Tel Aviv’le Normalleşme Anketi: Arap Kamuoyu Hala Normalleşmeye Sıcak Bakmıyor


ABD merkezli bir düşünce kuruluşunun yaptığı yeni bir anket, Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri halklarının Siyonist Rejim’le ilişkileri normalleştirme anlaşmalarına sıcak bakmadığını gösteriyor.

Tesnim Haber Ajansı- Siyonist İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan normalleşme anlaşmalarının üçüncü yıldönümü yaklaşırken sözde ‘’Abrahim Anlaşması’’ henüz Fars Körfezi'ndeki Arap ülkeleri halklarının desteğini kazanabilmiş değil.

Bu ülkeler ile Siyonist Rejim arasında imzalanan çok sayıda işbirliği anlaşması ve çeşitli ortak projelere rağmen atılan adımlara bölgedeki Arap ülkeleri halklarından destek gelmedi. 

Al Khaleej Online internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ABD merkezli bir düşünce kuruluşunun yaptığı yeni bir anket Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri halklarının Siyonist Rejim’le ilişkileri normalleştirme anlaşmalarına sıcak bakmadığını gösteriyor.

Bu ankete göre, Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) ankete katılanların yalnızca yüse 27'si ve Bahreyn'de yanıt verenlerin yalnızca yüzde 20'si bu anlaşmaların bölge üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyor. Bu arada 2020'de BAE'de halkın yüzde 47'si ve Bahreynlilerin yüzde 45'i Tel Aviv ile ilişkilerin normalleşmesini desteklemişti. O dönemde sözde Abraham Anlaşması’nın Filistinli taraflar ile Siyonist İsrail arasındaki krizi çözme sürecinin bir parçası olacağı iddia edilmişti.

Suudi Arabistan, komuşuları BAE ve Bahreyn’in tersine Washington yönetiminin baskılarına rağmen Siyonistlerle normalleşmeyi kabul etmedi. Suudi vatandaşlarının yüzde 20'sinin bu normalleşmeye olumlu baktığı belirtiliyor.

Al Khaleej Online internet sitesine konuşan Filistinli yazar ve siyaset uzmanı Şarahbil el-Garib, Fars Körfezi’ne kıyısı olan ülkelerin halklarının Siyonist Rejimle normalleşmeye verdiği desteğin azalmasının yeni bir konu olmadığını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Çeşitli alanlarda zaman zaman normalleşme anlaşmaları imzalandığı için bu tür anketler Arap halklarının Siyonist Rejime karşı gerçek duygularını ve aynı zamanda imzalanan anlaşmaların meşruiyetine olan güven eksikliğini gösteriyor. Onlar anlaşmaların resmen tanınmasını bu rejimi meşrulaştırmak ve Filistin davasını unutmak olarak değerlendiriyorlar.”

2022’de Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nda, Fars Körfezi ülkelerindeki Arap halklarının Siyonist İsrail bayraklarının varlığını reddettiklerini belirten El-Garib,  onların Filistin bayrağını göndere çekip Filistin'le dayanışma sloganları attıklarını hatırlattı.

Filistinli uzman, bu insanların İsrail rejiminin Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesine yönelik planlarından haberdar olduğuna dikkat çekerek, “Bu konu onları kendi ülkeleri ile Tel Aviv arasında ilişki kurulmasından rahatsız ediyor.” ifadesini kullandı.

Fars Körfezi bölgesindeki Arap ülkeleri halklarının çoğu İsrail ile normalleşmeyi reddetme konusunda aynı görüşe sahiptir.

Bunun belki de en belirgin kanıtı, Tel Aviv’in Manama elçisi Eitan Na’eh ile el sıkışmayı reddettikten sonra görevden alınan Bahreyn Kültür ve Eski Eserler Kurumu Bakanı Şeyha Mai bint Muhammed Al Khalifa’ya Arap dünyasının gösterdiği büyük dayanışmadır.

Olay, 16 Haziran 2022’de babası için cenaze töreni düzenleyen ABD’nin Bahreyn büyükelçisinin konutunda meydana geldi. Şeyha Mai, Na’eh ile tanıştırılırken el sıkışmayı reddetti, binadan çıktı ve ABD büyükelçiliğinden katılımıyla ilgili herhangi bir resim yayınlamamasını istedi.

Şeyha Mai, Balkanlar ve Arnavutluk ziyareti sırasında görevden alındı ve 21 Temmuz’da görevin başına Şeyh Khalifa bin Ahmed Al Khalifa getirildi.

Bahreynlı Bakan'ın görevden alınması dünya çapında tepki topladı.

Şarahbil el-Garib, Siyonist İsrail’in işgal altındaki Kudüs ve Batı Şeria'ya yönelik saldırıları ve Filistinlilere karşı sistematik öldürme ve baskı nedeniyle Arap ülkeleri halklarını anlaşma konusunda ikna edemediğini de sözlerine ekledi.

