İran’ın Lübnan Büyükelçisi: Çağrı cihazları askeri amaçla kullanılmıyordu


İran'ın Lübnan Büyükelçisi "Çağrı cihazları Hizbullah tarafından satın alınmıştı ancak askeri olarak kullanılmıyordu" dedi.

Tesnim Haber Ajansı- İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mücteba Emani, katıldığı bir haber programında şunları söyledi: Çağrı cihazları Hizbullah tarafından satın alındı ​​ancak askeri amaçlarla kullanılmadı. Aslında Lübnan'da kırmızı siren sistemi yok. Yani Siyonist rejim gibi kamuoyuna bilgi verebilecek bir acil uyarı sistem yok. Bu, satıcıların, satış elemanının, okul müdürünün kullanımına açıktı, hatta İranlı okul müdürümüzün bile cihazı orada vardı.

Emani çağrı cihazlarının yalnızca Hizbullah üyeleri tarafından kullanıldığı iddialarına yanıt olarak şunları söyledi: Söylendiği gibi Hizbullah üyelerinin, bunu askeri bir amaçla kullanması gibi bir durum yok. Bu bir yalandır ve sivil kullanımı yaygın. Ben bu cihazı kullanan bir askeri kişi değilim. Bu da bana acil bir durumda haber alabilmem için verildi.

İran Büyükelçisi şöyle devam etti: Bu olayda şehit olanlar ve yaralananlar bile kadın ve çocuklardır. Bu da sıradan insanların da bunu kullandığını gösteriyor. Elbette bu cihaz, eğer kullanmazsanız dahi birkaç saniye sonra kendiliğinden patlayacak şekilde tasarlanmıştı.

Emani şunları ekledi: Birkaç gün önce bu saldırıda hem ellerini hem de gözlerini kaybetmiş bir kadının videosunu gördüm gördüm. Şehit olan bir çocuk da vardı. 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu da gözlerini kaybetmişti. Demek ki Siyonist rejimin iddialarının aksine bu, askerlerin elinde olan bir şey değil.

İran Büyükelçisi: ‘Elbette Netanyahu bir süre önce bunun sorumluluğunu üstlendi ve bu başlı başına bir savaş suçudur. Genel olarak patlayıcıların ve askeri malzemelerin başka amaçlarla kullanılan alet ve cihazlarda kullanılması yasaktır ve savaş suçu sayılmaktadır. Bu Siyonistlerin işlediği bir savaş suçuydu. Elbette arkasından yalan da söylüyorlar. Hayır, bu cihaz haberleşme amaçlı bir cihazdı’ ifadelerini kullandı.

Emani, çağrı cihazlarının patlaması sonucu oluşan yaralanmayla ilgili şunları söyledi: Çağrı cihazı kullanan kişilerin çoğunun elleri, gözleri ve yüzü zarar gördü. Ben de yaklaşık olarak bu üç uzuvdan yaralandım. Yüzümün sağ tarafı biraz hasar almıştı. Sağ gözüm hasar gördü ama görme yeteneğimi kaybetmedim, sol gözüm daha az hasar gördü ve neredeyse eski haline döndü. Sağ gözümün eski yeteneğini yeniden kazanması biraz zaman alacak. Elim de tırnak kısmından yaralandı.

İran Büyükelçisi şöyle devam etti: Ayrıca şu üç bölgeden de yaralandım: gözler, yüz ve ellerim. Bu olayda yaralananların neredeyse yüzde 95'inin bu üç bölgeden yaralandığını söyleyebilirim. Belli sayıda kişiye zarar vermek üzere tasarlanmış bir saldırıydı.

Emani şunları ekledi: Lübnan halkının ve bu cihazı sivil amaçlarla kullananların kanıyla birlikte benim kanımın bu yolda dökülmesinden gurur duyuyorum. Bu bir şereftir, Allah'ın izniyle bu şerefin kıymetini biliriz.

Yaralanma şekli hakkında açıklama yapan İran Büyükelçisi: ‘Bu cihaz ofisimdeydi ve eskiden yaptığı uyarı seslerinden farklı olarak özel bir uyarı sesi çıkarıyordu. ‘Önemli bir mesajınız var, bu butona basın’ ibaresi yer alıyordu. Bu çağrı cihazı sol elimdeydi ve sağ elimle düğmeye bastım ve patladı. Patlamanın şiddetinde savrulmadığım için patlamanın çok güçlü olmadığını anladım. Ben tek başıma hastaneye gittim ve Gece gözümden ve yüzümden iki ameliyat yapıldı ve yaralıların bir kısmıyla birlikte Tahran'a nakledildim’ ifadelerini kullandı.

Emani şunları söyledi: Siyonist rejim, bu darbenin Hizbullah'ın ve Lübnan'daki direnişin belini kırabilecek kadar öldürücü olduğunu düşünüyordu. Gerçekten ölümcül bir darbeydi ama Lübnan direnişi bu davadan gururla çıktı. Netanyahu'nun bu kötü niyetle, bu seviyedeki savaş suçlarıyla Lübnan halkını ve Lübnan direnişini bastırıp, deyim yerindeyse teslim olmasını sağlayacağını düşündüğü darbe gerçekleşmedi. Artık savaş politikaları o ülkenin gücünü azaltmak için bu tür suçlara yöneldi. Siyonist rejim bu korkunç suçla bir sonuca varamadı

Bu çağrı cihazlarının nasıl temin edildiğine ilişkin bilgi veren İran Büyükelçisi: ‘İki veya üç Avrupa ülkesi bunu yapmakla suçlu. Geldiği ve bu ülkelere girdiği yolda ya malzemelerin ya değiştirilmesi ya da fiilen yerleştirilmesi ile gerçekleşti. Ayrıca, bunların tamamının gemide değiştirildiğine dair de rivayetler var. Siyonistler unları, var olan aynı özelliklerle ve aynı yük numarası ile değiştirdiler. Bir süredir de bunu yapıyorlardı ancak Hizbullah ile yaptıkları savaşta patlattılar’ ifadelerini kullandı.

 Emani şöyle devam etti: Çağrı cihazları Tayvan menşeiydi. Tayvanlıların söylediği de aslında Avrupa ülkelerinde yapılmış olduğu.

İran Büyükelçisi şunları kaydetti: Şimdi neden bazıları bunların neden İran'dan alınmadığını soruyor. Hizbullah bunların nereden satın alındığına çok dikkat etti. Ayrıca Lübnan'ın kendi düzenlemeleri ve aslında Lübnan'ın kendi frekans düzenlemeleri de sorun oldu. Elektronik dalgaları olan bu cihazlara girebilmek için frekanslarının karışmaması gerektiğinden ülkenin Haberleşme Bakanlığı'na kayıtlı olması gerekiyor. Ancak yaşanan bu gelişmeler dikkate alındığında doğru ve isabetli bir bilgi yok. İran'dan alındığı gibi bir bilgi de asla yoktu.

Emani, Lübnan'daki faaliyetleri hakkında şunları söyledi: Direniş cephesinin güçlendirilmesi ve Siyonist rejimi yenilgiyi kabullenmeye zorlayacak siyasi yolun ilerletilmesi de planlar arasında yer alıyor. Lübnan'ın mazlumlarına, Gazze'nin mazlumlarına destek olmak bizim görevimizdir.