BAHREYN - İNGİLTERE İLİŞKİLERİNİN PERDE ARKASI DEŞİFRE OLDU!
Bahreyn el-Vefa akımı sözcüsü, Bahreyn Kralı tarafından tayin edilen “Gerçekleri Bulma Komisyonu” başkanının Al-i Halife ile ekonomik anlaşmalar yaptığını bildirdi.
Tesnim Haber Ajansı - Bahreyn el-Vefa akımı liderlerinden ve bu akımın sözcüsü olan Seyyid Mürteza el-Sindi, Tesnim haber ajansı muhabirine verdiği röportajında Al-i Halife tarafından ihlal edilen insan haklarının son durumunu değerlendirirken şu açıklamalarda bulundu: Bahreyn’de insan hakları ihlalinin son örneği, Bahreyn insan hakları savunucusu Bayan Reyhane Musevi ile ilgilidir. O, üç yıl hapis yatmanın ardından Al-i Halife hapishanesinden çıktıktan sonra yaptığı basın açıklamasında “hapishanede işkence gördüğünü ve kendisinin elbiselerini çıkardıklarını ve çıplak bırakıldığını” açıklamıştı ve bu mesele Bahreyn’de geniş çaplı itirazlara sebep olmuştu.
Bunun ikinci örneği ise Mahmud Şerif Bassiouni’nin Bahreyn ile yaptığı yolculuk ile ilgilidir. O, bu yolculukta kendisinin “Gerçekleri Bulma Komisyonu” başkanı olarak yaptığı tavsiyeler üzere Bahreyn hükümetinin tutumlarından vazgeçtiğinden ötürü bir kutlamam düzenledi. Oysaki geçen zaman zarfından emniyet güçleri tarafından Bahreyn vatandaşlarının tutuklanması ve işkence görmesi gibi sayısız insan hakları ihlali gerçekleşti. Geçen ay yayımlanan haberlere göre, emniyet görevlileri içişleri bakanlığı binasındaki cinayetleri araştırma hapishanesinde hapsedilen bir kıza defalarca tecavüz etmişlerdir.
Bu konu halkın tepki ve öfkesini de beraberinde getirdi ve öfkeli halkın yaptığı gösteride bir polis memuru da öldürüldü. Onun ardından güvenlik güçleri özellikle Kerbabad köyünde olmak üzere geniş çapta halkı tutuklamaya başladı. Bu konu ve Reyhane Musevi’nin deşifreleri, Bahreyn hükümetinin insanların namuslarını çiğneme siyasetini sürdürdüğünü gösteriyor.
Seyyid Mürteza şöyle ekledi: Bahreyn İçişleri Bakanlığı resmi sözcüsü yaptığı bir konuşmada tutuklulara cinsel tecavüz yapıldığını reddetti. Ancak bu hususta oldukça fazla belge bulunmaktadır. Bu tür suçlar, İçişleri Bakanlığı binasında bakanlık görevlileri tarafından defalarca tekrarlanmıştır.
El-Sindi şöyle açıkladı: Bassiouni dört yıl aradan sonra tekrar ülkemize geldi. O, raporunda insan hakları ihlallerinin gerçekleştiğine, dini özgürlüklerinin ihlal edildiğine, belirli bir taife ve mezhebe (ki Şia mezhebidir) kapsamlı bir şekilde saldırılmasına ve insanların namuslarının çiğnendiğine vurgu yaptı. O, aynı şekilde Şubat ayından Mart ayı süre zarfından Bahreyn hapishanelerinde cinsel tacizlerin yaşandığı 8 vakıaya belgeleriyle birlikte değindi. Bassiouni aynı şekilde Al-i Halife rejiminin 38 camiyi yıkma, 4 mahkûmun ölümüne sebep olan işkence ve Al-i Halife hapishanelerindeki diğer mahkûmlara işkence gibi canice girişimlerine belgeleriyle değinmişti.
Bu Bahreynli rejim karşıtı muhalif Bassiouni hususunda şu açıklamada bulundu: Görüldüğü kadarıyla Bassiouni’nin yayımladığı raporun üzerinden dört yıl geçmesinin ardından bugün Bassiouni’nin emniyet güçleri ve hâkim yetiştirme alanında faaliyet gösteren özel kurumu ile Bahreyn İçişleri Bakanlığı ve rejim arasında yarım milyon dolarlık bir ticaret anlaşması gerçekleşmiştir.
El-Vefa akımı sözcüsü şöyle ekledi: Aslında Bassiouni bu kez bu ticari anlaşmayı imzalamak üzere Bahreyn’e gelmiştir ve hükümet de Bassiouni’nin raporunda belirttiği tavsiyelerin tamamının rejim tarafından yerine getirildiği unvanıyla göstermelik bir tören düzenledi. Bir tarafta Al-i Halife ve Bassiouni bu kutlamayı yaparken diğer tarafta ise rejim hapishanelerinde kadın ve çocuklar tutuklu bulunuyor ve düşünce özgürlüğü bastırılmaya devam ediliyor.
Bugün siyasi cemiyetlerin liderlerinin tamamı hapishanelerde tutuklu bulunuyor ve barışçıl gösterilere engel olunuyor. Aynı şekilde gençlerimizden çoğu hapishanelerde tutuklu bulunuyor. Buna rağmen Bassiouni Al-i Halife ile ticari anlaşmalar imzalamak ve onlardan bir miktar para almak için Bahreyn’e gelerek Bahreyn halkının haklarını ayaklar altına alıyor.