İranlı Komutan: Hipersonik Seyir Füzesinin Motorları Üzerinde Çalışıyoruz


Tesnim’e konuşan İran Savunma Bakan Vekili General Farahi, hipersonik seyir füzelerinde kullanılan ramjet ve scramjet motorları üretmeye çalıştıklarını belirtti.

Tesnim Haber Ajansı- İran İslam Cumhuriyeti’nin savunma sanayisi son yirmi yılda başta füzeler ve insansız hava araçları (İHA) olmak üzere çeşitli silah üretimi alanlarda önemli ilerlemeler kaydetti.
12 Kasım 2011’de Tahran’ın yakınındaki Melerd bölgesinde bulunan Şehit Müderris üssünde meydana gelen patlamada Devrim Muhafızları füze uzmanı Tuğgeneral Hasan Tehrani Mukaddem, bazı meslektaşlarıyla birlikte şehit oldu.
Bu olaydan sonra Şehit Hasan Tehrani Mukaddem’in adı İran'ın füze endüstrisinin babası olarak popüler oldu ve İran'ın füze endüstrisinin kurucusunun kim olduğu ve füze alanında kaydedilen ilerlemenin onun gece gündüz çabalarından kaynaklandığı belli oldu.
Şehit Müderris üssünde yaşanan patlama olayından 12 yıl geçti ve bugün balistik füze alanında bölgede üstün güce sahip olan İran İslam Cumhuriyeti dünyanın en büyük füze güçlerinden biri haline geldi.
Tesnim Haber Ajansı İran'ın füze endüstrisinin babası Tehrani Mukaddem’in şehadetinin yıldönümü münasebetiyle değerli şehidin meslektaşı olan İran Savunma Bakan Vekili General Seyyid Mehdi Farahi ile özel bir röportaj yaptı.

Bu özel röportajın tam metni şu şekilde:

Tesnim: Öncelikle Şehit Tümgeneral Hasan Tehrani Mukaddem'i saygıyla yad edelim, onunla birlikte çalıştığınıza göre değerli şehidin özellikleri hakkında konuşabilir misiniz? Ardından Savunma Bakanlığının savunma alanında elde ettiği başarılara geçelim.

General Farahi: Söylediğiniz gibi Şehit Hasan Tehrani Mukaddem, kutsal savunmanın efsanelerinden ve ülkenin füze sahasının öncü isimlerinden biriydi. Füze alanında, özellikle de balistik füzelerin geliştirilmesi konusunda yakın işbirliğimiz oldu.
Şehit Tahrani Mukaddem ilk etapta imkansız görünen alanlara girdi ve uzun menzilli füze geliştirme konusunu gündeme getirdiğinde herkes bunun mümkün olmayacağını söylüyordu. Çünkü o dönemde elimizde sadece Scud silahı vardı. 200 ve 300 km menzile sahip B veya Scud C füzeleri; Yeni atılımla 1.500 veya 2.000 kilometrelik menzilli füze üretmek mümkün görülmüyordu. Nokta atışı yapan balistik füzerler üretmekten bahsettiğinde neredeyse bir rüya gibiydi.
Ona bu teknolojiyi sadece Rusların katı yakıtlı balistik füzelerde (İskender ) çok zor şartlarda ve 300 km menzilde yapabildiğini, daha yüksek bir menzilin mümkün olmadığını söylediler, tüm bunlar gerçekleşti. İhlas sahibi olan Şehit Tehrani Mukaddem’in büyük kararlığı ve çabalarıyla tüm bunlar hayata geçirildi.

Tesnim: Bugün İran Savunma Bakanlığı silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarına karşılama konusunda ne durumda?

