İşgalcilerin Çığlığı/İsrail'in Askeri Doktrini Hizbullah’ın Ayaklarının Altında
Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesinin ardından Lübnan'da hedeflerine ulaştığını ve Hizbullah tehdidini sonsuza kadar ortadan kaldırabileceğini düşünen Siyonist rejim yalnızca geçtiğimiz ay içinde dahi ağır kayıplar verdi ve raporlar İsrail ekonomisinin felç olduğunu gösteriyor.
Tesnim Haber Ajansı - 8 Ekim 2023'te işgal altındaki Filistin'deki Siyonistlere ilk Hizbullah roketleri ateşlendi. Lübnan direnişinin, Filistin direnişinin Aksa Tufanı operasyonuna başlamasından bir gün sonra, Gazze Şeridi'ndeki halkı ve direnişi desteklemek için mücadeleye katıldığını duyurduğu bölgede.
Hizbullah’ın Gazze'yi desteklemesinde işgalcilerle doğrudan savaşına
Ancak Hizbullah ile Siyonist rejim ordusu arasında Lübnan ve işgal altındaki Filistin sınırında yaşanan çatışmalar birkaç ay boyunca temkinli ve kontrollü bir aralıkta devam etti. Çünkü Hizbullah o dönemde Siyonistlerle doğrudan bir savaşı değil, aslında Şerit için bir destek savaşı yürütüyordu. Ancak bir yıllık savaşın ardından, Hizbullah ile Siyonist rejim arasında karada ve havada açık ve doğrudan bir çatışmaya tanık oluyoruz ve şu ana kadar bu savaşın sona ermesine yönelik siyasi bir beklenti yok.
Siyonist rejim, işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki yerleşim yerlerinde yaşayan ve Hizbullah saldırısı korkusundan kaçan mültecileri bu bölgelere geri döndürmeyi planladığını söyleyerek Lübnan'a karşı savaşı genişletti. Siyonist örgüt Maagar Mochot’ın yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre, işgal altındaki toprakların kuzeydeki yerleşim yerlerinin yüzde 70'i boşaltıldı ve buralarda yaşayanlar, savaş artık dursa bile bu yerleşim yerlerine geri dönmek istemediklerini söylüyor.
Hizbullah'tan Siyonistlere büyük şok
Siyonist rejim, iki ay önce Lübnan'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırmış ve yüzlerce şehit verdiren olan çağrı cihazı patlatma suçundan sonra aralarında şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın da bulunduğu çok sayıda Hizbullah lideri ve komutanına suikast düzenleyerek Hizbullah'ı mağlup deceğini, Lübnan'la savaşı kendi lehine sonlandırabildiğini, bundan sonraki aşamada özellikle işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinde Hizbullah'tan tehlike kalmayacağını düşünüyordu.
Ancak Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti sonrasında Hizbullah operasyonlarının türünde meydana gelen değişiklikler, sayfayı çevirdi ve komuta odasının vurguladığı gibi Lübnan direnişi, Siyonist düşmana karşı sancılı bir aşamaya girdi. Geçtiğimiz ay İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde verdiği kayıplar, tüm savaşlarda aldığı kayıplardan daha fazla olurken, Siyonist çevreler bu durumun devam etmesi ve Hizbullah ile yıpratma savaşı yapılması konusunda uyarılarda bulundu.
Stratejik el-Celil bölgesi Hizbullah'ın elinde felç ediliyor
Geçtiğimiz yıl içerisinde Siyonistler açısından çok önemli bir stratejik ve güvenlik bölgesi olarak değerlendirilen işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde yer alan el-Celil bölgesi, Hizbullah saldırılarına karşı savunmasız bir bölge haline gelen el-Celil, yaklaşık yirmi yıldır yüksek güvenlik istikrarına sahipken, bugün her gün Hizbullah füzelerinin yağmuruna ve Siyonistlerin kaçışına tanık oluyoruz.
El-Celil, Siyonist rejim için saha ve taktik kontrol açısından yüksek puana sahip, Siyonistlerin askeri üsler ve güvenli iletişim ve izleme merkezleri kurmasına olanak sağlayan yüksek ve dağlık bir bölgedir. Ayrıca el-Celil yerleşimleri sahte Siyonist rejimin kuruluşu açısından özel bir sembolik konuma sahiptir.e
Ancak Hizbullah'la devam eden savaşta el-Celil tehlikeli bir bölge haline geldi. Öyle ki Siyonist kabine, el-Celil'in yaklaşık 28 kasabasını işgalci yerleşimcilerden boşaltmak zorunda kaldı ve bu bölgedeki tüm askeri ve istihbarat tesisleri Hizbullah'ın ateşine maruz kaldı ve Hizbullah, işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Safed’de yer alan Siyonist rejimin istihbarat karargahına defalarca saldırdı.
Hizbullah'ın, işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Hayfa'da Siyonist rejimin en önemli elit tugayı olan Golani Tugayı'nın karargâhına düzenlediği ve onlarca Siyonist asker ve subayın ölümüne ve yaralanmasına yol açan insansız hava aracı saldırısı, Geçtiğimiz birkaç hafta içinde İsrail'e indirilen acı darbelerden biri. Ayrıca Hizbullah insansız hava aracının Hayfa ile Tel Aviv arasındaki bölgede işgalci rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu'nun odasının penceresine ulaşması, bu rejimin liderlerinin bile kendilerini güvende hissetmemesine neden oldu.
Hizbullah İsrail'in askeri doktrinini nasıl ayaklarının altına aldı?
Ayrıca Lübnan cephesinde uzun süre hedeflerine ulaşamadan devam eden savaş, Aksa Tufanı operasyonunun İsrail'in savaş doktrininde yarattığı boşluğunun derinleşmesine yardımcı oluyor. Siyonist rejim, Filistin'deki işgalinin başlangıcından bu yana, bu rejimin kurucularının çizdiği askeri doktrine göre, uzun savaşlardan kaçınmış, teknik ve istihbarat üstünlüğüne dayalı hızlı hedeflere ulaşmak için "yıldırım savaşları" ilkesini benimsemiştir.
Ancak mevcut savaşta yaşananlar tam tersine döndü ve İsrail bir yılı aşkın süredir devam eden bir savaşın içine girdi ve Siyonistlerin tüm kırmızı çizgilerinin ihlal edilmesine neden oldu ve savaş ilk kez Siyonist rejimin iç cephesine kadar genişletildi. Tel Aviv bile direniş füzelerine ve insansız hava araçlarına karşı güvende değil.
Ayrıca Siyonist rejimin savunma konularında güvenlik, düşman ateşiyle mücadele kabiliyetinin yüksek olması ve yerleşimcilerin dayanıklılığı ilkesine dayanan stratejisi de başarısız oldu ve İsrail'in askeri ve güvenlik ilkelerinin gerçekte geçerli olmadığı kanıtlandı.
İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde sadece bir ayda ağır kayıpları oldu
Siyonist rejimin Lübnan'ın güneyindeki kara operasyonunun başlamasından sonraki bir ay içinde, bizzat Siyonistlerin de açıkladığı gibi bu rejimin ordusundan 95 asker, Hizbullah tarafından öldürülmüş, 750'den fazla Siyonist subay ve asker yaralanmış, bu rejime ait 38 Merkava tankı imha edilmiştir.
Elbette işgalci rejimin ordusunun, özellikle işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesindeki kayıplarının gerçek istatistiklerini her zaman gizlediğini de belirtmeliyiz. Geçtiğimiz ay Hermes 450 ve Hermes 900 tipi dört gelişmiş İsrail insansız hava aracı da Hizbullah savaşçıları tarafından düşürüldü.
Elbette bu istatistik, Siyonist rejimin iç cephesinde Hizbullah'ın defalarca düzenlediği füze ve drone saldırıları sonucu oluşan kayıpları içermiyor. Ancak Lübnan'ın güneyinde Siyonist ordusunun uğradığı ağır kayıplara rağmen, sınırlara ilerleyemedi ve Siyonistlerin de itiraf ettiği gibi, 50.000 İsrail askeri Lübnan'ın güneyinde tek bir köyü bile işgal edemedi.
Hizbullah Siyonistlerin ekonomisini felç etti
Ekonomik düzeyde Siyonistler işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinde ağır kayıplar verdi. İbranice yayın yapan Yedioth Aharanot, bu amaçla hazırladığı haberde, savaşın Lübnan cephesinde geçtiğimiz aylarda yani Eylül ve Ekim aylarında genişletilmesinin maliyetinin yaklaşık 9 milyar dolar olduğunu ve bu büyük maliyetin İsrail'in bütçe hesaplarının yeniden değerlendirilmesini gerektirdiğini duyurdu.
İşgal altındaki Filistin'in kuzey bölgesi bu rejim için birçok ekonomik ve hayati merkez içeriyor. Özellikle Siyonistler için çok önemli bir ticaret ve enerji merkezi olan Hayfa şehri. Hayfa ve çevresinin Hizbullah'ın askeri operasyonları kapsamına alınması Siyonist rejimin günlük yaklaşık 150 milyon dolar kaybına neden olacak.
Tabii ki bu, Hizbullah'ın Hayfa'daki enerji tesislerini, amonyak konteynerlerini ve limanlarını henüz hedef bankasına dahil etmemiş olmasına rağmen verilen zayiat. İsraillilere göre bu merkezleri de hedef alırsa felaket daha da büyüyecek.
Siyonist bir ekonomi politikası enstitüsü olan Aharon Çalışma Merkezi, bu rejimin işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesindeki ekonomik kayıplarına ilişkin raporunda şunları yazdı: Kuzey cephesinde mevcut askeri senaryonun devam etmesiyle, 2024 yılı sonuna kadar olan savaş harcamalarının, yüzde 6,8'lik bütçe açığına ek olarak, İsrail'in borçlarını da yüzde 71,6 civarına çıkarması mümkün.
