Netanyahu'nun Sorumluluktan Kaçmak için Yaptığı Gizli Aile Toplantıları


Muhalefetin Binyamin Netanyahu'nun şahsına odaklanmasıyla, Aksa Tufanı operasyonundaki başarısızlığın sorumluluğunu İsrail güvenlik yetkililerinin omuzlarına yükleyen tartışmalı sözleri yayınlama görevi Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair'e verildi.

Tesnim Haber Ajansı - Siyonist hükümetin muhalefetinin bizzat Netanyahu'ya odaklanıp, Aksa Tufanı operasyonunda aldığı ağır yenilgiler nedeniyle ona ağır saldırılar düzenlemesi üzerine, gizli bir şekilde planlanan; tartışmalı açıklamalar yaparak sorumluluğu güvenlik görevlilerinin ve diğer yetkililerin omzuna atma projesinin sorumluluğu Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu'ya verildi. 

Nisan 2023'ten itibaren ABD'ye giderek oraya yerleşen Yair Netanyahu, Siyonist kamuoyunun da oldukça nefret ettiği Netanyahu ailesinin tartışmalı isimlerinden biri.

Tesnim muhabirinin İbrani kaynaklardan yaptığı alıntıya göre Aksa Tufanı Operasyonunun başlangıcından bu yana Binyamin Netanyahu'nun eşi Sara Netanyahu'nun yönetiminde en az 5 toplantı yapıldı ve bunlara Yair de sosyal paylaşım platformları aracılığıyla uzaktan katıldı.

Bu rapora göre,  Netanyahu'nun kıdemli danışmanı Ofer Golan, medya danışmanı Topaz Luke ve Netanyahu'nun özel kalemi Sakhi Barurman da kendisiyle birlikte bu toplantılara katıldı. Bu toplantılarda alınan kararlar üzerine başbakanın tartışmalı pozisyona girmesinin önünü almak için güvenlik aygıtlarına (Aman ve Şabak gibi) ve orduya (özellikle Genelkurmay Başkanı ve güney bölgesi komutanı Yaron Finkelman'a) yönelik sert pozisyonlar, Netanyahu yerine oğlu Yair tarafından kamusal alanda yürütülecek ve böylece savaş sonrası başarısızlığın sonuçları onların omzuna yüklenecek.

Yair, Aksa Tufanı Operasyonunun ortasında, bu tür tartışmalı açıklamalarıyla birçok eleştiriye neden olmuştu.

Sosyal medya hesaplarından birinde: 'İsrail Yüksek Mahkemesi'nin aldığı kararlar, Gazze sınırındaki angajman kurallarında değişiklik yaparak Hamas'ı 7 Ekim operasyonuna açık hale getirdi' iddiasında bulundu. 

 Netanyahu'nun oğlu bir başka mesajında ​​ise 7 Ekim operasyonundan İsrail ordusunu sorumlu tuttu ve üst düzey bir subayın Hamas'ın hareketleriyle ilgili uyarı mesajlarını görmezden geldiğini ve uyaranları ise mahkemede kovuşturmakla tehdit ettiğini yazdı.

Bu kişilerden Ofer Golan, Sara Netanyahu'nun yönetimine karşı çıktı ve Yair aynı zamanda Netanyahu'nun da bu tür mevzuları yayınlamaktan kaçınması gerektiğini söyledi. Bunun aksine ise Sakhi Barurman ise Sarah Netanyahu'yu destekliyor.

 Savaşın ilk günlerinde bu toplantılarda önerilen diğer konular arasında Netanyahu'ya sığınaktan çıkıp kamusal alana çıkması tavsiyesi de vardı.

 Bu danışmanlara göre Netanyahu'nun savaştan sonra bir sonraki seçimi kazanabilmesi için siperlerin içinde, tankların ve Demir Kubbe'nin yanında askeri güçlerle birlikte verdiği görüntülerine ihtiyacı vardı. 

 Söylenenlere göre Yair Netanyahu'nun açıklamaları İsrail medyasında pek çok tepkiye neden olurken, Devabişe ailesinin katillerinin serbest bırakılması kampanyasını desteklemek gibi bazı pozisyonları da Batı Şeria'daki durumu büyük ölçüde gerginleştirdi.

31 Temmuz 2015'te radikal işgalci yerleşimciler Batı Şeria'daki Nablus'un güneyindeki Duma köyüne saldırıp kundaklayarak  Said Devabişe'nin evini ateşe verdi.  Yangında bu ailenin 5 yaşında bir çocuk ve 18 aylık bir bebeğin de aralarında bulunduğu 4 üyesi yanarak can verdi

 Bu cinayet dünyada büyük yankı uyandırdı.  Siyonist mahkeme de bu suçun faillerini hapis cezasına çarptırmak zorunda kaldı.

Bibi'yi bekleyem Mayer ve Diane'in kaderi

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Aksa Tufanı Operasyonunun ortasında yaptığı konuşmada, bu savaşa gafil yakalanmalarının tüm suçunu başta Şabak (İç İstihbarat Teşkilatı) olmak üzere güvenlik teşkilatlarının Aman (Ordu İstihbaratı) omuzlarına yükledi ve savaş başlamadan önce güvenlik kuruluşlarının herhangi bir uyarıda bulunmadığını söyledi.

 Netanyahu'nun açıklamaları pek çok eleştiri aldı. Bunlardan en önemlisi, şu anda İsrail'in olağanüstü hal kabinesinde bulunan (hükümetteki muhalefet partilerinin liderlerinden biri) Benny Gantz'ın açıklamalarıydı.

 Gantz, Netanyahu'nun açıklamalarını sert bir şekilde eleştirdi ve onu bu tür sözler söylemeyi bırakıp sorumluluğu alması gerektiği konusunda uyardı.

 Gantz'ın sert tepkisi Netanyahu'yu önceki sözlerini geri çekmeye ve bu konuyla ilgili attığı tweet'i silmeye zorladı.

 Netanyahu'nun bu sözleri aslında savaşın sonundaki büyük yenilginin sonuçlarından kaçma girişi miydi. 

 Siyonistler de 1973'te benzer bir deneyim yaşadılar; o dönemde Başbakan Golda Meir'in hükümeti, Yom Kippur Savaşı'nın başlamasıyla yaşanan şaşkınlık nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı ve Mayer hükümeti düştü.

 Pek çok analist, Netanyahu ve hükümeti için Mayer ve Moshe Dayan'ın (o zamanki Savunma Bakanı) benzeri bir durumun tasavvur edildiğine ve bu sonuçların 50 yıl önceki örnekten bile daha büyük olabileceğine inanıyor.