Arap Ülkelerinin Sessizliği İsrail'in Yeni Suçlarına Zemin Hazırlıyor


Arap Ülkelerinin Sessizliği İsrail'in Yeni Suçlarına Zemin Hazırlıyor

Arap ülkelerinin sinsice sürdürdüğü sessizlik, Siyonist İsrail rejiminin Gazze Şeridi’nde daha fazla suç işlemesine zemin hazırlıyor.

Tesnim Haber Ajansı- İsrail’in savaş uçaklarının pazar gecesi Refah kentinin batısındaki Tel el Sultan mahallesinde Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) ait depolarda bulunan çadır kampına düzenlenen saldırıda, 45'ten fazla Filistinli şehit oldu, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere birçok kişi yaralandı.  Saldırı sonucu kampta çıkan yangında barınaklar küle döndü. Yaşanan katliamın ardından büyük bir insani dram ortaya çıktı.

Görgü tanıkları hayatını kaybedenlerin 'diri diri' yandığını anlattı.

Görgü tanıklarından biri Reuters'e yaptığı açıklamada, “Evin girişinde oturuyorduk, bir anda roket sesi duyduk, ardından sokak dumanla doldu.” dedi.

Görgü tanığı, saldırı sonucu can veren bir kız ve genç adamı gördüğünü söyledi.

Gazze Sivil Savunma Teşkilatı'nın üst düzey yetkililerinden Muhammed El Muğayr, Fransız haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, teşkilatın yardım güçlerinin yanmış cesetler ve parçalanmış organlarının yanı sıra ampütasyon vakaları, yaralı çocuk, kadın ve yaşlılar gördüğünü kaydetti.

Olayın ardından dünyanın dört bir yanından Refah saldırısına tepki geldi. İsrail'in Refah'taki çadır kampı saldırısı dünyada protesto gösterilerine neden oldu.

Netanyahu: Trajik Bir Hata

Rejimin parlamentosunda (Knesset) konuşan Siyonist Başbakan Binyamin Netanyahu, saldırının “trajik bir hata” olduğunu kabul etti. Öte yandan Netanyahu, saldırıyı araştırdıklarını söyledi.

Siyonistlerin Refah saldırısına henüz Arap ülkeleri liderlerinden sert bir tepki gelmedi, İslam ülkeleri arasında yalnızca İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye, Refah’taki katliamı kınadı.

Aslında Filistin davasına destek konusunda Arap hükümetlerinin çoğunun son 7 aydır garip bir şekilde sessiz kaldığı ve İsrail’in saldırılarına karşı ciddi bir tepki vermediği söylenebilir. Hatta Siyonist yetkililer Arap liderlerinden daha fazla tepki göstermiştir.

Arap ülkelerinin sinsice sürdürdüğü sessizlik, Siyonist İsrail rejiminin Gazz Şeridi’nde daha fazla suç işlemesine zemin hazırlıyor; örneğin, kendini Haremeyn-i Şerifeyn'in sahibi olduğunu savunan Suudi Arabistan'ın bu saldırıyı en güçlü biçimde kınaması ve İsrail'in 7 aydır sürdürdüğü saldırıların gelecekte bu rejimle ilişkilerin olası normalleşmesini engelleyeceğin söylemesi beklenmektedir, ancak Suudi Arabistan sadece basit bir açıklama yayınlamakla yetindi. Riyad hükümetinin son 7 aydaki tutumu, Suudi Arabistan'ın savaşın bitiminden sonra Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirmeye ve ABD'den taviz almaya hevesli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, muhtemelen Riyad'ın yaklaşımını takip eden diğer Arap ülkeleri İsrail'e karşı neredeyse hiçbir ciddi bir adım atmış değil; örneğin 2020'de Abraham Anlaşması’na imza atan Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Sudan ve Fas, Gazze krizi döneminde Tel Aviv'le ilişkilerinin seviyesini düşürmeye bile yanaşmıyorlar.

Arap Liderlerin Sessizliği ve Siyonistlerin Suçlarının Artması

Aksa Tufanı Operasyonunda İsrail'in imajı ciddi şekilde zedelendi ve telafisi mümkün olmayan zararlara uğradı. Bunun ardından Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri katletmeye başlayacağı açıktı.

Filistin’in toplam nüfusun %1,5'inden fazlasını oluşturan Gazze Şeridi'nde en az 36 bin kişinin şehit olması ve Gazze'deki Filistinlilerin %3,5'ini kapsayan 80 binden fazla kişinin yaralanması, İsrail’in Gazze Savaşı'nda Filistinlilerin kitlesel olarak katledilmesini bilinçli olarak gündemine aldığını gösteriyor.

Bu arada, dünya çapında Tel Aviv rejimine yönelik protestolar devam ederken işgal ordusunun Gazze'deki saldırıları, uluslararası örgütlerin bile sesini yükseltti, ancak Arapların sessizliği, Siyonistlere yaktığı yeşil ışık olarak değerlendiriliyor.

Arap hükümetleri Türkiye'nin yolundan gitmeye ve Recep Tayyip Erdoğan'ın tavrını benimsemeye bile hazır değil.

Toplam 25 ülkeden oluşan Arap devletleri Gazze’de işlenen sivil katliamlara karşılık Siyonist İsrail ile resmi ve gayri resmi ilişkilerini kesip, Arap ve İslamcı bölgesel örgütler aracılığıyla Tel Aviv'e karşı tek bir politika benimseseydi durum çok farklı olurdu ve işgalci rejim üzerindeki baskılar da artmış olacaktı.

Arap hükümetlerinin sessizliği, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savaş Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı başvurusu yaptığı ve Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD), Soykırım Sözleşmesi'nin ihlali gerekçesiyle Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davayı incelediği dönemde devam ediyor.

Uluslararası Adalet Divanı, yeni tedbir kararlarında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve İsrail'in suçlarını araştıracak BM görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti. Siyonistlerin Refah'ta işlediği son suç, bu rejimin soykırıma mahkum edilme ihtimalini büyük ölçüde artıracaktır.

İsrail’in Refah’taki son katliamı dünya kamuoyunun, uluslararası kuruluşların ve hatta bazı Batı ülkelerinin tepkisini çekerken Arap hükümetleri sessizliğini koruyor. Hatta bazı analistler Arap hükümetlerinin bu suçları desteklediği şüphesini bile dile getiriyor.

En Önemli Analiz/Makale Haberler
En Çok Okunan Haberler