İran'ın Büyük Gücü; Nükleer Hizmet ve Ürün Alanında Küresel Tekeli Kırdı


İran Atom Enerjisi Kurumu başkanına göre, İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer teknoloji alanındaki yetenekleri, bu sektörün tekelini kırmayı başarmış, böylece İran nükleer hizmetleri ve ürünleri dünya pazarlarında bulunmakta ve artık bir kısmı birçok ülkeye ihraç edilmektedir.

Tesnim Haber Ajansı – Devrim Lideri Ayetullah Hamanei her zaman ülkenin nükleer endüstrisinin önemini vurgulamış ve bu endüstriyi ülkenin güvenilirliğinin temel ve önemli bileşenlerinden biri olarak değerlendirmiştir. Bu minvalde İran İslam Cumhuriyeti Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ile gerçekleştirilen röportaj şöyledir:

Atom Enerjisi Kurumu'nun stratejik belgesinde yer alan 20.000 megavatlık nükleer enerji konusundan bahsedilmekte, buna göre bu konu hangi aşamadadır?

İslam İnkılabı Lideri tarafından da vurgulanan 20.000 megavat nükleer enerji üretimine ilişkin olarak 13. Hükümet döneminde ve bu dönemde Atom Enerjisi Kurumunda bu konu daha ciddi bir şekilde takip edilmiş ve 1420 ufku planına (2040 ufku planı) göre; ülkenin enerji portföyünün yüzde 20'si nükleer santraller tarafından üretilecek, böylece ülkenin mühendislik ve endüstriyel yeteneklerini belirleyip değerlendirerek ayrıca finansman mekanizmalarını da nükleer santrallerin kalkınma planının hayata geçirilmesi alanında iki etkili bileşen olarak değerlendirdik

2040 yılına gelindiğinde nükleer enerji endüstrimizin ne kadarı küçük ölçekli enerji santrallerinden sağlanacak?

Küçük ve orta ölçekli nükleer santraller nükleer enerji gelişiminin eksenlerinden biridir. Yüksek Enerji Konseyi kararı ve İran Atom Enerjisi Kurumunun ayrıntılı planına göre, 20 bin megavatlık nükleer enerji planının yüzde 80'i büyük ölçekli santraller tarafından üretilecek. Geriye kalan yüzde 20'lik kısım da 300 MW ve altı gücü olan ve SMR olarak bilinen küçük ve orta ölçekli santrallerden sağlanacak. Şu anda her iki tipte de programın uygulanmasını takip ediyoruz ve bunların arasında 100 MW kapasiteli küçük ölçekli SMR enerji santrallerinin geliştirilmesine yönelik tasarım ve mühendislik faaliyetleri yürütüyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde büyük ölçekli 1000 MW, orta ölçekli 300 MW ve küçük ölçekli 100 MW santrallerden ilkinin tamamlanacağını umuyoruz.

Küçük ve büyük nükleer santral kurmanın zorluklarından biri de yakıt temini zorluğudur. Ülkemizde bu zorluğun niteliği nedir ve bu ihtiyaca cevap verebilecek yerli yetenekler var mı?

Bu çok önemli. Nükleer yakıt üretim malzemeleri portföyümüzü tamamlamak için ikincil uranyum kaynaklarını kullanmayı planlıyoruz. Neyse ki 13. Hükümet'te iki plan takip edildi ve meyvelerini verdi. Yani, araştırma çalışmaları yoluyla ve mühendislik ve yarı endüstriyel ölçekte uranyumu diğer kaynaklardan çıkarabildik. Kapasiteyi arttırıp endüstriyel ölçeğe doğru ilerlemek yeterli. Geçtiğimiz aylarda sanayileşme yönünde adımlar atarak sarı kek (uranyum oksit) üretim kapasitesini artırdık. Artık elimizde yeterli yürütme planı var. Şimdi endüstriyel kapasitemizi bu tip enerji santrallerinin gereksinimlerine ve ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmemiz için 300 MW'lık bir enerji santrali inşa etme planını başlattık. Önde gelen bir ülke lisansı altında akaryakıt üretebilmemiz için de paralel bir çalışma başlatıldı.

Ülkenin son birkaç yıldır nükleer sanayi desteği alanına giren kesimlerinden biri; mevzuat alanıdır; Bu konu sorunlarınızı ne kadar çözebildi ve ne derece işlerin yapılmasını kolaylaştırdı?

