İsrail Uçurumun Kenarında; Netanyahu'nun Gazze Bataklığında Orduyla Savaşı


İsrail Uçurumun Kenarında; Netanyahu'nun Gazze Bataklığında Orduyla Savaşı

Siyonist çevreler, Gazze savaşının ortasında ve gelinen aşamada Netanyahu ile İsrail ordusu arasında ortaya çıkan gerilimlerin bir anlaşmazlıktan öte İsrail'i uçurumun kenarına getiren rekabetçi bir savaş olduğuna inanıyor.

Tesnim Haber Ajansı - Gazze savaşı dokuzuncu ayına girerken Siyonistler bu savaşta henüz siyasi ve askeri konumlarını koordine edemediler. İsrailli üst düzey yetkililer arasındaki farklılıklar da her geçen gün daha da belirginleşiyor.

Siyonist makamların birbirlerine saldırısı

İşgalci rejimin Savaş Bakanı Yoav Galant'ın, bu rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaş sonrası Gazze'nin yönetimine ilişkin emirlerine ve ‘Gazze Şeridi'nde herhangi bir İsrail askeri yönetimine karşı olduğunu vurguladığı’ beyanına karşı olduğunu belirten açıklamalarının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Orduya saldıran Netanyahu, İsrail'in devletli bir ordu değil, ordusu olan bir devlet olduğunu söyledi

Netanyahu'nun bu sözlerinden birkaç gün sonra Siyonist rejimin ordusunun sözcüsü Daniel Hagari, bu rejimin Kanal 13 televizyonuna verdiği röportajda İsrail kabinesini ve onun Gazze savaşındaki verimsiz yönetimini alenen eleştirdi ve şunları söyledi: Hamas'ın yok edileceğinden bahsetmek bir aldatmacadır ve İsrail kabinesi Hamas'a alternatif bir hükümet bulana kadar bu hareket varlığını sürdürecektir. Hamas, Filistin halkının kalbine yerleşmiş, inkar edilemeyecek bir ideolojidir ve Hamas'ı ortadan kaldırabileceğimizi düşünen herkes yanılıyor.

Hagari'nin bu sözleri Netanyahu'yu çok kızdırdı ve Siyonist rejimin Başbakanlık ofisi bir bildiri yayınlayarak şunları ilan etti: İsrail siyasi-güvenlik kabinesi Gazze savaşındaki hedeflerinden birini Hamas'ın Gazze'deki askeri gücünü ve kontrolünü yok etmek olarak açıklamıştı ve doğal olarak ordu da bu konuda kararlı.

Tüm bunların ortasında Siyonist rejimin Başbakanının, Miami’ye kaçan ve Gazze savaşının başlangıcından bu yana sosyal ağlarda çeşitli paylaşımlar yayınlayarak kabine ile Siyonist ordu arasındaki tartışmaları ve anlaşmazlıkları her zaman körükleyen oğlu Yair Netanyahu, Gazze savaşından sonra bu sefer de hava kuvvetleri komutanı Tomer Bar’a saldırdı ve bu İsrail ordu komutanına hitaben bir tweet yayınlayarak şunları söyledi: Hamas hareketi 7 Ekim'de Gazze çevresindeki yerleşimlere saldırdığında neredeydiniz?

Bundan sonra Siyonist ordu her ne kadar bu rejimin siyasi düzeyiyle arasında hiçbir sorunun kalmadığını yansıtmaya çalışsa da, Siyonistlerin en uzun ve en yıkıcı savaşın içinde olduğu bir dönemde işgalci rejimin siyasi ve askeri yetkilileri tarafından aynı tutarsız ve çelişkili açıklamalar yapılmaya devam ediyor. Bunlar İsrail'in siyasi ve askeri-güvenlik aygıtları arasındaki uçurumun derinliğini aydınlatıyor. Bu da Siyonist rejimin siyasi ve askeri güvenlik kurumları arasındaki uçurumun eskisinden daha da çok açıldığını gösteriyor.

