Nasrallah: Tüm senaryolara hazırız


Nasrallah: Tüm senaryolara hazırız

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, direnişin büyük komutanlarından birini anma töreninde yaptığı konuşmanın başında direniş şehitlerini andı.

Tesnim Haber Ajansı- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, şehit komutan Talib Abdullah'ı (Ebu Talib) anma töreninde gerçekleştirdiği konuşmasının başında direniş şehitlerini saygıyla anarak: ‘Bugün ve geçen hafta bir grup yakınımızın şehadetini tebrik ediyor, başsağlığı diliyorum, tüm şehitlerin şehadetinin kabulünü Allah'tan diliyorum’ dedi.

Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: Bize göre şehitlik yenilgi değil zafer demektir, Siyonist rejimin karşı karşıya olduğu en tehlikeli şey bu düşüncelere sahip olanlarla savaş alanında yüzleşmektir. Bu direnişimizin yolunun ve halk desteğinin bu kültür ve inanca sahip olduğunun, bu faktörler sayesinde bayrağın hiçbir zaman yere düşmeyeceğin, zaaf ve zayıflığın bizde yol bulamayacağının işareti.

Henüz 15 yaşındayken direniş saflarına katılan Şehit Ebu Talib, diğer komutanlar gibi sıradan bir savaşçıydı ve hızla büyüyüp ilerleyerek direnişte önemli mevkiler üstlendi.’

Hizbullah Genel Sekreteri, Şehit Ebu Talib'in Bosna Hersek'teki Sünni Müslümanları savunan bir grup Hizbullah kadrosunun üyeleri arasında yer aldığını ve uzun yıllar bu ülkede kaldığını vurguladı.

Seyyid Hasan Nasrallah, şehit Ebu Talib'in zorluklara rağmen yüksek bir ruha sahip olduğunu, mücadeleci, cesur ve onurlu bir insan olduğunu, zorluklar karşısında pes etmediğini, azim ve cesaretinin yüksek olduğunu sözlerine ekledi ve ‘o, savaşın ön saflarında hakkıyla yer alan bir adamdı’ dedi.

Hac Ebu Talib’in, Gazze Yardım Cephesi'ni ve onun cesur direnişini başlatan ve bu yolda şehit düşen ilk saha komutanlarından olduğunu belirten Nasrallah şunları söyledi: Lübnan Destek Cephesi, Siyonist rejime karşı operasyonlarını sürdürerek düşmana maddi, askeri kayıplar verdiriyor ve moral darbeleri yaşatıyor, elbette bu yolda şehitler de veriyor.

Lübnan Cephesi'nin Siyonist rejim üzerindeki etkisinin en açık işaretleri

Nasrallah: ‘Lübnan Cephesi'nin etkisinin en açık işaretlerinden biri; düşmanın komutanlarından ve liderlerinden ve onların yerleşimcilerinin ağzından duyduğumuz çığlıklardır. Eğer güney cephesinde (işgal altındaki Filistin'in kuzey sınırı boyunca) yaşananların bir etkisi olmasaydı, onlardan bu kadar gürültü ve çığlık duymazdık’ dedi.

Lübnan cephesi 100.000'den fazla düşman askeri ve komandoyla çatışmaya girdi

Hizbullah Genel Sekreteri şunları belirtti: Lübnan cephesinde Gazze'yi desteklemek için verilen savaşın en başından beri, düşmanların medya imparatorluğu, Güney Cephesi'nin ve Gazze'ye destek veren diğer cephelerin başarılarını ve fedakarlıklarını küçümsedi.

Düşmanın komutanları ve liderlerine göre Lübnan, 100.000'den fazla düşman askerini ve bunların birçok tümenini işgal etti ve yine onlara göre eğer bu cephe açılmasaydı, düşman Gazze'yi yenmeye yetecek güce sahip olduğuna inanıyordu.

Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi: Lübnan Cephesi, bir kısmı komando gücü olan düşman kuvvetlerinin Gazze'ye katılımını engelledi. Çünkü düşman, Lübnan direnişinin Celile bölgesine (işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde) girmesinden korkuyor bu senaryo çatışmada bir değişiklik olması durumunda olasıdır.

Seyyid Hasan Nasrallah, işgalcilerin daha fazla baskıya maruz kalmamak için kuzey cephesinde (işgal altındaki Filistin ve Lübnan) kayıp ve hasarlarını gizlediklerini söyleyerek şunları dedi: Lübnan cephesi, düşmanı zayıflatıp aşındırmanın yanı sıra on binlerce düşman yerleşimciyi de yerinden etti. Üstelik düşmana ekonomik ve turizm kayıpları yaşatılarak işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde ilk kez güvenlik kuşağı oluşturuldu.

Hizbullah Genel Sekreteri: ‘Düşmanın askeri, güvenlik ve caydırıcılık açısından çizdiği imaj çökmüş, ordusu mağlup, yorgun ve yıpranmış durumdadır’ ifadelerini kullandı.

ABD ve İngiltere'nin Yemen cephesini dizginlemedeki başarısızlığı

Seyyid Hasan Nasrallah: ‘Sekiz ay süren savaşın ardından düşman (Siyonist rejim), Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin, Yemen direniş savaşçılarının işgal altındaki Filistin'e giden gemilere yönelik operasyonlarını önlemedeki başarısızlığından bahsediyor. Bu, dünyanın en büyük deniz filosu için stratejik bir başarısızlıktır’dedi.

Seyyid Hasan Nasrallah şunlara vurgu yaptı: Siyonist düşman, birden fazla cephede mücadele edememesi nedeniyle, Yemen cephesi ile ilgilenmek için Amerika ve İngiltere'yi görevlendirdi. Öyle ki Washington ve Londra'nın Yemen operasyonlarını durdurmadaki başarısızlığını ve düşmanın bu cepheyle yüzleşme konusundaki acizliğini ortaya koyan cephe.

Gazze'deki efsanevi savaşa, düşmanın çok sayıda ordusuna ve Gazze'nin bombalanmasına rağmen verdiği kayıp ve telefata tanık oluyoruz.  Düşman, Gazze kuşatmasına rağmen savaşı sonlandırmayı başaramadı ve direniş karşısında başarısız oldu.

Düşman Hamas'ın 20 taburunu imha ettiğini, Refah'ta ise sadece 4 tabur kaldığını ve onları yok etmeye çalıştığını iddia ediyor. Düşmanın bu yalanı onun kırılganlığını gösteriyor, bu da onun yerleşimcilere hayali bir zafer sunma konusundaki çaresizliğini gösteriyor.

Düşman ordusunun, Filistin direnişinin tüm Gazze Şeridi'nde yeniden güç kazanmayı başardığını itiraf etmesi, Netanyahu'nun hikayelerinin yanlışlığını ortaya çıkardı.

Düşman ağır kayıplar verdi

Seyyid Hasan Nasrallah, düşmanın ağır ve stratejik kayıplar verdiğini ve bunu gizleyemediğini söyledi. Resmi istatistiklere göre 8 bin 636 askeri sakat kaldı.

Nasrallah şöyle devam etti: Hacı Ebu Talib'in şehadetinden önce kendisiyle tanıştım, cephe hatlarına dair detaylı bilgiler anlattı. Düşman buraları boşaltmaya çalıştı ama direnişin korkusundan dolayı tam olarak boşaltmadı.

Üslerini boşaltıp dağların arkasında yeni üsler inşa etmek zorunda kalan düşman, elbette direniş insansız hava araçlarını hesaplamalarına dahil etmedi ve Allah'ın izniyle bizim Hüdhüd’ümüz (Hüdhüd insansız hava aracını kastederek) başarılı bir operasyonla , düşmanın hassas ve önemli askeri ve stratejik tesislerinden toplanan değerli bilgiler sağladı) bize bilgi getirdi. Düşmanı Saffat kuşuyla (Nur Suresi 41. ayete atıfla) ezeriz.

Hiçbir sınırda Lübnan ve Gazze sınırlarında olduğu gibi elektronik ve teknik teknolojiler mevcut değil. Bu nedenle dört ay boyunca Lübnan direnişi düşmanın bu noktalarını kör etti. Düşman üssünü her saat başı ezebiliyoruz.

Cephenin ihtiyaçlarından çok daha fazla gücümüz var; savaşçı sayımız 100 bini aştı

Nasrallah şöyle devam etti: Düşman hakkında çok fazla bilgiye sahibiz. Dün yayınlananlar Hayfa'daki kayıtlardan seçilmiş birkaç dakikadan ibaret. Drone ise saatlerce keşif faaliyetleri gerçekleştirdi.

Bazı düşman yetkilileri Hizbullah'ın Hayfa limanında casusları olduğunu ve bu görüntüleri böylece elde edebildiğini söylüyorlar ama direniş ikinci, üçüncü ve dördüncü şehirlerinden bilgi yayınladığında ne diyecekler?

Şu ana kadar silahlarımızın yalnızca bir kısmıyla savaştık. Yakında sahaya çıkacak yeni bir silah aldık, silahlarımızı geliştirdik. Bu savaşta yeni silahlar, kendi yaptığımız çok sayıda insansız hava aracımız var.

Elimizde o kadar insan gücü var ki, birçok kardeşimiz cepheye katılmak istiyor. Bölgesel hareketlerin komutanları bizimle iletişime geçerek savaşçı göndermek istediklerini bildirdiler, biz de onlara yeterli kuvvetimizin olduğunu, hatta bu savaş için gücümüzün ihtiyacımızdan çok daha fazla olduğunu söyledik. 100 binin üzerinde savaşçımız var. Kuvvetlerimizin sayısı cephenin ihtiyacından fazla.

Direnişe olan halk desteği, direniş deneyimindeki gücün en önemli unsurlarından biridir. Öyle ki savaş sırasında evini, parasını ve geçimini feda etmiş istikrarlı ve sabırlı bir halk desteği.

Düşmanın savaş tehditleri bizi yıldıramaz

Hizbullah Genel Sekreteri sözlerine şöyle devam etti: Son sekiz aydır düşmanın savaş tehdidi bizi yıldırmadı. Birileri bunun ihtimalini ciddi olarak değerlendirdi, biz direniş olarak kendimizi en kötü günlere hazırladık, düşman kendisini neyin beklediğini biliyor ve bu yüzden sallantıda.

Düşman, işgal altındaki Filistin'in tamamının füzelerimizin ve insansız hava araçlarımızın hedefinde olduğunu biliyor.’

Seyyid Hasan Nasrallah, işgal altındaki Filistin'de hiçbir yerin füzelerden ve insansız hava araçlarından güvenli olmadığını düşmanın bildiğini, gerçek ve geniş bir hedef kitleye sahip olduğumuzu ve bu hedeflere ulaşabilecek gücünün bulunduğunu, bunun da İsrail rejiminin temellerini sarstığını söyledi.

Nasrallah: ‘Düşman, Akdeniz'de kendisini bekleyen şeyin çok büyük olduğunu ve işgal altındaki Filistin'in tüm kıyılarının ve gemilerinin hedef alınacağını biliyor’ ifadelerini kullandı.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Siyonist rejime karşı büyük ve başarılı operasyonuna atıfta bulunan Nasrallah şunları söyledi: Düşman bizi karada, denizde ve havada beklemesi gerektiğini biliyor, eğer Lübnan'a savaş dayatılırsa direniş kuralsız, sınırsız bir şekilde savaşacaktır.

Hizbullah Genel Sekreteri, düşmanın ve Amerikalı efendisinin, Lübnan'a karşı bir savaş başlatmanın bölge açısından katlanmak zorunda kalacağı sonuçlar doğuracağını bildiğini vurguladı

Kıbrıs'ın Siyonist rejimle işbirliğine atıfta bulunan Hasan Nasrallah şunları söyledi: Kıbrıs hükümetinin Lübnan'a saldırmak için havalimanlarını düşmana açmamaya dikkat etmesi gerektiğini Kıbrıs'a tek kelimeyle anlatmak isterim. Çünkü böyle bir eylem, Kıbrıs'ın savaşın bir parçası olduğu anlamına gelir ve biz bu ülkeyle savaşın bir parçası olduğu temelinde muamele ederiz.

Seyyid Hasan Nasrallah, bazı tarafların Amerika ve Siyonist rejime yönelik tehditlerini abartmasına atıfta bulunarak şunları söyledi: ABD'nin Siyonist rejimden endişe duyduğuna inanıyorum ve düşman korkmalı da. Gazze'ye yönelik dayanışmamızı ve desteğimizi sürdüreceğiz.

Biz her ihtimale ve senaryoya hazırız, hiçbir şey bizi görevimizi yapmaktan alıkoyamaz, çözüm çok basit: Gazze'ye karşı savaşı durdurmak.

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının sonunda şehit ailelerine başsağlığı dileyerek şunları söyledi: ‘Şehit ailelerine, mültecilere ve bu metanetli ve sabırlı insanlara, bu mücadelenin bölgenin geleceğini şekillendireceğini, 1948'den bu yana verilen en asil mücadele olduğunu söylüyorum ve bu cephe güçlü ve kuvvetli adımlarla zafere doğru ilerlemekte, düşman liderleri ve onların destekçileri de gerileme ve yıkıma doğru ilerlemektedir.’

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler