‘Yavaş Yavaş’; Nasrallah'ın İsrail'i Dehşet İçinde Bekletme Denklemi


Hizbullah Genel Sekreteri'nin dün Siyonistlere yönelik tehditlerinde ‘yavaş yavaş’ tabirini kullanması medyada pek çok analizi beraberinde getirdi ve pek çok kişi bunu İsraillileri merak ve korku içinde tutmak anlamına gelen yeni bir denklemin ifadesi olarak değerlendirdi.

Tesnim Haber Ajansı - Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, işgalci düşmanın suikast saldırısında şehit olan Hizbullah'ın üst düzey askeri komutanı Fuad Şükr’ün şehadetinin 7. Gün dönümü dolayısıyla dün yaptığı konuşmada; İran'ın ve Direniş’in, Fuad Şükr’ün ve Hamas Hareketinin Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye'nin Tahran’da suikast sonucu şehit edilmesi de dahil olmak üzere Siyonist rejimin suçlarına karşı cevabının net ve kesin olduğuna işaret ederek şunları vurguladı: Cevap vermek için yeterli potansiyelimiz var ve duygusal olarak değil; cesurca, bilgelikle ve güçlü bir şekilde hareket ediyoruz! Yavaş yavaş…

Hizbullah Genel Sekreteri: ‘Siyonistlerin bir haftadır bekleme içinde bırakmak cezanın bir parçası ve yarım saat içinde İsrail'in Kuzey Filistin'de işgal ettiği her şeyi hedef alabiliriz’ ifadelerini kullandı.

Ancak Seyyid Hasan Nasrallah'ın bu sözlerinde kullandığı ‘Yavaş Yavaş’ tabiri medyada oldukça fazla yankı buldu ve bu konuda birçok analiz yapıldı.

Seyyid Hasan Nasrallah'ın Siyonistleri dehşet içinde bekletme denklemi

Bu bağlamda bazı gözlemciler; Farsça'da sıklıkla kullanılan ve Türkçe'de de beklemek anlamına gelen Yavaş Yavaş terimini ‘hiç beklemedikleri anda beklemedikleri bir şekilde cezasını kesmek’ tabirine benzetebileceğimizi ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın bu ifadesiyle Siyonistlerin dehşet ve korku içinde beklentide bırakılmasına dikkat çektiğini belirtiyor.

Aslında bu tabir, Siyonistlere yönelik ve cevabın net ve kesin olduğunu belirten bir uyarı mesajı niteliğinde, psikolojik savaşın bir parçası olarak da yorumlanabilir. Böylece işgalciler kafası karışık bir şekilde ve bu tepkinin zamanlaması ve niteliği hakkında spekülasyon yapmaya devam edecek.

Elbette bu, Siyonistlerin suçlarına karşı direnişin cevabının çok uzun süreceği anlamına gelmiyor aksine, kanıtlar bu cevabın zamanının çok da uzak olmadığını gösteriyor.

Hizbullah Genel Sekreteri'nin dünkü sözleri direnişin savaşı genişletme amacı taşımadığını gösterdi. Daha doğrusu Siyonistlere kesin ve hesaplı bir denklem kuran bir cevap verecek. İsrail'in herhangi bir saldırısına, uygun şekilde ve aynı uygunluk ölçüsünde karşılık verilecek. Ayrıca Hizbullah, düşmana kademeli zarar veren operasyonlarını aralıksız sürdürüyor.

Seyyid Hasan Nasrallah da Direniş’in işgal altındaki Filistin'deki hedeflerine işaret ederek Siyonistleri, eğer savaşı genişletmek isterlerse direnişin insansız hava araçları ve füzelerinin İsraillilere çok zarar verecek bir yeri vuracağı ve İsrail'in Beyrut'ta işlediği suikast suçuna da tepkisinin yine ayrıca kendi yerinde olduğu konusunda uyardı.

Analistler, Hizbullah'ın Siyonist rejime tepkisinin ardından, bu rejimin savaşı genişletmeye karar vermesi halinde bunun kendisi için acı verici ve maliyetli bir senaryo olacağına inanıyor. Çünkü Hizbullah, geçtiğimiz günlerde fotoğraflarını yayınladığı İsrail'in hassas merkezlerini hedef almaktan çekinmeyecek.

Gözlemciler, savaşın Temmuz 2006 gibi genişlemesi senaryosunun çok düşük bir ihtimal olduğunu ve İsrail'in böyle bir savaşa girmek istemesi durumunda bunun bölgesel bir savaş anlamına geleceğini ve böylece Gazze savaşından daha büyük bir çılgınlık ve aptallık yapmış olacağına inanıyor.

Bu analizlere göre Siyonist rejimin Gazze savaşının sonuna kadar mevcut denklemlere bağlı kalması gerektiği görülüyor. Bunun temel nedeni Amerika'nın ne Lübnan'daki savaşı genişletmeye ne de İran'la karşı karşıya gelmeye hiçbir koşulda istekli olmamasıdır. Öte yandan Amerikalıların gerilimin yayılmasını önlemek için geçtiğimiz hafta boyunca sürekli ve hızlandırılmış diplomatik hamleleri, Washington'un böyle bir savaşa girme konusundaki isteksizliğini gösteriyor.

Bu arada Siyonistler, ABD'nin desteği olmadan herhangi bir askeri harekâta girişemeyeceklerini biliyorlar zira ABD'nin sınırsız askeri ve siyasi desteği olmasaydı işgalciler Gazze'de bir hafta bile dayanamazdı.