Netanyahu ile İsrail ordusu arasındaki savaş

Bu bağlamda İbranice yayın yapan Ha'aretz gazetesi bir makalesinde şunları yazdı: Netanyahu, geçtiğimiz aylarda ve savaşın başlangıcından bu yana, yetkililere ve ordu komutanlarına saldırıp onları İsrail'in 7 Ekim yenilgisinden sorumlu tutma fırsatını kaçırmamış olsa da İsrail ordusunun artık Netanyahu'yu suçlamak için açık nedenleri var.

Bu makaleye göre İsrail ordu komutanları, savaşın başından bu yana Netanyahu ve savaş kabinesini stratejik bir çerçeve sağlamaya ikna etmeye çalışıyor ancak Netanyahu her seferinde bu istekleri reddederek, Ordunun Müşterek Kurmay Başkanlığı'nın savaşla ilgili stratejik fikirler oluşturmak üzere kendi özel ekibini oluşturmasına neden oldu.

Analistler, Hagari'nin sözlerinin İsrail ordusunun Netanyahu ile hesaplaşmaya çalıştığını gösterdiğine inanıyor zira Netanyahu, İsrail ordusunu 20 yılı aşkın süredir kontrol altında tutarak, onun rolünü ve gücünü marjinalleştirmiş, istediği herkesi görevden alıp orduya yerleştirmiş durumda. Ayrıca 7 Ekim yenilgisinden orduyu, onun yetkililerini ve komutanlarını suçlamak ve kendini temize çıkarmak için de elinden geleni yaptı.

Gazze savaşında İsrail ordusunun yıpranması

Siyonistlerin İsrail ordusunun geleceği ve çökme olasılığı konusunda artan endişelerinin gölgesinde, Siyonist rejimin Kanal 12'si geçen Temmuz ayında şunları açıklamıştı: İsrail Ordusu Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Netanyahu ve Gallant'a bir belge teslim etti ve bu belgede İsraillilerin ve İsrail ordusu personelinin orduya olan güveninin kaybolduğundan, kabinenin onun üzerindeki kontrolünden ve bu rejimin Yüksek mahkemesinin yetkilerinin azaltılmasından bahsediyordu.

Birkaç ay sonra Gazze savaşı patlak verdi ve İsrail ordusu komutanlarının Gazze Şeridi'nde verdiği kayıplar nedeniyle ordunun dağılacağına dair korkuları arttı.

11 Haziran'da Siyonist rejimin Kanal 12'si, Halevy'nin 4.500 askerden oluşan askeri tümen büyüklüğünde 15 yeni tabur ihtiyacından bahsettiğini duyurdu ve bu konuyu İsrail siyasi otoritelerinin dikkatine sundu. Genelkurmay Başkanı ayrıca İsrail ordusundaki ciddi insan gücü sıkıntısı konusunda da uyardı.

Stratejik ilişkiler uzmanları, İsrail ordusunun savaşta Netanyahu'nun kabinesinden farklı hedefler belirlediğine inanıyor. Öyle ki ordu Hamas'ı yok etmenin mümkün olmadığını biliyor ama Netanyahu hala Hamas'ı yok etme ve mutlak zafer elde etme hayaliyle Gazze'deki yıpratıcı ve sonuçsuz savaşı sürdürmekte ısrar ediyor.

Siyonist ordunun yedek generali ve bu ordunun askerlerinin şikayetlerini ele almakla görevli eski subay İshak Barak, ‘bu savaş uzun süre devam etse bile İsrail ordusunun Hamas'ı yok etme gücüne sahip olmadığı, İsrail’in savaşı sürdürmek isterse daha çok kayıp vereceği ve ordunun kısa sürede dağılacağı’ yönünde uyardı.

