"Yüzyılın Anlaşması", İki Taraflılıktan Çok Taraflılığa
Bölgede durum karmaşıktır ve direniş cephesi ile Siyonist-Batı bloğu, tüm güçleriyle sahaya inmişler. Bu durumu doğru dürüst anlayıp, imkanları titizlikle kullanmak, bir tarafın başarısı ve üstünlüğünü sağlayabilir.
Tesnim Haber Ajansı - Batı Asya uzmanlarından Dr. Hüseyin Ruyveran, Tesnim Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede; ABD'nin "Yüzyılın Anlaşması" hakkında ayrıntılara işaretle bu projeyi, Siyonistlerin lehine durumu stabil kılacak süper bir proje olarak niteledi.
Yüzyılın Anlaşması
Trump döneminde süper proje sözcüğü kullanılmaya başladı ki krizin çözümü için diyalog temellerinin birçoğunu değiştirmiştir. Geçmişte Filistinliler ile Siyonistler, Madrid'de müzakerelere başladılar. Ardından Oslo, Wye River, Kahire ve ... devam etti ve sonunda durdu. Bugün ise bölgede Yüzyılın Anlaşması'nda yeni bir şekil gündeme getirilmiş ve birçok taraf bu hikayeye dahil olmuştur. Görüyoruz ki, Refah sınırından Mısır'ın Ariş sınırına kadar toprak değişimi doğrultusunda Filistinlilere verilmesini gündeme getirmişler ki onda bir uluslararası havaalanı ve bir derin liman bu bölümde var ve bunların da Filistinlilere verilmesi söyleniyor. Ariş'in bu bölgesinde bir otoyol var ki İlat'a ulaşıyor ve orada yer altına giriyor ve Ürdün'de yer yüzüne çıkarak, Batı Yaka'ya kadar uzanıyor.
Çok Taraflı Müzakereler
Bu projede ikili müzakereler, Suudi Arabistan'ın başkanlığındaki çok taraflı görüşmelere dönüşmüştür. Suudi Arabistan'ın Siyonist rejim ile ilişkilerini normalleştirmeye doğru sevkeden nedenlerden biri de bu projedeki sorumluluğudur ve bunun için hazırlıklar yapıyor. Mısır bu otoyolla Ürdün, Suriye ve Irak'a doğru açılıyor. Kendileri, Suriye ve Irak'ın biraz Arap dünyasından uzaklaştığı için onları İran'dan kurtarıp, Arap dünyasına geri kazandırmaları gerektiğini söylüyor.
Sadece Akabe limanı olan Ürdün, bu otoyolla Akdeniz'e açılıyor ve pratikte Filistin devletini uluslararası denetime geçiyor çünkü bu otoyolun bir bölümü Mısır'a, bir bölümü de Ürdün'e aittir ve sınır da Siyonist rejimin kontrolünde. Demek ki, silahsızlandırılmış Filistin devleti, Mısır, Ürdün ve Siyonist rejimin kontrolüne geçecek.
Filistinlilerin İntikali ve Modern Göçzedelik
Bu projede, Filistinlilerin bir kısmı yer değiştirecek. 1948 yılında yaşanan ve yaklaşık 8 bin Filisitinlinin evinden edinen Nekbe olayı artık yaşanmayacak. Bu nedenle modern bir göçü gündeme getiriyorlar. Suudi Arabistan konusu ve Newum kenti de bu olay içindir.
Bu arada Mısır, Ariş'in bir kısmını vermesi gereken Mısır, daha önce Tiran ve Sanafir adalarını devretmiştir ve Bunun karşısında Suudi Arabistan da, çok modern ve 400 - 800 milyar dolara mal olacak Neyum kentini inşa edecek. Ürdün de topraklarının bir kısmını verecek. Bu kentin cemiyetini de Filistinliler dolduracak çünkü Suudi Arabistan'ın en gücü ve ne cemiyeti var. İşte bunun adı modern göçzedeliktir.
Süper proje denen yeni projeye bir takım ülkeler dahil olup, yatırım yapıyor ve çıkarları de birbirine kenetleniyor. Başka bir deyişle, Arap NATOsu'nu isteyenler uluslararası bir ordu kurmak niyetindeler. Bu uluslararası ordu, üs ve silaha ihtiyacı var. Yeni bu Trump'ın istediği şeydir. Yeni bir satış ve İran karşısında yeni bir yapılandırma.