Erdoğan’ın İran Karşıtı Konuşması Dönemsel Ve Ortamın Etkisindendir/ Suriye’de Kendi Elimizi Zayıflatamayız/ Irak Devleti Normal Devlet Değil Barzani’yi Denge Amaçlı Destekliyoruz


Erdoğan’ın İran Karşıtı Konuşması Dönemsel Ve Ortamın Etkisindendir/ Suriye’de Kendi Elimizi Zayıflatamayız/ Irak Devleti Normal Devlet Değil Barzani’yi Denge Amaçlı Destekliyoruz

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal,Keşke Astana’dan önce Türkiye ile İran otursalardı ama Rusya buraya girdi burada İran’ı desteklemek için mi yoksa İsrail’i desteklemek için mi girdi ben emin değilim.

Tesnim Haber Ajansı - İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, İran'a gerçekleştirdiği ziyaret esnasında Tesnim Haber Ajansını ziyaret ederek, Türkiye’nin iç ve dış siyaseti ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı.

Ahmet Uysal ile yapılan röportajın 2. Bölümü:

Tesnim: Darbe girişiminden sonra İran Türkiye için endişe duydu ve Türkiye’ye çok destek verdi ama Türkiye bazı sorunlar nedeniyle Türkiye İran ilişkilerini sertleştirdi neden böyle? Türkiye’nin siyasetinde anlık değişimler var akşam kardeşiz sabaha düşman olabiliriz. Türkiye’nin İran’a karşı siyasetini belirleyen kriterler neler?

Uysal: Bunu ben çok duydum amabence Türkiye bir günde siyaset değiştirmiyor. Suriye konusunda Türkiye bunu beraber çözelim hatta Rusya’ya gerek kalmasın dedi ama İran Obama dönemindeki boşluktan da yararlanarak bölgede güçlü olduğunu düşündü. Saddam’a da İran’a Kuveyt’e saldır sana burayı vereceğiz dediler ama olmadı. Biz buraların gerçek sahibiyiz ama burası sadece bizim de mücadele alanımız değil. Rekabet olabilir ama çatışma yanlış. Silah lobisi, petrol lobisi bölge ülkelerinin bir birine karşı çarpıştırıyor kendileri kar ediyorlar. Türkiye, Suriye konusunda çok çaba sar etti Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi ama İran Esad konusunda katı bir tutum sergiledi. İran’ın çözüm önerisi hiçbir şey olmamış gibi başa dönelim, bu imkansız! Esad konusu zaten olmaz, Suriye’den kaçanların birçoğu Esad’ın bombalarından kaçtı, az bir kısmı IŞİD’den kaçtı.

Tesnim: Nerden belirliyorsunuz bu Esad’dan kaçmış bu IŞİD’den?

Uysal: Yani Türkiye’ye gelen 2 milyon kişi IŞİD ortaya çıkmadan geldi.

Tesnim: IŞİD’den önce başka gruplar vardı silahlı çatışma yaşanıyordu.

Uysal: Vardı. Ama esas kaçış şehirler bombalanmaya başlayınca, IŞİD öncesinde kaçtılar. Hiçbir şey olmamış gibi Esad geri dönse bu insanlar Esad’ı kabul etmez. 3 milyon Türkiye’de var, 2 milyon Lübnan’da var benzer şekilde Ürdün’de var. Bu insanları geri döndürmek çok zor. Şimdi insanalar da bu Suriyelileri görünce bir dönem Esad’a kızdılar ama sonra bunun arkasında İran var diye İran’a kızmaya başladılar. Türkiye’de kamuoyu önemli olduğu için bu da etkili oldu. Keşke Astana’dan önce Türkiye ile İran otursalardı ama Rusya buraya girdi burada İran’ı desteklemek için mi yoksa İsrail’i desteklemek için mi girdi ben emin değilim.

Tesnim: Sizin söylediğinizin tersi söylemler İran’da da var. İran yetkilileri biz defalarca sorunu çözmek için girişimde bulunduk açıklaması yapıyorlar ve Türkiye; teröristleri, size göre ılımlı silahlı muhalifleri, eğit-donatla destekleyerek, lojistik bilgi vererek, savaşın uzamasına neden oluyor deniliyor.