Nükleer endüstri stratejik bir endüstri ve ulusal güvenlik de dahil olmak üzere çeşitli boyutları var ve İran İslam Cumhuriyeti'nin güç oluşturma alanının bir parçası olarak kabul ediliyor. Bu sektörün öncelikleri hükümetlerin değişmesiyle değişmiyor. Yaptırımların iptaline yönelik Stratejik Eylem Yasasının önemli konusunun İran'ın nükleer endüstrisini tamamen tek taraflı, yasadışı ve uluslararası geleneklere aykırı bir şekilde durdurmaya veya sınırlamaya çalışan düşmanla başa çıkabilmek için bir yetenek geliştirme eylemi olduğu unutulmamalıdır.

Stratejik Eylem Yasası, ülkeye düşmanlarının aşırılıklarına karşı güçlü bir şekilde hareket edebilmesi için en iyi fırsatı sağladı ve ülkeyi ve İran Atom Enerjisi Örgütü'nü bu aşırılıklarla baş edebilecek konuma getirdi. Kanaatimizce bu yasa İran Atom Enerjisi Kurumu açısından oldukça etkili olmuştur çünkü onun etkisi altında ve çeşitli alanlardaki meslektaşlarımızın çabalarıyla araştırma aşamasından endüstriyel aşamaya girmiş bulunmaktayız. Son 2 yılda büyük ilerlemeler kaydedildi.

Bu olay İran Atom Enerjisi Kurumu için uluslararası kısıtlamalara yol açmadı mı?

Bakın, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile ilişkilerimiz güvenlik önlemlerine ve NPT'ye dayanıyor. Kurum bizi buna göre takip ediyor. Biz bu yükümlülüklere uyuyoruz ancak onlar bize karşı biz yöntemini uygulayarak sorumluluklarından kaçıyorlar.

Şunu vurgulamalıyım ki, asıl amacımız milletin haklarını, vatanın haklarını ve kendi Müslümanlarımızın haklarını NPT ve güvenceler çerçevesinde tamamen şeffaf, doğru ve kararlı bir şekilde ve kararlılıkla korumamız gerektiğidir.

Amerika bu anlaşmadan çekilerek yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi Avrupalıların da yükümlülüklerini yerine getirmesine izin vermedi. Onlar ne zaman bu sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirirler ve geri dönerlerse, biz de geri döneceğiz. Bu, onurlu ve asil bir yasa olarak kabul edilen Stratejik Eylem Yasası'nın kararıdır. Elbette ki bazıları bu yasayı beğenmeyebilir ama biz İran Atom Enerjisi Kurumu'nda bu yasanın işleyen ve etkili olduğunu düşünüyoruz. Hukuk bizi hedeflerimize daha da yaklaştıracak.

Çünkü biz güvenli bir yerde olduğumuzda hedeflerine ulaşamazlar. Siyonistlerin ve müstekbir rejimin hedefi İran'ın nükleer sanayisini yok etmektir ve İran'ın ilerlemesine şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Bu sektöre daha kolay zarar verebilmek için tesislerimizin masada olmasını istiyorlar. Bizim için zerre önemli değil bu durum. Bu bizim inanç prensibimizdir ve bundan hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz ve bu şekilde oluşan seslerle bizim hiçbir alakamız da yoktur.

İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer yeteneklerinin elde edilmesinde insan gücünün rolünü, bilimsel yeteneğini açabilir misiniz?

Geçmişte Siyonistler ve onların güvenlik servisleri, diğer bir deyişle tüm kibirli sistem, İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer teknolojiyle donatılmasını engellemek için yoğun çaba harcamıştı. Bu dönemde ve başından itibaren endüstriyel sabotaj girişiminde bulundular. Ya bu endüstrinin ve teknolojinin ihtiyaç duyduğu malzemeleri tahrip ettiler, ya malzeme ve hammaddeleri tahrip ettiler, ya da parçaları tahrip ettiler. Cenab-ı Hakk'ın lütfu ve çocuklarımızın zekası sayesinde son 25 yılda her zaman zarara yol açmayan bu tür vakalar çok yaşandı.

Düşmanlar terör eylemi yaptı, bilim adamlarımıza suikast düzenledi, patlamalar yaptı, quadcopterlarla saldırdı ya da her hafta nükleer tesislere saldırma sözü veriyor. Bütün bunları, nükleer sanayide çalışan insan gücünün ki Elhamdülillah bugüne kadar başaramadılar motivasyonunu bozmak için yapıyorlar.

İran Atom Enerjisi Kurumu'nda araştırma çalışmaları yürütüldüğünde kim üzülüyor? İran Atom Enerjisi Kurumu araştırma sonuçlarını endüstriyel projelere dönüştürüyor. Güçlerimizin motivasyonunu artırabileceğimiz konusunu araştırıyoruz. Çanların geçim koşullarını ve ekonomik durumlarını iyileştirmek noktasında refah, dinlenme, ziyaret, barınma, geçim konularını inceledik ve bu konuların iyileştirilmesini planladık.

