Ruhani’nin Masumlar Da Eleştirilebilir Açıklamasına Ulemadan Tepki


Ruhani’nin Masumlar Da Eleştirilebilir Açıklamasına Ulemadan Tepki

Ruhani’nin, siyasi görüşlerini kanıtlamak için, İslam tarihinden anormal çıkarımlarda bulunması ilk değil. Bunun en bariz örneği de batıyla yapılan Nükleer Anlaşma döneminde Aşura olayından müzakere dersini çıkarmasıydı ve bu, alimlerin sert tepkileriyle karşı karşıya kalmıştı.

Tesnim Haber Ajansı - Son günlerde İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanın, Peygamber (s.a.v) ve İmam Mehdi (a.f) olmak üzere Masumların (a.s) eleştirilebileceği yönündeki açıklamaları, çeşitli tepkilerle karşı karşıya kaldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 8 Ocak’ta Maliye ve Ekonomi Bakanları ve milletvekilleriyle gerçekleştirdiği görüşmede şunları söyledi: ‘Herkes eleştirilmelidir ve bu konuda istisna yoktur. Ülkedeki bütün yetkililer eleştirilebilir. On ikinci İmam zuhur etmediği sürece ve hatta o zaman bile eleştiride bulunulabilir, bizim ülkemizde masum yok. Peygamber de eleştiriye izin veriyordu. Tarihte Peygamber’den daha üstünü de yoktur. Peygamber sohbet ettiğinde, bir kişi ayağa kalkıp, “Kendinden mi konuşuyorsun yoksa konuştukların Allah’tan vahiy mi?” dedi. Eğer Peygamber konuştuklarının vahiy olduğunu belirtseydi, söylenecek bir şey yoktu çünkü o zaman bunlar Allah’ın emri olurdu ama konuştuklarının kendisinden olduğunu söyleseydi, karşı taraf kabul etmiyorum diyerek eleştiride bulunacaktı. Masumların hükümeti döneminde de eleştiri vardı.’

Bu konuşmalar, alimler arasında ve ilmi havzada kapsamlı eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

Bazı alimlerin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin konuşmasına verdikleri tepkilerden bazıları şunlardır:

İmamların hata ve günahtan masum oldukları, Şii mezhebinin en bariz inançlarından biridir

Ayetullah Nasır Mekarim Şirazi, Masumların (a.s) Şia’nın kırmız çizgisi olduğunu belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Yetkililerden birinin yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, neden eleştiri kapsamını Masumlara (a.s) kadar taşıdığı yönünde çok şeyler konuşuldu ve daha sonra bu konuşmaların bazı bölümleri yalanlandı. Masumların (a.s) harimi kırıldığı halde siz neden sessiz kaldınız gibi ofisimize birçok telefon ve mektup geldi. Biz susmuyoruz ve o yetkilinin konuşmalarından ayrı olarak şunu söylüyoruz, Masumlar (a.s) bizim kırmızı çizgimizdir ve onların hata ve günahtan masum oldukları, Şia mezhebinin en bariz inançlarından biridir.

Ayetullah Mekarim Şirazi, Cumhurbaşkanına hitaben şunları söyledi: ‘Eleştiriyi herkes için genelleştirmek istediğinizde neden İmamları da katıyorsunuz? Siz, toplumda masum olmayan insanların olduğunu ve bu kişilerin eleştirilebileceğini söylüyorsunuz. Ama kırmızı çizgiyle işiniz olmasın. Buna ne gerek var? Fazlasıyla vahdete ihtiyacımız olduğu şu günlerde, neden toplumu kızdıracak söylemlerde bulunuluyor?

Yetkililer eleştirilebilir deyin ama Masumlarla ve onların dönemleriyle ne işiniz var, boş yere başınıza dert açıyorsunuz? Bu tip konular, bazılarının, bu yetkilinin sorun ve talepleri halkın zihninden uzak tutmak ve marjinalize etmek için böyle açıklamalarda bulunduğunu düşünmesine neden oldu. Halkı böyle düşündürecek şeyler yapılmamalıdır.’

Peygamber (s.a.v) ve İmamlar (a.s) eleştirilebilir söylemleri safsatadır

Dini mercilerden Ayetullah Hüseyin Nuri Hemedani de Ruhani’nin açıklamalarına tepki gösterdi. Ayetullah Hemedani, Masumların (a.s) ismeti hakkında gündeme gelen açıklamalara değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Peygamber (s.a.v) ve İmamlar (a.s) eleştirilebilir söylemleri safsatadır. Onlar soru sorulmasına izin veriyorlardı ama onlara eleştiride bulunulmuyordu. Onlara soru soruluyor, onlar da cevap veriyordu. Peygamber (s.a.v) ve İmamlar (a.s) masumdur ve onların eleştirilmesinin bir anlamı yoktur. Havza alimleri gerekli cevabı verdiler. Bu nedenle bu konuda safsata yapılmamalıdır. İmamlar (a.s) masumdur ve bu konuda şüphe yoktur. İmamların (a.s) özellikleri İmam Hadi’den nakledilen Camia Kebire ziyaretinde zikredilmiştir.

Ayetullah Nuri Hemedani, İran içerisindeki konulara değinerek şunları söyledi: ‘Enbiyaların masumluğu gibi konularla meşgul olmamalıyız. Belki de bu da bu tip olaylar meydana getirerek, Müslümanları birbiriyle oyalamak ve bu fırsattan istifade etmek için düşmanın bir planıdır.’

Konuşmalarımızda üzerinde çalışmadığımız alanlara girmemeliyiz

Dini mercilerden Ayetullah Seyyid Ali Hüseyin Milani, ahlak hakkında konuşmak isteyen birinin, ahlak hakkında konuşma yetkisine sahip olması gerektiğini belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Toplumumuzun müptela olduğu konulardan biri de eleştiri konusudur. Kim eleştirmelidir ve eleştiri nasıl olmalıdır? İnsan kime karşı eleştiride bulunmalıdır? Bunların bir ölçüsü vardır ve bunlar şeriatta belirlenmiştir.

Eleştiriyi buna yetkisi olan biri yapmalıdır. Herkesin konuşması tartılabilir mi, Masumların konuşmaları da böyle mi? Velev ki eleştiri ehli olsak, kurallarınca ve adabınca eleştiride bulunsak bile mi? Masumların kelamı da bu şekilde mi? İmam ve Nebi’nin sözleri eleştirilebilir deniyor, bu söz doğru mu değil mi diye tartmak istendiğinde

 «وَ ما یَنْطِقُ عَنِ الْهَوى‏ إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْیٌ یُوحى (Ve kendi dileğiyle söz de söylemedi. Sözü, ancak vahyedilen şeyden ibaret)

  «ما آتاکُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَ ما نَهاکُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا (peygamber, size ne verirse alın onu ve neden vazgeçmenizi emrederse vazgeçin ondan ve çekinin)

  لَا یَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَ هُمْ بِأَمْرِهِ یَعْمَلُون‏ (Onların sözleri, hep onun emrine uygundur ve onlar, dâimâ onun emrini yerine getirirler)  ayetleri nasıl açıklanabilir.

Bu durumda birinin gelip, toplum içinde, aynı o Arap’ın, bu sizin kendi sözünüz mü yoksa Allah’tan mı diyerek Peygamberi eleştirdiği gibi, Peygamber de eleştirilebilir demesi, laf mı? İlim görmüş, araştırmış biri, Gadir Hum olayından sonra bir Arabın Peygamberin yanına gelip, bu söyledikleriniz kendi sözünüz mü yoksa Allah tarafından nazil olan bir vahiy mi? diyerek itiraz ettiği, «سأل سائل بعذاب واقع(İsteyen biri, istedi gelip çatacak azâbı) ayetinin nazil olduğu ve oradakilerin oldukları yerde derk ettikleri olaya mı istinat eder. Birincisi, bu bir itirazdı. İkincisi de İmam, nebi ve melekleri de kapsayan Masumun (a.s) kelamını eleştirmenin bir yolu yoktur. Eleştiri, hakkı batıldan ayırmak için yapılır, peki masum batıl söz söyler mi? Bu nedenle düşmanların eline bir koz verecek konuşmalar yapmamalıyız, bazı sahabelerin Peygambere (s.a.v) karşı yaptığı davranışlara bahane olacak şekilde konuşmamalıyız ve azaba sebep olacak ifadelerde bulunmamalıyız.’

Gençlikte okuduğunuz dersleri unutmuş gibi görüyorsunuz

Kum İlimler Havzası Öğretim üyeleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ayetullah Muhsin Eraki, özellikle Peygamber (s.a.v) olmak üzere Ehl-i Beyt’in (a.s) eleştirilmesi konusunun ismetin aslına döndüğünü ve bunun bütün mezhepler arasında ortak bir konu olduğunu belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Peygamber (s.a.v) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) ismetine delalet eden birçok hadis ve ayet vardır.

«من یطع الرسول فقد اطاع الله»  (Peygambere itaat eden, gerçekten de Allah'a itaat etmiştir) ayetinde, Peygamberin kelamının mutlak olarak Allah’ın kelamı olduğu belirtilmektedir.

 «و نضع موازین القسط» (Kıyâmet günü, adâlet terâzilerini kuracağız) bu ayetin tefsiri de adalet terazisi olan Ehl-i Beyt’tir. Herkes ve her şey eleştirilebilir demek, doğru eleştiri kapılarını kapatmak demektir.’

Muhsin Eraki, Ruhani’ye hitaben şunları söyledi: ‘Gençlikte okudunuz dersleri unutmuş gibi görünüyorsunuz, en iyisi siyasetinizle ilgilenin, ilmine sahip değilseniz, insanların inançlarını rahat bırakın. Halkın zaten birçok dünyevi ve yaşam sıkıntısı var, bu konuda bilgi sahibi değilseniz, halkın uhrevi konularıyla işiniz olmasın.’

12 İmam Şiiliğinin en temel ilkelerinden birini inkâr etmişlerdir

Kum Havzası Öğretim Üyeleri Birliği de Ruhani’nin açıklamaları hakkında bir bildiri yayınlayarak şu ifadelerde bulundu: ‘Bu günlerde bazı yetkililer tarafından Peygamber (s.a.v) ve İmamların (a.s) sözlerinin eleştirilebileceği yönünde ifadeler duyulmuş ve bu kişiler bir kez daha, bütün Müslümanların icma ettikleri en açık hükümlerden biri olan ve aynı zamanda 12 İmam Şiilinin en temel inançlarından birini inkâr etmişlerdir. Akli olarak, eleştiri kriteri olmadan mantıklı bir eleştiride bulunmak mümkün değildir ve eleştiri kriteri, Allah’ın kelamı Kur’an-ı Kerim ve Resul -ü Ekrem’in (s.a.v) ve Masumların (a.s) sünnetidir. Kendisi eleştirinin kriteri olanı eleştirmek, mantık açısından batıldır ve açık bir şekilde hatadır.

Allah’ın kelamının mutlak yanılmazlığı açıktır ve «لا یَأْتیهِ الْباطِلُ مِنْ بَیْنِ یَدَیْهِ وَ لا مِنْ خَلْفِهِ» (Ne önceden onun hükümlerini iptâl eden bir kitap gelmiştir, ne de ondan sonra gelir.) ayeti de bunu vurgulamaktadır. Peygamberin söz ve davranışlarının mutlak yanılmazlığı ile ilgili de birçok ayet vardır ve aynı zamanda bu konuda tüm Müslümanlar arasında ortak bir görüş hakimdir. Öte yandan Peygamber’in (s.a.v) ve diğer Masumların (a.s) ismetine delalet eden yüzlerce rivayet te bulunmaktadır.’

Bu bildiride ayrıca, Resullullah’ın ve Masum İmamların ismetini reddetmenin, İslam ve Şii mezhebiyle açıkça muhalefet etmek olduğu belirtilerek şunlar söylendi: ‘Bazı yetkililerinin inanç ve uzmanlık isteyen konularda kendi düşüncelerini belirtmekten sakınmalarını ve onun yerine halkın ekonomik ve yaşam sıkıntılarını çözmek için çabalamalarını bir kez daha tavsiye ediyoruz. Halkın sizden istediği şey, inanç ve uzmanlık isteyen konularda düşünce belirtmeniz değil, onların yaşam sorunlarındaki düğümleri çözmenizdir. Bu konularda düşünce belirtmeniz, halkın sorunlarını çözmediği gibi, onları dünya sıkıntılarının yanı sıra, dini sorunlarla da karşı karşıya bırakır.’

Şii inançlarına göre, İmamları (a.s) eleştirmek anlamsızdır

Ayetullah Muhammed Cevat Fazıl Lenkerani şunları söyledi: ‘Bu günlerde Cumhurbaşkanının, hepimizin eleştirilebileceği yönündeki açıklamaları yayınladı ve maalesef bu tabirin Masumları (a.s) da kapsadığı belirtildi ve daha üzücü olan da bu ifadelerin deliller sunularak Peygamber’e yönelik te (s.a.v) kullanılmasıydı.

Cumhurbaşkanının bu ifadelerdeki asıl amacı neydi? Sözlerin zahiri anlamı mı yoksa başka bir şey mi? Biz henüz bilmiyoruz. Amaçları başka bir şey ifade etmek olabilir ama konuşmalarının zahiri boyutu tamamen batıl ve yanlıştır. En üst derecesi Peygamber (s.a.v) olan nebilerin ismeti konusu ve aynı zamanda Masumların (a.s) ismeti, Kur’an-ı Kerim’deki ayetlere dayanılarak kanıtlanmıştır.

Biz açıkça İmamların Masum olduğunu söylüyoruz ve bu konu Kur’an-i bir konudur ve çok açıktır. Biz şunu söylüyoruz, Allah eleştirilebilir dendiğinde o Allah artık Allah değildir ve Allah-u Teâlâ’nın eleştirilmesinin tasavvur edilemeyeceğine dair ölçülerin aynına sahip olan Peygamber ve İmamlar da Allah’ın hüccetleri olmaları ve mutlak bir şekilde itaat edilmeleri gerektiğinden dolayı eleştirilemezler.

Bu nedenle Şii inançlarına göre, İmamları eleştirmenin manası yoktur. Eğer onları eleştirmek isterseniz, o zaman onlar artık İmam olmazlar ve yine eleştirmek isterseniz, artık onlar Allah’ın hücceti değillerdir ve mutlak bir şekilde itaat edilmeleri gerekmez. Çünkü eleştiren kişi, eleştiri makamında, “siz yanlış yapıyorsunuz, bu konuda sana itaat etmiyorum” demek ister ve bu durumda İmamın mutlak itaati ortadan kalkar. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında, bazen Peygamberin bazı konulardan bahsettiği ve sonrasında ashabın peygambere, “bu sözler kendinizden mi yoksa Allah tarafından mı” diye sorduğu ve peygamber, bu sözler Allah tarafından dediğinde ashabın kendilerinde eleştiri hakkı görmediği ama peygamber bu sözleri kendimden söylüyorum dediğinde ashabın eleştiri hakkı olduğu ve Peygamberin eleştiri izni verdiği yönündeki ifadeleri delil olarak sunmuştur. Cumhurbaşkanından böylesi ifadeler duymak çok şaşırtıcıdır, çünkü nihayetinde kendileri de havza da öğrenim görmüş ve iyi istidlalde bulunan biridir ama nasıl böyle batıl bir çıkarımda bulunduğu, şaşırılacak bir durumdur.’

