Aksa Tufanı ve İsrail'in Tersine Göç Kabusu


Aksa Tufanı operasyonu, Siyonistleri yıllardır endişeye sokan İsrailli Yahudiler için Filistin dışında ve özellikle Batı'da "alternatif bir vatan arama" fikrinin yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur.

Tesnim Haber Ajansı- ABD ve Batı'nın sağladığı koşulsuz şartsız askeri desteği nedeniyle Filistin direnişi ile Siyonist İsrail ordusu arasındaki çatışmalar her zaman eşitsiz bir savaş oldu. ABD ve Batı yapımı gelişmiş askeri silahlarla donatılan Çünkü işgal ordusunun askeri gücü ve kuşatma altındaki Filistinli direniş gruplarının elindeki silahlarla karşılaştırılamaz.

Filistin İşgalinin Siyonistlere Ağır Maliyeti

Siyonistlerle mücadelenin başından beri direnişin hedefi askeri düzeyde düşmanı bir anda yenilgiye uğratmak değil; Aksine, Filistin direniş stratejisi, Siyonistlerin Filistin topraklarında devam eden işgalciliğini uzun vadede maliyetini artırmak için defalarca ağır darbeler vurmaya dayanıyor.

Açıkçası direnişin amacı, İsrail rejimine, Filistin'deki işgalini sürdürmenin, işgali sona erdirip Filistin topraklarını terk etmekten çok daha maliyetli olduğunu ve alevlenen ateşin söndürülmesinin mümkün olmadığını kanıtlamaktır. Bu, Siyonistlerin Filistin genelinde gasp edilmiş bir toprakta asla güvende olamayacakları anlamına geliyor.

Filistin halkı ve direniş, hedefine ulaşmak için uzun süre beklemiş ve bu yolda sayısız şehit vermiştir, ancak Filistinliler ile Siyonistlerin arasındaki fark, bu toprakların asıl sahibi olan Filistin halkı ve direnişin, hak ve hukukunu savunmak için seçtikleri yola inanmasıdır. Onların inançları tamdır ve bu durum onların fedakarlık ve zorluklara dayanma gücünü daha da artırır.

Bunun aksine, Siyonistler Filistin topraklarına ait bağlı olmadığını, Avrupa'yı terk edip, iyi ve müreffeh bir yaşam umuduyla bu topraklara yerleştiğini göstermiştir. Ancak Filistin'de gördükleri gerçek, Siyonist yetkililerin kendilerine vaat ettiğinden tamamen farklıdır. Bunun için zorluklara katlanmak veya ölmek istemezler.

Alternatif Bir Vatan Araması Gereken İsraillilerdir

Geçenlerde siyonist iki milletvekili Wall Street Journal’da bir yazı yayımlamışlar. Yazıda, Gazze’deki Filistinliler talep ettikleri taktirde, dünyadaki her ülkenin 10’ar binlik gruplar halinde Filistinli göçmeni kabul etmesi öneriliyormuş.

ABD’li tarihçi ve profesör  Juan Cole, Siyonist milletvekillerinin teklifini duyduğu zaman karşı teklifler ortaya koymuştur.

Ortadoğu ve İsrail’i çok yakından izleyen bir gözlemci olan Cole, geçenlerde kendi sitesinde Informed Comment’te çıkan bir yazısında, Filistinlileri göndermek yerine isteyen İsraillilerin dünyaya yayılmasını sağlamanın daha uygun ve külfetsiz olacağını savunuyor.

Profesöre göre, mevcut savaştan önce yapılan anketler İsraillilerin üçte birinin gerçekten göç etmek istediğini, şu anda Avrupa ülkelerinde yaşayan İsraillilerin yarısının ise geri dönmeye niyeti olmadığını gösteriyor.

Pek çok İsraillinin göç etme arzusu yalnızca demokrasinin gerilemesi ya da İsrail'de aşırı sağ partilerinin yükselişi gibi iç sorunlarla ilgili değil, bunun temel nedeni onlarca yıldır Filistin topraklarını işgal etme sonucu İsraillilerin yaşadığı derin duygusal travmadır.

Başta ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya olmak üzere, Batı’nın zengin ve merkezi ülkeleri İsrailli Yahudilere kapılarını tamamen açmalı, onlara sorgusuz sualsiz vatandaşlık vermeli. Ayrıca, onların yeni ortamlarına uyum sağlamaları için her türlü destek ve programı devreye sokmalı.

Tabiatıyla, Almanya’nın durumu özeldir. Bu ülke halen diğer göçmen adaylarından istediği gibi Yahudi adaylardan da iyi derece Almanca konuşmalarını talep ediyor; ayrıca, daha önceden ABD ve İsrail’de yaşamış eski Sovyet Bloku Yahudilerine ikamet hakkı vermiyor. Almanya, bütün bu tür engelleri kaldırmalı; malum nedenlerle Yahudilere pozitif ayrımcılık yaparak onlara her konuda öncelik tanımalı.

