En Büyük Terör Örgütü NATO’dur
Gazeteci-Yazar Banu Avar, Alevi Kültür Dernekleri Kdz. Ereğli Şubesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kdz. Ereğli Şubesi’nin düzenlediği “Dünya Düzeni” başlıklı konferansa katıldı.
Tesnim Haber Ajansı - Alevi Kültür Dernekleri Kdz. Ereğli Şubesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir’in yanı sıra eski CHP PM Üyesi Buket Müftüoğlu, bazı demokratik kitle örgütlerinin başkan ve yöneticileri ile yurttaşlar katıldılar.
Alevi Kültür Dernekleri Kdz. Ereğli Şube Başkanı Mehmet Taştan konferansa katılanları selamlayan bir açılış konuşması yaptı. Taştan, Gazeteci-Yazar Banu Avar’ın konuk olduğu konferansı daha geniş bir salonda ve daha geniş bir katılımla yapmayı arzu etmelerine karşın, Atatürk Kültür Merkezi’nin kendilerine tahsis edilmediğini dile getirdi. Etkinliğin başında Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir de kısa bir konuşma yaptı.
"BUNU KAFANA SOK"
Daha sonra kürsüye gelen Gazeteci-Yazar Banu Avar konuşmasına hiçbir partiye üye olmadığını vurgulayarak başladı. Kendisine tüm partilerden gelen milletvekilliği tekliflerini reddettiğini belirten Avar, “Bunun sebepleri var. Ben Atilla İlhan’ın yanında büyüdüm. Atilla İlhan bana ‘Gazetecinin partisi olmaz kızım. Beni takip edeceksen, bana, öğretmenim diyorsan bunu kafana sok’ dedi. Bu nedenle karşınızda hiçbir zaman herhangi bir partide olmamış, Kuvva, Müdafaa-i Hukuk çizgisini kendine ana damar seçmiş biri var” dedi.
Avar, şöyle devam etti:
“Herkesin fikirleri var ve herkes şuralar kurarak bu fikirlerini çok ileri götürebilir. Bunu yerel bazda yapmamız gerekir. Bunu partiler üstü yapamıyoruz bugün. Çünkü herkes ya A’da ya B’de ya C’de. O nedenle de birbirini yiyor. 70 yıldır durmadan oy verdiniz ve buraya vardınız. Dünya nükleer savaşa doğru gidiyor. Ülke de giderek olabilecek en darboğazından geçiyor. Ekonomik olarak Karadeniz’deki sıkıntıları en çok çeken yerdeyim. En büyük ekonomik krizi yaşayan, birebir yaşayan ve en zengin yöredeyim. Yani benim için Türkiye’nin en zengin üç yeri var: Kardemir, Erdemir, İsdemir. Ne oldu bunlara? Ortada, hepiniz benden iyi biliyorsunuz.”
“DERNEK YA DA OLUŞUMLARIN YURT DIŞINDAN PARA ALIP ALMADIĞINI ARAŞTIRIN”
TRT’den İsrail ve Amerika’nın şikayeti üzerine atıldığını dile getiren Avar, şöyle devam etti:
“Şu anda halen ortalıkta dolaşan, 903 Fethullahçıyı TRT’ye yerleştiren adam olan İbrahim Şahin, daha iki ay öncesine kadar Samsun Valiliği yaptı. Üç yazıdan sonra artık adamı aldılar ama gene rahatta, merkezde oturuyor. Pensilvanya’ya bütün insanları taşıyan meşhur İbrahim Şahin bizim biletimizi kesti. Ondan sonra Halk TV dahil bütün kanallar bana ‘Hayır’ dedi. Bakın hepsine tek tek gidip bedava program teklif ediyorum. ‘Hayır’ diyorlar. Böyle bir korku. Neden? Partili değilsin. Partili olmayınca bütün kapılar kapanır. Ya A’da ya B’de ya C’de olacaksın. Eğer partili değilsen ve ‘Ben söylerim arkadaş, içinizde sizin bölücülük yapan var, sizin içinizde bunu yapan var, şunu yapan var’ dedin miydi bitti, bilet kesildi. Vaziyet budur. Benim durumum da bu. Tek örgüt siyasi partiler değildir. Bunu biz bu ülkenin kuruluşundan biliyoruz. Örgüt siyasi parti dışında da vardır. En önemli örneği Müdafaa-i Hukuk’tur, Kuva-yı Milliye’dir; bu memleket de böyle kurulmuştur. Örgütlenmenin içine etnik sokarsanız çok güzel bir şekilde darmaduman edersiniz.
