Galibaf: İsrail başarısızlığını telafi etmek için komutanlara suikast düzenliyor


İran Meclis Başkanı şunları söyledi: ‘Siyonist rejim, varlığının büyük başarısızlıkları nedeniyle tehlike altında olması sebebiyle ve çaresizlikten stratejik başarısızlıklarını telafi etmek için terör ve psikolojik operasyonları taktik yöntemlerini benimsedi’

Tesnim Haber Ajansı – İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, bugün yasma organı açık oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi: İmam Humeyni'nin okulunun ilk öğrencisinin şehadeti nedeniyle devrimin bilge liderine taziyelerimizi sunuyoruz. Umuyoruz ki biz de bu okulda şehit olabiliriz. Diğer şehitlerimizi de mazlum şehit ile birlikte haşr etmesini yüce Allah'tan niyaz ediyoruz.

Galibaf şöyle devam etti: İnsanlığın en büyük düşmanlarına karşı etkili ve kalıcı bir mücadele vererek, insanlığa en çok hizmet eden bir Allah dostuna, en pis insanlar bir kez daha korkakça suikast girişiminde bulundu. İmam Humeyni okulunun ilk öğrencisinin, bu okulun büyük hocası, devrimin bilge liderinin şehadeti için başsağlığı diliyor ve bu mektepte bizlerin de şehadet mertebesine ulaşmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Şehit Seyyid Hasan Nasrallah ve Şehit Hac Kasım Süleymani'nin, İmam Zaman (as) zuhuruyla hak cephesinin Batıl Cephe'ye karşı nihai zaferinde bir kez daha doğrudan rol oynayacağını umuyoruz ve Lübnan'daki direnişin komutanlarını ve mazlum direniş şehitlerini de direniş şehitlerinin efendisi ile birlikte haşr eylemesini Yüce Allah'tan diliyoruz.

Geçtiğimiz bir yılda, insanlıktan nasibini almamış, kuduz köpeğin tasmasını parçalayıp tarihte görülmemiş insanlık suçlarına imza attığına şahit olduk. Bu cani düşman, insani sınırlara saygı konusunda herhangi bir sınır koymamasına rağmen sahada hedeflerine ulaşamadı ve başarısız oldu. Dolayısıyla karmaşık savaşın yeni bir aşamasına girmiş olup, terör operasyonları ile psikolojik savaşı birleştirerek direniş komutanlarını ortadan kaldırmaya, direniş cephesinin zihinsel temelini ve halk desteğini yok etmeye çalışmakta ve bu şekilde yenilgisini zafere çevirmeye çalışmaktadır.

Düşmanın karmaşık tasarımının tam olarak anlaşılması ve bunun karşısında Allah'ın izniyle, düşmanın yenilgisine yol açacak ayrıntılı birleşik bir planın aşağıda ana noktalara değinmeye çalışacağım ve bunun daha detaylı açıklanması toplumun önde gelen isimlerinin ve analistlerin görevidir.

Galibaf şunları vurguladı: Bazılarının kafasında yaratılan imajın aksine üstünlüğün Siyonist rejim olmadığını belirtmekte fayda var. Aksine, yok olma tehlikesindeki rejimin ayakta kalması ve var olması konusundaki büyük başarısızlıklar ve çaresizlikler onu stratejik başarısızlıklarını telafi etmek için terör ve psikolojik operasyonların taktik yöntemlerini benimsemesine itti. Siyonist rejimin zayıflığının sadece bir iddia olmadığını açıkça ortaya koymak için, güvenlik duygusunun bu rejimin ayakta kalması için hayati bir unsur olduğunu belirtmeliyim. Çünkü bu rejimin temeli, işgal altındaki bölgelerde yaşayanlara refah ve rahatlık vaadine dayandığı içinorada  güvenlik duygusu olmadan hiçbir yatırım ve refahın gelişmesi düşünülemez.

Aksa Tufanı operasyonu, Siyonist rejimin işgal altındaki bölgelerde yaşayanlar için yarattığı güvenlik yanılsamasının bir anda çökmesine neden oldu. Bu rejim, demir kubbe, istinat duvarı ve istihbarat gücü gibi unsurlar üzerine alan inşa ederek, işgal altındaki bölgelerde yaşayanlar için hayali bir güvenlik duygusu yaratmayı başardı; böylece herkes, kendi topraklarında asla tehlikede olmayacaklarına inandı.  Ancak Aksa Tufanı operasyonu tüm stratejik direkleri ve kimliklerini vurarak güvenlik sağlayıcı tüm araçları geçersiz kıldı ve güvenlik yanılsamasının işgal altındaki bölgelerde yaşayanlar için sürekli bir korku haline gelmesine neden oldu ve bu rejimin bekası ciddi bir tehlike altında.