Genel olarak iş fırsatları yaratarak, programı tanımlayarak, iyi işleri, bursları dikkate alarak, yaşam ve refah için ek olanaklar tanımlayarak aslında bu kurumun insan kaynaklarına daha iyi koşullar sunabildik.

İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer gücünün ihracat pazarı açısından mevcut durumu nedir?

İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer teknoloji alanındaki yetenekleri, bu sektörün tekelini aşmış, hizmet ve ürünlerimiz dünya pazarlarında yer almakta ve ürünlerimizin bir kısmı birçok ülkeye ihraç edilmektedir.

Üretim kapasitesi ve potansiyeli göz önüne alındığında dünyanın her yerine radyofarmasötik ihraç edebiliyoruz.

Radyofarmasötik üretimi alanında dünyanın saygın beş firmasından biri de İran'da faaliyet gösteren Pars Isotope Company'dir. İnşallah yıl sonuna kadar veya bugünden en fazla bir yıl sonra yeni bir merkez açarak radyofarmasötik üretimini 5 ila 7 kat artıracağız. Radyofarmasötik geniş bir küresel pazara sahip ve her türlü ürününe büyük bir talep var.

Artık İran'da üretilen ağır su ve türevleri yurt dışına ihraç ediliyor ve bu ürünlerin nasıl satılacağına biz karar veriyoruz ki bu da önemli ve stratejik bir nokta.

Üçüncü nokta ise hizmet ve destekleri konusu. Tabii hizmet sektörünün yanı sıra eğitim ve ortak araştırma çalışmaları alanında da önlemler aldık. Bu yıl İran Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir teknik grup müzakere amacıyla Latin Amerika ülkelerinden birine gitti. Allah'ın izniyle bu etkinlik giderek yaygınlaşıyor ve çeşitli hizmetlerimize farklı ülkelerden sürekli talep geliyor.

Allah'ın izniyle Mayıs ayında nükleer bilimler ve teknikler üzerine ilk uluslararası konferansı yapmayı başardık; Bu konferansa 22 ülke katıldı. Sekretaryaya 420'si en iyi eserler arasında olmak üzere yaklaşık 600 makale gönderildi. Üç gün boyunca sabahtan akşama kadar dünya standartlarına uygun, tamamen profesyonel ve kaliteli toplantılar gerçekleştirildi.

O konferanstan sonra, işbirliği yapmaya, sipariş ve mal göndermeye hazır olduğumuza dair bir talep ve duyuru seli ile karşılaştık. Verilen siparişlerde eğitim ve araştırma çalışmaları alanında hizmet verilmesine yönelik talepler de bulunmaktadır.

Artık araştırmacılarımız yüksek teknolojiye sahip, stratejik ve pahalı, kararlı izotoplar üretmeyi başardı. Yani bu alanda tekeli kırmayı başardık.

İslam İnkılabı Lideri'nin de değindiği konulardan biri de İran'ın nükleer sanayisine ülkeye onur kazandırmasıydı. Bu sektör ülkeye nasıl onur kazandırdı?

Bağımlı olmadığınızda ve başkalarına el açmadığınızda ülkeye onur kazandırabilirsiniz. Tedarikçi ve sağlayıcı olabilir, kendi ayaklarınız üzerinde durabilirsiniz. Bugün ülkenin nükleer endüstrisi dünya standartlarındadır. Kurumun başkanı olarak bu benim sloganım değil bu bir gerçek.

Geçtiğimiz yıl nükleer teknoloji sergisinde Devrim Lideri, nükleer yakıt zinciri makineleri alanında ne kadar dışa bağımlı olduğumuzu sordular. Çalışma arkadaşlarımız %70 kendimize yettiğimizi, %30 bağımlı olduğumuzu söyledi. Kendileri bunu ne zaman yüzde yüze çıkaracaksınız dediler ve biz orada bir söz verdik ve sözümüzü de tuttuk.

Geçtiğimiz yıl nükleer yakıt zinciri makinelerinin yapımında %100 kendi kendine yeterlilik mi gerçekleşti?

Evet! Liderimiz, düşmanın gelecekte karışıklık yaratmasına engel olmamız için elimizdekilerin ona bağımlı olmamasını vurguluyorlar. Biz de bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Devrim Lideri bu sergiyle ilgili şunları söyledi; ‘Tatmin edici, sevindirici, umut verici ve müjdeleyici.’