Uysal: İran tarafından bizi üzen bazı haksız suçlamalar var.Türkiye bazı grupları destekliyor ama bunlar selefiler değil ılımlılar, mesela ÖSO’yu destekledi ve bunlar da IŞİD’le savaştı, IŞİD bunlardan bazılarını ele geçirdi şimdi bunlar bize tehdit oluşturuyor.

Tesnim: Türkiye silahlı örgütleri desteklemekle siyasi çözümü engelliyor.

Uysal: Yok öyle de değil. Türkiye hem Cenevre’de hem Astana’da siyasi çözümü destekliyor. ABD ve Avrupa bilgisi olmadan IŞİD olmaz. Bunlar kasıtlı bir şekilde adam toplayıp bölgenin başına musallat ettiler.

Tesnim: İşte bu teröristler Türkiye’den geçiyorlar.

Uysal: Bağdat’tan da geçiyorlar. IŞİD’in çıkışı Bağdat. İlk başta Esad’la da savaşmadılar, Türkiye’nin desteklediği grupları hedef aldılar. IŞİD bu gün en fazla Türkiye’ye saldırıyor. Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğine yönelik söylemler haksız. Türkiye’yi üzüyor.

Tesnim: İran hiçbir zaman Türkiye IŞİD’i destekliyor demedi, Türkiye’nin silahlı muhalifleri desteklediğini söyledi. Bunu siz de kendinizde açıkça söylüyorsunuz.

Uysal: Yok!

Tesnim: Silahlı örgütleri desteklemek yani çözümsüzlük demek. Bu da her iki ülkenin de birbirine karşı olmasına neden oluyor. Söylediğiniz gibi yani İran Esad'ın üzerinde katı davranıyor, Türkiye’de silahlı muhalifler üzerinde katı davranıyor.

Uysal:  İran da Haşdi Şabi'yi destekliyor.

Tesnim: Haşdi Şabi, Irak'ın anayasasına dayalı bir grup ve Irak'ın silahlı kuvvetleri komutasında bir grup ama Türkiye'nin desteklediği silahlı örgütler nereden komuta alıyorlar, hangi kanunlara ve kurallara uygun olarak çalışıyorlar? Bunlar dünyada olan kurallar karşı çıkarlarsa ki çıkıyorlar o zaman nasıl suçlanacak, nasıl ceza verilecek?

Uysal: Ama Esad ülkesinin üçte ikisine hakim olmayan bir yönetimden bahsediyoruz.

Tesnim: Silahlı örgütlere karşı savaşan bir devletten bahsediyoruz?

Uysal: Şimdi silahlı örgütlere toplumun bu kadar desteği varsa, zalim bir yönetim olmasını bir kenara bırakalım, burada aciz bir yönetim var demektir.

Tesnim: Türkiye'nin güneydoğusunda da aynı durum var. Yani 30 yıldan sonra asker ilk kez bir köye giriyor, açıklamalar var gazetelerde yazıyor. 30 yıldan sonra ilk kez bu köye girebildik, hani burada yönetim yok, devlet yok şimdi burada başka bir hükümet kurabilir mi? Ya da başka bir ülkenin güneydoğuda olan silahlı örgüte destek vermesini meşru görebilir misiniz?

Uysal: Siz Esad'ın aynı şekilde kalmasını istiyorsunuz yani?

Tesnim: Ben sizin mantığınızla aynı durumda olan Türkiye’nin güneydoğusunu analiz ediyorum.