General Farahi: Bir dönem parça üreticisiydik, kopyalama ve tersine mühendislik yapıyorduk, bugün yenilikçi olduğumuz konusunda iddialıyız ve tasarımın yanı sıra inovasyona ve yeni teknolojilere ulaştık.
Aslında bugün, Sayın Savunma Bakanı’nın (Tuğgeneral Aştiyani) defalarca söylediği gibi, silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarının yüzde 93'ünden fazlasına kendimiz karşılıyoruz.  Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri de bunu defaatle dile getirdi; Savunma Bakanlığı ister füze sahasında ister hava sahasında olsun ya da denizaltı, gemiler ve çeşitli savunma alanlarında ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor.
Ambargo konusuna gelince, ülkeye uygulanan yaptırımlar aslında zalimce ve hukuka aykırı olsa da milletimize ağır bir yük getir, teknolojik açıdan söylemek gerekirse, bizim için bir kazanç kartıydı.
İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik uygulanan silah ambargolarının 2015 tarihli nükleer anlaşma JCPOA kuralları uyarınca kaldırıldığı doğru, ancak ambargo altında olduğumuz son 10 yıl veya daha uzun süre boyunca birçok alanda yurt dışına bağımlılığımız kesildi. Ülkede gençler ve o kadar çok nitelikli insan var ki, bunların sadece yüzde 10'unu kullanırsak, hiçbir bağımlılık kalmayacak. Bunlar yaptırımlar döneminde birçok yeni şey öğrenmemizi sağladı. Yaptırımların olumsuz etkileri de oldu. Ama teknoloji açısından bakıldığında gerçekten çok büyük badireler atlattık ve düşman da bunu çok iyi anladı.
Savunma Bakanlığı'nın sivil alanındaki çalışmalarının Petrol Bakanlığı için üretilen kompresör ve turbokompresör ürünleri olduğunu belirtmek isterim. Bu alanda Alman şirketi Siemens’e yüzde 90'dan fazla bağımlılık söz konusuydu ve onlarla ilişkilerimiz devam ediyordu, genellikle lisans düzeyinde çalışıyorduk.
İran yaptırımları başlayınca sivil çalışmalar yapılmasına rağmen Siemens ülkemizden ayrıldı.
Onlar İran nükleer anlaşması imzalandığı 2015’e kadar ülkemizde faaliyet yürütmüyordu. Siemens firması uzmanları daha sonra katıldıkları bir toplantıda İran’dan ayrılarak piyasayı kaybettiklerini itiraf ettiler, zira her bir turbo kompresör cihazının maliyeti yaklaşık 12 milyon eurodur. Bu konuda kendi potansiyellerimize başvurarak 5 yıl içinde yurt dışına bağımlılığımızı yüzde 90 oranında azalttık.

Tesnim- Son dönemde balistik füzelere yönelik yaptırımlar kaldırıldı. Şu an İran’ın füze üretimi ne durumda? Seyir füzeleri geliştirme ve Süpersonik füzeler için ramjet ile scramjet motorları üretme planınız var mı?

General Farahi: Katı ve sıvı yakıtlı balistik füzeler alanında, İmam Hamanei’nin belirlediği hedeflere ve iki bin kilometrelik menzile ulaşabildik.
Düşman “4 katmanlı hava savunmam var, bunu yakın zamanda 5'e çıkardım" diye iddia ediyor, örneğin Demir Kubbe, Davus Sapanı, Arrow 1 ve 2 sistemlerine sahip olduğunu söylüyor. Onlar İHA, roket, top ve havan mermilerini havada imha etmek için fiber lazer kullanıyor. Geçenlerde "100 kW'lık lazer savunma sistemi geliştirdim" dedi. 
Dolayısıyla bir şey yapmak istiyorsak bu katmanlardan geçmemiz gerekiyor. Balistik füzelerle ilgili ciddi konulardan biri düşmanın 4-5 katmanlı savunma sistemini delmektir. Bunun için radara yakalanmama özelliğine sahip füzelerin geliştirimesi konusu ortaya atıldı. Bu alanda çok iyi çalışmalar yapıldı ve bu konuda birkaç temel proje belirledik, bu projelerin çoğu hayata geçirildi, taktik ve stratejik füzelerimizin bu savunma katmanlarını rahatlıkla geçebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Teknolojilerimizi uydu taşıyıcı roketler ve seyir füzelerinde de kullandık. Önceden 18 kilometre olan roketlerin menzili şimdi 40 kilometreye ulaştı. 122 mm’lik roketin menzilini 100 kilometreye çıkarmak için projemiz var.
Karmaşık bir güdüm sistemi olan savunma füzeleri geliştirme teknolojisine sahibiz. Bildiğiniz gibi menzil ve güç açısından inanılmaz derecede iyi olan Sayyad 2, 3 ve 4 gibi savunma sistemini geliştirdik.
Ardından seyir füzelerine geçtik, onlar da olgunluk ve ilerleme sürecinden geçtiler ve ilk önce seyir füzelerinin menzili çok düşüktü. Daha sonra menzili 15 km’den 25, 40, 60, 100, 200, 300 km oldu. Son dönemde ise Abu Mehdi füzemizle 1.400 km menzile ulaştık, şu anda 2.000 km menzile ulaşmayı planlıyoruz. Amacımız nokta atışı yapan seyir füzeleri üretmek.

Tesnim: Deniz seyir füzelerinde gördüğümüz çeşitlilik kara ve hava seyir füzelerinde görülmüyor, denizde olduğu gibi bu alanlarda da ilerleme kaydedildi mi?

General Farahi: Seyir füzeleriyle ilgili konulardan biri de onları çok taraflı olarak geliştirmektir, önce füzeleri havadan, sonra kara ve denizden fırlatmak istiyoruz. Projelerimizin çouğu istenilen sonuca ulaşmıştır.
Seyir füzelerinin özelliklerinden biri de hepsinin ses altı hıza sahip olmasıdır. Bu tür füzelerin hızlarını sesüstü hıza çıkarabilmemiz için özel ramjet ve scramjet motorları lazım. Bunlar da Allah'ın izniyle araştırılıyor ve çalışmalarımız devam ediyor. 
Bu alandaki başarılarımız arasında Kahhar, Mecid, Abu Mehdi, Kadir ve Gadir füzeleri yer alıyor.
30-40 kilometrelik menzile sahip “switchblade drone” veya “kamikaze drone” projesi de gündemimizde var.

