Şimdilik Amerika ile Doğrudan Müzakere İçin Bir Neden Yok


Bazıları İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri bakanının son sözlerini İran'ın ABD ile müzakere etme konusundaki ilgisini ifade ettiği şeklinde yorumlamaya çalışsa da, açıklamalarına yakından bakıldığında, Tahran'ın Viyana görüşmelerindeki tutumunun sadece iyi bir anlaşmaya varma yönünde olduğu görülüyor.

Tesnim Haber Ajansı- İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı Siyasi ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde düzenlenen İran ve Komşuları Ulusal Konferansı'nın kapanış töreninde yaptığı açıklamada, "Müzakerelerde yüksek güvenceli iyi bir anlaşmaya varmak için Amerikalılarla belli bir düzeyde diyalog kurmamız gerekirse, bunu görmezden gelmeyeceğiz." demişti. 

Dışişleri bakanının sözleri bazı yerli ve yabancı medya tarafından "İran'ın ABD ile doğrudan görüşmelere hazırdır" şeklinde yorumlandı. 

Emir Abdullahiyan'ın konuşmalarının yayınlanmasından kısa bir süre sonra, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüleri Tahran ile Washington arasındaki doğrudan diyaloğu memnuniyetle karşılayarak Viyana'da devam eden müzakereleri ilerletmede faydalı olacaklarını söylediler. 

Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın açıklamalarına iç ve dış tepkiler sürerken, İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, ABD ile doğrudan görüşme konusuna değinmeden sadece "İyi bir anlaşmaya varma şartı ile ABD ile iletişimin şeklini değiştirme olasılığı" üzerine bir tweet attı.

Her ne kadar yurtiçi ve yurtdışındaki bazı medya kuruluşları ve yazarlar, kasıtsız veya kasıtlı olarak Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarını İran'ın ABD ile müzakere etme konusundaki ilgisini ifade ettiği şeklinde yorumlamaya çalışsalar da, Emir Abdullahiyan'ın  sözlerine ve Şamhani'nin konuyu daha net bir şekilde ele alan tweetine dikkat edildiğinde, İran İslam Cumhuriyeti'nin Viyana görüşmelerindeki tutumunun, başından beri belirtildiği gibi, sadece iyi bir anlaşmaya varma girişimi olduğunu ve baskı altında müzakereyi zaman öldürme ve mazeretler uydurmayı reddeden bir tutum olduğu görülmektedir. 

İran, daha önce de  Kapsamlı Ortak Eylem Planı-KOEP anlaşmasının sağlanmasına yol açan müzakerelerde ABD ile 5+1 çerçevesinde veya bağımsız olarak zaten müzakere yapmış ve ülke çıkarları gerektirdiğinde düşmanla müzakere etmekten çekinmediğini  göstermiştir. İyi bir anlaşmaya varılması için koşulların sağlanması halinde İran'ın istediği anlaşmanın sonuçlandırılması yolununun açılması halinde tabii ki bu durum tekrarlanabilir. 

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'nin "Şu ana kadar Viyana'daki Amerikan heyetiyle iletişim gayrı resmi karşılıklı yazışmalarla kuruldu.Daha fazlasına gerek olmadı ve olmayacaktır da.” açıklaması gösteriyor ki müzakere süreci nispeten iyi durumda ve ilerleme yolunda olsa da, ABD'nin aşırı ve yapıcı olmayan davranışlarının devam etmesi nedeniyle hala iyi bir anlaşmaya varmaktan uzakta bir noktadayız. Bu yüzden doğrudan diyaloglar ve müzakereler için de bir gereklilik söz konusu değildir.