İran: Biden'ın Sözünü Garanti Olarak Kabul Edemeyiz


İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, "Amerikalıların nükleer anlaşmadan geri çekilmesi ve Batılı tarafların sözünü tutmaması nedeniyle Amerika Başkanı'nın sözü, İran kamuoyunda garanti olarak kabul edilemez." dedi.

Tesnim Haber Ajansı- İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesine verdiği demeçte; İran ile P4+1 ülkeleri (Fransa, Rusya, Çin, İngiltere ve Almanya) heyetlerinin katılımıyla Viyana'da devam eden 8'inci tur müzakereleri değerlendirdi.

Emir Abdullahiyan, Viyana müzakerelerine ilişkin; "Biz birkaç haftadır görüşme halindeyiz. Viyana'daki görüşmelerde bizim için önemli olan tek taraflı ABD yaptırımlarının kaldırılması ve tüm tarafların nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerine geri dönmesidir. İran İslam Cumhuriyeti heyeti ile Batılı taraflar arasında temel bir fark olduğunu düşünüyorum. İran müzakere heyeti, güçlü irade ve planlı bir şekilde Viyana görüşmelerine katıldı." dedi.

Emir Abdullahiyan sözlerine şöyle devam etti:

"Amerikan tarafı defalarca ABD başkanının iyi niyetli olduğunu ve bir anlaşma aradıklarını ve aynı zamanda anlaşmaya varmak için fazla sürenin olmadığını söyledi. Onlara biz de iyi bir anlaşma istediğimizi ifade ettik. Ayrıca biz de mümkün olan en kısa sürede iyi bir anlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz, ancak bu anlaşma İran milletinin haklarını göz ardı etmemeli.

Bu dönemde karşılaştığımız sorunlardan biri de karşı tarafın ciddi bir inisiyatiften yoksun olmasıdır. Biz müzakere sürecinde onlara 'İran'ın barışçıl nükleer programıyla ilgili kaygılarınızı bertaraf etmek istiyorsanız, nükleer anlaşmada kaldırılması gereken yaptırımlarla ilgili endişelerimizi de ele almanız gerekir' dedik."

İyi bir anlaşmanın tanımını açıklayan Emir Abdullahiyan, "Bize göre iyi anlaşma, 2015 yılında imzalanan anlaşmada kaldırılması kararlaştırılan tüm yaptırımlar ortadan kalkmalı. Halihazırda müzakerelerde ilerleme kaydedildi, ancak nükleer anlaşma çerçevesinde elde etmemiz gereken hususlara ulaşamadık." değerlendirmesinde bulundu.

"Garanti" meselesini müzakere masasındaki ciddi tartışmalarımızdan biri olarak nitelendiren Emir Abdullahiyan, şunları kaydetti:

"Her şeyden önce, garanti konusunda endişeliyiz. Amerikan tarafı hala bize güçlü bir garanti sunmuyor. ABD temsilcisi Robert Malley bir sonraki ABD yönetiminin yükümlülükleri yerine getirip getirmeyeceği hususunda güvence vermiyor. Bu, tanınmış uluslararası hukuka aykırıdır. Uluslararası hukuka göre, bir ülkede isyancı veya darbe hükümeti iktidara gelse bile o hükümet, hükümetin ve seleflerinin uluslararası yükümlülüklerine uymak zorundadır. Dolayısıyla Amerikan tarafının Biden yönetiminin sonuna kadar sürecek geçerli bir anlaşmadan bahsetmesi asla kabul edilebilir bir durum değil.

Onlar geçici anlaşmanın bile birtakım şartları ve kısıtlamaları olduğunu söylüyorlar. Ancak müzakere masasında bir miktar ilerleme kaydettik ve bu ilerlemenin iyi bir anlaşmaya yol açacağını umuyorum. İyi anlaşmaya varmak için Batı'nın gerçekçiliği belirleyici olabilir."

Karşı tarafın İran'a bazı garantiler vermesi gerektiğini vurgulayan Emir Abdullahiyan, "Bu garantiler, Amerika ve üç Avrupa ülkesi tarafından sağlanmalı. İlki politik garantidir. Bize, Joe Biden'ın son G7 Zirvesi'ndeki açıklamalarının güçlü bir siyasi garanti olabileceği söylendi. Ancak Amerikalıların nükleer anlaşmadan geri çekilmesi ve Batılı tarafların sözünü tutmaması nedeniyle Amerika Başkanı'nın sözü İran kamuoyunda garanti olarak kabul edilemez. Bu konunun ayrıntıları Viyana'daki görüşmelerde tartışıldı. Yasal ve hukuki güvenceler de bizim için önemlidir.

ABD tarafı, Avrupa Birliği arabuluculuğuyla gönderdiği mesajlarda; (olası) anlaşmanın Kongre'de onaylanmasının mümkün olmadığını vurguladı. Bizim için Amerika ve Batı tarafının hukuki güvencesi çok önemlidir.

Bu konuda meslektaşım Dr. Bakıri'ye (İranlı başmüzakereci) Viyana'daki görüşmelerde Batılı taraflara, anlaşmanın parlamento onayını almadığı halinde bir bildiri yayınlayarak anlaşmaya bağlılıklarını dile getirmelerini söylemesini istedim. Ancak, yasal garantiler konusunda ABD ve üç Avrupa ülkesinin somut bir inisiyatifi bulunmamaktadır.

Ekonomik güvenceye gelince, bir sonraki hükümet iktidara gelirse bu konuda bir garantimiz yok diyorlar. Umarız gerçekçi olurlar." ifadelerini kullandı.

İranlı yetkili, ABD ile doğrudan müzakere ile ilgili olarak, şunları konuştu:

"Kalıcı garanti ile iyi bir anlaşmaya varma konusunda net bir vizyon olmadan ABD ile doğrudan müzakere sürecine girmeye hazır değiliz.

Amerikalılara vasıtalar aracılığıyla, şunu söyledik: Eğer gerçek bir niyetiniz varsa, herhangi bir diyalog veya temastan önce birkaç pratik adım atmanız gerekiyor. Örneğin, bloke edilmiş dövizlerimizin bir kısmı serbest bırakılabilir veya İran'a uygulanan yaptırımların bir kısmı, sadece iyi niyetle Başkan'ın emriyle kaldırılabilir, böylece Amerikalıların söylediği lafların doğru olduğuna ve kararlı olduğuna inanırız. 

Ayrıca bir sonraki kararlarımızın yönünü belirleyen de müzakere masasıdır. Ama genel olarak iyimseriz."

Karşı tarafın çeşitli siyasi oyunlara başvurup Viyana'daki görüşmelerde zaman kaybedildiği için bir an önce anlaşma sağlaması gerektiğini ileri sürdüğünü anlatan İran Dışişleri Bakanı, "Ancak biz iyi bir noktaya gelene ve iyi bir anlaşmanın erişebilirliğinden emin olana kadar müzakerelerin devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu iyi anlaşmaya ne zaman varacağımız karşı tarafa bağlı. İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik bu yaptırım ortamından birincil derecede sorumlu olan ABD'dir ve ABD, İslam Cumhuriyeti'nin çıkarlarına tam olarak hizmet eden iyi ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşmayı gerçekten isteyip istemediğini pratikte göstermelidir. " dedi.