Göstermelik Doha Toplantısı Amerika'nın Çıkarlarına ve İsrail'in Hedeflerine Doğru Bir Adım


Göstermelik Doha Toplantısı Amerika'nın Çıkarlarına ve İsrail'in Hedeflerine Doğru Bir Adım

Ateşkes sağlanması, Filistinli ve Siyonist esirlerin değişimi amacıyla yapılan son Doha toplantısının önceki toplantılardan farklı bir rengi ve kokusu olduğu ve Gazze'deki ateşkesin bu toplantıda çok da önemli olmadığı aksine bu müzakere turunun perde arkasında başka çıkarların gündemde olduğu görülüyor.

Tesnim Haber Ajansı - Bölge ve Batı medyası, ABD, Mısır ve Katar'ın ortak açıklamasını hızla haber pompalayarak bölgenin ve dünyanın gündem sırasında birinci sıraya yerleştirdiğinde, bu müzakere turunun önceki sonuçsuz toplantılar gibi olduğu ve kamuoyu ile direniş grupları arasında müzakerelerin olumlu yönde ilerlediği izleniminin yaratılması için sadece iki konuyu, esir değişimini ve Gazze'de ateşkesi konularının ele alınmasından başka bir şey olmadığı tamamen öngörülebilirdi.

Geçtiğimiz haftanın başlarında Batı yanlısı medya, Mısır, Katar ve ABD'nin Gazze'de çatışan tarafları ateşkes müzakerelerini başlatmaya ve esir değişimine davet ettiği ortak bir bildiri yayınladığını duyurdu. Hamas ve İşgal rejiminin zorla çağrıldığı bu açıklama ve bildirinin yayınlanmasından -ki bu bir yeni bir müzakere turuna girmek için ortaya attığı bir durum- henüz birkaç saat geçememişti ki BAE ve Fas gibi ABD ve Batı'nın birçok müttefik ülkesi buna katılarak bu müzakerelere desteklerini açıkladı.

Siyonist rejimin yeni koşulları

Söz konusu açıklamayı yaptığı sırada Netanyahu da Siyonist rejimin müzakerelerin yeniden başlaması için yeni koşullarını açıkladı. Siyonist rejimin bu koşulları açıklaması, Siyonistler ile Biden hükümeti arasında bu konuda tam bir koordinasyonun olduğunu gösterdi.

Siyonist rejimin yeni koşullarında Netsarim ekseninden bahsedilmediği gibi, Refah geçişiyle aynı güzergah olan Philadelphia ekseninin boşaltılmasından da söz edilmiyordu. Bu da Siyonistlerin yeni tur müzakerelerde bu iki eksende varlıklarını sürdürme niyetinde olduklarını ve bu konuda Amerikalılarla anlaşmaya vardıklarını gösteriyor. Ayrıca bu müzakerelerde spesifik olarak tanımlanmamış olduğu halde Siyonist rejim, esir değişiminin ilk aşamasında serbest bırakılması gereken esir sayısını da belirledi.

Direnişin Doha görüşmelerini boykot etme konusundaki uyanıklığı

Her ne kadar Siyonistler, ABD'nin Katar ve Mısır üzerinden yürüttüğü baskısıyla birlikte Hamas'ın üzerinde Gazze Şeridi'nde çeşitli suçlar işleyerek (UNRWA okul suçu) baskı oluşturmaya ve bu Filistin direniş hareketini bu müzakerelere girmeye zorlamaya çalışsa da Hamas tetikteydi ve Direniş için görüşme konusu olan belgenin, Biden'ın Mayıs 2024'te sunduğu belgenin aynısı olduğu ve üzerinde değişiklik kabul etmediklerini belirtti.

Direnişin bu tutumu, Amerika ve Siyonist rejimin ördüğü tüm ağın parçalanmasına neden oldu ancak medyanın faaliyetlerinin önünü alamadı çünkü bu medya çalışmalarının ardında bulunan hedefler gizli tutuldu.

Biden'ın dış politika alanında başarı kaydetme çabası

ABD Başkanı Joe Biden, ülkede yaklaşan başkanlık seçimlerinden çekildiğini açıkladıktan sonra iktidardaki son günlerini geçiriyor gibi. Gerçi onun için her şey bitmiş ve görevden alınmak için geri sayım başlamış durumda. Ancak Trump'a karşı başkanlık seçimini kazanmak için ilgili partisinin çeşitli başarılar kaydetmesi gerekiyor. Biden hükümetinin temel zayıflıklarından biri dış politikasındaki negatif dengedir.

Biden, başkanlığının en başında ülkenin ordusunu Afganistan'dan çekmeye karar verdi. Bu sürecin devamında Irak hükümeti ve direniş gruplarının baskısı da Amerikan başkanının Irak'taki asker sayısını mümkün olan en aza indirmesine neden oldu. Suriye'de ABD askeri üsleri direniş grupları tarafından hedef alındı ​​ve Ukrayna savaşında müttefiki Ukrayna'nın başarı durumunu değiştirmeyi başaramadı.

