Kerbela’dan Gazze’ye


İnsanlık tarihinin en önemli vakalarından biri olan Kerbela vakıası tüm çağlara ve tüm mekanlara mesajlar vermekte. Kerbela, bugünün dünyasında yaşanan siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik olaylara bakış açısı için insanlığa nerede durması gerektiğini gösteren dersler vermektedir.

Allah’ın insanlık için seçtiği son elçisi olan ve rotasını kaybetmiş insanlığa yeniden rota çizen Hz. Muhammed’in (saa) insanlık için belirttiği ilkelerin yok olduğu bir durumda insanlık için, Allah rızası için her şeyini feda eden torunu Hz. Hüseyin (as) ve yanındaki arkadaşlarının Kerbela’da yaşadıkları sadece tarihi bir olay değildi.
Hz. Hüseyin’in Medine’den çıkıp Kerbela’ya gittiği süre boyunca ve Kerbela’da yaptığı konuşmalar, insanlara yaptığı çağrılar günümüz insanları için de yapılmış birer çağrıdır.
“Her Gün Aşura Her Yer Kerbela” “Kerbela Çağlara Bir Mesajdır” “Kan Kılıca Galip Geldi” sözleri sadece hamset sözleri değil insanlara durmaları gerektiği yeri göstermektedir. 
Kerbela; hakla batılın (küfrün) savaşında, adalet ve zulmün çatışmasında durulması gereken yeri göstermekte ve az sayıda da olsa imanlı kişilerin çok sayıdaki düşmana karşı duruşu, düşmanın sayısından ve yenilmekten korkmamayı göstermekte. O gün Kerbela’da imanlı 72 kişi on binlerce zalim kişiye karşı durdular, zulme baş kaldırdılar ve ölmekten asla korkmadılar. Hz. Hüseyin’in oğlu Ali Ekber’in babasına; “Baba biz hak değil miyiz diye sorup evet oğlum cevabına karşı, o zaman ölmekten korkmuyorum” demesi bugün hakkını arayan ve ölmekten korkmayan Gazzelilerin cesaretlerinin, kararlılıklarının kaynağını ortaya koymaktadır. Gazze’de bugün ölmekten korkmayan bir halk var, her gün ölmektense bir defa ölürüz diyen bir yürek var.
Kerbela, zulme karşı direnişin yaşandığı ve direniş kültürünün temellerinin iradeyle ve kanla sağlamlaştırıldığı bir olaydır. Hz. Hüseyin (as) insanların hür (Özgür) olması gerektiğini, zulme boyun eğmemesini ve zulmün karşısında dik durmaları gerektiğini Kerbela’da kendi canını ve evlatlarının canını vererek göstermiştir. Kerbela’nın insanlık için verdiği bu mesajın günümüzde Gazze’de yaşandığına şahit olmaktayız. Gazze halkı direniş kültürünün zalimin karşısında boyun eğmeme ilkesi doğrultusunda canları, malları pahasına da olsa ortaya koydukları irade de kendisini göstermektedir. Emperyalizmin ve Siyonizmin zorbalığı, zulmü karşısında ortaya konulan sabır ve mücadele Kerbela’daki sabır ve mücadele dersinin tezahürüdür.
Kerbela’da Hz. Hüseyin karşısındaki insanlara “yok mu bize yardım eden” diye sesleniyordu. Bugün de Gazzeli Müslümanlar aynı şekilde yok mu bize yardım eden diye seslenmekte. Sözde Müslüman ülke yöneticilerine hücceti tamamlamaktalar. Filistin meselesine, Gazze’deki soykırıma ve mazlum çocukların, kadınların çığlıklarına kulaklarını tıkayanlara haykırmakta yok mu bize yardım eden demekteler. İslam ve Müslümanlık iddiasında bulunan liderlerin ve rejimlerin niçin kayıtsız kaldıklarını sorgulamaktalar ve aslında karşısındaki insanları kurtuluşa çağırmaktalar. İnsanlık ve İslam dünyası Gazze’de bir sınav vermekte, bu sınavda saflar belirlenirken kimin zalim kimin mazlum olduğu, kimin zalime karşı ne yaptığı ve mazlumun yanında ne kadar yer aldığı gözler önüne serilmekte.
Kerbela’da kan kılıca galip geldi, Hz. Hüseyin (as) ve 72 yareni Kerbela’da katledildi ve kadınları çocukları esir edilerek Şam’a Yezit’in sarayına götürüldü. Bu sırada Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Hz. Zeynep ve oğlu Hz. Zeynel Abidin Kufe ve Şam saraylarında yaptıkları konuşmalarla Kerbela’daki şehitlerin kanlarının zalimlerin saraylarını nasıl yıktığını ortaya koydu. Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin kanları zulmü boğarak bugün bütün insanlığa kurtuluş vesilesi oldular. Bugün de Gazzeli mazlum çocuk ve kadınların kanının ABD ve Siyonist silahlarına karşı galip geldiğini görmekteyiz. 9 ayı aşkındır süren katliamda on binlerce şehit ve yaralıya rağmen, hedefine ulaşamayan bir düşman varken karşıda kararlılıkla zafere doğru yol alan bir irade var. Gazzeli mazlumların kanları bugün Emperyalizmin merkezi olan Washington’da Beyaz Sarayı, Avrupa’da meclisleri, Siyonizm’in Tel Aviv’deki saraylarını titretmektedir.
Kerbela İnsanlığa uyanışın mesajını verdi, ölmekte olan kalpleri yeniden diriltti, İslam’dan ve İslam’ın ilkelerinden uzaklaşan tağuti ve baskıcı rejimlere boyun eğen halkın yeniden İslam’a ve ilkelerine dönmesini sağladı. Bugün Filistin meselesini, Gazze’yi savunan ve Gazze’de yaşanan zulme başkaldıran ABD’de Avrupa’da üniversite öğrencileri, sivil halk meydanları doldurmakta ve zalime zulme karşı başkaldırmaktalar.
Kerbela’daki bir diğer mesaj belki de en önemli mesaj yine Hz. Hüseyin’in “benim gibi biri Yezit gibi birine biat etmez” sözlerinde yatmakta. Hz. Hüseyin gibi biri ne demek, Yezit gibi biri ne demek? Bunun günümüzdeki karşılığı ne? Hz. Hüseyin (as) gibi biri; imanlı, inançlı, korkusuz, özgür, zulme boyun eğmeyen, zalime sen zalimsin deme cesaretini gösterebilen, haksızlığa karşı duran, tağut bir hükümdara ve hükümete biat etmeyen, insanlığın kurtuluşunu hedefleyen ve tüm bunlar için canını, evlatlarını veren, kadınlarının kızlarının esir olmasını göze alan, dünyaya ve dünya malına köle olmayan demektir. İşte Gazze’de zalim Siyonist ve Emperyalist sisteme boyun eğmeyen biat etmeyen bir direniş gözükmekte.