İşgal Rejimi Medyası: İran, İsrail'in zayıf noktalarını kullanıyor


Şabak'ın eski yetkililerinden birine göre İran, İsrail toplumunun zayıflığının farkında ve bunu nüfuz etmek için kullanıyor.

Tesnim Haber Ajansı - İsrail rejiminin İç İstihbarat Servisinin (Şabak) eski başkanı Arik Barbink, rejimin Kanal-12 televizyonunda yayınladığı raporunda ‘Şabak daha önce hiç İran için çalışan bu kadar çok İsrailliyle karşılaşmamıştı!’ dedi.

Şabak'ta Kudüs ve Batı Şeria ofisini yönetmekle görevli olan bu eski yetkili şunu da itiraf etti: Bu konuda şu ana kadar tespit edemediğimiz sayının tutuklananlardan çok daha fazla olduğunu varsaymak zorundayız.

Bu işgal rejimi yetkilisi raporunun girişinde şunları söyledi: Bu raporun yazıldığında henüz el-Celil yakınlarında bir kamyon ile emeklileri taşıyan bir otobüsün çarpışmasının terör eylemi olup olmadığı resmi olarak açıklanmadı. İç Güvenlik Bakanı ve Emniyet Müdürü olayı hızla talihsiz bir trafik kazası olarak sınıflandırırken, bölge askeri komutanı ve Şabak memurları bu konuyla ilgili diğer olasılıkları araştırmaya devam ediyor. Açık olan şu ki, bu olay Kudüs'ün güneyinde bir silahlı silahları ve pusu girişimiyle aynı zamanda denk geldi. Bu sırada İsrail kimlik belgelerine sahip bir kişi İsrail askerleri tarafından öldürüldü.

Bu Siyonist uzman, bu makalenin bir başka bölümünde şunu itiraf ediyor: El-Hadire'deki saldırı, İsrailli Araplardan birinin son dönemde gerçekleştirdiği tek eylem değil. Tecrübe, İsrail kimlik belgelerine sahip ajanların diğerlerinden daha tehlikeli ve yıkıcı olduğunu kanıtladı. Çünkü İsrail'in farklı yerlerinde özgürce ortaya çıkabiliyor, kontrol noktalarından geçebiliyor veya bariyerlerdedki boşluklardan geçebiliyorlar.

Bu işgal rejimi yetkilisi bunun güvenlik güçleri için çok tehlikeli ve onları bu olguyla baş etme koşullarını oluşturmaya iten bir zorluk olduğuna inanıyor.

İran adına casusluk yapan İsraillilerin tutuklandığı ortaya çıktı

Raporunun bir başka bölümünde bu Siyonist analist, İsrail'de İran adına casusluk yapmakla suçlanan kişilerin tutuklanması konusunu ele alıyor ve "İran her yerde" başlığıyla şunları yazıyor: İran, sosyal ağlarda provokatif ve ilham verici faaliyetlerde güçlü bir varlığa sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda İsrail için eşi benzeri görülmemiş bir kapsam ve boyuta sahip olduğu düşünülen çok rahatsız edici bir olgunun ana sorumlusu da Tahran. Geçtiğimiz haftalarda görüldüğü gibi güvenlik teşkilatları, İran'ın emriyle İsrail içinde eylem yapmaya çalışan Yahudi ve Araplardan oluşan çok sayıda İsrail uyruklu kişiyi tutukladı.

Ona göre bu kişiler, İsrail ordusunun stratejik tesislerinden, havalimanlarından ve askeri üslerinden, üst düzey subaylardan, siyasi figürlerden ve askeri endüstri yetkililerinden ve ayrıca üniversite profesörlerinden bilgi toplamak için görevlendiriliyor. İran, İsrail'e karşı kapsamlı istihbarat operasyonları yürütüyor ve ona göre İran’ın hedefi, tesisler hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgiye ulaşmak. Siyasi figürlerin ve özellikle İsrail güvenlik kurumlarıyla işbirliği yapanların günlük bilgilerine ulaşmaya çalıştı. Ayrıca füzelerini, dronlarını ve diğer silahlarını buralara daha doğru bir şekilde göndermek için hassas yerleri belirleme sürecini de geliştirdi.

Şabak'ın bu eski yetkilisi şöyle devam ediyor: İran istihbarat servislerinin İsrail'in derinliklerinde faaliyet gösterme yetenekleri ve motivasyonu asla küçümsenmemelidir. Tutuklanan kişilerin dengesiz davranışlara sahip kişiler olduğu ve en iyimser durumda amatörlerin çalıştırdığı amatörler olduğu söylense de bu konuda bu tür açıklamalara inanmak çok yanlış zira geçmişte İranlılar bu alanda büyük bir gelişme ve dinamiklikle kendini göstermişlerdir. İranlılar İsrail toplumunu tanımlamayı ve içindeki hataları tespit etmeyi zaten başardılar. Bu toplumun insani zayıflıklarını ve kişisel hayal kırıklıklarını öğrendiler ve bu nedenle tutukladığımız insanlar çoğunlukla hayatlarında başarısız olmuş kişilerdir. Ancak henüz tespit edemediğimiz ve sorunsuz bilgi toplayan başka kişilerin de olduğunu kabul etmek zorundayız.’

Yazar bu raporun başka bir bölümünde şunu vurguluyor: İsimsiz İranlı ajanların teklifini kabul eden bazı kişiler, onların kimin için çalıştıklarını çok iyi biliyorlardı, bu çok tehlikeli bir olay olarak değerlendiriliyor

Aynı zamanda Şabak'ın eski yetkilisi bazı kişilerin de kandırıldığını iddia ediyor ve erkek ya da kadınların oldukça basit arkadaşlıklar çerçevesinde ya da araştırma merkezleri için ve turizm için çalışma bahanesi ile kullanıldıklarını belirtiyor.

Bu yetkili şöyle devam ediyor: İsrail'den İran istihbaratına çok değerli bilgilerin aktarılmasının yolu kısadır. Her birimiz bu tuzağa düşebiliriz, o yüzden hepimiz basit ve kârlı bir teklif yapmadan önce düşünmeli ve en azından nedenini sormalıyız. Bugüne kadar Şabak, bu kadar çok ve sayıda aktif olan ve tehlikeli güvenlik suçları işleyen İsrailliyle karşılaşmamıştı. Aynı zamanda Şabak’ın casusluk karşıtı servisi teknoloji ve insan kaynakları açısından önemli ölçüde gelişti. Ayrıca İsrail içinde ya da yurtdışındaki toplantılarda düşman unsurlarla şüpheli bağları olduğundan şüphelenilen herkesin tespit edilmesine olanak tanıyor.

Bu, düşmanımız İran'a karşı her gün çeşitli şekillerde yürütülen, saatlerce bilgi toplamayı gerektiren bir beyin savaşıdır. Ama düşmanımız da işini biliyor, akıllıca çalışıyor ve iz bırakmıyor. Sürekli bizi vurmaya çalışıyor. Dolayısıyla (anti-Siyonist) operasyonlarda olduğu gibi, tüm casusluk operasyonlarını etkisiz hale getirmek mümkün değil, ancak zamanla olaylardan tecrübe kazanılabilir.