Böyle bir durumda dış politikada bir koza ihtiyacı vardı ve buna dayanarak Amerikan demokratik hükümetinin Gazze'deki ateşkes davası gibi dış politika alanında başarı kaydetme çabaları, Amerika başkanlık seçimlerinin arifesinde önemli bir olay haline geldi.

Muhtemelen, Netanyahu’nun Biden’in olduğu dönemler boyunca muhalefet ettiği tüm gezilerle birlikte son ABD ziyareti, iki taraf arasında bu anlaşmayı yarattı. Öyle ki, sözde kazan-kazan anlaşmasıyla, Amerikalılar ve Siyonistler, ateşkes görüşmeleri yoluyla taleplerini karşılayacaklar.

Daha önce Netanyahu'ya tam ateşkes ve savaşın sona ermesi yönünde çağrıda bulunan Biden, şimdi onunla daha fazla işbirliği yapıyor ve sessiz kalarak Netanyahu'nun yeni şartlarını zımnen onaylıyor. Hatta Biden, hiç kimsenin ateşkes müzakerelerini baltalamaması yönündeki açıklamalarıyla Hamas'a ve direniş gruplarına yönelik bir nevi örtülü tehditte bile bulundu. Bütün bunlar Biden ve Demokratların, Biden hükümetinin dış politikadaki başarısızlığını Filistin'de yapılan bir anlaşmayla bertaraf etmek için Siyonistlerle tam bir ittifak yaptığı anlamına geliyor.

İran'ın intikamı ve direniş ekseninden duyulan korku

Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı Şehit İsmail Heniye'nin Tahran’da şehit edilmesinden ve İran ile direniş gruplarının Siyonist rejime karşı intikam ve kan talebi vaadinden bu yana, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Siyonist toplum, sürekli bir korku ve dehşet içinde, İran'ın yakın tepkisini ve direnişini bekliyor.

Şehit Heniye suikastından bu yana bulundukları uzun süreli alarm durumu nedeniyle askeri ve güvenlik ortamları da erozyona uğradı. Siyonist rejimin müttefikleri de aynı durumda ve uzun vadeli hazırlık nedeniyle onlarda bir tür psikolojik yorgunluk oluştu.

ABD, ne kadar süreceği bilinmeyen mevcut psikolojik baskı ve erozyondan kurtulmak için Katar ve Mısır işbirliğiyle ateşkes müzakereleri yapılması çağrısında bulunan bir açıklama yayınladı. Bu açıklama, Katar yetkililerinin birkaç gün önce duyurmasıyla yayınlandı; Bir tarafın diğer tarafı öldürdüğü müzakereler nasıl sonuçlanabilir ki? Ancak birdenbire Doha, Mısır ve ABD ile birlikte taraflar arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılmasını talep etti.

Aynı zamanda Siyonist medya tekrar eden söylemleri takip ederek; Katar'ın yaklaşan müzakerelere güvenerek İran'ı cevabını ertelemeye zorlamaya çalıştığını vurguladı. Hatta bazı Siyonist medya kuruluşları, bu müzakere turunun tasarımının, İran'ın ve direnişin cevabını ve tepkisini en azından önümüzdeki iki hafta geciktirmeyi amaçladığını iddia etti. Batı medyasının tamamı bu müzakere turunu olumlu göstermeye çalıştı ancak Hamas'ın Netanyahu'nun şartlarına karşı çıkmasının gölgesinde bu müzakereler için tek bir cümle dile getirilebilir: "Müzakereler önceden başarısız oldu."

Siyonistlerin, Netanyahu’nun savaşın sona ermesini ve ateşkesin uygulanmasını istemediğini ve kendi çıkarına fırsatlar yaratmak amacıyla ‘müzakere için müzakere’ aracını gündeme getirdiğini herkesten daha iyi bildiği bir durumda bu medya kanalları Siyonist ve Batı yanlısı medya tarafından takip ediyor. Siyonist rejimin eski başbakanı Ehud Barak bu bağlamda şunları söyledi: Netanyahu, müzakerelerin sonuçlanmaması için her gün yeni bir şart öne sürüyor.

Bu eğilim, Doha müzakerelerinin son turunun hem nihai bir hedefi olmadığını hem de önceki tur ateşkes müzakerelerindeki olumlu ve kararlı bakış açısıyla başlamadığını gösteriyor. Sonuç olarak, mevcut ateşkes müzakerelerinin ve bunun içindeki bölgesel ve uluslararası arabuluculukların, ABD başkanlık seçimi arifesinde ABD Demokrat Partisi'nin çıkarlarına ve Netanyahu'nun siyasi gücün zirvesinde hayatta kalma noktasındaki kişisel hedeflerine hizmet etmeye yönelik bir araçtan başka bir şey olmadığı söylenebilir.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler