21. Yüzyılda Dünya Demokratik Değildir / Avrupa Sonunda Kendi Çıkarları Ve Amerika Arasında Bir Seçim Yapmak Zorunda Kalacaktır
İran İslam Cumhuriyeti Kültür Devrimi Yüksek Konseyi Üyesi; serbest piyasa ideolojisinin, küresel ekonomideki birçok kapitalist hükümetin yeni bir müdahale biçimini savunmak olduğuna değinerek şunları söyledi: ‘Dünyada medeni haklar sistematik olarak ihlal edilmektedir ve 21. yüzyılda dünya demokratik değildir ve ilişkiler demokrasiye göre gerçekleşmemektedir.’
Tesnim Haber Ajansı - “Kudüs sonsuz başkent” başlığıyla düzenlenen Altıncı Uluslararası Yeni Ufuklar Konferansında konuşan İran İslam Cumhuriyeti Kültür Devrimi Yüksek Konseyi Üyesi Hasan Rahimpur Azgadi şu ifadelerde bulundu: ‘Burada, Siyonist karşıtı Yahudi liderler ve laik hareketler var, ama özgürlük ve eşitlik yanlıları ve hatta eski askeri liderler var ve öyle görünüyor ki hepimiz farklı ve çeşitliyiz ama hedef açısından birbirimize yakınız.’
Asıl hedefin iktidarın hakimiyetine bir alternatif oluşturmak olduğunu belirten Rahimpur sözlerine şöyle devam etti: ‘Sorun teorik olarak aklın vahiyden, dinin de felsefeden ayrılması ve sonraki aşamada da bilimin felsefe ve ahlaktan ayrılmasıyla başlamış ve nihayetinde bizim felsefe ve din ile ve yaptığımız eylemlerin nedeniyle bir işimiz yok ve konu, bu eylemlerin nasıl yapılması gerektiğidir ki bu da bilimle sağlanmaktadır denilmiştir.
Bilim, felsefeden, dinden ve ahlaktan ayrıldığında, çeşitli uluslararası yatırım şirketlerinde sayıları bin ve yüzlere ulaşamayan insanların tehlikeli bir silahı haline geldi ve dünyayı Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, atom bombası ve uluslararası bankalar, sinema ve medya yoluyla kontrol edebildiler.’
Rahimpur Azgadi, Batı'nın, dünyanın tek bir kutup haline getirilmesine dayalı hedefine değinerek şunları söyledi: ‘Bir ABD yetkilisi, birkaç gün önce, “Bugün dünyada üç engelimiz var ve eğer onlar olmasa dünyayı yutarız” ifadesinde bulunmuş sonra da Çin, Rusya ve İran'a işaret etmişti.
Çok doğaldır ki, Çin ideolojiden çok ekonomik olarak engeldir ve Rusya'da daha fazla askeri politik tehdittir ama İslam İnkılabı ideolojik bir tehdittir.
Günümüzde hem bilim hem de felsefe doğrulanabilir bir gerçek olmadığını kabul etmektedir, bilimin felsefe, ahlak ve dinden bu şekilde ayrılmasının önemli sonuçları olmuştur ki, bugün de hangi kelimelerin ve terimlerin önemli olduğundan emin olamayız.’
Rahimpur Azgadi, “Mevcut yapıyı nasıl kırabiliriz” şeklinde sorulan soruya şöyle yanıt verdi: ‘Rekabet gücüne sahip olan Amerika Birleşik Devletleri ve "Anglosakson ‘un politik, medya ve ekonomik gücünün paralel gücünü yaratabilmeliyiz ve dünyanın tekelini kırmak amacıyla küresel bir koalisyon oluşturmalıyız.
İran gibi bazı ülkeler bu yapıyı kırmada daha büyük fedakârlıklar yapmaya hazırdır ve işin yeniden dağılımı gerekmektedir.