Uysal: Şimdi Suriye’yi çözemeyiz, sizin de yetki alanınız değil ama Türkiye şuanda kendi gücüyle içindeki terörü bitiriyor. Yani PKK'ya dışarıdan da destek olunmasına rağmen, Kürt halkı artık PKK’ya destek vermiyor artık ve içeride çok azaldı. Türkiye her yere hakim oldu ama Esad hakim olamadı. Hizbullah geldi Esad hakim olamadı, İran geldi Esad hakim olamadı, Rusya geldi ve hala da bu yetersiz kalıyor yani işte Türkiye girdi Özgür Suriye Ordusu’yla IŞİD’le savaşıyor. Çoğu da IŞİD'i bahane olarak kullandı ama neyse bu konu bizim çözebileceğimiz bir konu değil. Suriye'de özellikle bu mezhepçilik hassasiyetini artıran bir şeyde oldu. Suriye'de Türkiye'nin mezhepçilik yaptığını düşünmüyorum. Ama Esad'ı suçlarken (Baas rejimidir özünde sosyalist bir rejimdir, dinle çok alakası yoktur) İran'da birleşince mezhep savaşı algısı oluştu.  Bunları bir an önce aşmak için Suriye çözümünü öncelemek lazım yani Suriye'nin çözümü için Türkiye ve İran olarak verebileceğimiz çözüm sadece Rusya'nın önereceği çözümden sadece Amerika'nın önereceği çözümden hatta ikisinin önereceği çözümden bize daha fazla faydası olur. Bölgeye daha fazla faydası olur. Bizim buna çalışmamız lazım. Yani Rusya çağırdığı için bir araya gelmeyelim. Biz kendimiz bir irade göstererek bir niyet göstererek, tamam pozisyonlar farklı olabilir birinin terörist dediği gruba öteki savaşçı diyebilir özgürlük savaşçısı vs. bunlar hani olabiliyor ülkeler arasında ama mesele artık kanı durdurmak. Şimdi artık ateşkesle beraber artık kanama durdu duruyor mesela ama Esad köyleri kasabaları hala bombalıyor yani terörist bile olsa şimdi, kaçan insanların hepsine terörist dedi Esad, bombalıyor kaçıyor 3 milyon terörist olsa 3 milyon teröristle baş edemezsin mümkün değil. Bunlar terörist değil bunlar kaçan masum halk.

Tesnim: Terörist elinden kaçan ile Esad elinden kaçanı nasıl ayırt ediyoruz? İki silahlı grup savaşıyor köyde, köy halkı kaçıyor biz nerden biliyoruz bunun elinden mi kaçtı bunun elinden mi kaçtı? Bunu Türkiye desteklemiş, İran desteklemiş.

Uysal: Varil bombalarını kim atıyor?

Tesnim: Terörist eylemleri kim yapıyor? 

Uysal: İşte o kadar basit değil, size belki o kadar basit geliyor ama bizim yanımızda bu ve insanlar o bombalar artınca hemen sınırımıza koşuyor ve Mardin’de, Antep’te şehrin çoğunluğu Suriyeli olmaya başladı. Bunlar hem ekonomik olarak yük hem bazen sürtüşme sıkıntılar oluyor. Bunların birçoğunun memleketine gerine dönmesi lazım. Bizim çözümü hızlandırmamız lazım ama hiçbir şey olmadı hadi hepsini Esad'a tekrar geri verelim yani on yıl önce olduğu gibi bu olmaz. Çünkü bu dereden çok su aktı . Bu durumun İran'a da faydası yok, İran'ı da zayıflatıyor ekonomik olarak, siyasi olarak, imaj olarak yani İran'a sempati çok yüksekti Türkiye'de hala var ama hani bu baya zarar gördü birçok ülkede. Sonuçta Amerika gider biz buradayız, Rusya gider biz yine buradayız, biz komşuyuz, Araplar da komşumuz hep beraber Farsı, Türkü yaşayacağız yani o yüzden çözümü yine bizim yönetmemiz gerekiyor.

Tesnim: Bu çözüm açısından bakarsak şimdi bu Fırat Kalkanı konusunun bu çözüm ile nasıl bir ilişkisi var, Türkiye Fırat Kalkan Operasyonu'yla bir çözüm bulmanın mı peşinde? Siz IŞİD’in bahane olduğunu söylediniz.

Uysal: Yok bahane değil, IŞİD'in Türkiye sınırlarında toprağı vardı. Türkiye komşuydu yani şuan 50 km, 100 km öteye itti. IŞİD tehdit olmaktan çıkıyor kim var yerinde Özgür Suriye Ordusu var.

Tesnim: Peki Türkiye Suriye konusunu nasıl çözecek?

Uysal: Türkiye, İran, Rusya, Amerika bunlar razı olacak. Amerika'yı ben olsun diye söylemiyorum ama Amerika bölgede.

Tesnim: Yani Fırat Kalkan Operasyonu'yla nasıl çözecek?

Uysal: İşte yani iki tane tehdit terör grubu var. Türkiye bunların alandaki gücünü azaltıyor şimdi birkaç yer aldı Cerablus’u aldı işte Elbab'ı aldı, IŞİD'in aldığı yerleri azaltmış oluyor. PKK’nın da ayrıca orda bağımsız bir PKK devleti, Kürt devleti demiyorum ben, kurmasına izin vermek istemiyor ve belki Batı istiyor ama pazarlık devam ediyor yani.

Tesnim: Türkiye aldığı toprakları ne yapacak?

Uysal: Suriye halkına verecek. Esad’a vereceğini mi düşünüyorsun?

Tesnim: Kime verecek yani?

Uysal: Halkının razı olacağı birine verecek.

Tesnim: Türkiye orada başka bir hükümet mi kurmak mı istiyor?

Uysal:  Türkiye kurmak istiyor değil, Suriyelilerin istediği, razı olduğu bir çözüm önerilecek. Şimdi Esad'ı getirirsen Suriyelilerin buna razı olmayacağı anlaşıldı ama geçiş olarak belki kalabilir, belki kalmaz. Bu ülkelerin yapacağı pazarlık, bizim işimiz değil ama sonuçta ülkede alevi azınlığın hakimiyeti var. Suriye'de yönetimde ağırlığı olan bunlarında yer aldığı; işte Sünnilerin diğer grupların, belki Dürzilerin, Hıristiyan grupların yer aldığı herkesin kabul ettiği bir yönetim olmalı. Batı ülkelerinde, Türkiye'de veya İran'da nasıl bir yapı varsa, işleyen bir yapı, ortak karar verilecek bir yapı olmalı. Ama Baas yapısının Suriye'yi bir arada tutamayacağı yani yönetmeyeceği ortaya çıktı. Esad her yeri ele geçirse bile kim yeniden inşa edecek yine bir destek lazım, Türkiye'nin desteği lazım, belki Körfezden para lazım, İran da destek olacak ama İran bunu tek başına inşa edebilir mi? Edemez yani sonuçta çözüm üretmek içinde çok taraf lazım. Sonuçta hani hiçbir şey olmamış gibi davranamayız dediğimiz şey o. Yani bir şekilde işbirliği, ortak proje, ortak çalışma gerekiyor. Biz buraya diğer ülkelerin girmesine ne kadar müsaade edersek kendi elimizi zayıflatmış oluruz. Burada özellikle İran’la Türkiye’nin işbirliği çok mühim.

Tesnim: Sizce Türkiye ordusu ne zaman geri dönecek?

Uysal: Türkiye, hem PKK hem IŞİD terörünün tehlikesi kalmazsa döner. Türkiye zaten Özgür Suriye Ordusu'na destek veriyor, işgal etmiyor. Türkiye’nin; Irak'ı, Suriye'yi, İran'ı veya Yunanistan'ı istikrarsızlaştıralım diye bir politikası yok yani bunu birisi çıkıp söyleyemez ama Suriye'deki istikrarsızlık gerçekten biz olalım olmayalım yani biz tabi varız ama tabi burası bize bir tehdit oluşturuyor. Irak’ta işte Amerikan işgalinden sonra bir boşluk oluştu ve PKK burada palazlandı ve bize tehdit oluşturuyor, saldırıyor, bombalıyor sadece dağlarda değil şehirde de patlatıyor. Yani kendi güvenliğini sağlar ve oradan bir tehdit gelmezse, IŞİD biterse, PKK biterse o zaman bizim bir işimiz olmaz.

Tesnim: Hizbullah, Haşdi Şabi de bölge de bir tehdit kalmadığında geri döneceğiz diyor.

Uysal: Ama onlar aciz bir devlete yardım ediyorlar. Esad aciz bir devlet.

Tesnim: Resmi bir devlet.

Uysal: Resmi olabilir, siz ayakta tuttuğunuz için resmi.

Tesnim: Sizin söylediğiniz aynı mantıkla bakacak olursak, şimdi 3. bir devlet PKK’ya destek versin ne olur? Türkiye’de öyle yerler var ki 30 yıldır oraya memur gidememiş.

Uysal: Yok! gidememiş diye bir şey yok.

Tesnim: Asker açıklama yaptı ancak 30 sene sonra biz köye girebildik. Yani aciz bir devlet.

Uysal: Yok öyle bir şey yok bence, girmek istememiştir.

Tesnim: Resmi açıklamalar var. Orda acizlik varsa bu da acizliktir. O zaman Amerika'nın PKK’ya olan desteği de meşrulaşıyor. Çünkü Türkiye'de aynı mantıkla Esad karşıtı silahlı örgütlere destek veriyor.

Uysal: Yok! Öyle bir şey yok.

Söylemdir, gazete haberidir. Türkiye'de öyle devletin giremediği yer yok, gerçekten giremediği yer yok. Tamam, bazen vur kaç bilmem ne oluyor ama yani o söylem, bir gazete haberidir.

Tesnim: Ama devlet yetkilileri söylüyorlar; PKK burada halktan haraç alıyordu, yoları kesiyordu böyle işler vardı.

Uysal: Nerde var bu.

Abartmadır! Birde devlet ihmal etmiştir yoksa yapamadığından değil yani devlet bir yere hakim olamıyorsa zaten yani büyük bir sorun var demektir. Zaten en son geçen yıl PKK hendek savaşı oluşturmaya çalıştı. Hendek savaşının amacı burada kanton oluşturmaktı ve bunu başaramadı. PKK çok kötü bir başarısızlık gösterdi. Yani hesapları tutmadı. PKK’ya dışarıdan bir sürü destek olmasına rağmen PKK ile mücadelede Türkiye başarılı. Ama Esad'a dışarıdan devlet desteği olmasına rağmen, Esad hala çok ciddi bir zaaf içerisinde yani tabi bunları çok uzatmaya gerek yok, zaten az çok biliniyor.

Tesnim: Türkiye'nin İran'a karşı siyasetlerini belirleyen kriterler neler bu soruya cevap vermediniz.

Uysal: Türkiye’nin İran'a karşı bir kere bir husumeti yok. Türkiye istikrarlı, güçlü İran'ı ister yanında. Ekonomik olarak da birbirimize ihtiyacımız var var. Türkiye'nin enerjiye ihtiyacı var, İran'da ambargolardan dolayı nefes almak istiyor. Türkiye en zor zamanında İran'ın yanında oldu, ambargo zamanında hatta şimdide işte Amerika'da bir dava devam ediyor bu ambargoları kaldırmak için. Nükleer Anlaşmada da İran'ın yanında bulundu. Brezilyayla yaptığı anlaşmada, yani İran'ın Nükleer Enerjiye sahip olma hakkını savundu.                       

Türkiye’nin İran politikasında, prensip olarak büyük bir sıkıntı yok ve bunu devam ettirmeye çalışıyor ama karşı taraf medyanın bazen kışkırttığını görüyoruz bir dönem mesela Erdoğan ve ailesine dair haberler yapıldı bu IŞİD’ci gibi. Hatta en son Rus elçisini öldüren FETÖ’cüyü alıp Osmanizim IŞİD diye başlık atıldı bunlar çok acımasız, insafsız denilecek şeyler.

Tesnim: İran’ın devlet kademesinden resmi olarak bu açıklamalar yapılmadı ama Sayın Erdoğan, Körfez ülkelerini ziyareti sırasında İran karşıtı açıklamalarda bulundu ve ardından Sayın Çavuşoğlu’nun; Adil el Cubeyr ve İsrail Dışişleri Bakanıyla aynı zamanda ve aynı mantıkla İran’a saldırdı.  İran da Türkiye’nin İran’a karşı siyasetinin Arap parasından yani sıcak paradan ve İsrail’le olan pazarlıklardan dolayı etkilendiğini düşünüyor.

Uysal:Yok, o dönemseldir belki orada bulunduğu ortamın etkisinden olabilir. Tabi bu mezhep hassasiyeti biraz daha fazla gibi geliyor. Türkiye biraz daha mezhepçilikten uzak durmaya çalışıyor başta Cumhurbaşkanı Erdoğan Necefe gitti ve ne Sünni’yim ne Şia’yım önce Müslümanım dedi mesela bunu başka bir Müslüman liderden duymuyorsunuz yani İran’ın mezhepçilik yaptığına dair bir kanaat biraz daha artmaya başladı.

Tesnim: İran da İslam dünyasında her zaman Sünni örgütleri destekliyor.

Uysal: Bu olabilir ama bu algı arttı daha sonra ama bu ilişkileri koparacak ve hemen Türkiye’yi düşman safına koyacak bir durum yok. Bazen dost acı söyler gibi de düşünmek lazım. İlla her şeyi de bunu düşmanlıktan diyor değil de bazen birbirimizi eleştirmekte lazım bu çerçeveye alalım yani her eleştiriyi düşman yerine koymakta doğru değil uzun bir geçmişiz var birçok konuda da iş birliğimiz var bazen de fikir ayrılığı olabilir.

Tesnim: Türkiye’nin söylemlerinde; bölgede toprak bütünlüğünü koruyoruz ve destekliyoruz açıklamaları var ve Suriye’ye girmesinin nedenlerinden bir tanesini de bunu gösterdi ki Kürt koridorunun oluşmasını engelliyoruz. Ama aynı zamanda Irak konusuna geldiğinde, Türkiye siyasetlerinde Erbil’e Bağdat’tan daha çok önem veriyor ve sanki Erbil’i Bağdat’a karşı bir baskı aracı gibi kullanıyor. Şimdi burada bir paradoks yok mu? Suriye’ye toprak bütünlüğünü korumak için giriyorum diyor ama diğer tarafta Erbil’i Bağdat’a karşı destekliyorum ve ona önem veriyorum diyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uysal: Bunun iki boyutu var birincisi; Irak anayasasına göre zaten Kürt bölgesi kendi içerisinde özerk ve Türkiye’nin burasıyla görüşmesinde engel yok. İkincisi; PKK tehdidi var. PKK tehdidi bizim başka bir Kürt tarafıyla iyi geçinmemizi daha doğrusu bunu dengelememizi gerektiriyor. Maliki döneminde Türkiye’ye karşı gereksiz bir şekilde mezhepçilik denecek bir siyaset güdüldü. Hatta bu ortam belki İŞİD’in bile işini kolaylaştırdı o yüzden de Maliki düştü. Merkezi hükümet Türkiye’ye karşı çok olumsuz bir tavır aldı dolayısıyla yani çok ciddi bir mücadele yaşanan ortamda Türkiye’nin Kuzey Irak bölgesiyle, Barzani ile Talabani ile görüşmesi normal. Hatta Türkiye Barzani’nin ayrılmamasını teşvik ediyor.

Tesnim: Türkiye’den böyle bir açıklama yok üstelik Barzani’ye ekonomik ve askeri destek de veriyor.

Uysal: Doğru, destek veriyor ama Barzani kaç yıldır bağımsızlık ilan edecekti. Türkiye razı olmadığı için edemiyor.

Tesnim: Sadece Türkiye razı olmadığı için demek doğru olmaz, İran’da bunu istemiyor.

Uysal: Türkiye orada Barzani’ye sakin ol, gaza gelme gibi uyarılarda bulunuyor. Tamam, İran’da istemiyor ama Amerika’da istiyor olabilir.

Tesnim: İlk defa Hillary Clinton ve Joe Biden Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiğini açıkladı İran değil buna ne diyorsunuz?

Uysal: Biden’ın dediği delil midir?

Tesnim: Türkiye ne zaman terör örgütlerine karşı operasyon yaptığında, Ankara ve İstanbul’da 500-600 IŞİD üyesi gözaltına alınıyor hapishaneye gönderiliyor. Nasıl oluyor Türkiye’nin içinde bu kadar terör üyesi bulunuyor?

