Sivil Toplum Kuruluşları İsrail Rejiminin COP29’a Katılmasını Eleştirdi


İnsan hakları alanında faaliyet gösteren onlarca sivil toplum kuruluşu yaptıkları açıklamada, Siyonist rejimin Bakü'de düzenlenen COP29’a katılmasını eleştirdi.

Tesnim Haber Ajansı - İnsan hakları alanında faaliyet gösteren onlarca İranlı sivil toplum kuruluşu ortak bir bildiri yayınlayarak, İsrail rejiminin Bakü'de düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı COP29’a katılmasını kınayarak Filistin'de iklim adaletini gözetmesi, insani hakları ihlal etmeyi ve çevreyi tahrip etmeyi bırakması için bu rejime küresel baskı uygulanmasını talep ettiler.

Bu açıklamada şunlar belirtiliyor: Gazze kuşatması ve bunun çevresel ve insani sonuçları; İsrail'in Gazze'yi hukuka aykırı ve sistematik bir şekilde abluka altına alması ciddi bir çevre krizine neden olmuş ve bu bölge sakinlerinin su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamıştır. Bu ablukanın devamı, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 23 ve 55. maddelerini ihlal etmekte olup Gazze'deki sivil halk için insanlık dışı ve kabul edilemez koşullar yaratmaktadır.

Bu açıklamanın tam metni şöyle:

"İnsan hakları örgütleri olarak, iklim krizine çözüm bulmak ve çevre adaletini gerçekleştirmek amacıyla düzenlenen COP29 zirvesinde İsrail rejiminin varlığından derin kaygı duyduğumuzu ifade ediyoruz.

Bu rejimin özellikle insan hakları ihlalleri alanındaki davranışının, başta insan hakları ve iklim adaleti olmak üzere bu zirvenin değer ve taahhütleriyle hiçbir şekilde uyumlu olmadığına ve bu, çevresel adaletin temel ilkeleriyle açıkça çelişmekte olduğuna inanıyoruz.

İşgal altındaki Filistin ve Lübnan topraklarında bu rejimin insan haklarını ve uluslararası insani kuralları defalarca ihlal etmesi, insani açıdan yarattığı feci sonuçların yanı sıra, bölgesel ekosistemler ve Orta Doğu ile Batı Asya'nın iklim koşulları üzerinde de yıkıcı etkileri oldu. İsrail'in hayati altyapının, tarım arazilerinin ve doğal kaynakların yok olmasına yol açan askeri ve işgal eylemleri; ‘önleme ilkesi’, ‘tedbir ilkesi’ ve ‘tazmin ilkesi’ dahil olmak üzere uluslararası çevre hukukunun temel ilkelerini ihlal etmektedir.

İklim adaleti hedeflerine ulaşmanın insan hakları ve sosyal adalet standartlarının gözetilmesine bağlı olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle uluslararası toplumun ve COP29 üyelerinin aşağıdaki ihlallere ciddi şekilde dikkat etmelerini talep ediyoruz:

1. İsrail askeri operasyonlarının neden olduğu çevresel tahribat:

İsrail'in, su tedarik sistemlerinin, tarım arazilerinin ve gıda kaynaklarının yok edilmesi de dahil olmak üzere Filistin ve Lübnan'ın altyapısına yönelik yaygın saldırıları, uluslararası yükümlülüklerin doğrudan ihlalidir. Bu tür eylemler silahlı çatışma sırasında çevrenin korunması ilkesine aykırıdır ve İsrail'in bu yıkımlardan ve bölgenin çevre üzerindeki yıkıcı etkilerinden sorumlu tutulması gerekmektedir.

2. Gazze kuşatması ve bunun çevresel ve insani sonuçları:

İsrail'in Gazze'yi hukuka aykırı ve sistematik bir şekilde abluka altına alması ciddi bir çevre krizine neden olmuş ve bu bölge sakinlerinin su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamıştır. Bu ablukanın devamı, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 23 ve 55. maddelerini ihlal etmekte ve Gazze'deki sivil halk için insanlık dışı ve kabul edilemez koşullar yaratmaktadır.

3. Filistinliler için iklim adaleti sağlama ihtiyacı:

Savunmasız ve işgal altındaki toplulukların temel haklarını güvence altına almadan iklim adaletini sağlamak anlamsızdır. Filistinliler doğal kaynaklara ücretsiz ve sürdürülebilir erişim ve çevresel karar alma süreçlerine katılma hakkına sahiptir. Bu işgalci bir güç olarak İsrail'in saygı göstermek ve güvence altına almakla yükümlü olduğu bir hak.

COP29 üyelerini ve uluslararası insan hakları örgütlerini, İsrail'in eylemlerini kınamaya, bu rejimi uluslararası yasal yükümlülüklere uymaya ve işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'daki yıkıcı çevresel ve insani eylemleri derhal durdurmaya zorlamaya çağırıyoruz. Filistinlilerin temel haklarına saygı duyulana kadar, COP29'un çabaladığı küresel iklim adaleti hedeflerinin gerçekleştirilmesi boş bir iddia olarak kalacaktır."