Bazıları kendilerini pak kılmak için, Masumları bile karalamaya hazırlar

Tahran Milletvekili Ayetullah Seyyid Haşim Betahayi Gülpayigani de Ruhani’nin açıklamalarına tepki göstererek şunları söyledi: ‘İsmet, hiç kimsenin giremeyeceği bir kaledir. Bu tip açıklamalarda bulunulmasının nedeni ya bilgi yetersizliğinden ya da bazılarının neuzu billah, benim hatam varsa Masumların da vardır demek istemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sözler, bazılarının kendilerini paklamak için, Masumları bile karalamaya hazır olmalarından dolayı eleştirilmektedir ve bu insafsızlıktır.’

Başkalarının söylediklerini tekrarlayıp durmayın diye nasihatte bulunmak gerekir

Kum Havzası Camia el Müderrisin Öğretim üyesi, Ayetullah Seyyid Muhammed Rıza Müderrisi Yezdi de şunları söyledi: ‘Bazılarının kitap ve sünnette birçok delile sahip olan çok açık bir konuyu sorgulaması, tersine çevirmesi ve Peygamber (s.a.v) ve Masumların (a.s) eleştirilmesine izin vermesi gerçekten şaşırılacak bir durumdur. Kur’an ayetlerine bakın! Müslüman, her açıdan Allah’a ve Resulüne (s.a.v) teslim olan kişidir. Gerçekten de birilerinin gelip, Masumların (a.s) ve Peygamberin (s.a.v) ismetinin eleştirilmesine izin vermesi düşündürücüdür. Bu tip düşünce ve konuşmaların amacı nedir? Biraz taahhüdü olan ve toplumsal meselelere dikkat eden biri, bu kadar açık ve herkes tarafından kabul edilen dini bir meseleyi sorgulamaz. Bu gerçekten de iyi analiz edilmelidir. Biri neden böyle bir şey yapar? Hangi amaçla? Cahillikten mi? Düşmanların dayatmalarından mı? Ya da bunların tamamı mı?  Kur’an ayetlerinde ve rivayetlerde açıkça belirtilen ve toplumun genelinin kabul ettiği bir konunun tam tersini beyan eden kişilere, başkalarının söylediklerini tekrarlayıp durmayın ve duyduğunuz her şeye inanmayın şeklinde nasihatte bulunmak gerekir.’

Bu sözler, dini olmayan laik kültürden başka hiçbir şeye dayanmayan sözlerdir

Hüccet’ül İslam Hadi Sadıki de masumların (a.s) eleştirilemeyeceğini belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Bizi ve halkı şaşırtan konu, neden tahsil görmüş bir din aliminin bu açıklamalarda bulunmasıdır. Eğer bu sözleri ifade eden kişi, beyanında yanlış yaptıysa, en kısa zamanda hata yaptığını itiraf etmeli ve bunu düzeltmelidir. Hatasız bir kişiyi eleştirmenin bir anlamı yoktur ve bu ifadelere verilebilecek en mantıklı cevap budur.

Kur’an’ın hiçbir yerinde peygamberin eleştirilmesine izin verilmemiştir ve Allah’u Tela Kur’an’ı Kerim’de, “Allah’a, Resulüne itaat edin” buyurmuştur ve bu durumda eleştirinin bir anlamı kalmamaktadır. Peygamberin görüşlerine eleştiride bulunan bir kişi, kalbini Peygambere vermemiş bir kişidir ve henüz onu kabul etmemiştir.