Etnik ve dini anlamda bölüyorlar bizi. Bu bölünmeye şimdi üçüncüsü katıldı. O da cinsel olarak bölüyorlar, kadın ve erkek olarak. Erkekleri düşman kabul eden bir takım kadın cinsleri yaratıldı. Ve bunları feminist dalgayla yaymaya başladılar. Feminizm Batı’nın kullandığı bir silahtır. Feminizm dalgasına kapılmayınız ey kadınlar. Erkekler düşman değildir. Kadın ve erkek olarak sınıfsal düşmanlarımız var. Yani Hillary Clinton kadındır ama benim düşmanımdır. Dolayısıyla kadın ve erkek olarak ayıramayız toplumu. Biz kadın erkek omuz omuza bu memleketi kurduk ve kadın erkek omuz omuza aynı şekilde vatanseverler olarak birlikte yürüyeceğiz. Yurtdışından gelen felsefeleri kabul eden ve bunun için de yurtdışından bol miktarda hibe alan derneklerden, Uçan Süpürge, Mor Çatı, KADEM, KAGİDER gibi uzak durun. Bunlar zehirlidir ve zehri bala bulayıp bize vermektedirler. Buna benzer herhangi bir derneğe, oluşuma yaklaşıyorsanız, dışarıdan para alıyor mu ilk sorunuz olsun. Bunu araştırmadan hiçbir yerin yanına yaklaşmayın.”
“EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ NATO’DUR”
2001 yılında Amerika’daki Ayla Bakkallı, Bakkallı Lobi Şirketi tarafından Tayyip Erdoğan’a bir mektup gönderildiğini, Gazeteci Arslan Bulut’un yayımladığı bu mektubun CFR’den (Dış İlişkiler Komisyonu) geldiğini anlatan Avar, dünyadaki tüm küresel şirketlerin en üst çatı örgütü konumundaki CFR’nin başında ise Türkiye’de de büyükelçilik görevinde bulunmuş Morton Abramowitz’in yer aldığını anımsattı. Mektupta Erdoğan’dan, "Tüm dünyada uygulandığı gibi Türkiye’de de yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin" istendiğini ifade eden Avar, “‘Yerel yönetimlere yönelik bir iktidar istiyoruz’ dediler. AKP’nin program ve tüzüğünde bu mektuptaki satırlar birebir yer aldı. Ne diyor? ‘Ben Türkiye’yi federal yapacağım, ben Türkiye’yi yerel yönetimlere böleceğim.’ Yerel yönetimlere bölünme 2003’te İkiz Yasalar’la, 2006’da bölgesel kalkınma ajanslarıyla oldu. Çünkü bölgesel kalkınma ajansları zaten kurulacak olan federal devletçiklerin, derebeyliklerin tohumuydu. Bunu kabul ettiler, programlarına koydular. Yani onların sözleri zaten açıktı” dedi.
Emperyalizmin Suriye’de etnik devletçikler kurarak ülkeyi dörde bölmeyi düşündüklerini belirten Avar, Irak’ın da üçe bölünmesinin planlandığını, bunların tamamının açıklandığını söyledi. Türkiye’nin bölünmesine yönelik planların da daha sonra ortaya çıktığını ve İsrail istihbarat örgütünün yayını Kivunim’de yer aldığını dile getiren Avar, “Türkiye için düşünülen formül, Sevr’dekinin aynısıydı zaten.” dedi. Dünyayı yöneten güçlerin önce din temelli büyük birlikler-federasyonlar kurulmasına karar verdiğini, bunda başarılı olamayınca büyük ekonomik birlikler kurma yoluna gittiklerini anlatan Avar, şu görüşlere yer verdi: “O zaman biz NATO’ya girerken konuşulan şey de Türkiye ve çevresinde bir Ortadoğu federasyonu kurulmasıydı. Ve bu çerçevede bu Ortadoğu federasyonunu koruyacak yapı olarak da benim için bir terör örgütü olan NATO’yu uygun gördüler. Terör örgütünün belki de en büyüğü NATO’dur bugün. Dünyayı kana boğan örgüt bence NATO’dur. İşte o NATO’yu da başımıza bela ettiler. Kılcal damarlarımıza kadar sızdılar. NATO Türkiye’ye girdikten sonra MİT CIA’ya bağlandı. Ve CIA’dan maaş almaya başladı. Biz bunları bilirsek bugünü çözebiliriz. İhanete uğramamızda devamlılık var. Biz öyle güçlü bir milletiz ki, bu kadar senedir ihanete uğradığımız halde hala Yugoslavya’da olduğu gibi birbirimizi vurmaya başlamadık. Bu bizim büyük bir başarımız. Çünkü oraya doğru itiyorlar. Herkesi birbirinden nefret ettirip birbirine silah doğrultmasına doğru bir gidiş var.”