Galibaf rejimin güvenlik yanılsamasını geri kazanmaktan başka seçeneği olmadığı gerçeğine atıfta bulunarak şunları söyledi: Bu nedenle rejim, Hamas'ın ortadan kaldırılması, esirlerin serbest bırakılması ve Gazze'de yeni bir hükümetin kurulması sözü vermek zorunda kaldı; ancak Gazze halkının kitlesel olarak katledilmesinin ardından, sadece belirtilen askeri ve siyasi vaatlerin hiçbirini gerçekleştirmekte başarısız olmakla kalmadı Batı Şeria'dan, Lübnan'a, Irak'tan, Yemen'den, hatta İran'dan yeni cepheler açıldı. İşgal altındaki topraklarda güvenliğin sağlanamayacağına dair ısrarlı korku yoğunlaştı ve İsrail'in varlığının çürüme süreci hızlandı.

Buna dayanarak Siyonist rejim, Hamas ve Hizbullah gibi direniş gruplarını ve direnişin bir arada çalışan diğer unsurlarını ortadan kaldırana kadar. Kendisi için istikrarlı bir güvenlik oluşturamayacak ve varlığını eskisinden daha fazla çökme tehlikesiyle karşı karşıya görecektir.

Bu rejim, tüm Batılı ve Arap destekçilerinin yardımıyla, sahada kazanma yeteneğinin olmadığı ve hava saldırılarıyla stratejik bir zafer kazanamayacağı sonucuna vararak, istihbarat nüfuzuna ve suikastlara dayalı yeni bir tasarıma başlamıştır. Buna göre direniş cephesinin etkin unsurlarına bilgi sızdırıp suikastlar düzenleyerek ve üstlendiği karmaşık psikolojik savaşla direniş cephesinin operasyonel yapılarını zayıflatmaya üstelik bir yandan direniş gücünün zihinsel temelini yok etmeye, diğer yandan da askerleri ve iç güçleri için zafer yanılsaması yaratmaya çalışıyor

Rejimin başarısız olduğu askeri savaştan irade savaşına girdik ve zafer, kazanma iradesi bozulmayanın olacaktır. Söylenenler rejimin askeri alanda yenilgiye uğratılması, terör operasyonlarında ve psikolojik operasyonlarda yetkin olduğu yönünde ancak bu rejim, analizinde bir hesap hatası yapmıştır ki bu da şüphesiz yine başarısızlığa yol açacaktır.

Hesap hatası: direniş cephesinin derin Kur'an temellerine ve ilahi geleneklere olan inanca dayanılarak oluşturulmuş olduğunu göz ardı etmelerindedir. Her ne kadar bu cephede bireylerin rolü kesinlikle etkili olsa da Şehit Seyyid Hasan Nasrallah gibi bir adamın büyük şehadeti direniş cephesine ciddi zarar verecek olsa da ancak kişilerin şehadeti işin temelini bozmadığı gibi direniş güçlerinin iradesinde de bir boşluk yaratmayacaktır aksine, Kur'an ayetlerinin metnine göre, şehadet bekleyenler, Allah'ın kalplerine indirdiği huzur ve güven içinde, daha fazla iman ve daha güçlü bir iradeyle cihatlarına devam ederler.

Eğer direniş yolundan ayrılanlar bu yolum yenilgiye uğramasına sebep olacak olsaydı, Hac Kasım Süleymani'nin şehadeti ile bugün direniş cephesinde bu kadar zafer ve ilerlemeye şahit olamazdık.

Galibaf Hizbullah'ın yapılarının onlarca yıldır kurumsallaştığına mevcut komutanın kaybının kısa sürede telafi edileceğine dikkat çekerek şöyle konuştu: Buradan hareketle, irade savaşında direniş cephesinin zaferiyle birlikte, Direnişin çeşitli unsurları, İslam Cumhuriyeti'nin yardımıyla rejime birleşik ve güçlü bir şekilde karşı koymaya devam edecek ve bu rejimin başarısızlığı savaş alanında da devam edecek. Düşmanın zaferi kısa sürecek. Direnişin terör operasyonlarıyla vurulabilir ancak bu kısmi ve taktiksel zaferler, stratejik başarısızlıkların yerini alamaz ve kaybedilen güvenlik geri getirilemeyecek. İşgal altındaki bölgelerde yaşayanlar geleceğe dair umutlarını geçmişe oranla daha fazla yitirecek ve İsrail'in yok oluşu hızlanacaktır.

Galibaf konuşmasının sonunda şunları söyledi: Bir diğer konu, İslam Cumhuriyeti'nin Siyonist terör çetesinin suçlarına karşı tutumudur. Biz Direnişin desteklenmesini, derin insani ve İslami inançlara dayalı bir eylem olarak görüyoruz; direnişin sürdürülmesini ve güçlendirilmesini, Siyonist saldırganlara karşı ulusal güvenliğin ve bölgesel güvenliğin sağlanmasının stratejik temelleri arasında görüyoruz ve Devrim Liderinin şeri fermanına dayanarak direnişe gereken her düzeyde yardım etmekten çekinmeyeceğiz. Ayrıca Siyonist rejimin katliamlarını ABD'nin askeri, güvenlik, mali, medya ve uluslararası istihbarat desteğiyle tasarlayıp uyguladığı konusunda da eminiz. ABD tüm bu suçların ortağıdır ve Siyonist rejimi insani ve uluslararası çerçevelere uymaya zorlamadığı sürece bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır.