İsrail'in Hizbullah'a Karşı Zayıf Noktası; ‘Kaçmak’ Tel Aviv'in En İyi Seçeneği


Siyonist rejimin İç Güvenlik Araştırmaları Merkezi yaptığı analizde, Hizbullah'la yapılacak geniş çaplı bir savaşta bu rejimin iç cephesinin göreceği korkunç zarar konusunda uyarıda bulunarak, İsrail'in böyle bir savaştan kaçınması gerektiğini vurguladı.

Tesnim Haber Ajansı- Medya ve Siyonist merkezlerin Lübnan'la savaşı genişletmenin tehlikeli senaryoları hakkında yayınladığı analizlerinin devamında, İşgalci rejimin İç Güvenlik Araştırmaları Merkezi’nin geçtiğimiz günlerde bir makalesinde belirttiği ‘Hizbullah'la yapılacak geniş çaplı bir savaşta İsrail'in işgal altındaki Filistin'deki iç cephesine ağır hasar vereceğini vurgulayan raporunu sundu.

Hizbullah'ın saldırılarının artmasının ardından İsrail'de kafa karışıklığı

Bu ayrıntılı makalede, Lübnan'la yapılacak herhangi bir geniş savaşın Siyonist rejimin iç cephesi açısından telafisi mümkün olmayan tehlikelerine değinilmekte ve bunlar şu şekilde açıklanmaktadır:

"Bu makalenin amacı, Hizbullah'la yapılacak ve İsrail'e karşı direniş ekseninin tüm üyelerinin muhtemelen dahil olacağı geniş ve topyekün bir savaşta İsrail'in iç cephesine verebileceği olası hasarı değerlendirmektir. Bu analizde büyük ölçüde bu savaşın özelliklerini, süresini ve İsrail'in iç cephesinde insani ve maddi düzeyde verdiği zararları ele alıyoruz. Belirtmek gerek ki bu savaş; çok uzun sürecek ve İsrail toplumu ve kritik altyapısı açısından ölümcül sonuçlar doğuracak bir savaş.

Geçtiğimiz günlerde Hizbullah'ın önde gelen isimlerinden ''Hacı Ebu Talib’in'' İsrail tarafından 12 Haziran'da öldürülmesinin ardından Hizbullah, İsrail'e benzeri görülmemiş füze saldırıları gerçekleştirdi ve kuzeydeki askeri hedeflere yüzlerce füze ve insansız hava aracının ateşlendiğini gördük. Hizbullah'ın saldırıları bu şekilde devam etti ve temmuz ayı başlarında ciddi oranda yoğunlaştı. İsrail'in bir başka Hizbullah komutanına suikast düzenlemesine tepki olarak kuzey bölgelerine büyük bir grup Hizbullah roketleri ateşlendiğini bir kez daha gördük.

Veriler, Hizbullah'ın İsrail askeri ve sivil hedeflerine 5.000'den fazla roket ateşlediğini, bunun da 29 İsraillinin ölümüne ve kuzeyde ciddi mali kayıplara yol açtığını gösteriyor. Ancak cevabın sonuçlarının en tehlikelisi, kuzeydeki İsrailliler arasında geleceğe dair güvensizlik duygusu yaratmak zira şu ana kadar 21 yerleşim birimi tamamen boşaltıldı ve mahalle sakinleri de evlerine nasıl, hangi şartlarda, ne zaman dönebileceklerini bilmiyor.

İsrail, Hizbullah'ın askeri gücünden çekiniyor

Bölgedeki İran'ın önderlik ettiği direniş ekseninin üyelerinden biri olan Hizbullah, askeri yeteneklerinin önemli ölçüde güçlenmesinin devamında, Temmuz 2006 savaşı sonrasında İsrail'e yönelik temel askeri tehdit haline geldi. Bilgiler, Hizbullah'ın ana cephaneliğinin, İsrail'in (İşgal Altındaki Filistin) tüm yerleşim bölgelerine ulaşabilen orta ve uzun menzilli hassas güdümlü füzeler de dahil olmak üzere en az 150.000 füze ve diğer ölümcül silahlar içerdiğini gösteriyor.

Hizbullah'ın cephaneliğinde ayrıca seyir füzeleri, balistik füzeler, gelişmiş gemisavar füzeleri, tanksavar füzeleri, binlerce insansız hava aracı ve diğer gelişmiş silahlar yer alıyor. Hizbullah'ın bu büyük cephaneliği, gelişmiş elektronik sistemleriyle birlikte İsraillilerin korkunç insani ve mali kayıplar vermesine neden olabilir.

Hizbullah'ın askeri kaynaklarının nicelik ve nitelik bakımından Hamas'ın askeri yeteneklerinden çok daha gelişmiş olduğunu, dolayısıyla Hizbullah'ın İsrail'e ciddi zarar verebileceği çok uzun bir savaş yürütmek için gerekli askeri kapasiteye sahip olduğunu belirtmeliyiz.

İsrail Savunması Hizbullah füzelerinin karşısında felce uğruyor

Hizbullah'la yapılan kapsamlı savaşta İsrail ordusunun hava savunma sistemleri, özellikle savaşın ilk haftalarında, her gün binlerce füzeden oluşan devasa bir barajla uğraşmak zorunda kalıyor ve bu füzelerin hepsini kesinlikle engelleyemiyor. Ancak böyle bir savaşta İsrail'i tehdit eden tehlikeler sadece Hizbullah'tan kaynaklı değil; aksine İran, Irak, Suriye ve Yemen gibi diğer direniş cepheleri Hizbullah'ın yardımına koşacak ve İsrail'in hava savunma katmanlarını felç edecektir.

Bütün bunlar İsrail'e karşı daha önce hiç bir zaman görmediği büyük bir askeri ve sivil tehdidin varlığına işaret ediyor. Böyle bir durumda İsrail ordusunun potansiyel hedeflerine öncelik vermesi ve savunma katmanlarını güçlendirmeye odaklanması gerekiyor. Böyle bir savaşta Hava Kuvvetleri muhtemelen ana önceliğini hava kuvvetleri üsleri gibi kritik askeri kapasitelerin savunmasına adayacaktır. İkinci öncelik kritik altyapı olacak ve İsrailli sivillerin korunması son öncelik olacak.

Hizbullah’a karşı savaşta İsrail’in ‘Aşil Tendonu’

Kritik altyapının korunması, acil bir durumda İsrail'in askeri ve sivil mevzilerinin operasyonlarının devam etmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu altyapılar elektrik ve iletişim ağları, kara, deniz ve hava ulaşım ağları, yurt dışından ve içeriden mal tedarik zincirleri gibi hassas sistemleri içermektedir. Bu altyapıların vurulması İsraillilerin hayatlarında ciddi aksamalara yol açacak ve bu durumun ekonomileri ve günlük yaşamları üzerinde ciddi sonuçları olacaktır.

Eğer bu savaş topyekün bir savaşa dönüşürse, ki büyük ihtimalle dönüşecek; İsrailli siviller pek çok zorlukla karşı karşıya kalacak, hem fiziksel hem de psikolojik olarak pek çok sorunla karşı karşıya kalacaklar.

Bu arada İsrail'in Geçtiğimiz 7 Ekim'de yaşanan dehşet verici olayların devam eden zararını görmeye devam ettiğini ve Gazze Şeridi'nde 9 ay süren ve savunma yeteneklerini ciddi şekilde etkileyen savaşın acısını çektiğini de belirtelim. Bu savaş İsraillilerin ruhunu ve maneviyatını büyük ölçüde rahatsız etmiştir ve aralarında bir güvensizlik dalgası görülmektedir. Son anketlerin sonuçlarının gösterdiği gibi, İsraillilerin büyük bir kısmı orduya ve kabineye güvenmiyor ve aralarındaki iyimserlik ve geleceğe dair umut yüzdesi önemli ölçüde azaldı.

