İsrail Sinvar’ın Taktikleri ve Gazze'deki Ölüm Pusuları Karşısında Çıkmazda
İşgal rejimi kuzey cephesinde büyük çıkmazının gölgesindeyken Gazze'de Siyonist ordusunun üst üste yaşadığı saha başarısızlıkları, direnişin savaş yönetimi ve müzakerelerdeki gücünü ve inceliğini gösteren birçok gerçeğe ışık tutuyor.
Tesnim Haber Ajansı - Bölge gazetesi Rey el-Yevm’in editörü ve tanınmış Filistinli analist Abdelbari Atvan yeni analizinde direniş savaşçılarının Siyonist düşmana karşı mücadelede çeşitli yönlerde son dönemde elde ettiği başarılara dikkat çekerek şu açıklamaları yaptı: Siyonist işgal rejiminin bugünlerde yaşadığı kaos ve kafa karışıklığı durumu ve bu rejimin askeri komutanlarının siyasi yetkililer önünde meydan okuması bazı temel konulara açıklık getiriyor:
- Direnişin istikrarı, bireysel operasyonların yoğunlaşması ve düşman kuvvetlerine pusu kurulması, İsrail ordusunun insan gücünün yıpranmasında önemli bir etki yaptı ve Siyonist askerlerin moralini daha da zayıflattı.
- Bundan sonraki nokta, Gazze Şeridi'ndeki direnişin lider ve komutanlarının incelik ve öngörüleri ile Siyonist rejimin iç durumunu doğru okuyup, bu rejimin tüm planlarını yaptıkları tehditlere en küçük bir ehemmiyet göstermeden boşa çıkarmaları ile ilgilidir. Direnişe ve onun komutasına ilişkin bu doğru ve hesaplı bakış açısı, ateşkes müzakerelerinin akıllı yönetimine çok iyi yansıyor.
‘Evet... ama’ nazariyesindeki bu tutum ve direnişin Gazze Şeridi'nde tam ateşkes, işgalci güçlerin Gazze'den tamamen çekilmesi, Gazze'nin yeniden inşasına ve mültecilerin koşulsuz olarak bölgelerine geri dönmesine öncelik verilmesi gibi temel taleplerinden geri çekilmemesi aynı zamanda tek aşamada ve temel bir garantiyle kendini ispatlamakta.
- Üçüncü nokta ise Filistin'den Yemen'e, Lübnan'dan, Irak'a ve Suriye'ye kadar direniş cephesi grupları arasında saha saldırılarının yoğunlaştırılması, füze ve drone saldırılarının işgal altındaki toprakların derinliklerine yoğunlaştırılması stratejisi çerçevesinde kendini gösteren tam bir koordinasyonun sağlanmasıyla ilgilidir. Öyle ki işgalci rejimin ordusunu çok zorlamış ve onu aynı anda birden fazla cephede savaşmak zorunda bırakmıştır.
- Dördüncü nokta, Gazze Şeridi'ndeki direnişin siyasi ve askeri düzeyde tam ve mutlak bağımsızlığıyla ilgilidir. Böylece direnişin siyasi liderleri ve askeri komutanları herhangi bir dış faktörden etkilenmemiş ve ABD'nin isteği üzerine yapılan Arap arabulucuların baskılarına boyun eğmemişlerdir. Böyle bir bağımsızlığın Filistin tarihinde ve hatta tüm Arap dünyasında eşi benzeri yoktur.’
Abdulbari Atvan yazısının devamında şunları vurguladı: Direnişin bilge ve akıllı liderliğinin ve komutanının izlediği ‘uzun sabır’ ve ‘stratejik sabır’ politikası, ABD ve müttefiklerinin direnişe geçici ve aldatıcı bir ateşkes dayatma komplolarının başarısızlığa uğramasına neden oldu ve düşmanı başarısızlığa uğrattı. Amerika ise ‘geçici ateşkes’ tuzağıyla Siyonist rejimi iç krizlerden ve kaçınılmaz yenilgiden kurtarmaya çalışıyordu.
Gazze'deki direnişin liderleri ve komutanları, işgalci rejimin ordusunun her türlü taktiksel ateşkese karşı hâlâ uyanık ve dikkatli olması gerekiyor çünkü Siyonist ordu, son 8 ayda Gazze'ye karşı canice ve soykırım niteliğinde bir savaş başlatan ve 37 binden fazla masum sivili şehit eden ordu. Cani Siyonist rejim, insanlık diye bir şey tanımamış ve hiçbir zaman hiçbir yasaya bağlı kalmamış, vahşet ve suç bakımından Nazizm'i ve faşizmi geride bırakmıştır.’
Abdulbari Atvan şöyle devam etti: ‘İsrail ordusunun dünyanın en gelişmiş personel taşıyıcısı olarak kabul edilen Namer zırhlı personel taşıyıcısının Refah'ın güneybatısında yer alan el-Sultan mahallesinde düzenlenen operasyonla imha edilmesi ve içindeki 8 yolcunun öldürülmesi, Kassam Tugaylarının hesaplarıyla düzenlenen saldırı, Gazze savaşında önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü o, böyle bir savaşta zaferin imkansız olduğunu, İsrail'in yenilgisinin kesin olduğunu Siyonist ordusunun generallerine pratikte kanıtladı. Kassam ve Saraya el-Kudüs Tugayları komutanları ve savaşçıları bireysel savaşlarda oldukça yetenekliler üstelik diğer yandan işgalci rejimin ordusunun yenilgisinin işaretleri ortaya çıkmaya devam ediyor; öyle ki İsrail ordusunun bazı askerleri savaşa gitmektense intihar etmeyi tercih ediyor’
Abdulbari Atvan analizinin sonunda şunları kaleme aldı: Hamas'ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar ve sağ kolu Kassam Tugaylarının komutanı Muhammed el-Dayf, güçlü beyinler tarafından tasarlanıp inşa edilen yer altı tünellerinde 60 metre derinlikten, akıllı bir stratejiyle savaşı iki düzeyde yönetiyorlar: Birincisi askeri düzeyde, ikincisi müzakerelerde. Bu Filistin direniş stratejisi dünyadaki tüm askeri akademilerde ders olacak niteliktedir.
Netanyahu hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı ve Siyonist ordu komutanları ona itaat etmiyor. O diş fırçası ve konservelerden geriye kalanlar da dahil olmak üzere kişisel eşyalarını toplamakla meşgul. Belki de işgalci rejimin eski başbakanı Ehud Olmert'in Temmuz 2006'da Hizbullah'a karşı yapılan savaşta yenilginin ardından gittiği hücrenin aynısı denilebilecek bir karanlık hücreye gidiyor ve böylece Netanyahu da diğer Siyonist liderlerle birlikte tarihin çöplüğüne atılmış olacak.’