İsrail'in kuzeydeki turizm ve tarım sektörlerinin felç olması
Siyonist kaynaklardan alınan haberlere göre, işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde Siyonist turizm sektörünün şu ana kadar uğradığı zarar yaklaşık 3,5 milyar dolara ulaştı. Özellikle el-Celil bölgesi turizm açısından büyük önem taşıyor ve burayı her yıl yaklaşık 1,5 milyon turist ziyaret ediyor.
Geçtiğimiz Şubat ayına kadar işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde 28 yerleşim birimi boşaltılırken, bugüne kadar 613 milyon dolar zarara yol açan işgal altındaki Filistin'in kuzey yerleşimlerinde yaşayanların tahliyesinin devam etmesi için yaklaşık 1,7 milyar dolar tahsis edildi.
Siyonist rejimin Kanal-14'ü, Hizbullah'ın kuzey bölgelere yönelik füze saldırılarında hasar gören evler için 6 bin tazminat talebinin kayıt altına alındığını ve bu taleplerin maliyetinin yaklaşık 4 milyar dolar olduğunu bildirdi. Ayrıca İsrail Merkez Bankası, kuzeydeki yerleşim birimlerinde 57.600 kişinin iş gücünden yoksun kalmasının İsrail ekonomisine her hafta yaklaşık 64 milyon dolar zarar verdiğini tahmin ediyor.
Öte yandan Hizbullah'ın defalarca saldırıları sonucunda işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde de tarım sektörü felç oldu. İbranice yayın yapan Yediot Aharonot gazetesi bu yönde hazırladığı haberde, Hizbullah saldırılarından duyulan korkunun kuzeydeki İsrailli çiftçilerin tarlalarına ulaşmasını engellediğini, bu durumun kuzey bölgelerdeki tarım sektöründe yarattığı zarar da yaklaşık 500 milyon dolara ulaştığını yazdı.
Bu rapora göre el-Celile bölgesindeki ağaçlarda halen yaklaşık 6 milyon dolar değerinde tarım ürünü kaldı ve yüzde 90 oranında iş gücü sıkıntısı nedeniyle bu ürünlerin hasadı mümkün olmuyor. Kuzey bölgesindeki kümes hayvanı sektörü de ciddi zarar gördü ve 24 büyük hayvan merası güvenlik nedeniyle kapatıldı.
Ancak tarım sektörünün uğradığı zarar sadece mali dengede spesifik olarak hesaplanmıyor. Özellikle işgal altındaki Filistin'in Lübnan ile sınır bölgelerinde yaşayanların çoğunun çiftçi olması ve sınırların korunmasında önemli bir rol oynaması nedeniyle çiftçinin toprakla ilişkisine zarar vermesi açısından da daha derin boyutları var.
Ayrıca işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki yerleşim yerlerinden başka bölgelere, özellikle de merkeze kaçan mülteciler, Siyonist rejim kabinesinin omuzlarında büyük bir ekonomik yük haline geldi.
Mindpole şirketinin geçtiğimiz Eylül ayında yaptığı bir ankette, işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki yerleşim yerlerinde yerinden edilenlerin yüzde 68'i, savaşın başlamasından bu yana herhangi bir iş yardımı almadıklarını söyledi. Ayrıca %32'si şu anda bir işi veya mesleği olmadığını da belirtti.
İsrail'in Lübnan'daki savaş hedeflerindeki yenilgisi
Buradan hareketle gözlemciler, bir kısmı uzun vadeli etkileri olacak olan bu derin ekonomik kayıpların, Siyonist rejimin kuzey cephesinde gerçekleştirilebilecek hedeflere ilişkin politikasını etkileyebileceğini ve bu rejimin ateşkes yönündeki taleplerine sınır koymak zorunda kalacağını düşünüyor.
Lübnan'a yapılan kara operasyonunda Siyonistlerin kayıplarını gizleme çabalarına rağmen, kanıtlar İsrail ordusunun bu operasyonla hedeflediği amaçlara ulaşamadığını gösteriyor. Öte yandan Siyonist rejim, Hizbullah'ın füze altyapısının üçte ikisini yok edebildiğini iddia ediyor ancak bu iddialar kesinlikle büyük bir abartıdan başka bir şey değil. Hizbullah'ın askeri performansı, özellikle füze düzeyindeki gücünün, düşmanın hayal ettiğinden çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
Hizbullah'ın yeni Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım 8 Ekim'de yaptığı konuşmada şunları söyledi: Savaş çığlık atanların savaşıdır ve biz asla çığlık atmadık ve atmayacağız ama düşmanın çığlıklarını duyuyorsunuz. Bu savaşın Lübnan'da çok fazla hasara yol açtığı doğru ama işgalciler aynı zamanda benzeri görülmemiş insani ve mali kayıplara da uğradı.