Direniş İHA’ları Siyonist İsrail’in Hava Savunmasına Gölge Düşürdü!


Yemen'in Tel Aviv operasyonu ve İslami direniş gruplarının düzenlediği bir dizi İHA operasyonu, bir yandan Direniş Ekseni’nin İHA gücünü gösterirken, diğer yandan da Siyonist rejimin hava savunma sisteminin açığını ortaya sergiledi.

Tesnim Haber Ajansı- 20 Temmuz akşamı, Yemen yapımı  "Yafa" adlı bir insansız hava aracı (İHA) yaklaşık 2000 km mesafe katederek Tel Aviv'de bir binayı hedef aldı ve bu operasyon kısa sürede dünya medyasının gündeminde yer aldı.

Bu başarılı operasyon bir yandan Yemen ordusunun ve halk güçlerinin kabiliyetini gösterirken, diğer yandan da Siyonist rejimin hava savunma sistemlerinin açığını ortaya sergiliyor.

2006'daki 33 günlük Lübnan savaşı sırasında Siyonist İsrail ilk kez işgal altındaki toprakların derinliklerinde roket ve füze tehditleriyle karşı karşıya kaldı. Bu, Siyonist rejimin hava savunma sistemlerinin o zamana kadar karşılaşmadığı bir tehditti ve direnişin füze operasyonlarıyla baş edebilecek yeterli güce sahip değildi.

Aslında 2006 yılına kadar İsrail ordusunun hava savunması, Arap ülkeleri ordularının savaş uçaklarının tehdidine göre tasarlanmıştı ve işgal rejiminin ordusunda entegre bir hava savunma yapısı diye bir şey yoktu.
33 günlük Lübnan savaşının ardından ilk kez savunma stratejileri İsrail ordusunun askeri doktrinine girmiş ve bu doğrultuda İsrail ordusunun hava savunması büyük oranda değişime gitmiştir.

İlk olarak bölgesel hava savunma sisteminin yerini entegre hava savunma sistemi aldı, ikinci aşamada ise rejimin hava savunması orta menzilli roket ve füzelere karşı mücadeleye yöneldi.

Üçüncü aşamada ise strateji değişikliğine uygun silahların tasarlanması gerekiyordu. Roketlere karşı Demir Kubbe hava savunma sistemi, kısa menzilli füzelere karşı Davud Sapanı ve orta ve uzun menzilli füzelere karşı üç versiyonlu Arrow hava savunma sistemi tasarlanıp üretildi.

Her ne kadar bu sistemler, standart roketlere göre etki gücü düşük olan Filistin direniş güçlerinin ürettiği roketlere karşı bazen başarı elde etse de Aksa Tufanı operasyonunun başlamasıyla birlikte Siyonist İsrail’in hava savunma yapısında ciddi bir boşluk olduğu ortaya çıktı.

İsrail'in hava savunma yapısındaki boşluğun ilk işaretleri, Eyüp insansız hava aracının işgal altındaki toprakların derinliklerine girmesi sırasında ortaya çıktı. 2013 yılında Siyonist ordu, Dimona nükleer tesisi üzerinde bir insansız hava aracını imha ettiğini duyurdu. Bu olayın hemen ardından Seyyed Hasan Nasrallah yaptığı konuşmada, işgal altındaki toprakların derinliklerine sızan İHA'nın, Lübnan Hizbullah Hareketi’ne ait olduğunu söyledi.

Seyyid Hasan Nasrallah ayruca, “İran yapımı Eyüp İHA’sının montajı Lübnanlı gençler tarafından yapıldı. Eyüp, 'Mirsad' insansız hava aracının daha gelişmiş versiyonudur" dedi.

Aslında Eyüp insansız hava aracı, İsrail ordusunun hava savunma sistemlerinden geçerek işgal altındaki Filistin'de yaklaşık 200 kilometre derinliğe ulaşmayı başardı ve keşif yapan Eyüp İHA’sı İsrail'in hassas ve hayati noktaları özellikle Dimona nükleer tesisi konusunda Hizbullah'a değerli bilgiler sağladı.

Bu operasyonun Siyonistler için açık bir mesajı vardı; o da artık kendilerini insansız hava araçlarından gelecek yeni nesil hava tehditleriyle yüzleşmeye hazırlamaları gerektiğiydi. O dönemde belki de Siyonistler mesajı çok ciddiye almadı, ama zaman geçtikçe yeni tehdidin onlar için ne kadar pahalıya mal olduğunu gösterdi.

Bu olaydan bir yıl sonra İsrailliler, Hizbullah'ın insansız hava araçlarının beyni Hassan el-Lakkis’e suikast düzenleyerek Hizbullah'ın insansız hava aracı gücüne ağır bir darbe vurduklarını ve Hizbullah'ın İHA gücünü geliştirme sürecini ciddi şekilde etkilediklerini düşündüler.