Siyonistlerin Tersine Göçünde Artış Yaşanıyor

ABD’li profesörün yazısında, 7 Ekim 2023’te icra edilen Aksa Tufanı operasyonundan sonra işgal altındaki Filistin'den kaçmak isteyen Siyonistlerin sayısının önemli ölçüde arttığı kaydedildi.

Ancak bu makalenin yazıldığı sırada rakamlar net değildi. Daha sonra işgal altındaki topraklardan kaçmak isteyenlerin sayısı yavaş yavaş ortaya çıktı.

Siyonist İsrail Nüfus ve Göç İdaresinden naklettiği habere göre, savaşın başladığı tarihten kasım sonuna kadar 470 bin İsrailli göç etti. Bu kişilerin geri dönüp dönmeyecekleri henüz belli değil, ancak bu istatistik savaşın başlangıcından bu yana işgal altındaki Filistin'i terk eden binlerce yabancı işçi ve diplomatın sayısını içermiyor.

İstatistikler ayrıca Gazze savaşının ilk ayı olan Ekim ayında işgal altındaki Filistin topraklarına giren Yahudi göçmen sayısının geçen yıla göre yüzde 50 oranında azaldığını, ardından Kasım ayında bu rakamın yüzde 70'e ulaştığını gösteriyor. Buna göre Ekim-Kasım döneminde işgal altındaki Filistin topraklarına yalnızca 2000 Yahudi gelmiş.

Haziran 2024'te Times of Israel gazetesi, savaşın ilk altı ayında yarım milyon İsraillinin İsrail'i (İşgal Altındaki Filistin Toprakları) terk ettiğini yazmıştı. Onların kararının geçici mi yoksa kalıcı mı olduğu belli değil. 

Daha sonra temmuz ayında aynı gazete Merkezi İstatistik Bürosu'nun verilerine dayandırdığı haberinde, Gazze savaşı sonrasında kalıcı olarak göç eden İsraillilerin sayısının önemli ölçüde arttığını bildirdi.

İsrail medyasına göre 7 Ekim'den bu yana göç eden İsraillilerin sayısı oldukça endişe verici; Resmi istatistikler, bu tarihten itibaren göçmen sayısının 2022'nin aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 285 arttığını gösteriyor. Bir anketin sonuçları da Yahudilerin dörtte birinin kalıcı göçü düşündüğünü ortaya çıkardı.

Aksa Tufanı ve İsrail'in Tersine Göç Kabusu

Konuya ilişkin Siyonist gazete Jerusalem Post şunları kaydetti: Göçmen sayısının fazla olması İsraillilerin kabineye ve orduya olan güveninin azaldığını gösteriyor. Dikkat çekici konu şu ki, aşırı sağcı İsraillilerin bile orduya ve kabineye olan güvenini kaybetmiş ve eskiden askeri seçeneği desteklerken artık savaşı bitirmek için diplomatik çözümlere başvurmayı savunuyor.

Sonuç olarak, bu raporlar 7 Ekim sonrası Siyonist Yahudilerin işgal altındaki Filistin'den göçünün normal hale geldiğini gösteriyor. Siyonist yetkililer de bu konuyu önceden tahmin etmişti; Şubat 2024'te Siyonist rejimin faşist maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı'dan Filistin'e gelen yeni göçmenlere maddi öngören bir plan hazırladı.

Geçtiğimiz aylarda, Gazze'deki yıkıcı savaşın ardından Siyonist İsrail, siyasi ve güvenlik sorunlarının yanı sıra sosyal ve demografik krizlerle de karşı karşıya kaldı; Çünkü uzun bir süre kendini yenilmez olarak tanımlayan İsrail ordusu Filistin direnişinin Aksa Tufanı operasyonunu başlatmasıyla ani bir aşağılayıcı durumla karşı karşıya kaldı. 

Bu konu, Siyonist rejimin bölge ve dünyadaki askeri itibarına büyük bir darbe indirdi. Ayrıca bu rejimin Gazze Şeridi'nde işlediği vahşi suçların boyutlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, daha önce İsrail'e destek veren dünyadaki birçok toplum da Filistin için harekete geçmiş oldu. Onlar İsrail rejimini işgalci bir varlık olarak tanımlayarak, Filistin halkına yapılan suçları kınadı ve özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde benzeri görülmemiş İsrail karşıtı protestolar düzenlendi.