İsrailliler aynı zamanda yoğunlaşan siyasi, askeri ve sosyal bölünmelerin neden olduğu büyük bir çıkmazdan da etkileniyor. İsrailliler başlangıçta Gazze'ye karşı böyle bir savaş başlatmayı kabul etse de zamanla görüşler değişti ve artık İsrail toplumunun kuzeyde zorlu ve uzun bir savaşa zihinsel olarak hazır olup olmadığı konusunda birçok şüphe var.

Ayrıca İsraillilerin büyük bir kısmı savaşın ekonomik sonuçlarına katlanamıyor, pek çoğu işini kaybetmiş ve günlük yaşamlarında birçok sorunla boğuşmak zorunda kalıyor. Bunun yanı sıra ölenlerin ve rehinelerin aileleri (Gazze'deki Siyonist esirler) fiziksel ve zihinsel olarak zarar görenler, güney ve kuzeydeki yerinden edilmiş kişiler ile askerlerin aileleri de ağır psikolojik baskı altındadır.

İsrail iç cephesinin içinde bulunduğu böyle bir durumda, kuzeyde büyük çaplı bir savaşın başlaması felaket olur ve özellikle de iç cephenin bu savaşa hiç hazırlıklı olmaması nedeniyle İsrail açısından ağır sonuçlar doğurur.

İsrail'in kuzey bataklığındaki seçenekleri

İsrail'in Gazze ve kuzey cephesinde 9 ay süren yıpratma savaşının ardından, İsrailli yetkililer arasında, Hizbullah'ın kuzeyde İsrail'e yönelik oluşturduğu stratejik zorluğun çözümü için askeri bir çözüm bulunması gerektiği yönündeki söylemler artmaya devam ediyor. Ancak Hizbullah'la geniş çaplı bir savaşa girme kararında İsrail'in tüm yönleri incelemesi ve bu savaşta iç cephenin ödeyeceği ağır maliyeti hesaplaması gerekiyor.

Bu noktada aşağıdaki önerileri sunuyoruz:

Gazze'deki savaş devam ettiği sürece İsrail'in kuzeyde büyük çaplı bir savaşın içine çekilmemesi, Hizbullah böyle bir savaş başlatsa bile İsrail'in ölçülü ve orantılı bir şekilde karşılık vermesi gerekiyor.

- Kuzey cephesinde gerilimin tırmanmasına alternatif senaryo ise İsrail'in, ABD Başkanı Joe Biden'ın önerisi çerçevesinde büyük çaplı bir savaşa sürüklenmeden, İsrail’in sonucunda kuzey cephesinde ateşkes sağlayacak ve uluslararası tarafların arabuluculuğuyla çatışmaların sona erdirilmesi için Lübnan ile diplomatik bir çözüme ulaşabilecek bir esir değişimi ve Gazze Şeridi'nde uzun vadeli bir ateşkes anlaşmasına varmasıdır.

- Hizbullah'la topyekün bir savaş çıkması durumunda İsrail, İsrail'in iç cephesinde en az maddi ve insan kaybının yaşanması için bu savaşı mümkün olduğu kadar kısaltmaya ve sınırlamaya çalışmalıdır.

- Savaşın genişleme senaryosunun yüksek riskleri nedeniyle İsrail'in güvenlik kurumları iç cepheyi hazırlamak ve boşlukları bir an önce doldurmakla sorumludur.

- Sonuç olarak İsrail ordusu ve kabinesi, İsrail iç toplumunun beklentileriyle uyumlu ve bu savaşın iç cephe açısından taşıdığı riskleri dikkate alarak savaş hedeflerini belirlemelidir. Unutmamak gerek ki bu, bugüne kadar İsrail toplumunu Hizbullah'la yapılacak geniş çaplı bir savaş gibi tehlikeli bir senaryoyla yüzleşmeye hazırlamak için hiçbir adım atılmamış olmasına rağmen yaşanıyor.''