Bana göre insansız hava aracı (İHA) alanında dünyada ilk beş ülke arasındayız. Artık İran yapımı ürünleri hiçbir yerde bulamazsınız. Geçtiğimiz günlerde Muhacir 10 İHA'mızın tanıtımını yapmıştık, bu İHA 1.200 kilometre menzile kadar yaklaşık 400 ila 500 kilogram faydalı yük taşıyabiliyor.
Muhacir 6 versiyonu birçok yabancı müşteriye satıldı ve kullananlar son derece memnun kaldı.

Tesnim: Hem füze hem de insansız hava aracı alanında gündeme gelen sorulardan biri de ihracat meselesi. İHA alanında daha az, füze alanında ise daha fazla kısıtlama olduğunu düşünürsek artık ihracat sepetine hangi ürünleri koyabiliriz?

General Farahi: Belirttiğiniz gibi ihracat alanında ciddi kısıtlamalarımız var. Bunlar arasında siyasi ve silah kısıtlamaları da yer alıyor; Özellikle yerli imkanlarla geliştirdiğimiz savunma ürünlerini ihraç edemeyiz.
Ayrıca herhangi bir ülkeye ürünlerimizi satmıyoruz, çünkü bunların olumsuz etkileri olabilir ve bu nedenle çok dikkatli davranıyoruz.
Bir diğer kısıtlama da İran İslam Cumhuriyeti'nin politikalarından geliyor, ancak buna rağmen hava savunma alanında bu sorunumuz yok ve çok iyi ihracat kabiliyetimiz var, her yere ihracat yapabiliyoruz, yakın zamanda da ihraç etmeyi planlıyoruz.
Bugün Latin Amerika, Afrika, Uzak Asya ülkeleri, hatta bazen teknoloji sahibi Avrupa ülkeleri ürünlerimizi kullanıyor. Örneğin insansız hava araçlarının veya seyir füzelerinin motorlarını ihraç ediyoruz.

Tesnim: Daha önce belki çok dikkate alınmayan alanlardan biri de kara muharebeydi. Ancak bölgede savaşların karada yapıldığını ve belirleyici olduğuna tanık olduk. Son yıllarda bu konuda iyi başarılar elde ettik, Direniş Cephesinde  özellikle anti tank alanda da etkilerini gördük. Bu alanda başka ne başarılara ulaştıklarınızı anlatabilir misiniz?

General Farahi: Zırhlı araç alanda tank filomuz iyi durumda. T72 tanklarından T90 kabiliyeti olan tanklara geçtik.
Ancak tanksavar konusunda Savunma Bakanlığı'nın çalışmalarının çok şaşırtıcı olduğuna inanıyorum, çünkü İslam Devrimi’nin başlangıcında sahip olduğumuz TAW füzelerinin çok ötesine geçtik.
Savunma Bakanlığı ve eski Devrim Muhafızları Bakanlığı'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği ilk teknolojik başarı Tufan füzesi oldu. Bu füze ailesinden Tufan 11 bile üretildi.
Ardından " Dehlaviye " ürünleri hizmete sunuldu. Bu füzenin menzilini 5 kilometreden 8 kilometreye çıkardık, şu anda 12 kilometrelik menzil üzerinde çalışıyoruz.
Şu anda Elmas füzesi üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. 5 kilometrelik menzille başladık, 8, 12 ve 15 kilometrelik menzillere ulaştık, geçtiğimiz günlerde helikopterle bir test yapıldı ve bir örnekte füzenin menzili 18 kilometreye kadar ulaştı. Elmas füzesi, kara platformlar, helikopterler ve insansız hava araçlarından ateş edilebiliyor ve hiçbir tank bunun etki gücüne dayanamaz.

Tesnim: Füzeler alanında etkili isimlerden biri olarak size göre İran'ın isabet gücü yüksek olan füzesi hangisidir?

General Farahi: Füzelerimizin isabet gücü yüksektir ve bunu iddialı bir şekilde söylüyorum, çünkü hem eski hemde yeni füzelerimiz yeni teknolojiyle geliştirilmiştir. 
Radara yakalanmama veya diğer konular gittikçe ilerleme kaydediyoruz ve  füzelerimiz mükemmel hale gelir. Tanıtılan son ürünümüz, Hürremşehr 4 füzesidir. Harp başlığı 1650 kg, eğer etki gücünü arttırabilirsek bize çok iyi bir avantaj sağlayacaktır.