Ancak Aksa Tufanı savaşının Siyonist İsrail için yarattığı kötü sonuçları bitmiyor. Bu rejimin ekonomi gazetesi Globes, bir raporunda önemli bir konuya dikkat çekerek şunları yazdı: İsraillilerin tersine göçüne ilişkin mevcut rakamlar ve istatistikler, hâlâ mevcut savaşın tam etkisini göstermiyor. Bu savaşın nihai sonucu ne olursa olsun İsrail'in ekonomisi, siyaseti ve toplumu açısından daha olumsuz sonuçları olması muhtemeldir.

Globes'a göre Gazze savaşından sonra İsrail siyasi bir iç savaşa girecek. Buna ek olarak İsrail kendisini büyük ekonomik krizlerin ortasında bulacak; Büyük bütçe açığı nedeniyle vergilerde kaçınılmaz bir artış olacak, ekonomide kemer sıkma politikaları, kamu hizmetlerinin azalmasına yol açacak. Bu sorunlar birçok İsraillinin kalıcı olarak göç etme kararı almasına neden olabilir.

İsrailli yetkililer genellikle büyüyen tersine göç sorununu görmezden gelmeyi tercih ediyor; Onlar bu konu hakkında asla konuşmuyorlar; örneğin okullarda İsrailli öğrenciler kitlesel göç hakkında çok şey öğreniyorlar, ama öğrencilere büyük tersine göç dalgasıyla ilgili bir şey anlatılmıyor.

Bahsi geçen İsrail gazetesine göre, yetkililerin durumu görmezden gelmesi tersine göç olgusunun sessizlik içinde yoğunlaşmasına neden oldu; Özellikle 7 Ekim sonrası gibi gergin bir ortamda, çünkü kimse panik halindeki bir toplumda yaşamak istemez.

Forward gazetesine göre işgal altındaki topraklardan göç ederek New York'a yerleşen Siyonistlerden biri şunları kaydetti: Siren sesleri ve her türlü tehdit altında yaşamaya gücümüz yok ve biz kendimizi kandırıp her şeyin yoluna gireceğini söyleyemeyiz.

İsrail'de İç Kriz ve Tersine Göçün Artması

Pek çok İsrailli, güvensizlik ve dış tehditlerin yanı sıra aşırı sağın yükselişinden kaynaklanan iç tehlikelerden de endişe duyuyor. Forward gazetesine konuşan birçok İsrailli, İsrail'de kadınların haklarının azalması ve İsraillilerin birbirleriyle bir arada yaşama konusundaki isteksizliği konusunda derin endişelerini dile getirdi.

Bazıları İsrail'in uluslararası meşruiyetini kaybettiğini ve İsrail'de (işgal altındaki Filistin) aşırılığın yükselişinin birçok İsraillinin can güvenliğini tehdit edeceğine dair açık bir korku olduğunu da ifade etti.

Teknoloji şirketi sahibi olan ve Polonya'ya göç eden Siyonist yerleşimcilerden Alex Goldman, bu bağlamda şunları söyledi: "Bizi göç etmeye iten Araplar, hatta Hamas hareketi değil, aslında bizi kaçmaya zorlayan İsrail'in aşırı sağa kaymasıdır. İsrail şu anda aşırı sağın kuşatması altında ve açık bir şekilde sola karşı tehlikeli provokatif eylemlerde bulunuyor."

İsraillilerin göç etmesine yardım eden Ocean Group firmasının yetkililerinden biri de "İsraillilerin göç etmeye iten sebepler genellikle kişisel güvenlik, siyasi hayal kırıklığı ve artan yaşam maliyetleriyle ilgili endişelerdir." dedi.

Genel olarak Siyonistler arasında tersine göç onlarca yıldır gündemde ve bu sadece Aksa Tufanı operasyonuyla ilgili değil; Ancak operasyonun ardından bu süreç yoğunlaştı. Siyonistlerin ters göçünün nedeni bazen Filistinlilerle sürekli yaşanan çatışmalar sonucu yaşanan güvenlik sorunu, bazen de Siyonist toplumun iç sorunlarıyla ilgilidir.

2023'ün başından itibaren Siyonistlerin yabancı pasaport almak için Avrupa büyükelçilikleri önünde sıraya girdiğine dair çok sayıda haber yayınlandı. Aksa Tufanı operasyonu öncesinde Netanyahu'nun radikal yanlısı kabinesi kurulur kurulmaz, Portekiz, Almanya ve Polonya vatandaşlığı almak isteyen İsraillilerin yüzdesi önemli ölçüde arttı ve Avrupa Birliği (AB) ofisleri, AB vatandaşlığı almak isteyen İsraillilerin sayısında bir artış olduğunu bildirdi.

Dolayısıyla Aksa Tufanı operasyonunun Siyonistler arasında tersine göçü körüklediği sonucuna varabiliriz. Bu sürecin işgalci rejim üzerinde derin bir demografik etkisi olacak; Çünkü İsrail'de nüfus krizinin gittikçe büyümesi Siyonist yetkilileri endişelendiren ciddi konulardan biridir.