İran Parsı Mı Yoksa Amerikan Casusu Mu?


"Önemli sanıklardan biri, Devrim Muhafızları İstihbaratı'nın onun tüm casusluk faaliyetinden haberdar olduğunu anladıktan sonra cezaevinde intihar ediyor ve bazıları bu kişiyi masummuş gibi göstermeye çalışıyorlar."

Tesnim Haber Ajansı - Keyhan gazetesi yayın yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari bugün gazetede kaleme aldığı "İran Parsı Mı Yoksa Amerikan Casusu Mu?" başlıklı yazısında, Keygan'ın İsfend 1393 tarihli "Hayvan Avlama Ruhsatı Mı Yoksa İstihbarat Toplama Mı?" başlıklı detaylı bir yazıda, Amerikan ve İngiliz vatandaşlarının İran'daki şüpheli faaliyetleri konusunda uyarıda bulundu, ancak olay vuku bulduktan sonra doğruluğu ortaya çıkan diğer birçok uyarıları gibi dikkate alınmadı!

Şeriatmedari'nin yazısı şöyledir:

Yaklaşık iki yıl önce, birden İran Parsı olayı ve bu havyanın neslinin tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu olayı, en önemli ve belirleyici çevresel olgulardan biri haline geldi! İran Parsı'nın korunma atına alınması ile ilgili yüzlerce haber, analiz gazeteler ve dergilerde yazılıp çizildi, onlarca Avrupalı ve Amerikalı uzman, ülkemizin çevre uzmanlarına yardım ve bu zavallı hayvanı nasıl koruma altında tutma eğitimi vermek için İran'a geldiler. İran Parsı, milli sporcularımızın formalarına nakışlandı,  en çok izleyicisi olan dizilerden biri olan "Paytaht" dizisinin bir bölümü İran Parsı için ayrıldı ve bu konu Çevre Koruma Kurumu'nun takdiriyle karşılandı, İRİB İran Parsı hakkında gece görüşlü kameralarla çekilen belgeseller yayınladı, "İran Parsı'nın geçiş noktası" yazılı yüzlerce tabelalar, Germsar'dan Semnan, Damğan, Şahrud, Sebzevar ve Nişabur'a kadar uzanan ülkenin doğusundaki çöllük alandan geçen cadde kenarına yerleştirildi ve ... hiç kimse İran Parsı şip diye neden ülkemizin gündemine bir de o yoğunlukta neden oturduğunu, neden Semnan ve Şahrud çöllük alanının bunca Amerikan ve Avrupalı uzmanların ilgisini çektiğini ve onların İran'a peş peşe seyahatleri ve bu bölgelerdeki gece gündüz gezintilerinin niçin olduğunu sormadı.

Olay, istihbarat ve güvenlik olarak önemsenecek boyuttaydı, güvenlik ve istihbarat merkezlerinin olaya el atmasına ve hassasiyet göstermesine, özellikle Avrupa ve Amerika'dan ülkemize akın eden çevre ve yabani hayat uzmanı olarak yutturulan kişilerin kimliğini incelemeye almasına neden oldu.

Bu bağlamda 3 soru gündemdeydi ki ülkemizin güvenlik ve istihbarat yetkililerince göz ardı edilmedi ve edilmemesi de gerekiyordu; birincisi şu ki; neden birden İran Parsı en önemli konulardan biri haline geldi? İkincisi; İran'a gönderilen Amerikalı ve Avrupalı uzmanların gerçek kimliği nedir? ve üçüncüsü; neden Avrupalı ve Amerikalı uzmanlar, İran'ın çöllük alanında neden bu kadar gezip, dolaşmaya ilgi gösteriyorlar ve mesela neden Mazenderan Kaplanı'nın neslinin tükenmesinden endişeli değiller ve bunlardan bir veya iki tanesini bulmaya merak göstermiyorlar?

Keyhan, kendi üzerine düşeni yaparak, bu bağlamda İsfend 1393'te "Hayvan Avlama Ruhsatı Mı Yoksa İstihbarat Toplama Mı?" başlıklı bir yazıda, Amerikan ve İngiliz vatandaşlarının İran'ın çöllük alanlarına avlanma kılıfıyla akın ettiği şüpheli olaya değinerek, onların ülkemizin askeri istihbaratını toplama ve casusluğu olasılığı hakkında uyarıda bulundu. Ancak bu kez de, olay gerçekleştikten sonra doğruluğu ortaya çıkan diğer birçok uyarıları gibi dikkate alınmadı!

Dün Tahran'ın muhterem Savcısı, CIA ve MOSSAD subaylarının çevresel faaliyetler altında özellikle İran Parsı hayatını koruma bahanesiyle ülkemizin askeri merkezleri ve füze sanayisi hakkındaki çarpıcı casusluk dosyasını ortaya koydu ki, bu şebekeyi örneklik ve hassas çalışmalarıyla ortaya çıkaran Devrim Muhafızları istihbaratçı kardeşlerimize ve muhterem Tahran Savcılığı'na özel teşekkürlerimizi bildiriyoruz.

Ancak bu şebeke üyelerinin tutuklanmasının ardından birden ve eşgüdümlü şekilde, senkronize olarak çalışan gazeteciler, meclisteki bazı temsilciler ve bazı sözde hocaların söz konusu kişilerin tutuklanmasına karşı yoğun tepkilerine tanıklık ettik.

Önemli sanıklardan biri, Devrim Muhafızları İstihbaratı'nın onun tüm casusluk faaliyetinden haberdar olduğunu fark ettikten sonra, intihar ediyor ve bahsi geçen iç tayf, BBC, Amerika'nın Sesi gibi dış medya ile eşgüdümlü bir hareketle, tutuklanan kişilerin suçsuz ve sadece çevre ve İran Parsı'nın dostuymuş gibi göstermeye çalıştılar.

Falan öğretim üyesi işkilli bir kinaye ile, "ne zamandan beri Pars'ın dışkısı sınıflandırılmış istihbarat kategorisine alınmıştır!" diye yazmıştı, ki ona "ne zamandan beri Amerikan ve İsrail casuslarınca füze istihbaratı toplamanın Pars'ın dışkısını toplama olarak gösterilmiştir"!? veya Cumhurbaşkanı'nın falan danışmanı alim kesilerek, attığı twitte "ne din sosyologları intihar eder ne de çevre hayranları" diye yazmış, ancak füze casusunun intiharı ile ilgili görüşünün ne olduğunu ve nereden tutuklanan kişinin casus olmadığından emin olduğunu açıklamamıştı.

Keyhan'ın bugünkü detaylı haberinde bu olay enine boyuna ele alınmıştır.

Uzun sözün kısası şu ki, senkronize çalışan gazeteleri, bazı reformist kesilen temsilciler ve ... Amerikan ve Avrupa medyası ile birlikte eşgüdümlü olarak casusların lehine propaganda yapması geçiştirilecek ve bir tesadüf olarak görülecek bir şey değil!