Arap Ülkelerinin Suriye’yle Yakınlaşmasına Batı'nın Öfkesi


Arap ülkelerinin, özellikle Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkelerinin Şam ile yakınlaşması, Batı'nın öfke duymasına yol açacaktır.

Tesnim Haber Ajansı- 2011 yılında Suriye krizinin patlak vermesinin ardından başta Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri olmak üzere birçok Arap devleti Suriye ile diplomatik ilişkilerini keserek Şam'daki büyükelçiliklerini kapattı, Arap Birliği de Suriye'nin üyeliğini askıya aldı.

Son dönemde Suudi Arabistan, BAE ve Mısır başta olmak üzere bazı Arap ülkeleri ile Suriye arasındaki ilişkilerde normalleşme süreci başladı ve sonra uzun yıllar süren dışlamanın ardından Suriye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde iyileşme gerçekleşti.

Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan merkezli El-İbhariyye Kanalı, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından bir yetkiliye dayandırarak verdiği habere göre; Suudi Arabistan'ın iki ülke arasında konsolosluk hizmeti sağlama konusundaki isteği doğrultusunda Suriye Dışişleri Bakanlığındaki yetkililerle görüşmeler yürütüldüğü ifade edildi.

Reuters daha önce yayınladığı haberlerde; Suriye ile Suudi Arabistan'ın, diplomatik ilişkilerde 10 yılı aşkın bir süredir devam eden kesintinin ardından büyükelçilikleri yeniden açma konusunda anlaştıklarını duyurmuştu.

Bu kaynaklara göre Suriye Enformasyon Dairesi Başkanı Hüsam Luka, Riyad'da birkaç gün kalmış ve o sırada iki ülkenin büyükelçiliklerinin yakın gelecekte yeniden açılması konusunda anlaşmaya varılmıştı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan 8 Mart'ta yaptığı açıklamada, Şam ile ilişkilerin artmasının Suriye'nin Arap Birliği'ne dönüşünün önünü açabileceğini ve Arap ülkelerinin 10 yılı aşkın izolasyondan sonra Suriye ile ilişkilerini iyileştirebileceğini söyledi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 2011'den beri kapalı olan Şam'daki büyükelçiliğini 2018'de yeniden açtı. BAE Dışişleri Bakanlığı o dönemde yaptığı açıklamada; büyükelçiliğin yeniden açılmasının BAE hükümetinin iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden kurma çabaları doğrultusunda olduğunu duyurdu.

2011'den sonra ilişkilerin seviyesini düşüren Bahreyn, 2021'de Suriye'ye ilk büyükelçisini atadı.
Umman ise 2011'den sonra Suriye ile diplomatik ilişkilerini sürdürdü, ancak Şam’la diplomatik temsil düzeyini azaltan Arap ülkelerinden biridir.

Bu arada, Şam’ın Arap dünyasına geri döndürülmesi için bölgesel çabalar devam ederken Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesinde iç savaşın başlamasından bu yana ilk kez Umman ve BAE'yi ziyaret etti.

Katar’ın Suriye Politikasında Yumuşama Mı Oldu?

Salı günü Katar haber ajansına konuşan Bakanlık Sözcüsü Macid el-Ensari, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin KİK üye ülkeleri, Irak, Ürdün ve Mısır dışişleri bakanların Suriye konusunda istişare toplantısına katılmak üzere cuma günü Cidde'ye gideceğini açıkladı.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Cidde'deki görüşmenin ana gündeminde Suriye'deki durum olduğunu belirterek, "Suriye ile ilgili birçok gelişme yaşanıyor ve bu ülkenin Arap Birliği'ne geri dönüşüne ilişkin birçok görüş var.” dedi.
Ensari, Katar'ın konuya ilişkin duruşunun sabit olduğunu ve değişmediğini belirterek, ülkesinin Suriye halkının siyasi çözüm arzularını ve bu hamleler üzerindeki Arap mutabakatını karşılamaya yönelik tutum içinde olduğunu söyledi.

Riyad Zirvesi

Suudi Arabistan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı mayıs ayında Riyad'ın ev sahipliği yapacağı Arap Birliği zirvesine davet etmeyi planlıyor.

Reuters'ın üç kaynağa dayandırdığı söz konusu davetin gerçekleşmesi halinde bu, Şam ve Esad yönetimine yönelik uygulanan bölgesel izolasyonun resmen sona erdirileceği anlamına geliyor.

Kaynaklardan ikisi, Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın önümüzdeki haftalarda Şam'a giderek Esad'a 19 Mayıs'ta yapılması planlanan zirveye katılması için resmi bir davetiye vereceğini aktardı.

Arapların Şartlı Uzlaşması

Kuveyt, Suriye ile ilişkileri ancak Arap Birliği'nin kararıyla yeniden başlatacağını defalarca vurguluyor.
Bu, Kuveyt'in Arap Birliği üyelerinin çoğunluğunun Suriye'nin Birliğe dönmesine karar vermesi halinde karara uyacağı anlamına geliyor.

Katar'ın tutumu Kuveyt'inkiyle hemen hemen aynı ve Doha, Suriye ile ilişkilerin sürdürülmesi için Arap Birliği’nin uzlaşmasını bir şart olarak ortaya koyuyor.

Arap Ülkelerinin Suriye’yle Yakınlaşmasına Batı'nın Öfkesi

Tüm bu gelişmeler, Arap ülkelerinin Suriye'ye geri dönmesine ilişkin pozisyonundaki hızlı değişikliklere işaret ediyor. Bu, Suriye hükümetiyle ilişkilerin normalleşmesine karşı çıkan Batı ülkelerinin öfke duymasına sebep olabilir.

Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkelerinin Suriye'ye yakınlaşması dikkatleri başka bir yöne çekti, o da Batı'nın Suriye hükümetine yakınlığına karşı duruşu. Bu durumda bir yandan Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında ve diğer yandan ABD ve Avrupa arasında yeni bir krize neden olabilir.

Bu arada, petrol kaynaklı mevcut krizler ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş da hala devam etmektedir.
Her zaman Şam hükümetiyle ilişkilerin normalleşmesine karşı olduğunu vurgulayan ABD bu ülkede siyasi bir çözüme yönelik gerçek ilerleme sağlanmadığı sürece hiçbir ülkeyi Suriye ile normalleşmeye teşvik etmeyeceğini savunuyor.

ABD Şokta

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns'ün Suudi Arabistan ziyareti sırasında Riyad’ın İran ve Suriye'ye yakınlığı konusunda ABD’nin şok olduğu belirtildi.

The Wall Street Journal gazetesi, bu gizli ziyaret sırasında Burns'ün Suudi yetkililerin İran ve Suriye ile ilişkileri normalleştirme kararından duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirdiğini yazdı.

Bu gazetenin haberine göre; CIA Başkanı Burns, Suudi Veliaht prensi Muhammed bin Selman'a, ABD'nin Suudi Arabistan'ın hala Batı tarafından yaptırım uygulanan İran ve Suriye ile yakınlaşması karşısında şok olduğunu söyledi.
Olası Anlaşmazlıklar

Bölgedeki gelişmeleri değerlendiren Orta Doğu uzmanı Amir Al-Sabaila, Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkileri normalleştirme çabalarının bir anlaşma ile sonuçlanabileceğini söyledi.

Alkhaleejonline haber sitesine konuşan Al-Sabaila, “Suriye ile normalleşme konusunda bazı temel hususlar göz önünde bulundurulmalıdır, bunların en barizi Suriye hükümetine yönelik Avrupa ve Amerika yaptırımlarıdır.” dedi.

Al-Sabaila, Arap ülkeleri düzeyinde Şam hükümeti ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin önünde hiçbir engel olmadığını ancak Suriye yaptırımları devam ettiği sürece pratikte sorun olacağını söyledi.

Amir Al-Sabaila, “Arap ülkelerinin, ABD’nin onayı olmadan Suriye ile ilişkileri sürdürmek için uluslararası anlaşma sağlama ve çözüm üretme yeteneğine sahip olmadığına inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenle Arap ülkeleri, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ve ABD arasındaki anlaşmazlıkların artacağına inandıklarını aktaran Arap uzman, bu sürecin ABD'yi bu konudaki tutumunu netleştirecek önlemler almaya zorlayacağını belirtti.
Al-Sabaila, İşbirliği Konseyi'nin Suriye ile ilişkilerinin yeniden başlamasıyla birlikte Washington ile krizin daha da artıracağını savundu.