Avrupa, ABD'den Bağımsız Savunma Yolundayken, Araplar Nereye Doğru Gidiyor?

Tesnim Haber Ajansı - Ray el-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdul-Bari Atan, gazetedeki yeni makalesinde, Münih Güvenlik Konferansı'nı ele alarak, bu konferansta Avrupalı ülkelerin pozisyonunun bölgesel ve uluslararası krizlerden kaynaklanan tehlikelerin farkında olan Avrupa'nın, ABD'den bağımsız bir savunma politikası geliştirmeye çalışırken, Arapların kendini savunmak için ABD ve İsrail'e bağımlığının daha arttığını ortaya koyduğunu belirtti.

Dünya Bıçak Sırtında

Geçtiğimiz gün başlayan ve 3 gün sürecek Münih Güvenlik Konferansı'nın yıllık rapor başlığı, dünyanın uçurum kenarına geldiği ve ABD'nin Kuzey Kore ile münakaşası, İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerilim ve Suriye'deki savaşın her an daha büyük savaşlara sebebiyet verebileceği konuları oldu.

Avrupa, ABD'yi Beklemeyecek

Bu krizlerden kaynaklanan tehlikeleri fark eden Avrupalılar, bağımsız güvenlik sonuçları için kendini hazırlıyorlar, bu nedenle ABD'den bağımsız şekilde sorumlulukları belirlemeye, bağımsız savunma stratejisini takip etmeye, Ortak Süratli Reakisyon Gücü kurmaya yönelmişlerdir.

Almanya Dışişleri Bakanı'nın Trump Eleştirileri

Bu arada Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel, hiç görülmemiş şekilde ABD Başkanı Donald Trump'ı cesurca bir açıklama yaparak eleştirdi, Trump'ın dünya genelinde kışkırtıcı politikalarıyla sebebiyle, dünyadaki krizlerin tırmanması ve ABD'nin şaşkınlığının sorumlusu olduğunu kaydederek, Trump liderliğindeki ABD'ye güven olmadığını vurguladı.

Fransa Ve Almanya Savunma Bakanlarının Cesareti

Münih Güvenlik Konferansı'nda dikkat çeken konu iki bayanın Avrupa'nın bu bağımsız yaklaşımının liderliğini yapmalarıydı. Fransa ve Almanyanın bayan savunma bakanları, hiçbir abartısız konferansa katılan birçok erkekten daha erkek davrandılar çünkü konuşmalarında, Avrupa'nın kendi güvenliğini kendisinin temin etmesi gerektiğini ve Avrupa ve NATO bağımsız bir Avrupa haline gelmesi gerektiğini belirttiler.

İsrail İle Stratejik İttifaka Kadar Arapların Tenezzül Etmesi

Kuzey Kore, kendi ayağı üzerine durup, nükleer ve balistik caydırıcı gücünü ABD'nin her türlü tehdidine karşı geliştirir, İran da aynı şekilde hareket ederek modern ve gelişmiş füzeler yapıp, planlanmış politika ve vurucu gücünü desteklemek suretiyle onu takviye ederken, Araplar hala kendilerini savunmak için başkalarına bağımlıdırlar ve bunun için İsrail'i bir stratejik müttefik olarak göremeye kadar tenezzül etmişlerdir.

Avrupa'nın ABD'nin Kışkırtıcı Politikası Karşıtlığı

Ayrıca, ABD hatta geleneksel müttefiki yani Avrupa'nın empatisine neden olmuştur çünkü Ortadoğu'ya yönelik politikaları dünya genelinde istikrarsızlık ve güvensizlik kanyağı haline gelmiştir, örneğin İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı iptal etme eşiğine gelmiş ve Kudüs'ü işgal rejiminin başkenti olarak tanırken, Suriye'deki askeri varlığını daimi hale getirme ve bölgede askeri üslerini desteklemek amacıyla bağımsız bir Kürt yapılanmasını kurma planı var.

Münih Güvenlik Konferansında Araplar Birbirine Düştü

Bu arada, maalesef Araplar Münih Güvenlik Konferansı'nda hiçbir aktif rolleri olmadı sadece olumsuz rolleriyle Araplar ön plana çıktı, kendi anlaşmazlıklarını bu konferansa taşıyarak, birbirini eleştirmek için bu fırsatı kullandılar, ayrıca İsrail Başbakanı ile gizli ve açık olarak görüşmeler yaptılar.

Bazı Arap Ülkelerinin Utanç Verici Durumu

Arap ülkelerinin durumunu hangi kıstasla ölçersek, durumlarının utanç verici olduğunu söylemek gerekiyor çünkü, birçoğu aşağılayıcı şekilde ABD'ye bağımlılar, oysa ABD'nin geleneksel müttefikleri Washington'dan uzaklaşmaktalar.

Münih Güvenlik Konferansı'nın yıllık raporunda Suriye’deki savaşın yıllarca sürebileceği ve hatta iki süper güç arasında bir dünya savaşına haline gelebileceğine vurgu yapılması, acı veridir, ancak bazı Arap ülkelerinin her türlü mantıktan uzak sığ ve dar görüşleriyle kişisel intikam peşinde oldukları için bu durumdan memnun olabilirler.