Siyonist İsrail’i Yeni Bir Hezimet Bekliyor


Washington yönetiminin Siyonistlerin güvenliğini sağlamak için Lübnan’a gönderdiği sözde arabulucu Amos Hochstein’ın görevini yarıda keserek ülkesine geri döndü.

Tesnim Haber Ajansı- Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü (4 Mart), daha önce Lübnan ve Siyonist İsrail arasındaki deniz sınırlarının çizilmesinde sözde "arabulucu" rolünü oynayan ABD’li diplomat Amos Hochstein, İsrail  ile Lübnan'daki Hizbullah Hareketi arasında sınır üzerinde 8 Ekim 2023'ten beri yaşanan çatışmaların durdurulması ve Siyonistlerin güvenliğini sağlamak için 3’üncü defa Beyrut'a gitti.

Hochstein Beyrut'ta Yine Başarısız Oldu

Amerikalı diplomat, Lübnanlı yetkililerle yaptığı görüşmede Beyrut'a tehdit niteliğinde bir mesajı göndererek, "Lübnan cephesinde olayların büyük bir çatışmaya dönüşmesini engelleyecek bir mekanizmaya ne pahasına olursa olsun ulaşmak istiyoruz; Çünkü sınırdaki gerginlik savaşya dönüşürse kimse onu kontrol edemez.’’ dedi.

Hochstein'ın Lübnanlı yetkililerini ABD ve İsrail'in Lübnan sınırlarındaki duruma ilişkin taleplerine uymaya ikna etmeye çalışması beklenirken Al-Akhbar gazetesine konuşan kaynaklar, Amerikan diplomatın Beyrut'ta görevini tamamladığını ve ülkesine dönmeye karar verdiğini bildirdi.

Haberde Hizbullah'ın üst düzey kaynakları, Hochstein'ın Beyrut'taki açıklamalarına yanıt olarak, Batı'nın İsrail'e siyasi bir anlaşmaya varması için süre vermek amacıyla Siyonist düşman adına gözdağı ve tehditlerinin işe yaramayacağını net olarak dile getirdiler.

Daha önce ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein’in Beyrut ziyaretini değerlendiren Lübnan’daki Hizbullah Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, ABD temsilcisinin Beyrut gezisinin pek önemli olmadığını ve onun mesajlarından hiç endişe duymadıklarını söylemişti.

Naim Kasım, ‘’Hochstein'in Lübnanlı hükümet yetkilileriyle görüşme yapacak ve biz bu konuya müdahale etmiyoruz. Hochstein'in sözlerinin bizim kararlılığımızı hiçbir şekilde etkileyemez ve Gazze'ye karşı savaş devam ettiği sürece Güney Lübnan cephesi de işgalcilere karşı aktiftir. Tehditlerin ve ikiyüzlü mesajların üzerimizde hiçbir etkisi yoktur, İsrail Lübnan'a saldırı düzenlerse kararlılıkla karşılık veririz. Hizbullah Hareketi Gazze savaşı bitmemesi halinde Lübnan'ın güneyindeki durum hakkında hiçbir müzakereye katılmayacaktır.” demişti.

Güvenilir kaynaklar, Gazze ateşkes müzakerelerinin de çıkmaza girdiği bir durumda Hochstein'ın Beyrut'ta kalması için bir neden kalmadığını ve konuyu takip etmesi için Lübnan'da tuttuğu yardımcısını çağırdığını bildirdi.

Elde edilen bilgiler, Hochstein'in Gazze'de ateşkes onaylanana kadar Beyrut'a dönmeyeceğini gösteriyor; Çünkü İsrail'in tek taraflı ateşkes ilan etmesi veya BM Güvenlik Konseyi'nde bu doğrultuda karar çıkması durumunda Lübnan direnişinin İsrail karşıtı operasyonlarını durdurup durdurmayacağı şeklindeki sorusuna net bir cevap alamadı.