Orta sınıf ekonomik kurumların daha büyük güçler tarafından iflas ettirilmesine izin vermemeli ve bazı yerel ve orta ölçekli şirketlerin birkaç büyük Siyonist Amerikan ülkesi tarafından yağmalanmasına izin vermemeliyiz.’
Avrupa Birliği'nin politik yapısını kırılgan olarak tanımlayan Rahimpur, sözlerine şöyle devam etti: ‘Avrupa nihayetinde, Avrupa milletinin çıkarları ile Amerika'nın çıkarları arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Almanya’nın hiçbir şekilde bağımsızlığı yoktur. İngiltere ve Fransa da görünüşte bağımsızdır ama tamamen ABD'ye güvenmektedir ve ABD de Siyonistlere güvenmekte ve dayanmaktadır.
İmam Humeyni (ra) ABD'nin dünyadaki en mazlum uluslardan biri olduğunu, çünkü bu ülkenin halkının başlarına ne geleceğini bilmediklerini ve onların adına dünyadaki insanların başına ne gibi dertler açıldığını da bilmediklerini söylemiştir. Amerika'ya karşı küresel bir protestoya yön vermeliyiz.
Birliği olduğu düşünülen Avrupa Birliği örneğinde, prensipte bir ittifak yoktur, bir şeyler yapılmalıdır ve aynı zamanda Batı tarafından özel şirketlerin özel gelişimi boykot edilmeli ve küçük yatırımların yok edilmesini önlemek için de bir şeyler yapılmalıdır ve dünyayı sadece birkaç yüz kişinin yönetmemesi için Avrupa'da ekonomik bir engel şekillenmelidir.
Bugün dünyadaki bütün savaşları başlatan ve savaşın iki tarafına milyarlarca dolarlık silah satanlar, barış sloganı atan ve atom bombası üreten, Guantanamo ve Ebu Garib'i yöneten ve yüksek sesle insan haklarından bahseden kişilerin aynıdır.’
Rahimpur Azgadi, Uluslararası Para Fonu'nu ve Dünya Bankası'nı, gizli bir şekilde piyasayı manipüle ederek ve güç kullanarak dünyaya hâkim olma araçlarından biri olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Ekonominin küreselleşmesi adı altında, dünyayı Batılılaştırmaya başladılar.’
Savaş tehlikesinin ciddi olduğunu belirten Rahimpur şu ifadelerde bulundu: ‘Batı kapitalist ilişkileri savaşsız yürümez ve bugünün savaşlarında da sahne önünde ya da arkasında Amerika’nın kapitalizmi vardır. Batı'yı yönetenler, serbest piyasalar, demokrasi ve insan hakları sloganıyla, bütün direnişleri en kötü şekilde bastırdılar.
Serbest piyasa ideolojisi, küresel ekonomideki birçok kapitalist hükümetin yeni bir müdahale biçimini savunuyor. Dünyadaki vatandaşlık hakları sistematik olarak ihlal ediliyor ve 21. yüzyıldaki dünya, demokratik değildir ve ilişkiler demokrasi temelinde gerçekleştirilmiyor. Gelin hep birlikte küresel demokrasiyi gerçekleştirelim, kendi kaderimizi nasıl belirleyeceğimize sonra karar verelim.
Yeni bir dalga başlatmak isteyen herhangi bir birlik için bir şampiyona ihtiyacımız var, kahraman, halkıyla şeffaf bir şekilde konuşan ve diplomatik uzmanlığı olmamasına rağmen, vicdan ve onur sahibi olandır.’
Rahimpur Azgadi konuşmasının sonunda, dinsel ve manevi bir birliğin yaratılmasının altını çizerek şunları vurguladı: ‘Hıristiyanlığın kapital yüzünü değil, gerçek yüzünü ve Siyonistlerin değil Musevilerin gerçek yüzünü göstermeliyiz ve bunları yapmak gerçekten de mümkündür.’