Acem Baharı mı!


Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen konferansa katılan bitmez, İran’da yaşanan gelişmelere ilişkin konuştu…Bölen, göç ettiren, yıkan, katleden “Arap Baharı” sürecinden sonra şimdi de İran’da bir “bahar”ın temeli mi atılıyor?

Tesnim Haber Ajansı - Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen konferansa katılan bitmez, İran’da yaşanan gelişmelere ilişkin konuştu…Bölen, göç ettiren, yıkan, katleden “Arap Baharı” sürecinden sonra şimdi de İran’da bir “bahar”ın temeli mi atılıyor?

BOP dediler, “Arap Baharı” dediler… Irak ve Afganistan’a “özgürlük, barış ve demokrasi”(!) götürdüler… Libya’yı 40 parçaya böldüler… Mısır’da darbe yaptılar... Suriye’de iç savaş çıkarttılar, ülkeyi boşalttılar… Yemen’de “terörle” savaşıyorlar… Görünürde ekonomik gerekçeler ortaya konsa ve dünya kamuoyu ikna edilmeye çalışılsa da, şimdi de “Acem Baharı” için adım atıyorlar!

“İRAN DÜŞERSE SIRA TÜRKİYE’DEDİR”

Saadet Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, “Şu anki karışıklık ekonomik olarak gösterilse de, arkasında mutlak olarak dış güçlerin parmağı olduğunu görüyoruz. Esasen ABD Başkanı Trump, Ortadoğu güvenlik stratejisini açıkladığında bölgede İran düşman ülke olarak görülüyor” dedi.

Bitmez, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Öte yandan İran, Siyonizm’in, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve büyük İsrail’in kurulmasına engel teşkil eden ülkelerden biridir. Bu sebeple İran’ın devrilmesi ya da çökertilmesi gerektiği için peyderpey bu şekilde kaos ve eylem planları devreye sokuluyor. Nasıl ki 15 Temmuz’da İran bize destek olduysa, bizim de şu an İran’a destek olmamız gerekir. İran düşerse sıra Türkiye’dedir.”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Hasan Bitmez, Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğrenci Topluluğu’nun İran İslam Cumhuriyeti Kültür Müsteşarlığı ile ortaklaşa düzenlediği Uluslararası Kültürel Diyalog Forumu’na katılarak, ‘Türkiye ve İran İlişkilerinin Dost ve Kardeş Ülkeler Yaklaşımından Stratejik Müttefikliğe Dönüştürülmesi’ başlıklı bir sunum yaptı.

Hasan Bitmez, D-8 kuruluşu sürecinde Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ifade etmiş olduğu “Türkiye ve İran bir çekirdektir. Bu çekirdeğin etrafında D-8’ler, D-8’in etrafında D-60, 60 tane Müslüman ülke, onun etrafında ezilen yüz ülke. Rusya, Çin, Hindistan, Afrika, Güney Amerika… 5 milyar insanı adil nizam etrafında toplayacağız. İslam Dinarı’na geçeceğiz. Kendi Birleşmiş Milletler’imizi, kendi NATO’muzu kuracağız. Böylece yeni bir dünyayı tesis edeceğiz” cümlelerini hatırlatarak, iki ülke arasındaki ilişkinin İslam ülkeleri ve mazlumlar için bir zaruret olduğunu ifade etti.

İŞBİRLİĞİ, TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR

Konuşmasının son bölümünde ise Bitmez, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye ve İran arasında yakın zamanda oluşturulan ekonomik, siyasi ve güvenlik konularındaki işbirlikleri elbette çok önemlidir. Ancak ülkelerimiz üzerindeki emeller ve gelecekte ortaya çıkacak hadiseler düşünüldüğünde bu işbirliklerinin çok ileri seviyelere taşınması zarurettir.”

HEDEFTE TÜRKİYE VE İRAN VARDIR

Hacettepe Üniversitesi Kampüsü Öğretim Elemanları Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda Hasan Bitmez, son dönemde İran’da yaşanan toplumsal olaylara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bitmez, 11 Eylül’den sonra İslam dünyasına yönelik işgal süreçlerinin devam ettiğini, sürecin Arap Baharı ve vesayet savaşları ile sürdürüldüğünü ifade ederek, “İslami birtakım kavramları kullanarak Batı adına bölgede iş yapan örgütler, inancımızı lekelemekte, toplumların arasına telafisi zor nefret tohumları ekmekte, girdiği ülkeleri istikrarsızlaştırmakta, giremediği ülkeler için tehlikeli alanlar oluşturmakta. Bütün bu yaşananlar göstermektedir ki, bu tehlikeli gidişatın hedefinde iki önemli ülke var. Bunlar da Türkiye ve İran’dır. Bu itibarla Türkiye ve İran’ın birbiriyle münasebetlerini her alanda en üst seviyede tutması zarurettir” dedi.

OYUNLAR İŞBİRLİĞİ İLE BERTARAF EDİLEBİLİR

Bitmez, “Coğrafyamız üzerinde emelleri olanlar, ülkelerimiz ve toplumlarımız aleyhine her türlü çabayı ortaya koymaktadırlar. Başta Irak, Suriye, Yemen ve Libya’da yaşananlara baktığımızda, bu çabaların önemli ölçüde netice aldığını görürüz. Bugün coğrafyamız üzerinde emelleri olanların bölgemizdeki çatışma ortamını büyütmek ve ittifak şartlarını ortadan kaldırmak için iki önemli hedefi bulunmaktadır. Etnik çatışmalar ve mezhep çatışmalarını körüklemek. Üzerimizde oynanan bu oyunların bertaraf edilmesi, bölgemizin huzur ve sükûnete ermesi açısından en önemli adım İran ve Türkiye münasebetlerinin basit ikili işbirliğinden yani sadece dost ve kardeş ülke yaklaşımından etkili işbirliğine geçiş yani stratejik müttefik ülkeler ölçüsüne dönüştürülmesidir” diye konuştu.

ABD VE İSRAİL KAOSTAN FAYDALANIYOR

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Vedat Gürbüz, “İran’da sürekli olarak gizli bir devrim süreci var. Bu süreç bazen yeraltında saklı kalıyor” diye konuştu.

Gürbüz, “Bazen de şu an yaşanan olaylar gibi gün yüzüne çıkartılıyor. 1979 yılında yaşanan büyük devrimden bu yana yönetim sistemi kendini koruma altına almaya çalışıyor. Alınan bu tedbirler karşısında İran’da yaşayan birçok farklı mezhepteki kişilerin bunalım içerisine sürüklendiği görülüyor. İran’daki ayaklanmalar gerçek bir halk ayaklanması mı, yoksa dışarıdan bir müdahaleyle mi gerçekleşiyor? Bu tam manasıyla tespit edilmiş değildir. Burada yaşanan kaostan ABD ve İsrail’in faydalandıkları kesin olarak görülüyor” dedi.