“TÜRKİYE’Yİ PONTUS SOYKIRIMIYLA SUÇLAYACAKLAR”
Atatürk’ün ölümünden yalnızca beş ay sonra İngiliz ve Fransızlarla imzalanan Üçlü Antlaşma’nın bir ihanet antlaşması olduğunun altını çizen Banu Avar, İsmet İnönü tarafından imzalanan bu antlaşmanın yanlış olduğunu, bu yanlışları göremediğimiz takdirde bugün ne yapacağımızı bilmemizin de mümkün olmadığını anlattı. Change.org organizasyonunun, Amerikan Savunma Bakanlığı’na bağlı çalıştığını ve bütün ülkelerde duygu haritası çıkararak, farklı grupların etkilenme noktalarını saptadığını belirten Avar, Youtube, Twitter, Google ve Facebook gibi şirketlerin de CIA tarafından yönetildiğini vurguladı. Suriye’de yaşananlara da değinen Avar, “Ben Asi Nehri’nde dökülen kanları gördüm. Esad’ın adamı diye kazıklara oturtup palayla kollarını kestiklerini gördüm Nusracıların. Kameraya çekmişler, millete gözdağı vermek için dağıtıyorlardı. Suriye’ye gittiğimde gördüm bunları. Eğer bir katliam varsa, önce Esad’ın adamlarına yapıldı o katliam. Onları azdıran Mckane idi. Bunlar yalan söylüyor. Çünkü eğer camdan bir evde oturuyorsanız, öbür evlere taş atmazsınız” diye belirtti.
2008 yılında, dört yıldır sürdürdüğü Sınırlar Arasında programına son verilerek TRT’den atıldığında, ertesi hafta kendi program saatinde yerine kimin geleceğini merakla beklediğini anlatan Avar, kendisinin programının yerine yer verilen İbrahim Kalın’ın altı yıl içerisinde Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü’ne yükseldiğini söyledi. Avar, İbrahim Kalın’ın wikileaks sızıntılarında da “CIA’nın yakın kontağı” olarak geçtiğini anımsattı. Avar, “Barzani’nin danışmanı kimdi? İlnur Çevik. Nerede? Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı” dedi. Bojidar Çipof isimli araştırmacının Pontus dernekleri ve patrikhane konusunda çalışmalar yaptığını da belirtirken, “Bojidar Çipof’un 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde yayımladığı raporlara göre Şubat ayında bütün dünyadan 20’ye yakın Pontus derneği buraya akmış. Zoğrafyon Lisesi’nde koro festivali yapılmış. Pontus dernekleri Türkiye’nin Pontus soykırımı yaptığı üzerine konuşmuş; olay Amerika’ya gitmiş. Amerikan Temsilciler Meclisi Mart ayında bir karar tasarısı çıkarmış. Bu karar tasarısında önümüzdeki Mayıs ayında Türkiye’nin Pontus soykırımcı olarak ilan edilmesi karara bağlanmış. Bunları niye yazmıyorlar? Ermeni bitti bu başlıyor. Bunları yazan çizen yok” ifadelerini kullandı.
Gazeteci-Yazar Banu Avar, Milli Mücadele dönemindeki halk örgütlenmesi ve bu örgütlenmedeki kadınların rolünden de örnekler verdiği konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizim çok geniş çapta platformlara ihtiyacımız var. Herkes göz göze bakarak birlikte olacak. Fabrika ayarlarına geri döneceğiz. Hepimizin gırtlağına çöktüler. Bizi bölen her şeyden uzaklaşmak zorundayız. Bizi bölen en önemli mesele particilik, boş bir particilik. Çünkü halkın istediği adayları yukarı taşıyamıyorsun. Yerel örgütlenme zorunluluğu var. Yerel örgütlenme, İstiklal Savaşı’nda yapılmış olan örgütlenmedir. Bu örgütlenme biçimini günümüze uyarlayarak yapmak zorundayız. Suriye’de bir pay kavgası yapılıyor. Suriye’den sonra da Türkiye ve İran’ı hedef aldıklarını açık ve net bir şekilde söylüyorlar.”
Avar, konferansın ardından katılımcılarla anı fotoğrafları çektirdi ve kitaplarını da imzaladı.
Odatv.com