Uysal: Bunlar sürekli farklı yerlerde gizli hücrelerde IŞİD’e yeni üye kazandırıyorlar, bazen devlet yeni öğreniyor, bazen de turist diye geliyorlar son yaşanan Reina olayında olduğu gibi. Bazı durumlarda bütün örgütü çökertebilmek için biraz beklenebiliyor, bunların dışarıda olmasına izin veriliyor. Türkler içerisinde IŞİD’e çok az katılım var. IŞİD Türkiye’de zemin bulamıyor. Araplardan, Orta Asya’dan, Kafkaslardan, Avrupa’dan getiriyor.

Tesnim: Yani hepsi yabancı mı?

Uysal: Büyük çoğunluğu yabancı. Türkiye’nin 70 milyonluk nüfusuna baktığımızda IŞİD’e katılım çok az.

Tesnim: Türkiye ordusu, Başika’ya Bağdat’ın daveti üzerine gittik dedi ama Bağdat bunun tersini söyledi Türk askerlerini Irak topraklarında istemiyoruz dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım; Haydar el-İbadi bizim seviyemizde değil, bize emir veremez açıklamasını yaptı. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uysal: Bu sözel de olabilir ama biz Irak devletinin daveti üzerine gittik oraya. Orada bize karşı ciddi bir tehdit var. Irak devleti normal bir devletse topraklarında PKK’nın ne işi var.

Tesnim: Ama siz oranın özerk olduğunu, Barzani’nin kontrolünde olduğunu söylediniz.

Uysal: Bir devlet başka bir devlete zarar verecek bir terör örgütünü kendi içinde barındırmaması gerekiyor. Hem IŞİD hem PKK, Türkiye’ye tehdit oluşturuyor. Bu tehdit bittikten sonra Türkiye’nin orada bulunmasına bir gerek yok. Irak önce topraklarını IŞİD’den kurtarsın, PKK da barınmasın bizim orada bir işimiz kalmaz o zaman.

Tesnim: Türkiye IŞİD’e karşı mücadele etmek için önceden gelmeliydi neden Musul operasyonu iyi gidince geldi? Ayrıca Kandil orada değil Kuzey Irak’ta Barzani’nin kontrolü altında bulunan bölgede. Buraların bir biri ile ilişkileri yok. Ayrıca sizin söylediğiniz mantıkla bakarsak Esad diyebilir Türkiye önce Güneydoğuyu halletsin sonra Suriye’ye gelsin.

Uysal: Öyle değil. Irak hükümeti meşru bir hükümettir seçimle gelmiştir. Esad meşru bir hükümet değil, gerçek anlamda bir seçim yapmamıştır.

Tesnim: Konumuz Esad değil sizin söylediğiniz mantıkla Irak için baktığımızda Türkiye’nin konumunu değerlendiriyoruz.

Uysal: İran burada önemli. Maliki döneminde daha mezhepçi katı bir yaklaşım vardı. Irak’ın büyük çoğunluğu da Şii, İran isterse İbadi’yi mezhepçi bir şekilde Türkiye’ye karşı kışkırtabilir, isterse iyi ilişkilerin kurulmasını sağlayabilir. İran’ın, Başika’yı mezhebe yormasına gerek yok bunun siyasi bir karar olduğunu diyebilmeli.

Tesnim: İran’ın İbadi’yi desteklemesine mezhepsel olarak bakıyorsunuz da Türkiye’nin Nuceyfi’yi desteklemesine neden mezhepsel bakmıyorsunuz? Ayrıca mahkeme Nuceyfi’yi terörden suçlu bulmuş ama Nuceyfi Ankara’da istediği gibi geziyor, parlamentoya gidiyor. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Uysal: İşte bunu burada çözemeyiz ama konuştukça bir noktaya varırız. Sadece siyasiler değil bizlerde konuşmalıyız.

En Çok Okunan Röportaj Haberler
En Önemli Röportaj Haberler
En Çok Okunan Haberler