Gazze Savaşının Üçüncü Aşaması; İsrail’in Yenilgiyi Kabulünün Hazırlıkları

Tesnim Haber Ajansı- Son birkaç gündür Siyonist medya, İsrail ordusunun Gazze savaşının üçüncü aşamasına girmesinden bahsediyor. İşgal rejimi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kabinesine bağlı kaynaklar, bu rejimin siyasi organının ordunun Gazze'yle savaşın üçüncü ve son aşamasına girmesine izin verme kararını açıklarken: ‘Bu konuda iki hedef var; birincisi esir değişimine hazırlık yapmak, ikincisi ise kuzey cephesinde Hizbullah'la topyekün bir çatışmaya yol açacak gerilimleri kontrol altına almak’ ifadelerini kullandı.

Savaşın üçüncü aşamasına girmenin Siyonistler açısından sonuçları

Siyonist çevreler konuda ilişkin olarak: ‘İsrail ordusu Gazze'de daha az yoğun ve daha uzun süreli bir savaşa hazırlanırken kuzey cephesinde diplomatik çözümü Hizbullah'la savaşa tercih ediyor’ ifadelerinde bulundu.

Bu kaynaklar, Gazze savaşının üçüncü aşamasının özellikleri ve belirleyici faktörleri hakkında, bunun İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne komşu yoğun nüfuslu yerleşim yerleri etrafından çekilmesi anlamına geldiğini söylüyor ve İsrail aynı zamanda Gazze Şeridi'nin büyük bölümünü kesecek ve ordunun Netsarim ve Philadelphia olmak üzere iki eksende konuşlanmasına yol açacak bir güvenlik şeridi oluşturmayı planladı.

Ancak görünen o ki Siyonist kabinenin bu kararının çok önemli iki sonucu var. İlk sonuç, Hamas ve direnişe karşı mutlak zafer elde edilemediğinin kabul edilmesidir; Gazze Şeridi, Siyonist rejimin saldırganlığının üçüncü aşamasında olduğu sürece, bu şeritteki direniş hâlâ İsrail ordusuna en büyük kayıpları verme, diğer tarafta ise güçlerini ve askeri gücünü yeniden inşa etme kapasitesine sahip olacaktır.

Ancak Siyonistlerin Gazze savaşının üçüncü aşamasına geçme kararının işgal rejimi için ikinci sonucu, Gazze yanlısı cephelerin, özellikle de Lübnan’ın güneyinde Filistin halkına ve direnişine güçlü bir şekilde destek vermeye devam eden, savaş alanlarının ve sonuçlarının belirlenmesinde ana aktör haline gelen Hizbullah’ın rolüyle ilgili.

İsrail'in savaşın üçüncü aşamasına geçişinde cevapsız kalan sorular

İsrail'in, bu rejimin Savaş Bakanı Yoav Gallant'ın yakın zamanda Amerika'ya yaptığı ziyaret sonucunda aldığı Gazze savaşının üçüncü aşamasına geçme kararı, birçok temel soruyu cevapsız bırakıyor: İsrail, bu kararın hedeflerinin başında gelen esir değişimini direnişin taleplerini ve koşullarını dikkate almadan nasıl tamamlayabilir?

Siyonist rejimin siyasi ve askeri makamlarının delilik düzeyi ve kafa karışıklığı bu rejim yetkililerinin, çatışmanın yoğunluğunu azaltmak ve uzatmak karşılığında, Hamas’ın Siyonist esirleri Gazze'den bırakacağını ve bu önemli kozu kaybedeceğini kabul edeceğini hayal ettikleri bir düzeye mi ulaştı? Netanyahu'nun kabinesi hâlâ Gazze'deki 120 Siyonist esirin kaderi üzerine kumar oynamaya ve onlara Ron Arad’ın kaderini yaşatmaya mı çalışıyor?

Öte yandan Siyonistler gerçekten savaşın üçüncü aşamasına girip çatışmaların yoğunluğunu azaltırlarsa Lübnan'ın güneyinden Yemen ve Irak'a kadar Gazze'yi destekleyen cephelerin savaşın üçüncü aşamasına girer girmez bu rejime yönelik operasyonlarını durduracaklarını mı sanıyorlar? Oldukça açık ki bu olmayacak.

Lübnan ve Irak'taki İslami direnişin liderleri ve Yemen Silahlı Kuvvetleri defalarca Siyonistlere ve onların destekçilerine savaşın gölgesi Gazze halkının üzerinde olduğu sürece işgalcilere yönelik direniş operasyonlarının her cephede devam edeceğinin garantisini verdi.