El-Garib, Arap devletlerinin de "Siyonist rejimin bir tümör olduğu" kanısına vardığını, “Onlar da bu rejimin bölgeyi etkileme ve iddialı planlarını uygulama hedeflerinin farkındalar.” değerlendirmesinde bulundu.
Fars Körfezi’ne kıyısı olan Arap ülkeleri halklarının Siyonist Rejim’le ilişkileri normalleştirme anlaşmalarına karşı olduğunu kanıtlayan diğer konu da İsrail’in Arap turist çekme hedefleridir. İsrail, sözde İbrahim Anlaşması’nın işgal altındaki topraklarda turizmin artmasına yol açacağını sanmıştı.

Siyonist Rejim ile BAE ve Bahreyn arasında turizm alanında ikili iş birliğini güçlendirmek için çok sayıda anlaşma yapılmasına rağmen, turizm sektöründeki reklamlar hişbir işe yaramadı.

"Associated Press"e göre, Ocak ayı başlarında işgal rejiminin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerinden İsrail'e turist gelişi istenilen düzeye ulaşmış değil.” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Yarım milyondan fazla İsrailli, başta Abu Dabi ve Dubai olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret etti. Ancak koronavirüs kısıtlamalarının kaldırılmasından bu yana İsrail'i (İşgal Altındaki Filistin Toprakları) yalnızca 1.600 BAE vatandaşı ziyaret etti denildi.

Rejiminin Dışişleri Bakanlığı Bahreynli turist sayısının da çok az olduğunu açıkladı.
Normalleşmenin bu sonuçlarının beklendiğini belirten El-Garib, Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerinden gelen desteğin azalmasının, Filistin davasına, Kudüs meselesine olan ilginin ve Filistin halkına dayanışmanın güçlendiğini gösterdiğini vurguladı.

El-Garib, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Öte yandan bu konu, İsrail rejiminin politikasının başarısızlığını ve rejimin başbakanı Benyamin Netanyahu’nun böbürlenerek genişletmeye çalıştığı normalleşme sürecinde geri adım atıldığını gösteriyor.’’

Arap uzman El-Garib, Filistin davasını desteklemek ve İsrail’n propagandalarını önlemek için bu sorunun sonuçlarından ders alınması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması konusundaki anlaşmaya da atıfta bulunan Şarahbil el-Garib, İsrail'in Suudi Arabistan'dan Tel Aviv ile diplomatik ilişkiler kurmasını beklediğini, ancak Suudi Arabistan'ın İran İslam Cumhuriyeti ile bir anlaşma yaparak Siyonistleri şok ettiğini söyledi.

El-Garib’e göre, hem içeride hem de dışarıda siyasi bir krizle boğuşan İsrail rejimi normalleşme konusunu siyasi bir başarı gibi göstermeye çalışıyor, ancak çabaları gerçeklerle örtüşmüyor.

The International Crisis Group'un kıdemli analistlerinden Anna Jacobs, yayınlanan anketle iligili yaptığı açıklamada, Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerindeki insanların normalleşme görüşlerinin bu ülkelerin liderleri için büyük önem arz ettiğini savundu.

Siyonist Rejim’e ait "Israel Hum" gazetesi geçtiğimiz günlerde birçok Suudi Arabistanlının İsrail ile normalleşme sürecinin düşüşte olduğuna inandığını yazdı. Bu, Suudilerin çoğunun Tel Aviv’le normalleşmeye tamamen karşı çıktığını ve Riyad’ın İran'a karşı İsrail ile işbirliği yapmasını istemediğini gösteriyor.

Daha önce İsrail televizyon kanalı KAN, İsrailli yetkililerin 2023'te Suudi Arabistan'ı Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirmeye ikna etmesinin pek olası olmadığını açıklamıştı.

Analistlere göre Suudi Arabistan ile İsrail rejimi arasındaki diplomatik ilişkilerin normalleşmesi kaçınılmaz; Ancak Riyad, bunu gerçekleştirmek için engellerin kaldırılması ve uygun durumu bekliyor ve hatta Filistin meselesiyle ilgili iddia ettiği ilkeli duruşundan vazgeçebilir.

Biden hükümeti şu anda gizli çabalarıyla Suudi Arabistan ile Siyonist İsrail arasında arabuluculuk yapmaya çalışıyor; Ancak Riyad tarafı, ABD ile bir güvenlik anlaşmasının imzalanmasını, Suudi Arabistan'ın Amerikan yapımı silahlara erişiminin kolaylaştırılmasını ve nükleer işbirliği sağlanmasını şart koştu.

Netanyahu da dahil olmak üzere Siyonist yetkililer, ABD'nin gözetiminde yapılan Suudi Arabistan ile normalleşme görüşmelerinin yakında olumlu sonuç vereceğini iddia ediyor. Fakat Amerikalı yetkililerin tüm çabalarına rağmen Suudi Arabistan, İsrail ile resmi diplomatik ilişki kurma konusunda henüz anlaşmaya varamadı.