ABD Medyası: İsrail'in Savaş Suçlarını Görmezden Gelmek Amerika’nın Dış Politikasının Bir Parçası
Siyonist İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı savaşının ana destekçisi olan Biden, İsrail’in işlediği savaş suçlarını örtbas etmek için elinden geleni yapıyor. Bu, Amerika’nın dış politikasının bir parçasıdır.
Tesnim Haber Ajansı- Siyonist İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik geniş çaplı saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı artarken Tel Aviv'e büyük destek veren Biden liderliğinde ABD, uluslararası toplumda giderek daha fazla yalnızlaşıyor.
ABD merkezli "Truthout" internet sitesine göre, 27 Ekim'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Gazze'de "acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunarak çatışmaların durdurulmasının" istendiği karar tasarısını kabul etti. Ürdün tarafından ortaya koyulan ve Türkiye de dahil 50'ye yakın ülkenin eş sunucusu olduğu karar, 193 üyeli BM Genel Kurulunun Özel Acil Filistin oturumunda oylandı. Karar, 45 "çekimser" ve 14 "hayır" oyuna karşı 120 oyla kabul edildi. ABD, karara karşı "hayır" oyu kullanan 14 ülkeden biriydi.
İsrail'le ilişkilerini normalleştirmeye başlayan Batı yanlısı muhafazakar Arap devletleri bile, şu ana kadar bir milyondan fazla insanın yerlerinden edilmesine yol açan Gazze'ye yönelik saldırılarından dolayı rejime ve "etnik temizliğe" verdiği destekten dolayı ABD'ye tepki göstermiştir.
ABD’nin desteklediği İsrail ordusunun günlerdir bombaladığı Gazze'de insani durumun endişe verici olduğunu belirten Avrupa Birliği bile insani koridorlar ve çatışmalara aralar verilmesi suretiyle bölgeye insani yardım ulaştırılması çağrısında bulundu.
Öte yandan Katolik Kilisesi, Ortodoks Kilisesi, İngiltere Kilisesi ve hatta belli başlı Protestan mezheplerinin çoğu ateşkes çağrısında bulundu. Ancak Biden yönetimi, İsrail'i kollayan sağcı Hıristiyanların yanı sıra Siyonist rejimin devam eden saldırılarına destek vermeyi sürdürdü.
Bu Amerikan haber sitesi, Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) ABD destekli İsrail güçlerinin Gazze'de işlediği büyük savaş suçlarıyla ilgili raporuna atıfta bulunarak, Af Örgütü’nün İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nde korkunç saldırılarını sürdürürken, büyük sivil katliamına yol açan vahşi saldırıları belgelediğini ve tüm bu eylemlerin savaş suçu olarak soruşturulması gerektiğine inandığını belirtti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları dünya çapında kınansa da ABD’li yetkililer İsrail'i eleştirmekten kaçınmaya çalışıyorlar. Gazze saldırılarında binlerce kişi katledilirken Tel Aviv rejimi, sivillerin içme suyuna, yiyeceğe, tıbbi malzemeye, elektriğe ve yakıta erişimini de kesti. Abluka altındaki Gazze'ye saldırılar sağlık sisteminin de çökmesine yol açtı. Mevcut durumda Mısır'dan gelen yardım malzemelerinin yalnızca küçük bir kısmı Gazze Şeridi'ne giriyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı, kuruluşundan bu yana dünya çapındaki sağlık bakanlığı yetkilileri ve hatta Amerikan devlet kurumları arasında doğru istatistikler sağlamasıyla itibar kazandı, ancak Biden her zaman ABD’nin Irak’a düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısını inkar eden eski ABD Başkanı George W. Bush’un iddiasını tekrarlıyor. Joe Biden Gazze’de "masum insanların öldürüldüğünü" kabul ederken, Filistinli kaynakların verdiği rakamlara "güvenmediğini" söyledi.
Böyle bir durumda Biden, BM Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerine ateşkes yönündeki her türlü karar tasarısını veto edeceğini söyledi. Daha önce olduğu gibi, BM Güvenlik Konseyi'ne Brezilya tarafından 18 Ekim'de sunulan karar tasarısı, ABD tarafından veto edilmişti. Bu durumda Amerika'nın tek isteği Hamas'ı bir kararla kınamak ve İsrail'in "meşru müdafaa" hakkını desteklemektir.
Siyonist İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı savaşının ana destekçisi olan Biden, İsrail’in işlediği savaş suçları örtbas etmek için elinden geleni yapıyor. O sivil kayıpların yüksek sayısına ilişkin istatistiklere şüpheyle bakıyor. Gazze savaşı ve İsrail’in cinayetleri ilgili haberlerin yayınlanmasını engellemek istiyor; ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın, Katar hükümetinden Gazze savaşıyla ilgili haberler yayınlayan El Cezire televizyonuna sansür istedi.