Bu kapsamda Lübnan direnişini güney cephesini sakinleştirmeye ve işgal altındaki Kuzey Filistin'de Siyonist rejime yönelik operasyonları durdurmaya ikna etmek amacıyla son altı ayda ikinci kez Beyrut'a gelen ve Hizbullah'ın Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım ile görüşen Alman Federal İstihbarat Servisi Başkan Yardımcısı Ole Diehl Güney cephesine inip, operasyonları durdurun Kuzey Filistin'i işgal eden Siyonist rejim, bir kez daha hayal kırıklığına uğradı ve Berlin'e eli boş döndü.

Şeyh Naim Kasım ise Almanların bu talebine yanıt olarak bir kez daha aynı ifadeleri kullanarak ‘Güney cephesinin sakinleşmesine ilişkin herhangi bir görüşme ancak Gazze'deki Filistin direnişinin kabul ettiği ateşkesle ilgili olacaktır. Eğer batılılar topyekun bir savaştan korkuyorlarsa, İsrail'e Gazze'ye yönelik saldırganlığını durdurması için baskı yapmalılar, o zaman güney cephesini konuşabiliriz.’

İsrail'in Gazze savaşında yenilgiye uğradığını kabul etme hazırlıkları

Bu nedenle gözlemciler, İsrail ordusunun 9 ay sonra Gazze savaşının üçüncü ve son aşamasına girme söyleminin, Netanyahu'nun hala konuşmakta ısrar ettiği savaş hedeflerine İsrail'in kademeli olarak ulaşamamasını haklı çıkarmaya yönelik bir propagandadan başka bir şey olmadığına inanıyor.

Buna dayanarak Siyonist rejimin Gazze savaşının üçüncü ve son aşamasına girme kararının hayal kırıklığını ve başarısızlığı kabul etme anlamına geldiğini kanıtlayan üç faktör var:

- Bu faktörlerden ilki Hamas ve diğer direniş gruplarının elinde bulunan Siyonist esirlerin akıbetiyle ilgili. Her ne kadar Netanyahu, Gazze'deki İsrailli esirlerin davasından kurtulmak için büyük çaba sarf etse de, yerleşimcilerin ve özellikle de ailelerin artan baskısı nedeniyle bu rejimin ne siyasi ne de askeri kurumu bu davaya sırt çeviremiyor.

- İkinci faktör ise Filistinlilerin Gazze Şeridi'ndeki cesur ve kararlı direnişiyle ilgili. Gazze'deki savaşın şu anki aşamasının sonunda Filistin direnişi, hâlâ kendi mühimmatını ve silahını üretebildiğini ve düşmana ağır darbeler vurabildiğini kanıtladı. Öyle ki İsrail ordusunun resmi yetkilileri bile Hamas'ın ve askeri gücünün yok edilmesinin ulaşılamaz bir hedef olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor.

- Üçüncü faktör ise Aksa Tufanı savaşına Filistin direnişiyle birlikte katılan Gazze cephelerinin, Netanyahu'nun tehditlerine ve Amerika'nın aldatmacalarına kulak asmaması ve bu bölgede istikrarlı bir ateşkes sağlanarak tam bir çözüme varana kadar Gazze'ye destek tutumlarını sürdürmeleridir.

Öte yandan şunu da belirtmeliyiz ki, Siyonist rejimin Gazze'de mutlak bir zafer elde edememesi, Siyonist ordu ve kabinenin Lübnan'a karşı savaşı genişletme tehditlerini yerine getirememesi de göz önüne alınmalı zira Siyonistlerin Beyrut'u ikinci bir Gazze'ye çevireceği ve Lübnan'ı Taş Devri'ne döndüreceği şeklindeki Hizbullah'a yönelik boş tehdit dalgasının ardından artık geri çekilmek zorunda kalıyorlar ve Hizbullah'la olan çatışmaları çözmek, Lübnan ve işgal altındaki Filistin sınırlarında ateşkes sağlamak için Batılı ve Amerikalı arabulucular aracılığıyla siyasi bir çözüm arıyorlar.

Siyonist analistler, bu durumda Netanyahu kabinesinin bu durgunluk ve başıboşluk bataklığından çıkmasının mümkün olmadığına inanıyor; Öyle ki Gazze'deki savaşın devam etmesi, İsrail ordusunun daha da erozyona uğraması ve bu rejim için daha ölümcül sonuçlar doğurması anlamına gelirken, bunun durdurulması da İsrail ve Netanyahu'nun yenilgiyi kamuoyu önünde kabul etmesi anlamına geliyor.

Buna göre Siyonistlerin önünde kalan tek seçenek, ateşkes ve esir değişimi için dört direniş koşulunu kabul etmektir: Bu, savaşın kalıcı olarak durdurulması, işgalci güçlerin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, tüm kara geçişlerinin açılması ve Gazze'ye yardımların şartsız koşulsuz girişi ve sonuçta esir değişimi konusunda ciddi bir anlaşma yapılmasına yol açacak mültecilerin bölgelerine geri dönmesi.