İbranice yayın yapan Ha'aretz gazetesinin analisti Amos Hareil de aynı bağlamda şunları söyledi: Son birkaç haftadır İsrail askeri teşkilatının üst düzey isimleriyle yaptığım görüşmeler felaket niteliğinde ve çok boyutlu bir başarısızlığa doğru gittiğimizi gösteriyor.

Öte yandan Netanyahu ile Siyonist rejimin ordusu ve müttefiki olan aşırı sağ partiler arasında ortaya çıkan çatışmalar, gelinen aşamanın bir sonucu değil aksine radikal köklü bir farklılıktır. Netanyahu, başbakanlık koltuğunu bekleyen ordu komutanlarını rakipleri olarak görüyor çünkü İsrail ordusu komutanlarının emekli olduktan sonra siyasete girmeleri hep bu şekilde oldu.

Örneğin, Gazze savaşını protesto etmek amacıyla İsrail savaş kabinesinden istifa eden ve Netanyahu'nun en büyük eleştirmenlerinden biri olan Siyonist rejimin eski genelkurmay başkanı Benny Gantz, onun rakiplerinden biri olarak görülüyor.

Aşırı sağın İsrail ordusunu kuşatmak için yükselişi

Siyonist İç Güvenlik Araştırma Enstitüsü yayınladığı raporda şunları belirtti: İsrail'deki aşırı sağ partilerin liderleri, ordu içindeki nüfuzlarını artırmaları, subay ve askerler üzerinde daha fazla kontrole sahip olmaları gerektiğine inanıyor.

Siyonist rejimin askeri analisti Ayal Alime bu konuda şunları belirtti: ‘İsrail'in Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağ koalisyonu İsrail'in 7 Ekim'deki yenilgisinin asıl sorumlusunun bu iki kişi olduğu bahanesiyle Gallant ve Halevi'ye yeni subay ve komutanlar atama yetkisi verilmesine karşı çıkıyor.

İsrail'deki aşırı sağ koalisyonun bu eylemi, üyelerinin İsrail ordusunun subay atamalarını ve komutasını doğrudan denetlemek istemesinden kaynaklanıyor. Bu, İsrail ordusunun kimliğinde köklü bir değişikliğe yol açacak şekilde sağcı kampa bağlı subayların atanması anlamına geliyor.’

Bu Siyonist analist analizine şöyle devam etti: Netanyahu'nun kendisi de dahil olmak üzere İsrail'in sağcı koalisyonunun pek çok üyesi, sağcı kampa sadık kişileri işe almak için istihbarat servisindeki boşluktan ve istifalardan yararlanmanın yollarını arıyor.

Siyonist rejim işleri analisti Yasir el-Zaatare bu konuya ilişkin olarak şunları söyledi: Netanyahu ile İsrail ordusunun komutanları arasındaki çatışmaların sonucu, her ne olursa olsun, bu rejimin savaşın hedeflerine ulaşmada büyük başarısızlığa uğradığını ve bunun daha fazla can kaybına yol açtığını gösteriyor.

Diğer bir işgal rejimi işleri analisti Firas Yaghi de İsrail ordusunun komutanlığı ve bu rejimin güvenlik aygıtının başındaki isimlerin en zayıf durumda olduğuna ve taleplerini siyasi düzeyde dayatamadıklarına ve ayrıca Siyonist rejimin siyasi kabinesinin bu kurumlar üzerinde kontrolünün olması sebebiyle, İsrail'in iç cephesinde güvenlik yaratma yeteneklerinin giderek azaldığına inanıyor.

Öte yandan Siyonistler, mevcut durumda Lübnan'la savaşın herhangi bir şekilde genişlememesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

Bu bağlamda işgal rejimin Generali Ishak Brik, Lübnan'la geniş bir savaş cephesi açmanın, artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan Netanyahu, Galant ve Halevi liderliğindeki İsraillilerin toplu intiharı anlamına geldiğini belirtti ve bu yetkililerin kendileriyle birlikte herkesi uçuruma sürükleyecek bir kader üzerine bahse girdiklerini vurguladı.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler