Batı’dan İran Nükleer Anlaşmasıyla İlgili Yeni Sinsi Plan
Önümüzdeki Ekim ayında BM Güvenlik Konseyi, İran'ın bazı petrol ve bankacılık yaptırımlarını tamamen iptal etme taahhütlerini yerine getirmelidir. Ancak 2015 tarihli nükleer anlaşma üyesi İngiltere, Fransa ve Almanya bu konuyu engellemek istiyor.
Tesnim Haber Ajansı- Önümüzdeki Ekim’de İran nükleer anlaşmasının Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından bazı bankacılık ve petrol yaptırımlarının kaldırılmasına yol açan "gün batımı" ile ilgili maddelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunun için KOEP üyesi bazı Avrupa ülkeleri (İngiltere, Fransa ve Almanya) bu konuya karşı adımlar attı.
Bazı resmi olmayan haberlere göre, geçen hafta üç Avrupa ülkesi, BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe sokmak için BMGK 2231 sayılı kararının "tetikleme mekanizmasının" kullanımını tartışmak üzere BM Güvenlik Konseyi'nin seçilmiş 10 üyesini davet etti.
Bu toplantının, İran'ın yeni nükleer başarıları bahanesiyle gerçekleştirileceği belirtildi; halbuki İran'ın tüm eylemleri, İran'ın NPT anlaşması ve BM'nin güvenlik düzenlemeleri kapsamında yapılmıştır.
Avrupa; Davacı Mı Sanık Mı?
ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilme kararı ve KOEP'i uygulama sürecine bakıldığında, İran'ın KOEP'i ayakta tutmak için tüm çabalarına rağmen Avrupa, Amerikan tarafının kötü niyeti kararını telafi etmek için hiçbir zaman gerçek bir pratik adım atmadığı görülmektedir. KOEP'in taraflarından biri olan Avrupa, bazı sembolik eylemler ve jestler dışında, hiçbir zaman taahhütlerini yerine getirememiştir.
ABD'nin İran'a yönelik tek taraflı yaptırımlarını bypass etmek ve Avrupa'nın KOEP kapsamındaki ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla kurulan "Instex" ödeme sistemi pratikte başarısız oldu ve insani yardım ile tıbbı ilaç alımında bile kullanılmayan bir mekanizma haline geldi. Bu mekanizma son olarak Avrupalıların kendileri tarafından kapatıldı.
Aslında İran nükleer anlaşması, özellikle mevcut düzende Avrupa'nın ABD’den bağımsız bir kimliğe sahip olamayacağını kanıtladı.
2018’de Beyaz Saray'ın KOEP anlaşmasından çekildiğini resmi olarak açıklamasının ardından dönemin Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, İran müzakere ekibi ile yaptığı görüşmede; Avrupa'nın KOEP'i yok etme niyetinde olmadığını ve anlaşmanın devam etmesi için elinden geleni yapacağını bildirdi. Ancak nükleer anlaşma pratikte etkili bir anlaşmadan çıkarak İran'ın yükümlülüklerini tek taraflı olarak uyguladığı bir anlaşma haline geldi.
ABD, Nükleer Anlaşmayı İhlal Eden Taraf
Nükleer anlaşmadaki tetik mekanizmasını devreye sokmak için Avrupalılara baskı yapan Washington yönetimi, nükleer anlaşmayı imzaladığı ilk günden itibaren taahhütlerini yerine getirmemeye çalışmıştır. Bu doğrultuda İran’ın eski merkez bankası başkanı Seyf, KOEP anlaşmasının yürürlüğe girmesinden birkaç ay sonra ve Barack Obama halen Beyaz Saray'da başkan olarak görev yaparken, Amerika'nın JCPOA taahhütleri doğrultusundaki eylemlerini "neredeyse hiçbir şey" olarak nitelendirmişti.
Şu anda ABD yönetimi, İran'a "nükleer anlaşmayı bozmak" gibi suçlamalar ve yaptırım tehditleriyle KOEP anlaşmasını rafa kaldırmaya çalışıyor, ancak anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini hiçbir zaman yerine getirmeyen ABD için nükleer anlaşma dönemi başlamamıştır.
