SUUDİLERİN YEMEN İŞGALİNDEKİ AĞIR KAYBI


Suudi Hanedanı’nın gizli sırlarını deşifre ettiğinden dolayı meşhur olan Müçtehid rumuzlu Arabistanlı sosyal medya fenomeni, Suudilerin Yemen savaşında verdiği on bin kişilik kaybına değinerek “Suudi veliahdının halefi Muhammed bin Selma’nın Yemen’de batağa saplandığını ve oradan çıkamadığını” ifade etti.

Tesnim Haber Ajansı - Sosyal medya fenomeni “Müçtehid” twitter sayfasından yaptığı son paylaşımda “İkinci veliaht ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman’ın, Yemen işgalinde saplanıp kaldığına ve oradan geri çekilme yöntemi hususunda çıkmazda olduğuna” değinerek şöyle yazdı: Muhammed bin Selman, Yemen’de batağa saplanmıştır. Artık ne zafer elde edebiliyor, ne ateşkes yoluyla savaşı durdurabiliyor ne de Husiler ile tam bir anlaşmaya varabiliyor.

Muhammed bin Selman Yemen’de savaşı sonlandırmak istiyor ve bu uğurda Birleşmiş Milletlerin “Husilerden silahlarını teslim etmelerini, (istifa edip firar eden cumhurbaşkanı) Abdurabbih Mansur Hadi’nin meşruiyetini kabul etmelerini ve şehirlerden çıkmalarını” öngören kararlarından tamamen vaz geçmeyi düşüyor. Muhammed bin Selman’ın bu isteğinin sebebi, Suudi güçlerinin verdiği kayıpların çokluğudur. Suudiler bu işgal sonucunda verdikleri kayıpların sayısı dört bin ölü ve altı bin yaralı sınırını aşmıştır.

Diğer bir sebebi ise, ikinci veliahdın Yemen’deki savaşı sonlandırmaya ve Arabistan’ın yüzlerce milyar dolarlık maddi zararlarını öngören karardan vazgeçmeye aşırı istekli olmasıdır. Arabistan’ın mal ve can kayıpları gün geçtikçe artmaktadır ve durumun düzelmesinden yana da ümitler kesilmiştir. Bütün bunların yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri Yemen’de el-Kaide’nin yayılması ve sivillerin katledilmesi hususunda Arabistan’ı sorumlu biliyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, Arabistan’ın hava saldırılarının sivillerin katledilmesine, onların evsiz ve barksız kalarak en temel insani haklardan mahrum kalmasına sebep olduğunu belirtmişlerdir. Bu kuruluşların raporuna göre; hayatını kaybedenlerin yüzde doksanını siviller oluşturuyor. Diğer taraftan el-Kaide terör örgütü Yemen’deki nüfuzunu artırmış, çok miktarda silah ve para ele geçirmiş ve büyük ölçüde stratejik kazanımlar elde etmiştir. İşte bu da Amerika’nın Muhammed bin Selman’ı bu durumdan sorumlu tutmasına sebep olmuştur.

Savaşın devam etmesi, bu sorunların ve olumsuz sonuçlarının artması anlamındadır. Bu da Muhammed bin Selman’ın veya ailesinin tamamının kaybetmesine sebep olabilir. Dolayısıyla o, Birleşmiş Milletlerinin kararları olmaksızın Yemen’de savaşı sonlandırma peşindedir.
Muhammed bin Selman’ın sorunu, Yemen içerisindeki (Abdurabbih Mansur Hadi) taraftarlarının bunu onun (Muhammed bin Selman’ın) açık ihanet, hakaret ve aşağılaması olarak değerlendirmeleridir. Çünkü Muhammed bin Selman onları Husilerin elinden kurtaracağını iddia etmişti. Dolayısıyla Mansur Hadi taraftarları cephesi müzakerelerde anlaşma sağlamayacaklardır. Hatta Mansur Hadi kabul etse bile beraberindekilerden bazıları kabul etmeyecek ve onun meşruiyetine karşı ayaklanacaklardır. Bu da Muhammed bin Selman açısından birkaç yönlü ve ağır bir yenilginin ilan edilmesi demektir.

Kısacası Müçtehid şöyle diyor: Senaryolar, Kuveyt’teki müzakerelerin dağılması ile bombardımanın yeniden başlaması, Husilerin Arabistan topraklarına yürüyerek intikam alması, Muhammed bin Selman’ın Husilerle barışa razı olması ve direnişi bir kenara bırakması arasında git gel yaşayacaktır.

Suudilerin Yemen işgalindeki en açık müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’nin koalisyondan çıkma kararı alması ve Yemen’e dönmesi Amerika’nın yardımıyladır. Birleşik Arap Emirlikleri’nin el-Kaide’ye karşı askeri güçlere katılma isteği, Amerika’nın gözetimi altında yeniden olayların yaşandığı sahneye geri dönme kararı anlamına gelmektedir. Bu da tahta koalisyondan kibarca çıkmak sayılmaktadır.

Birleşik Arap Emirlikleri bir taraftan koalisyona sırtını dönüyor ve diğer taraftan el-Şallal komutanlığındaki Güney Yemenlilerin Herak hareketi milisleriyle işbirliği yapıyor ve şimdi ise koalisyonun etrafından dolanarak el-Kaide’ye darbe vurmak için Amerika ile işbirliğine girişiyor.

Muhammed bin Zayid’in Aden kentinde emniyetin sağlanması için verdiği 100 günlük sürenin son bulduğuna ve her hangi bir kayda değer ilerlemenin kaydedilmediğine değinen Müçtehid şöyle ekliyor: Muhammed bin Zayid’in Suudi koalisyonunun Aden kentini ele geçirmesinin ardından emniyetin sağlanması için verdiği yüz günlük süreye benim selamımı ulaştır.

Şu anda Yemen’in şehirleri arasından güvenliği en kötü şehiri Aden kentidir.