Ancak 2022’de Hizbullah’ın Hassan İHA’sı tam 40 dakika boyunca işgal altındaki Filistin üzerinde uçup 70 km derinlere nüfuz etmesi ve ardından sağ salim üsse geri dönmesi Siyonistler için alarm zilleri çalındı. İsrail'in insansız hava araçlarını önlemede başarısız olduğu ortaya çıktı.
Temmuz 2022’de Hizbullah Hareketi, Doğu Akdeniz'deki tartışmalı Kariş enerji sahasına 3 insansız hava aracı (İHA) yolladı.

Siyonist Rejim güçleri, Lübnan sınırı yakınlarındaki münhasır ekonomik bölge Kariş’e gönderilen 3 İHA’yi düşürüldüğünü bildirdi.

Konuya dair Seyyid Hasan Nasrallah, İsraillilerin iki İHA'yı imha ettiğini, bir İHA'nın da denize düştüğünü duyurdu. 

Hizbullah Hareketi’nden yapılan yazılı açıklamada, “Kariş enerji sahasındaki tartışmalı bölgeye keşif ve gözetleme görevi yapmak üzere farklı boyutlarda üç adet insansız hava aracı (İHA) gönderdik.” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, insansız hava araçlarının imha edilip düşürülmeden çok önce görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirdiği kaydedildi.

Aksa Tufanı operasyonunun ardından özellikle Lübnan direnişinin İsrail'e yönelik İHA’lı operasyonlarının arttığını görüyoruz.

Geçenlerde Hizbullah Hareketi, Hayfa kentindeki deniz ve hava limanları da dahil olmak üzere 1948'de işgal edilen toprakların kuzey kesimindeki stratejik noktaların ‘Hüdhüd’ adlı İHA’dan elde edilen video görüntülerini yayımladı.

Bu İHA, İsrail savaşa girmiş olmasına ve hava savunma sistemleri tam hazırlıklı olmasına rağmen keşif operasyonunu başarılı bir şekilde icra etmiştir.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Siyonist rejime karşı gerçekleştirdiği başarılı füze ve İHA operasyonu, İsrail'in hava savunma sistemlerinin zayıflığını gösteren bir başka örnektir. Gerçek Vaat operasyonu, İsrail'in bölgesel ve bölge dışı orduların yardımıyla çok katmanlı hava savunma koşullarında bile olumlu bir etki yaratamayacağını açıkça gösterdi. İran Silahlı Kuvvetleri, İsrail'e karşı icra ettiği ilk doğrudan operasyonda, rejim ordusu ve hava savunma sistemleri hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu kanıtladı.

Yemen kuvvetlerinin Tel Aviv'e karşı düzenlediği son İHA operasyonu, İsrail'in hava savunma sistemlerinin insansız hava araçlarıyla mücadelede sınıfta kaldığını bir kez daha ortaya sergiledi. Bu sürpriz operasyon, hava savunması açısından Siyonist rejim için ciddi bir başarısızlık olarak değerlendiriliyor. İsrail'in Yemen'in Hudeyde Limanı’nı bombalaması da bunun etkilerini azaltamadı.

Bugün güneyde Yemen'den kuzeyde Lübnan'a kadar direniş cephesinin her yeri, çeşitli görevleri yerine getirebilecek keşif, muharebe ve intihar insansız hava araçlarıyla donatılmıştır. Bu İHA’lar sahada da direniş gücünü düşmana kanıtlamayı başardı.

Direniş Cephesinin insansız hava aracı kapasitesiyle ilgili dikkat çekici konu, direniş güçlerinin, düşmanın tehditlerine ve savunma sistemlerine uygun olarak insansız hava aracı yeteneklerini genişletebilmesidir, böylece çoğu durumda karşı tarafın savunma sistemleri İHA’ları engellemede başarısız oldu.

Direnişin kullandığı İHA’ların düşmanın pahalı savunma sistemlerine kıyasla daha ucuz olması önemli bir avantajdır. Bu nedenle düşman çok büyük miktarda savunma harcaması yapıyor.

Yemen direnişinin son operasyonunda kullandığı Yafa adlı insansız hava aracının, Hizbullah'ın Kariş gaz sahasına yönelik operasyonda kullandığı insansız hava aracına çok benzediği görülüyor. Alçak irtifada uçan bu tür İHA’larda jet motoru yerine pistonlu motorlar kullanılması, radar sistemleri tarafından tespit edilmesini zorlaştırır.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby’nin Haziran 2022’de açıklamış olduğu Orta Doğu'da entegre bir hava ve füze savunma sisteminin kurulması planının başarısız olduğu gözüküyor. Çünkü aradan iki yıl geçmesine rağmen bu plan ABD’nin bölgedeki çıkarları ile müttefiklerinin güvenliğini sağlamıyor.

Öte yandan İsrail'in tehditlere cevap verme konusunda pasif bir pozisyon aldığı ve artık tehditlerin nereden geleceğini tahmin edemediği görülüyor. İsrail’in hava savunma için büyük yatırım yapmasına rağmen yeni tehditlerle başa çıkmak için daha fazla para harcaması gerekiyor.