Aksa Tufanı İsrail'in " Altın İneğini"nı Nasıl Yuttu?
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonunun ardından Siyonist İsrail eşi benzeri görülmemiş krizlerle boğuşuyor.
Tesnim Haber Ajansı- Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim 2023’te icra ettiği Aksa Tufanı operasyonu Siyonistlerin tahmin ettiğinden çok daha önce etkisini gösterdi. İsrail rejimi Gazze savaşından bu yana geçen yaklaşık bir yılda büyük bir siyasi, ekonomik, sosyal, güvenlik vb. kriz dalgasına tanık oldu.
İsrail Hezimet Eşiğinde
Siyonist İsrail’in bir yıl önce Gazze'ye karşı başlattığı savaş, bu rejimin Filistin işgali tarihinde en uzun savaşı olarak kabul ediliyor. ABD'nin kayıtsız şartsız desteğine rağmen, İsrail ordusu belirlediği hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı.
Bu nedenle İsrail uzmanları, generalleri, askeri ve siyasi çevreleri, mutlak zaferden bir adım uzakta olmadığını ileri süren ordunun ve Netanyahu kabinesinin söylediğinin aksine, İsrail’in stratejik bir başarısızlıktan bir adım uzakta olduğunu savunuyor.
İbrani gazetesi Haaretz’e konuşan Siyonist yorumcu Ravi Drucker, ‘’Bombaladık, öldürdük, yok ettik, ele geçirdik ve tüm gücümüzü kullandık; Ama sonunda güvenlik durumumuzun her zamankinden daha zor hale geldiğini görüyoruz.’’ dedi.
Bu arada Aksa Tufanı’nın, Siyonistlere indirdiği en belirgin darbelerden biri, ABD ve Batı ülkelerinden büyük destek alan İsrail ordusunun gücüne meydan okumasıydı.
Aksa Tufanı İsrail'in " Altın İneğini"nı Nasıl Yuttu?
Siyonist toplum, orduyu, kendisini “korumak”taki rolü ve İsraillilerin gönlündeki konumu nedeniyle “kutsal inek” olarak nitelendiriyor. Ancak işgalci ordu Gazze savaşındaki kötü performansından sonra itibarını kaybetti.
Gazze savaşından birkaç ay sonra askeri kurumlar ile İsrail ordusunda istifa dalgası başladı, aynı zamanda ordunun genelkurmay başkanı Herzi Halevi'nin yakında istifa edeceğine dair söylentiler dolaşıyor. Bunlar Aksa Tufanı’ndan İsrail ordusu üzerinde derin bir etki oluşturduğunu gösteriyor.
Siyonist İsrail’in uyguladığı sert askeri sansür programı, bu rejimin Gazze savaşındaki kayıplarına ilişkin kesin istatistiklerin yayınlanmasına izin vermiyor, ancak İsrail ordusunun savaştaki kayıplarının bir kısmını kabul etmek zorunda kaldı. Yayınlanan son resmi istatistiklere göre aralarında üst düzey subay ve komutanların da bulunduğu 700'den fazla Siyonist asker öldürülmüş, 10 bine yakın kişi de yaralanmıştır.
Konuya ilişkin Kudüs Araştırmaları Merkezi Müdürü Emad Abu Awad, ‘’Aksa Tufanı, İsrail ordusunun büyük bir zaaf içinde olduğunu ve tamamen Amerika'ya bağımlı olduğunu gösterdi ve bu da Siyonist ordunun toplum nezdinde itibarını kaybetmesine neden oldu.’’ değerlendirmesinde bulundu.
Aksa Tufanı Siyonist Ordunun Krizlerini Ortaya çıkardı
Siyonist rejim ordusunun Batı Şeria'ya yönelik düzenlediği vahşi saldırıları, işgal ordusunun durumunun kötüleştiğini ve Filistin direnişine karşı kafa karışıklığını gösteriyor. Hapishane idaresinin de saldırılara katılımını rejimin ordusunun ciddi bir insan gücü sıkıntısı çektiğini ve savaş için yeterince eğitilmemiş güçler kullanmak zorunda kaldığını ortaya çıkardı.
İbrani kaynaklar defalarca İsrail ordusunun açık bir ekipman eksikliği yaşadığını ve hâlâ ABD'den silah sevkiyatı sürdüğünü ortaya çıkardı.