Cahil bir kişinin davranışları, o işin doğruluğunun ölçüsü değildir ve Peygamberin bir davranış karşısında (s.a.v) sessiz kalması ve tahammül etmesi de o işin doğru olduğu anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla bu batıl argümanları bir kenara bırakmak gerekir. Bu sözler, dini temeli olmayan aydınların düşüncelerinde yer almaktadır ve onların düşünceleri Batı mekteplerinde şekillenmiştir ve bu kişilerin düşüncesine göre asıl olan Allah değil, insandır ve Allah’a bile itiraz edilebilir. Bu düşünceler reformlar sürecinde söylendi ve yazıldı. Bu sözler, dini olmayan laik kültürden başka hiçbir şeye dayanmayan sözlerdir.’

Hak olan inançları kendi siyasi hedeflerinizin mezbahasında kesmeyin/ Sahte bir hadisin nakli

Hubregan Meclisi (Uzmanlar Meclisi) üyelerinden Ayetullah Seyyid Ahmed Hatemi şunları söyledi: ‘Biz bu sözlerin söylenme amaçları konusunda iyimser değiliz. İmam Zamanın (a.f) ve Peygamberin (s.a.v) eleştirilebileceği söylenmiştir. Bu tabir, İslam ve Şiiliğin kanıtlanmış, açık ve hak bir inancını sorgulamaktır ve bu beyanda iki konu birbirine karıştırılmıştır. Birincisi, Peygamber hangi eleştiri iznini vermiştir. Peygamberin eleştirilemeyeceği çok açıktır ve bunun delili de onlarca ayet ve rivayete belirtilen, Peygamberin vahiy dışında söz ve davranışının bulunmadığıdır. İkinci konu da Peygamberin eleştiri izni verdiğidir ve bu konu, eleştirilebilme anlamına gelmez.

Benim tribün sahiplerinden isteğim, yıllarca alimlerin canla, başla kanıtladıkları hak inançları, bu yetkililerin siyasi hedeflerinin mezbahasında kesmemeleridir. Bu nedenle yetkililerin, tartışmalı konular gündeme getirmek yerine, halkın geçim kaynakları, pahalılık ve işsizlik sorunlarını gidermek gibi konularla ilgilenmesi beklenmektedir. Ayrıca, konuşmalarda delil gösterilen rivayetin (yani soru soran kişinin peygambere, bu sözler kendinizden mi yoksa Allah tarafından mı demesi), Allame Seyyid Cafer Mürteza’nın el-Sahih kitabında yalan olduğu kanıtlanmıştır.’

Eğer Peygamber eleştirilebilirse asla masum değildir

Kirmanşah Milletvekili Ayetullah Hasan Memduhi, Peygamberin eleştirilebilmesi halinde asla masum olmayacağını belirterek şunları söyledi: Allah’ı inkâr eden kişiler vardı ve Kur’an da onları kınayan birçok ayet bulunmaktadır. Bu kişiler eziyetlerde bulunuyor ve yanlış eleştiriler yapıyorlardı. Onların Peygamberin eleştirilebileceği ile ne alakası var. Peygamber eleştirilebilirse masum değildir ve eğer masum değilse de Peygamber değildir. Bu sözlerin bilgisizlikten kaynaklandığını düşünüyorum aksi halde bunun bir amacı olabilir ama bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Bu yetkili nasıl böyle ifadeler kullanabilir. O, şunu bilmelidir ki, bizim ülkemiz Ehl-i Beytçidir, Ehl-i Beyt’i sevmektedir ve sabahtan akşama kadar Ehl-i Beyt ile ve hadisleriyle yaşamaktadır.’

