İsrail'in Batı Şeria Saldırıları Direniş Tokadı ile Hezimete Uğratılacak


İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyine yönelik geniş çaplı bir baskınla bu bölgedeki direnişi kırmaya ve Filistin davasını silmeye çalışan İsrail rejimi, burada büyük bir bataklıkla karşı karşıya olduğunu anladı. 

Tesnim Haber Ajansı- Siyonist İsrail Ordusu Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde birçok şehir, köy ve mülteci kampına geniş kapsamlı saldırı başlattı. Sahadaki gelişmeler bu saldırıların birkaç gün süreceğine işaret ediyor.

İşgal Ordusundan Batı Şeria’nın Kuzeyine Askeri Saldırı

İşgal ordusu, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin, Tulkarem ve Tubas’taki mücahidleri hedef alan geniş çaplı bir askeri operasyon başlattığını, büyük askeri güçlerin Batı Şeria’nın kuzeyindeki tüm bölgeleri, şehirleri ve kampları çeşitli eksenlerden işgal ettiğini söyledi. Siyonist İsrail medyası ordunun operasyonu “Yaz Kampları” olarak adlandırdığını bildirdi.

Filistinli direniş gruplarının kendi ürettikleri hafif silahlar ve patlayıcılarla işgalcilere karşı çıktığtığı belirtildi.

Siyonist İsrail'in saldırılarında şu ana kadar en az 19 Filistinli hayatını kaybetti, onlarcası yaralandı ve 45 kişi gözaltına alındı. Böylece Gazze'deki savaşla bağlantılı olarak işgal altındaki Batı Şeria'da yaşanan şiddet olaylarında 7 Ekim'den bu yana 672 Filistinli şehit oldu.

Geçtiğimiz birkaç gün içinde işgalci askerler Batı Şeria'nın altyapısını tahrip etti, hastaneleri, sivil kurumlarını ve Filistinlilerin evlerini kuşattı. Gazze’de yaşandığı gibi Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkarem'de de tahliye emri vereceğine dair haberler yayınlandı.

Siynosit rejimin dışişleri bakanı Yisrael Katz, küstah bir açıklamada bulunarak, tıpkı Gazze'de olduğu gibi Batı Şeria'daki Filistinlilerin de yaşadıkları bölgelerden çıkarılmalarını önerdi.

İsrail Batı Şeria'da Ne İstiyor?

7 Ekim 2023’ten beri Gazze’de savaşın devam ederken Siyonist İsrail'in Batı Şeria'da geniş çaplı askeri saldırılar başlatmasının amacı nedir?

Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde direniş ve şehadet operasyonlarının ciddi oranda artması ve Siyonistlerin bu bölgede daha fazla Filistinlinin silahlanmasından korkmasının ardından işgalci ordu, Batı Şeria'nın kuzeyinde geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.

Siyonistler, bu büyük saldırlar ve Batı Şeria'daki direniş gruplarının birkaç komutanının suikastla katledip bölgedeki direnişin çekirdeğini dağıtmayı amaçlıyor, çünkü kamuoyunu sakinleştirmek için bir başarı elde etmeye ihtiyaç duyuyor. Ancak Siyonist ordunun Batı Şeria'daki askeri işgalinin tam tersi sonucuna geçmeden önce, böyle bir operasyonun başlatılmasının, Siyonist yerleşimcilerin yanı sıra siyasi ve güvenlik yetkililerinin de korktuğunu belirtmeliyiz. İşgal altındaki Batı Şeria öfkeli bir direniş cephesine dönüşecek, daha da İsrail karşıtı hale gelecektir.

Batı Şeria'nın Direniş Operasyonlarındaki Parlak Geçmişi

Son yıllarda işgal altındaki Batı Şeria'da, çeşitli direniş operasyonları gerçekleşti; Operasyonlar bazen zirveye ulaştı ve bazen de azaldı. Ancak dikkat çekici konu, Batı Şeria'daki direniş operasyonlarının 2014'ten bu yana hiç durmamış olmasıdır.

Şehadet operasyonları Filistin işgalinin başlangıcından beri devam ediyor, ancak bu tür eylemler 2014'te direnişle İsrail ordusu arasında yaşanan savaştan sonra önemli ölçüde arttı.

2014 Gazze Savaşı, Filistin topraklarının güvenlik, kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasi düzeyde ikiye bölünmesinden tam 7 yıl sonra yaşandı.Siyonistler Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri Kudüs ve Batı Şeria'dan ayırmaya çalıştı. 2014 yılında işgalcilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları yoğunlaştı ve aynı zamanda Mescid-i Aksa'yı zamana ve mekâna göre bölme girişimi gündeme getirildi Kudüs'ün Yahudileştirilme sürecine hızlandı.

Bu durum Kudüs ve Batı Şeria'da direnişin alevlenmesine neden oldu ve 2015 yılında bu bölgelerde Siyonist düşmana karşı 186'sı bıçaklı eylem, 42'si araçla ezme ve 123'ü ateş açma olmak üzere toplam 5.383 direniş operasyonu gerçekleştirilmiştir.