Siyonist çevreler, İsrail ordusunun bitkinliğinin önümüzdeki aylarda da devam etmesi halinde, çöküş ve felç noktasına gelebileceğini, İsrail ordusunun artık Gazze savaşı ile Batı Şeria ve Kuzey cephelerindeki çatışmalara gücünün kalmayacağına inanıyor.
Siyonist rejimin Savaş Bakanlığı'nın raporuna göre, Gazze savaşında ölen asker sayısı 706 Katie ulaştı ve ölen askerlerin ailelerine ödenmesi gereken tazminat yılda 1,8 milyar şekel'e (Siyonist rejimin para birimi) yükseldi.
Öte yandan 60.000'e yakın Siyonist askerin ruhsal bozukluk hastalıklarından muzdarip olduğu belirtiliyor. İsrail Savaş Bakanlığı, ordudaki engelli sayısının 2024 yılı sonuna kadar 78 bine ulaşacağını, bunların bakımı için ayrılacak bütçenin ise 3,7 milyar şekel olacağını öngördü.
Siyonist Toplumdaki Uçurum Genişliyor
Ancak Siyonist ordunun Gazze savaşında yaşadığı kriz sadece can ve maddi kayıpla sınırlı değil. İsrail’de Ultra Ortodoks Yahudilerin zorunlu askerlik tartışmaları devam ediyor. Siyonist erkekler iki yıl sekiz ay, kadınlar ise iki yıl olmak üzere, 18 yaşına geldiklerinde zorunlu askerlik yapıyor.
İsrail, 1948’deki kuruluşundan bu yana, Ultra Ortodoks Yahudileri ordu saflarına katma sorunuyla karşı karşıya kaldı. Gazze savaşı ve ciddi insani güç eksikliği, Siyonistler arasında Haredilerin orduya çağrılmasının gerekliliği konusunda birçok ses yükseldi; Seküler partiler, özellikle Gazze'ye saldırıların devam ettiği, kuzeyde Lübnan Hizbullah’ı ile çatışma riskinin arttığı bir dönemde, dindar Yahudilerin de savaşmasını talep ediyor.
İsrail ordusunda görevli bir yetkili American Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada, orduya alınması gereken Haredi sayısının şu anda 157.000'e ulaştığını ancak İsrail ordusunun onları celp etmediğini bildirdi.
Haredi krizi giderek kötüleştikçe İsrail toplumu seküler ve Haredi Yahudiler arasındaki uçurumun derinleştiğine tanık oluyor.
Ayrıca Gazze'deki savaştan sonra faşist bakan Itmar Ben- Gvir'in Ultra Ortodoks Yahudiler arasında 200.000 silah dağıtması güvenliklerinden endişe duyan seküler grupları oldukça endişelendirmiştir.
Siyonistlerin İşgal Altındaki Filistin'den Kaçışının Artması
Siyonistlerin işgal altındaki Filistin topraklarından kaçışı, Aksa Tufanı savaşının bir diğer erken sonucuydu. Haaretz gazetesi, bu konuyla ilgili bir analizinde, İsraillilerin Gazze savaşı sonrasında tersine göçünü ele aldı. Analizde, "21. yüzyılın Yahudileri geldikleri yere geri dönmüş gibi görünüyor." ifadesi yer aldı.
Konuya ilişkin Siyonist askeri uzman Osame Khaled şunları kaydetti: "İsrail toplumunda güvenlik imajı yerle bir olmuş durumda ve bu rejim, Siyonistleri tehdit eden çok sayıda büyük tehlikelerle karşı karşıya."
Haaretz gazetesine göre, İsrail'deki (İşgal Altındaki Filistin Toprakları) onbinlerce Yahudi, güvenli bir yer arayışıyla burayı terk etti. Merkezi İstatistik Bürosu'nun resmi raporlarına göre Ekim 2023'ten bu yılın Mart ayına kadar 42.185 kişi İsrail'i terk etti ve geri dönmedi. Ekim 2023'te savaşın başladığı dönemde tersine göç konusunda ciddi bir artış gördük; Zira bu ay içerisinde 12.300 kişi İsrail'i terk etmiş ve henüz geri dönmemiştir ve bu dönemde İsraillilerin göçü Ekim 2022'ye göre yaklaşık %400 oranında artış göstermiştir.