Normal halk ile aralarındaki tek fark, başlarındaki sarıklarıdır

Hikmet ve Felsefe Araştırma Kuruluşu Müdürü Hüccet’ül İslam Abdül Hüseyin Hosru Penah şunları söyledi: ‘Neden bazı alimler başlarında sarıklarıyla İmam Zamanı (a.f) eleştirmeyi düşünüyorlar. Onların bu tip açıklamalarda bulunmalarının amacı nedir? Talebeler bugün, kıyamet günü şehitlerden utanmamak için aynı İmam Humeyni gibi etki bırakacak şekilde ders okumalıdır. Şehitler İnkılap için canlarını vermişlerdir. Talebe, başlarına sarık takan ve normal kişilerle tek farkları başlarındaki sarıklar olan kişilerin müptela olduğu sorunlara yakalanmamak için dersin yanında ahlak ve tehzibe de önem vermelidir.

Bir kişi neden yolsuzluk yapar, çünkü bu kişi için başından beri ahlak ve tehzip önemli olmamıştır. Bugün düşünce sapkınlığı ve yolsuzluğa bulaşma oranı yüz yıl öncesinden daha fazladır. Bugün bazıları İmam Zaman olduğunu iddia ediyorlar ve maalesef bazı talebeler de bu düşünce sapkınlığına duçar olmuş, bu iddianın etrafında toplanmışlardır.’

Kendisi de alim olan bir kişiden bu tip ifadeler duymak şaşırtıcıdır!

Tahran Cuma İmamlarından Ayetullah Muhammed Ali Muvahhidi Kirmani şu ifadelerde bulundu: ‘Kendisi de alim olan bir kişinden bu tip ifadeler duymak şaşırtıcıdır! Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişiden bunları duymak beni çok etkiledi.’

İslam’ın ilk yıllarındaki bedevi halkın davranışlarını Masumların eleştirilmesi için delil olarak sunmak yanlıştır

Düşünce Fethi Kuruluşu Başkanı Hüccet’ül İslam Ahmed Rohdad, İslam’ın ilk yıllarındaki bedevi halkın davranışlarını Masumların eleştirilmesi için delil olarak sunmanın yanlış olduğunu belirterek şu ifadelerde bulundu: ‘Masum olmayan bir cahilin Masum karşısındaki davranışını, dini bir çıkarımda bulunmak için kullanamayız.’

Ruhani’nin havza ile işi daha da zorlaşacak

Alimlerin ve dini merciiyetin Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamalarına tepki göstermesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı ofisinden, İmam Zamanın (a.f) da eleştirilebileceği yönünde cumhurbaşkanına atfedilen cümle yalanlanarak şu açıklamalarda bulunuldu: ‘İmamların ve nebilerin ismetine inanmak Şiiliğin kesin inançlarındır. Cumhurbaşkanının bu toplantıda yaptığı konuşmanın videosu da her şeyi ortaya koymaktadır.’

Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Ofisi Hasan Ruhani’nin konuşmalarını yalanlasa da Ruhani’nin konuşmalarından fırlayan okun yeniden yerine dönmesi çok zor gibi görünüyor.

Ruhani Hükümeti, göreve geldiği ilk günden beri defalarca Kum İlim Havzaları ile ilişkileri bulunduğunu vurguladı ve merciiler tarafından da iyi bir destek aldı ama bu ilişkilerde zaman zaman artış ve düşüş yaşandı. Ruhani’nin, siyasi görüşlerini kanıtlamak için, İslam tarihinden anormal çıkarımlarda bulunması ilk değildir. Bunun en bariz örneği de batıyla yapılan Nükleer Anlaşma döneminde Aşura olayından müzakere dersini çıkarmasıydı ve bu da alimlerin sert tepkileriyle karşı karşıya kalmıştı ama daha sonra hükümet ve mercilerin arası yeniden düzeldi.

Cumhurbaşkanının ne zamana kadar Kum’un desteğini alacağını, Hasan Ruhani ile alimlerin arasının desteği kesecek kadar bozulup bozulmayacağını bekleyip görmek gerekir.

En Çok Okunan İran Haberler
En Önemli İran Haberler
En Çok Okunan Haberler