Biden ve ABD Kongresi, Filistin-İsrail arasındaki daha önceki savaşlarda olduğu gibi bu kez de Gazze'deki sivillerin öldürülmesinin temel sebebinin Filistin direnişi olduğuna inanıyor ve Hamas'ın sivilleri kalkan olarak kullandığını iddia ederek İsrail'i aklamaya çalışıyorlar. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü ve BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'in Gazze'deki önceki savaşları sırasında yaptığı kapsamlı soruşturmalarda ‘Hamas’ın sivil kalkanları’ hikayesiyle ilgili somut kanıt tespit etmemiştir.
Truthout haber sitesine göre, Biden yönetiminin Rusya'nın Ukrayna'daki sivillere yönelik saldırılarına duyduğu öfke ile İsrail'in Gazze'deki Filistinli sivillere yönelik saldırılarına verdiği destek arasındaki tezat dikkat çekici. İsrail'in bombardımanının ilk 20 gününde Gazze'deki kayıpların, Ukrayna’nın Rusya ile 20 ay süren savaştaki kayıplarının yarısından fazla olduğunu öğrendiğimizde felaketin derinliği anlaşılabilir.
Hamas'ın Siyonist rejime karşı eylemleri, İsrail'in Gazze'deki kalabalık sivil yelerlerin bombalamasını haklı göstermiyor. Dünya çapındaki gözlemciler bile Biden'ın Ukrayna ve Gazze savaşında ölen sivillere tepkisinin ne kadar farklı olduğuna dikkat çekiyor.
Yapılan son anketler göre ABD’liler Washington yönetiminin Ukrayna'ya askeri yardımını desteklerken ülkelerinin İsrail'e askeri yardımına karşı olduklarını gösteriyor. Ancak Biden yine de her iki tarafa önerilen yardım paketinin bir yasa tasarısı halinde birlikte incelenmesi konusunda ısrar ediyor. Bu, Biden hükümetinin dış politikasındaki iki yüzlüğünü gösteriyor. Ukrayna'ya Rus işgaline karşı kendini savunabilmesi için silah sağlanması gerektiğine inanan Biden, ülkesinin İsrail'in Gazze saldırılarına verdiği desteğin de devam etmesi gerektiğini vurguluyor.
İlginç olan şu ki Biden, Uluslararası Af Örgütü'nün Rusya'nın Ukrayna ve Suriye'deki eylemlerine ilişkin raporlarını onaylarken, örgütün İsrail'in Gazze'ye karşı işlediği suçlara ilişkin raporlarına güvenilmemesi gerektiğini savunuyor. O İsrail'in Gazze’de işlediği suçları yeterince korkunç olmadığını düşünüyor olabilir. Hatta açıklamalarını doğrulamak için sahte yalanlara başvurdu ve Hamas aleyhine yalan hikayeler anlattı.
Truthout internet sitesinde şu ifadelere yer verildi:
Biden’in tutumu, önceki ABD hükümetlerinin yanlış bilgiler kullanarak savaşları meşrulaştırmaya yönelik bir dizi girişiminin bir başka örneğidir. Şimdi Biden, Bush'un Irak'a yaptığını yapmaya çalışıyor. Hatta Biden yönetimi ve destekçilerinin İsrail'in savaş suçlarını meşrulaştırma çabalarının, Ronald Reagan yönetiminin El Salvador'un savaş suçlarını meşrulaştırma çabalarıyla son derece benzer olduğu bile söylenebilir.
ABD başkanları, Washington’un demokrasiyi desteklediği için kendilerini teröristlere karşı koruduğunu iddia ediyorlar. Bu doğrultuda, saldırıya maruz kalan ülkelerin Sağlık Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları kurumlarının raporlarını görmezden geliyor veya reddediyor.
Bu tür olaylarda farklı Amerikan hükümetleri, savaştaki sivil kayıpların ABD’nin desteklediği tarafların hatası olmadığını bilakis "teröristleri" suçlu göstermeye çalışmıştır.
ABD'nin Gazze Şeridi'ndeki katliamı destekleme politikası sadece İsrail lobisinin baskısıyla ilgili değil, aslında aşırı sağ müttefiklerinin savaş suçlarını örtbas etme yönünde uzun süredir ABD dış politikasında yer alan geleneğin bir parçasıdır. Demokratların savaş suçlarının devamı için İsrail'e açık desteğini gösteren tutum Biden'ın 2024 seçimlerini kazanma şansını etkileyebilir.