Göç sorunları uzmanı Profesör Isaac Sassoon ise, "Buradan ayrılan İsrailli göçmenlerin sayısı önümüzdeki yıllarda iki veya üç katına çıkabilir ve göçmenlerin çoğu gençlerdir." dedi.
Tel Aviv'deki İç Güvenlik Araştırma Enstitüsü'nün raporuna göre İsrail gerçek bir nüfus kriziyle karşı karşıya ve İsraillilerin göçü, nüfus üzerindeki olumsuz etkinin yanı sıra İsrail ekonomisine büyük bir darbe anlamına geliyor.
Siyonistlerin Yerinden Edilme Krizi
Siyonistlerin yaklaşık bir yıldır yaşadığı yerinden edilme krizi, sahte İsrail rejiminin kuruluşundan bu yana benzeri görülmemiş bir krizdir.
Maariv gazetesinin, 8 Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah operasyonları sonucunda işgal altındaki Filistin'in kuzey yerleşimlerinin boşaltılmasına ilişkin yayınladığı yazıda, "Hizbullah'ın saldırılarının etkilerinden bahsetmek istiyorsak, kuzeydeki yerleşim yerlerinde normal hayatlarını kaybedenlerin kaçışına işaret etmeliyiz, onlar sürekli korku ve endişe içinde yaşamlarını idame ettirmek istiyor." ifadesi kullanıldı.
Kuzeydeki yerleşim yerlerinde yaşayan Shirley Sison, İbrani medyasına verdiği röportajda şunları söyledi: "Hamas ve Hizbullah'ın bizi mağlup ettiğini düşünüyoruz. 11 aydır evimizden uzaktayız ve kalacak bir sığınak bulmak, çocuklarımızı kurtarmak için sürekli bir yerden bir yere taşınmak zorunda kalıyoruz. Artık çalışamıyoruz ve hayatımız tamamen alt üst oldu."
Savaştan Sonra Ekonominin Çöküşü ve Yoksulluk
Haaretz gazetesinde yayınlanan yazıda şu ifadelere yer verildi: "Savaş ve yüksek yaşam maliyeti daha fazla İsrailliyi göç etmeye itecek. El Zeytune araştırma merkezine göre, İsraillilerin yaşam koşulları savaştan sonra son derece kötüleşti; Güvenlik risklerinin yanı sıra işsizlik ve yoksulluk oranlarının arttı, aile harcamalarının yüzde 10'dan fazla artması ve fiyatların yüzde 12'ye yakın artması, İsrailli ailelerin ekonomik durumunun çökmesine neden oldu.''
Araştırmaya göre İsraillilerin yaklaşık yüzde 82'si savaştan sonra çok fazla borcu olduğunu söylüyor ve İsrailliler arasındaki yoksulluk oranının 2024 ortalarına kadar yaklaşık yüzde 26 artması bekleniyor.
Bu rakamlar, Siyonistlerin dörtte birinden fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığını gösteriyor. Ayrıca ekonomik baskılar nedeniyle suç oranının da yaklaşık yüzde 10 artış yaşandı.
Öte yandan Siyonist şirketler de savaştan etkilenmiştir. Resmi veriler savaşın başlangıcından bu yana başta küçük ve orta büyüklükteki işletmeler olmak üzere toplam 726 bin İsrail şirketinin kapatıldığını gösteriyor. 2024 yılı sonunda İsrail'de kapatılan şirket sayısının 800 bine ulaşacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca işgal altındaki topraklara yapılan doğrudan yabancı yatırımlar 2023'te 25 milyar dolardan 2024'ün ilk yarısında yüzde 40 azalarak 15 milyar dolara düştü, bu da yabancı yatırımcıların İsrail pazarına olan güveninin azaldığına işaret ediyor.
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonunun ardından Siyonist rejimin eşi benzeri görülmemiş krizlerle boğuştuğu için birçok gözlemci İsrail'in en tehlikeli aşamadan geçtiğine inanıyor. Ayrıca Gazze'de işlenen cinayetler Siyonistlerin gücünü değil, askeri ve stratejik hedeflerine ulaşamayan Tel Aviv rejiminin, çöküşten kaçış için umutsuz çabalarını gösteriyor.