Kahire Müzakereleri: İsrail'in taş koymasından Amerikan’ın medyatik manevralarına


Lübnan’ın önde gelen bir gazetesi, Kahire'nin Gazze ateşkes müzakerelerine dair bilgisi olan kaynaklara atıfta bulunarak, bu müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan anlaşmazlık noktalarından bahsetti ve işgalci rejimin tamamen tek taraflı taleplerde bulunduğunu ve gerçek bir anlaşma arayışında olmadığını belirtti.

Tesnim Haber Ajansı - Gazze'de ateşkes ve esir değişimine ilişkin müzakerelere dair düzenlenen Kahire toplantısı, önceki müzakereler gibi bir kısır döngüye girerek sonuca varılamadı. Lübnan'ın el-Ahbar gazetesi, bilgili kaynaklardan alıntı yaparak bu müzakerelerdeki anlaşmazlık noktalarını yayınladı.

Kahire'deki müzakereler neden başarısız oldu?

Bu alandaki bilgili kaynaklar el-Ahbar'a, Siyonist rejimin Refah kapısı ve Gazze Şeridi'ndeki Philadelphia ve Netsarim eksenlerinin gelecekteki statüsüne ilişkin taleplerinin anlaşmaya varmayı zorlaştırdığını belirtti. Geçtiğimiz günlerde Kahire'de düzenlenen toplantılara katılan kaynaklar, İsrail heyetinin, ateşkes anlaşmasının önerilen herhangi bir maddesiyle ilgili nihai muvafakat noktasını açıklayamayacağını ve heyetin Tel Aviv'e dönüşünün zorunlu olduğunu arabuluculara ilettiğini söylediler. Kahire'deki Siyonist heyet üyeleri, son karar merciinin bu rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu olduğunu açıkladı.

Söz konusu kaynaklar arabulucuların, İsrailli yetkililerle istişarelerin ardından ateşkes görüşmeleri için bugün Doha'ya dönmesi beklenen İsrail heyetinin üyeleri arasında dile getirilen konularda fikir ayrılığı olduğunu fark ettiğini belirtti.

Amerikan’ın Kahire müzakerelerindeki medyatik manevrası

Bilgili kaynaklar Kahire görüşmelerine ilişkin medyada çıkan bazı olumlu haberlere ilişkin olarak bunun, Amerika'nın bölgesel gerilimlerin tırmanmasını engelleme çabaları çerçevesinde yapılan bir medyatik manevrası olduğunu ve gerçeğin, müzakerelerde hâlâ pek çok ihtilaflı ve anlaşmaya varılamayan konu olduğunu belirtirken bunlardan en belirgin olanlarını ise şöyle sıraladı:

Philadelphia (Selahaddin) ekseni

Siyonist rejim, Philadelphia ekseninden tamamen çekilmeye hazır olmadığını, yalnızca Refah geçiş noktasından uzaklaşmayı kabul edeceğini ve güçlerini Gazze'nin kalabalık ve yoğun geçişli yerlerinden uzak bölgelere yeniden konuşlandıracağını söylüyor. Bilgili kaynaklar, İsraillilerin tünellerin güvenlik boyutuna odaklandığını ve Mısır Sina üzerinden Refah'a yeni tüneller kazılmamasını ve hiçbir silahın veya insan gücünün bu tünellere ulaşmaması için de yerin derinliklerine kadar uzanan bir demir duvar inşa edilmesini ve oraya özel teknik ekipman yerleştirilmesini talep ettiklerini belirtiyor. Ayrıca Siyonist rejim, Gazze-Mısır sınırında tüm güvenlik önlemlerine kendisinin de katılmasının gerekliliğini vurguluyor.

Refah geçişi

Refah kapısıyla ilgili olarak bilgili kaynaklar, Siyonist tarafın Refah sınır kapısını Hamas'ı ve Gazze'deki silahlı tugayları kurtarmanın yolu olarak gördüğünü ve bu geçişin sadece Gazze Şeridi'ne giren insani yardım ve malların geçiş kaynağı olmadığını iddia ettiğini belirtiyor. İşgalcilerin Gazze halkını dört bir yandan kuşatma altına aldığı ve bu bariyere hiçbir insani yardımın girmesine izin vermediği bir ortamda Siyonist rejim, insani yardımların doğu ve kuzeyden diğer geçişlerden Gazze'ye girmesine izin verdiğini iddia ediyor.

Söz konusu kaynaklara göre İsrail, ABD ve Arap arabuluculara ateşkes döneminde Refah kapısı yeniden açılsa dahi bu rejimin kapının eski durumuna dönmesini ve herkesin kullanımına açık olmasını asla kabul etmeyeceğini ve bu geçişin yalnızca tedavi için yurtdışına gitmesi gereken hastaları taşımak gibi özel durumlarda kullanılması gerektiği açıkça ifade etti. Ayrıca sınırlı sayıda insani yardım taşıyan kamyonların da bu geçişten Gazze'ye girebileceğini ancak bunların önceden iyice kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca Siyonist düşman, Refah geçişinde yeni bir teknik araştırma timi talep etti ve bu görevi, İsrail'in işgal altındaki topraklardaki faaliyetlerinin koordinatörü Gassan Alyan’a ve onun Kahire, Doha ve Abu Dabi arasında seyahat eden  yardımcısına verilmesini istedi.

Netsarim ekseni

Siyonist işgalci güçler, Netsarim ekseninde varlıklarını güvenlik açısından gerekli görüyor. İsrail Güvenlik Konseyi başkanları da arabuluculara bunu açıklayarak, ‘sorun sadece Gazze Şeridi'nin güneyi ile kuzeyi arasındaki transfer operasyonlarıyla ilgili değil, herhangi bir yakın tehditle başa çıkmak için sürpriz operasyonlar yapılmasına ihtiyaç duyulması durumunda İsrail kuvvetlerinin hareket özgürlüğünün garanti altına alınması gerekiyor’ ifadelerini kullandılar.

Ayrıca İsrail, batıda el-Raşid bölgesi ile doğuda Selahaddin bölgesinde izleme ve denetim noktaları da dahil olmak üzere bazı bölgeleri yönetecek bir mekanizmanın oluşturulmasını ve burada İsrail güçlerinin varlığı için askeri kuleler oluşturulmasını talep etti.

Ayrıca yerinden edilmiş kişilerin kuzeyde önceden belirlenmiş bölgelere geri dönüşü için de mekanizmalar organize edilmesini isterken yine aralarında Hamas güçlerinin bulunmadığından emin olmak için kadınlar dahil herkesin güvenlik açısından aranması gerektiğini belirtti.

Filistin Özerk Yönetimi ve Birleşmiş Milletler

Siyonist rejim, Birleşmiş Milletler'in Gazze Şeridi'ndeki insani işlerin yönetiminde tam rol oynamasını reddettiğini söylemeye devam ediyor. Filistin Yönetimi'ne bağlı sivil veya askeri ekiplerin Gazze Şeridi'nin yönetimine katılımının bu kuruluşların taahhütlerine ve Arap ve uluslararası tarafların garantilerine bağlı olduğunu vurguluyor.

Bilgili kaynaklar, ABD ve BAE'nin Birleşmiş Milletler temsilcilerini müzakerelere dahil etme çabalarının sonuç vermediğini belirtti. İşgal altındaki bölgelerdeki insani yardım koordinatörü Mohand el-Hadi de ateşkes müzakerelerine katılmak için çok çabaladı ve onun katılımına kimin karşı çıktığı hala belirsiz.

Öte yandan Birleşmiş Milletler'in Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland ve Gazze Şeridi'ndeki insani işler koordinatörü Sigrid Kaag, uluslararası kuruluşların bu alandaki rolüne yoğun vurgu yapıyor.

Ayrıca işgalci güçler, Gazze'de sözde ‘radikalleşmeden arındırma projesi’ doğrultusunda ilgili bakanlıklar arasında ortak bir çalışma grubu kurmaya çalışıyor ve bu konunun Gazze'deki resmi duruş ve açıklamalarda, hatta müfredatta açık ve net bir şekilde ifade edilmesini istiyorlar. Siyonist rejim ayrıca uzun vadeli hedeflerinin bir parçası olarak UNRWA'nın Gazze'deki varlığının iptal edildiğini de duyurdu.

İnsani yardım

Birleşmiş Milletler, Genel Sekreteri Antonio Guterres aracılığıyla Gazze Şeridi'ne insani yardım nakletmeye yönelik büyük bir operasyonu lojistik açıdan yönetemeyeceğini duyurdu. İlgili kaynaklar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne günde 700 kamyonun girmesine izin vermesi yönündeki anlaşmasının sadece medyatik bir manevrası olduğunu belirtiyor zira işgalci rejim, bu yardımların dağıtımının düzenli bir mekanizma ve çalışma ekibi gerektirdiğini biliyor ki bu şu anda Gazze'de mevcut değil.

İşgalci rejimin Gazze Şeridi'ne insani yardımın girmesine izin vermeye hazırmış gibi görünüyor vaziyette ama gerçek başka bir şey söylüyor zira bu rejim, Birleşmiş Milletler veya diğer uluslararası kuruluşların Gazze'ye yardım girme ve dağıtma operasyonlarını yönetecek gerekli ekipleri oluşturmasına izin vermiyor.

Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına ilişkin olarak, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına yönelik hazırlanacak planın hayata geçirilmesine ilişkin öneriler üzerinde tartışmalar yaşanıyor. Ancak İsrail yeşil ışık yaktıktan ve bu bölgede Hamas kuvvetlerinin bulunmadığını teyit ettikten sonra.

Filistin Özerk Yönetimin fırsatçılığı

Öte yandan Filistin Yönetimi, Gazze'ye sızma fırsatını değerlendirerek Filistin halkı nezdinde kaybettiği itibarını geri kazanmayı amaçlıyor ve Gazze'deki insani yardım programlarının koordinasyonunda aktif rol oynamayı talep ediyor.

Filistin Özerk Yönetimi, arabuluculara, Gazze Şeridi'ndeki insani programlara katılmanın, bu örgütün Filistin halkı arasında iyi bir konum oluşturmasını ve savaşın ertesi gününde Filistin halkı arasında genel kabul görmesini sağlayacağını söyledi.

Tüm bu verilere ışığında Kahire müzakerelerinin de öncekiler gibi Siyonist rejimin çıkarları ve talepleri doğrultusunda bir proje olduğu açıkça görülüyor. Amerika ve İsrail de, eğer bir anlaşma yapılacaksa, bunun tek taraflı ve kendi talepleri çerçevesinde olmasını istiyorlar.

Dolayısıyla Amerikan aldatmacalarının ve Siyonist düşmanın tarihini çok iyi bilen halkın ve Filistin direnişinin bu tuzağa asla düşmeyeceği açıktır.