Sonraki yıllarda da bu tür eylemlerde artış yaşandı. 2021 yılında yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik artan  saldırıları, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskınlar  ve Filistinli gençlerin Siyonistlerin güçler tarafından tutuklanmasının ardından Kudüs'teki direniş önemli ölçüde genişledi. Hamas medya ofisinin yıllık raporunda yer alan istatistiklere göre, Batı Şeria ve Kudüs'te 2021'de 10 bin 850 silahlı operasyon gerçekleşti, bunlardan 441'i etkili oldu. Bu operasyonlar, 2020'deki etkili operasyon sayısının dört katı oldu. Mayıs 2021'deki Kudüs'ün Kılıcı Savaşı'nın ardından Filistinlilerin şehadet operasyonları artarak devam etti.

Siyonistlerin Batı Şeria'daki Sessiz Savaşı

İkinci İntifada'nın ardından Siyonist ordunun Batı Şeria'ya ara sıra düzenlediği baskınlar yeni bir konu değildi. Ancak Gazze savaşının başlamasının ardından Siyonistler, Batı Şeria'ya karşı sessiz bir savaş başlattılar ve dünyanın Gazze savaşıyla meşgul olduğu için Batı Şeria'da önceden hazırladığı sinci planlarını gerçekleştirmeye çalıştılar. İsrail rejimi, eninde sonunda bölgedeki Filistinlileri göçe zorlamaya ve Batı Şeria ilhak planının tamamının uygulanmasını amaçlıyor.

Gazze'deki savaştan bu yana geçen ay içinde Siyonistler, Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde benzeri görülmemiş askeri operasyonlar gerçekleştirdi ve bu bölgeye karşı yoğun hava saldırıları bile düzenledi.
Şimdi akıllara gelen soru şu: Siyonist ordunun Batı Şeria'daki mevcut askeri operasyonu kaç gün sürecek ve kuzeyden diğer bölgelere yayılacak mı?

Son operasyon, işgal rejiminin "savunma kalkanı" olarak adlandırdığı 2002 askeri operasyonuyla karşılaştırılamaz ancak mevcut operasyonun taktiksel hedeflerine bakıldığında Filistin davasını ortadan kaldırma çabaları doğrultusunda daha büyük bir askeri saldırının başlangıcı olabilir.
7 Ekim 2023'te Gazze savaşının başlamasının ardından Siyonist rejimin aşırı sağcı kabinesi, faşist bakan Bezalel Smotrich liderliğinde Batı Şeria'da bir terör planı başlattı. Netanyahu kabinesinin kurulmasının ardından Batı Şeria'nın sorumluluğunu üstlenen Smotrich, Batı Şeria sorununun çözümüne yönelik terörist yaklaşımını hayata geçirmeye çalışmıştır

Batı Şeria'da İşgalcilerin Eski Komplosu Yeniden Canlanıyor

İşgalci rejimin aşırı sağcı kabinesinin bu yaklaşımı, işgal altındaki Batı Şeria'da bu rejimin tam egemenliğini dayatmayı ve Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurma umutlarını yok etmeyi amaçlıyor. Aslında Siyonistlerin ana hedefi, Filistin halkını kendi bağımsız devletini kurma konusunda tamamen hayal kırıklığına uğratmaktır ve bu amaca ulaşmak için ilhak, Filistinlileri göçe zorlama ve yıkım gibi araçları kullanıyorlar.
Burada şu konuyu hatırlatmakta fayda var; aşırı sağcı kabinesinin, Netanyahu liderliğindeki Likud partisi ile yaptığı koalisyon anlaşmalarında, "Denizden nehre kadar tüm Filistin toprakları üzerinde yalnızca Yahudilerin tartışılmaz hakkı vardır ve Batı Şeria'de bir takvim belirlemeksizin İsrail egemenliği onlara dayatılmıştır" ifadelerini yer alıyor.

2017 yılında Siyonist İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, rejimin Batı Şeria'daki tüm topraklara tam egemenliğini dayatma ve bu bölgedeki yerleşimleri genişletme planı çerçevesinde bir plan yayınladı. "İsrail'in kalbi" olarak gördüğü Batı Şeria'da Filistin Devleti'nin kurulmasına şiddetle karşı çıkan Bezalel Smotrich, "Bizim teklifimizi kabul etmek isteyen herhangi bir Filistinli, teslim olmalı. Gitmek isteyen gidebilir; Ama herkes savaşmak isterse bizim savaşımızı beklemeli." demişti.

Batı Şeria'yı ilhak çabaları, 2020 yılında Donald Trump'ın ABD başkanlığı döneminde ve Netanyahu'nun iktidara geldiğinde hızlandı. Trump'ın Filistin karşıtı "Yüzyılın Anlaşması" anlaşmasını bazı Arap rejimlerinin imzaladığı bir dönemde ivme kazandı. Bu uğursuz anlaşmaya göre, Siyonist İsrail ve ABD'nin belirlediği ilhak alanları Batı Şeria'nın yüzde 30'una tekabül ediyor.
Buna göre Gazze Şeridi'nin tamamen silahsızlandırılması ve burada Batı Şeria'nın geri kalan kısımlarını da yönetecek bir sivil hükümetin kurulması öngörülüyordu.
Ancak Siyonist rejimin Netanyahu başkanlığındaki mevcut kabinesinin kurulmasının ardından Siyonistlerin buna bile yetinmediği, Batı Şeria'nın tamamını işgal altına almayı ve bu bölgedeki yerleşim projelerini genişletmeyi planladığı ortaya çıktı.

İsrail'in Batı Şeria Saldırısının Amaçları

Batı Şeria'daki durum hakkında Filistin Ulusal Girişimi Hareketi Genel Sekreteri Mustafa El-Bergusi, işgalcilerin hedefinin daha büyük olduğunu ve Batı Şeria’yı ilhak etmek istediklerini, bunun da ilk Nekbe’den bu yana Filistin halkının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikeyi teşkil ettiğini bildirdi.
El-Cezire televizyonuna konuşan El-Begusi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun amacının sadece Gazze’ye boyun eğdirmek olmadığını, Netanyahu’nun aynı zamanda bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını imkânsız hale getirmek istediğini ifade etti.

Cenin ve Tulkerem’de yaşananların başka yerlerde de tekrarlanabileceğini söyleyen El-Begusi, hiç kimsenin İsrail’in planlarından uzak olmadığını kaydetti.

El-Begusi, "7 Ekim 2023'te yaşananlar, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'e defalarca düzenlediği baskınların doğal sonucuydu. Siyonistler farklı bölgelerdeki Filistin halkı arasında ayrım yapmıyor ve bugün Batı Şeria'da işledikleri suçlar Gazze Şeridi'ne karşı yürütülen soykırım savaşıyla aynıdır." dedi.
El-Bergusi, mevcut İsrail kabinesi hem Siyonist hem de tamamen faşist olduğunu, hedeflerine ulaşmak için her türlü suçu işlemekten çekinmediğini söyledi.

Netanyahu’nun vahşeti tırmandırmaya teşvikinin üç sebebi olduğunu dile getiren El-Bergusi, birincisinin sınırlı uluslararası tepki ve bazı uluslararası çevrelerin işgal rejimiyle yaptığı işbirliği, ikincisinin Arap ve İslam ülkelerinin tavrının zayıflığı ve bazı ülkelerin İsrail’le normalleşmeye yönelmeleri, üçüncüsünün de Filistin’deki bölünmüşlük halinin devamı ve milli birlik hükümetinin kurulamaması olduğunu belirtti.
Dr. El-Bergusi, "Netanyahu kendi mezarını kazıyor; Çünkü 2005 yılında Gazze Şeridi'ndeki direnişin gölgesinde bu bölgeden çekilmek zorunda kalan işgalci rejimin eski başbakanı Ariel Şaron'dan kesinlikle daha güçlü değil." ifadesini kullandı.

İşgalci rejimin tarihten ders almadığına dikkati çeken Mustafa El-Bergusi, "Bu rejim 1948'de Filistin halkının yüzde 70'ini yerinden etti; Ancak bugün tarihi Filistin topraklarında Filistinlilerin sayısının Yahudi sayısından daha fazla olduğunu ve Siyonistlerin her zamankinden daha fazla bataklığa battıklarını görüyoruz." diye konuştu.

Üçüncü Filistin İntifadası Yolda Mı?

Filistin'deki durumu takip eden gözlemciler, Siyonistlerin aşırı hareketlerinin yoğunlaşmasının ve rejimin Filistin meselesini yok etme hedefi çerçevesinde Batı Şeria'ya yönelik baskılarının artmasının bölgede gerginliğin tırmanmasına yol açacağına ve hatta Üçüncü Filistin İntifadası'nın patlak verebileceğine inanıyor.
Aslında İsrail rejimi, bu barbar saldırılarıyla Siyonist yerleşimcilere cehennemin kapılarını açıyor; Çünkü Filistinliler son yetmiş yıldır Siyonist düşmanın vahşetine maruz kalıyorlar ve bu tür saldırılar onlar için yeni bir konu değil, ancak onların işgalcilere saldırma konusundaki irade ve motivasyonunu güçlendirmiştir.
Batı Şeria'nın güneyinde yer alan El Halil ilçesinde, bölgenin kuzeyine yönelik Siyonist işgaline yanıt olarak dün gece gerçekleştirilen iki şehadet operasyonu, Siyonist İsrail'e tüm Batı Şeria'nın sıcak bir bölge olduğu, işgalciler ve Siyonistlerin bu bölgenin hiçbir yerinde kendini güvende hissetmeyeceği yönünde önemli mesajlar taşıdı.

Ayrıca işgal altındaki Filistin genelinde sahada yaşanan gelişmeler ve Batı Şeria'dan Tel Aviv'in kalbine yayılan şehadet operasyonları, Siyonistler için tehlikeli bir sürecin başlangıcına işaret ediyor. Artık evlerinde bile kendilerini güvende hissetmeyen işgalcilerin tek çaresi Filistin'i terk edip atalarının geldiği yerlere geri dönmektir.