Öte yandan, birçok ABD’li düşünür ve politikacı, Washington yönetiminin İran'a yönelik yaptırımları uygulamada zirvesi çoktan geçtiğine ve Washington'ın artık Tahran’a karşı yeni ve etkili yaptırımlar uygulayamayacağına inanıyor. ABD'nin yeni yaptırımlarının mimarı Richard Nephew ve Biden hükümetinin Hazine Bakanı Janet Yellen bu konuya itiraf eden isimlerdendir.
Tetik Mekanizması
“Tetik mekanizması” nükleer anlaşmadaki olası bir ihtilafı çözme mekanizmasıdır. Nükleer anlaşmanın herhangi bir tarafı, taraflardan birinin anlaşmanın taahhütlerini yerine getirmediğine inanıyorsa, anlaşmanın 36. ve 37. maddelerine göre konu, İran dahil tüm tarafların bulunacağı ortak bir komisyona havale edilir.
Bu iki maddeye göre, Avrupa ülkeleri İran'ı nükleer anlaşmaya uymamakla suçlayıp konuyu KOEP Ortak Komisyonu'na havale ederse, İran'ın şikayetçi tarafın rızasını almak için 30 günü olacaktır. Aksi takdirde dosya birkaç gün sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne havale edilir.
BM Güvenlik Konseyi'nin bu dosyayı aldıktan sonra bir ay içinde İran'a yönelik yaptırımların geri getirilmesini oylaması gerekiyor, ancak Batılı ülkeler KOEP müzakerelerinde oylama sürecinin yapısını Çin ve Rusya’nın Batılı ülkelerin görüşünü veto etme olasılığını ortadan kaldıracak şekilde değiştirdiler.
İran Nükleer Anlaşması’nın Sona Ermesiyle İlgili Senaryolar
Önümüzdeki Ekim ayında BM Güvenlik Konseyi, İran'ın bazı petrol ve bankacılık yaptırımlarını tamamen ortaya kaldırılmasına dair taahhütlerini yerine getirmelidir. Avrupa tarafının ABD’nin desteğiyle benimsediği strateji, eninde sonunda bu anlaşmayı sona erdirmek için tetik mekanizmasının kullanılmasına yol açacaktır. Aslında bu mekanizma uygulanırsa Avrupa, İran nükleer anlaşmasının uygulanmasını engellemek için onu tamamen yok edecektir.
Bu durumda, kendisini KOEP'e bağlı gören ve Batı'nın devam eden taahhütsüzlüklerine rağmen 2015 tarihli anlaşmadan çekilmeyen İran tarafı güvenlik denetim anlaşması çerçevesinde barışçıl amaçlı uranyum zenginleştirme faaliyetlerini daha üst seviyelerde sürdürebilir. Böyle bir durum kesinlikle Avrupa tarafının hoşuna gitmez. Bu, Avrupa’nın çıkarlarını ABD uğruna feda ettiği anlamına gelir.
Bu durum, KOEP'in yeniden canlandırılması için son dönemde atılan tüm adımları yok edebilir ve daha önce Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’nin “kabus” uyarısı gerçekleşmiş olacak.
Borrell daha önce "Nükleer anlaşma yeniden canlandırılmazsa, korkunç bir nükleer kriz yaşanacak.” demişti.
İran Nükleer Anlaşması Nedir?
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi (İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya) ve Almanya ile İran arasında 2015 yılında 'Kapsamlı Ortak Eylem Planı' adı verilen ve İran nükleer faaliyetlerinin denetlenmesini içeren anlaşma imzalanmıştı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de ülkesini tek taraflı olarak anlaşmadan çekmesinin ardından İran'a yönelik ekonomik yaptırımlar tekrar uygulamaya konulmuştu. Bunun üzerine Tahran yönetimi nükleer faaliyetlerine aşamalı olarak geri dönmüştü.
KOEP'in yürürlüğe konulmasına yönelik görüşmeler, Kasım 2021'de Avusturya'nın başkenti Viyana'da yeniden başlamış, ancak sonuç çıkmamıştı.