Aynı kaynaklar, Hochstein'in Lübnan'daki planının, Kahire müzakerelerinin (Gazze'de ateşkesle ilgili) başarısızlıkla sonuçlandığı haberinin yayınlanmasıyla fiilen rafa kaldırıldığı bildirdi. Hochstein'in planının ana hedefi Siyonist yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyine geri dönmesiydi ve açıkladığı diğer maddeler ikinci planla yer alıyordu.

Hizbullah'tan Amerikalılar ile Siyonistlere Sert Uyarı

Perşembe akşamı Siyonist rejimin savaş tehditlerine yanıt veren Hizbullah Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, “Eğer İsrail saldırırsa, hem onun hem de onunla gelenlerin bacaklarını kıracağız.” dedi.

Naim Kasım, “Bizi İsrail'le mi tehdit ediyorsunuz? Bizim için İsrail bir örümcek ağından daha zayıf. İsrail’in sonuna yaklaştığını görüyoruz. Saldırırsa karşılık veririz, savaşırsa savaşırız.” ifadesini kullandı.

Hizbullah yetkilisi sözlerine şöyle devam etti:

“Biz medya üzerinden tehdit etmeyiz. Biz, İsrail'in savaşı genişletmeyi seçtiği güne hazırlanıyoruz. Allah'ın izniyle Temmuz 2006'da galip geldiğimiz gibi yine galip geleceğiz.”

Lübnan'daki direnişin Gazze'yi destekleme kararı aldığını vurgulayan Naim Kasım, “Gazze'yi desteklemenin Lübnan'ı ve halkını desteklemenin ayrılmaz bir parçası olduğunu defalarca vurguladık.” diye konuştu.

İsrail’i Yeni Bir Hezimet Bekliyor

İsrail rejimi Hizbullah’ın 15 Mart’a kadar savaştan çekilmemesi halinde Lübnan’ı kapsamlı savaşla tehdit etmişti.

Siyonist yetkililer, Hizbullah’ın askeri güçlerini Litani Nehri’nin kuzeyine çekmemesi halinde Lübnan’a kapsamlı bir savaş açacaklarını söylüyor.

İsrail rejiminin tehditlerini değerlendiren kaynaklar, "15 Mart son tarih" planı konusunda uzlaşı sağlanmadığını, direnişe ve destekçilerine karşı yürütülen psikolojik savaşta başarısız olan Batı’nın imtiyaz almak için Hizbullah'a baskı yapmayı amaçladığını açıkladı.

Batının düşüncesi Hizbullah'ın savaşı genişletmeye çalışmadığı yönünde ve bu nedenle psikolojik savaş yoluyla direnişi baskı altına alınabileceğine inanıyor. Hizbullah'ın savaş istemediği kanıtlanmış ve doğru bir tespittir, bu hareketin yetkilileri de bu konuyu defalarca vurgulamıştır. Ancak bu, Hizbullah'ın savaştan kaçınmak veya düşmanın saldırganlığına direnmek için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğu anlamına gelmiyor.

Bu kaynaklara göre, Siyonist İsrail, sözlü tehditlere rağmen Hizbullah'la geniş çaplı bir savaşa girmeye cesareti olmadığını defalarca ortaya koymuştur. Bu nedenle diplomatik anlaşma için 15 Mart tarihinin bir ültimatom olarak belirlenmesinin İsrail’in zararına olacaktır. Çünkü 15 Mart'tan çok uzakta değiliz ve Siyonistlerin tehditlerini bu tarihe kadar gerçekleştirememesi halinde, İsrail'in son dönemlerde göstermeye çalıştığı "caydırıcılık" imajının kırılmasına yol açabilir.

Al-Akhbar gazetesine konuşan kaynaklar, düşmanın tüm tehditlerinin değersiz olduğunu ve Hizbullah'ın Lübnan'ı koruma ve Gazze'yi destekleme konusundaki kararlı konumunu değiştirmeyeceğini vurguladılar; Lübnan direnişi Hizbullah işgal güçlerine karşı operasyonlarının hızını artırması da bunu kanıtlıyor.