TBMM Karıştı, Yumruklu Kavga Çıktı


TBMM Cuma günü olayı ile dünya basınında gündem oldu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için olağanüstü toplandığı sırada çıkan yumruklu kavga ile dünya basınındaki yerini aldı. 

Bu otutumda konuşmacıların sert sözlerinin ardından arbede ve ardından yumruklu kavga çıktı.

Bu oturumda önce DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin konuştu. Meclis’i normal şartlarda CHP’li Gülizar Biçer Karaca’nın yönetmesi gerektiğini ancak hukuksuz bir şekilde Bekir Bozdağ’ın yönettiğini söyledi.

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık söz aldı. Şık, “Sizde hiç utanma yok. Zerre utanmanız yok, haysiyetiniz yok. O yüzden burada usullü konuşmaya gerek yok” dedi.

AKP’nin grubundan yönelik sesler yüklenince Ahmet Şık, Abdullah Güler’e “Hakikat her zaman acıtır. O salladığın parmağı kıracağız, sen bunu yaşayacaksın” diye seslendi.

AKP grubundan “Şerefsiz” sesleri gelince Ahmet Şık, “Sensin şerefsiz. Haysiyetin yok” cevabını verdi.

Ahmet Şık’ın bu sözlerinin ardından AKP’liler Ahmet Şık’a yumrukla saldırdı. Meclis’te milletvekilleri birbirine girdi. Meclis oturumuna 45 dakikalığına ara verildi.

DEM Parti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen Can Atalay oturumunda AKP’lilerin TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a saldırması ve saldırıda kaşı yarılan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in durumu hakkında açıklama yaptı. AKP’ye karşı en güçlü şekilde direnileceğinin altı çizilen açıklamada, “Bedeli ne olursa olsun, adaleti ve barışı savunmaya devam edeceğiz” denildi.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan imzasıyla yayımlanan açıklamada, iktidarın, muhalefetin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasını sindiremediği ve çözümü fiziksel şiddette bulduğu belirtildi, “Bu saldırılar halk iradesini, hukuku tanımamaktır ve siyasi acizliktir. Grup Başkanvekilimiz başta olmak üzere hiçbir arkadaşımız bu saldırılar karşısında geri adım atmayacaktır” denildi.

Partiden yapılan açıklamada, “Parlamentoda şiddetin ve saldırganlığın hukukunu kurmak isteyen AKP’ye karşı en güçlü şekilde direneceğimizi bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz. Muhalefet milletvekillerine saldırarak haksızlık ve hukuksuzluk rejimini sürdürmek isteyen bu anlayışı en güçlü şekilde kınıyoruz. Bedeli her ne olursa olsun haklı davamızda demokrasiyi, adaleti ve barışı savunmaya bir an bile durmadan devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Anayasa Mahkemesi’nin Sevgili Can Atalay’ın milletvekilliğinin iade edilmesini salık veren kararının uygulanması için muhalefet partileri olarak TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdık. Anayasa Mahkemesi kararı açık olmasına rağmen AKP-MHP iktidarı hak-hukuk tanımama tutumunu parlamento çatısı altında sürdürmek istemektedir. Muhalefetin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasını sindiremeyen iktidar, çözümü fiziksel şiddete varan saldırılarda bulmuştur. Kadın milletvekillerimize AKP’li erkek milletvekilleri tarafından saldırı yapılması siyasi haydutluktur. Bu saldırılar halk iradesini, hukuku tanımamaktır ve siyasi acizliktir. Grup Başkanvekilimiz başta olmak üzere hiçbir arkadaşımız bu saldırılar karşısında geri adım atmayacaktır.

Parlamento dışında iktidara muhalefet eden toplumsal kesimlere en şiddetli şekilde saldıran AKP-MHP iktidarı, bu tutumunu parlamento içine de taşımaya çalışmaktadır. Yaşamı, insanı, demokrasiyi, hukuku ve doğayı savunan toplumsal kesimlere karşı sokakta ve meydanlarda hukuk tanımaz bir çetecilik ve zorbalıkla saldırma talimatı veren iktidar, milletvekilleri aracılığıyla bunu TBMM’ye taşımıştır. AKP’liler, Can Atalay’ın milletvekilliğinin iadesi için yapılan toplantıda muhalefetin sesini kısmak ve hukuksuzluğu devam ettirmek için muhalefet milletvekillerine parlamento kürsüsünde saldırmıştır.

Parlamentoda şiddetin ve saldırganlığın hukukunu kurmak isteyen AKP’ye karşı en güçlü şekilde direneceğimizi bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz. Muhalefet milletvekillerine saldırarak haksızlık ve hukuksuzluk rejimini sürdürmek isteyen bu anlayışı en güçlü şekilde kınıyoruz. Bedeli her ne olursa olsun haklı davamızda demokrasiyi, adaleti ve barışı savunmaya bir an bile durmadan devam edeceğiz.”