Hsan Ruhani, İslam ülkeleri liderlerine hitaben yaptığı açıklamada, herkes için ne Suudi Arabistan'ın İran'ın sorunu olduğu ve ne de İran'ın Suudi Arabistan'ın sorunu olduğu açık olduğunu, asıl sorunun cehalet, taassup ve radikalizme sarılmak olduğunu, hepimizin sorununun İslam dünyasındaki anlaşmazlıklar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkan ayrıca, İran'ın her zaman İslam ülkeleri ve Müslümanları saldırı, tehdit, işgal ve terörizme karşı desteklediğini ve desteklemekte olduğuna temasla, teröristlerin Bağdat ve Erbil kapılarına dayandığında, İran'ın Irak halkı ve hükümetinin yardımına koştuğunu, hakeza Şam'ın teröristlerin işgaline maruz kaldığı sırada İran'ın Suriye'nin yanında durduğunu hatırlattı.

Ruhani, Gazze'nin Siyonistlerin saldırısına uğradığında, yiğit Hizbullah ve İran'ın Filistin halkının yanında durduğunu söyleyerek, İsrail rejiminin Lübnan'a saldırdığı sırada da, yine Hizbullah'ın Lübnan'ı ön cephede savunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı, teröristler ve saldırganların herhangi bir İslam ülkesi veya İslami kutsal mekanları tehdit etmesi ve kendilerinden destek istenmesi halinde tereddüt etmeden mazlum Müslümanlara yardım edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani konuşmasına yine Kuran-ı Kerim'den bir ayet okuyarak son verdi, İslam dünyasını itidale davet etti.