Lübnan Ateşkesi Hareketlenmesi; İsrail'in Göstermelik İddiası Tekrarlanıyor Mu?


Beyrut ve Tel Aviv'den gelen raporlar, Hochstein'ın Lübnan gezisinin sonuçlarına ilişkin çelişkili haberlere işaret ediyor. Öncelikle Lübnanlılar ortak bir duruşla tüm ilkelerine bağlı kalırken diğer taraftan Siyonistler her zamanki gibi sabote etme niyetinde.

Tesnim Haber Ajansı - Lübnan el- Ahbar Gazetesi, ABD elçisi Amos Hochstein’ın bölgeye yaptığı ziyaret ve Lübnanlı yetkililerle ateşkes konusunda yaptığı görüşmelerin sonuçlarına ilişkin bir rapor yayınlayarak şunları belirtti: Dün gece Amerikan Büyükelçiliği toplantılarına ilişkin ek bilgiler yayınlanırken, Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri'nin danışmanı Ali Hamdan, ateşkes müzakereleriyle ilgili son gelişmeler hakkında Nebih Berri ile sürekli temas halindeyken ateşkes anlaşmasına ilişkin bazı terimlere dair hukuk alanındaki uzmanlarının görüşleri de incelendi.

Ateşkes teklifindeki tartışmalı sınır maddesi

Bu rapora göre ateşkes anlaşması taslağındaki hassas noktalardan biri Lübnan ile işgal altındaki Filistin arasındaki sınır çizim maddesiyle ilgili. Bu arada Lübnan mavi çizgi öncesine dönme endişesi taşıyor. Ayrıca maddeyle ilgili bir başka husus da 1701 sayılı Kararın uygulanmasını ve Lübnan, İsrail ve BM güçlerinin yanı sıra Amerikan ve Fransız partilerinin bu komiteye nasıl katılacaklarını denetleyecek bir komitenin kurulması.

El-Ahbar gazetesine bilgi veren kaynaklar, taslak ateşkes teklifinde belirtilen tüm konularda anlaşmaya varıldığını, mevcut tartışmanın ise ateşkes anlaşmasında düğüm haline gelen sınırlarla ilgili bir sorun hakkında olduğunu söyledi. Ateşkes teklifi taslağının Beyrut'a ulaşmasından bu yana da sınır maddesiyle ilgili bu sorun anlaşmanın önündeki temel engel oldu. Kaynaklar, bu hususun ayrıntıları hakkında fazla bilgi bulunmadığını ve son derece gizli olduğunu bildirdi. Bu konunun, 1701 sayılı Kararın geri çekilmesini öngördüğü 13 ihtilaflı noktayla ilgili olup olmadığı da belirsiz.

Ordunun Lübnan'ın güneyine konuşlandırılması direnişin koordinasyonu ile gerçekleştirilecek

El-Ahbar gazetesi ülkenin ordusuna yakın kaynaklardan alıntı yaparak şunları duyurdu: Ordunun (Lübnan'ın güneyine) konuşlanma planı hâlâ inceleniyor ve ateşkes için varılacak anlaşmaya dayanarak hükümetin Lübnan ordusunun komutanına iletmesi yönünde bir karar bekleniyor. Ayrıca ordunun konuşlanma planı kendisine verilecek yetkilerin sınırlarıyla da ilgilidir. Dolayısıyla ordunun, hükümetin vereceği emrin sınırlarını bilmeden, Litani'nin güneyine nasıl girileceğini ve burada merkezlerini nasıl kuracağını araştırmadan bu amaçla bir plan yapması mümkün değil.

Bu kaynaklara göre Lübnan ordusunun komutanlığı 5 bine yakın askeri daha orduya alma kararı aldı ancak bu siyasi karara bağlı. Lübnan ordusunun komutanı General Joseph Avn, hükümetin ordunun Lübnan'ın güneyine konuşlandırılma amacını belirlemesini ve bu konuşlandırmanın sınırlarda güvenliğin sağlanması ve durumun kontrolü veya ötesi bir durum ile ilgili olup olmadığının belirlenmesini bekliyor. Ayrıca ordunun konuşlandırılmasının kademeli ve kontrollü bir şekilde yapılıp yapılmayacağı da belirlenmeli.

Adı geçen kaynaklar, el-Ahbar'a, ordu komutanının mevcut durumun hassasiyetini tam olarak anladığını ve bu durumla etkileşimde bulunurken son derece dikkatli olması gerektiğini bildiğini vurguladı. Dolayısıyla ordunun tek başına bir şey yapmayacağı, ordunun gerçekleştirdiği eylemin hükümetin emrine dayandığı ve mutlaka Hizbullah ve Emel hareketi ile koordineli olacağı belirtiliyor.

Amerika'nın ateşkes konusundaki hamlelerinin kaderi İsrail'in tutumuna bağlı

Öte yandan Lübnan diplomatik çevreleri, el-Cumhuriye gazetesiyle yaptığı görüşmede, Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes konusunda ABD'nin arabuluculuğunun kaderi, Tel Aviv'in Amos Hochstein ile Nebih Berri arasındaki toplantının sonucuna ilişkin tutumunun niteliğine bağlı olduğunu duyurdu. Aslında Amerika'nın ateşkes teklifi, İsrail'in gerçek niyetini ölçecek ve Tel Aviv'in gerçekten ateşkes isteyip istemediğini gösterecek bir test olacak.

Bu çevreler, İsrail'in konumu netleşene kadar dikkatli olmak gerektiğini, Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ateşkesten kaçmak için yine manevra ve sabotaj yoluna başvurabileceğine dikkat etmek gerektiğini belirtti. Gazze'deki ateşkes anlaşması kapsamında defalarca yaptığı gibi, yapmaya da devam edip etmeyeceğine bakmak gerekiyor.

Söz konusu çevreler şunu ekledi: Saha, İsrail yetkililerini savaşı durdurmaya ikna edecek tek garantidir. Hockstein, dün akşam Lübnanlı yetkililerle yaptığı görüşmenin ardından hızla Tel Aviv'e gitmek istedi ancak bu yolculuktan önce Hizbullah'ın kesin ve nihai pozisyonunu almayı böylece İsrail'e verdiği cevapların açık ve tutarlı olmasını tercih etti.

Tel Aviv'de ateşkes konusunda karamsar bir atmosfer var

Ancak Tel Aviv'de her şey hâlâ belirsiz çünkü Netanyahu'nun, hatta Siyonist rejimin askeri ve güvenlik liderlerinin herhangi bir tutumu olmadı. Bu arada İbrani medyası karamsar bir atmosfer yarattı. Siyonist rejimin Kanal 12'si, Amerikalıların ateşkes anlaşmasına varma konusunda ciddi olduklarını belirtti. Ayrıca Joe Biden başkanlığındaki mevcut Amerikan hükümeti ile gelecek dönem başkanı Donald Trump arasında yüksek düzeyde bir koordinasyon olduğunu ve her ikisinin de ateşkese varmak istediğini söylüyorlar. Ancak İsrail'in bu konuda şüpheleri var ve Hizbullah'ın İsrail'in şartlarından yükü altına girmeyeceğine inanıyor.

Ancak birkaç gün önce Washington'da Hochstein ile kişisel görüşmelerde bulunan Siyonist rejimin askeri istihbarat şubesinin eski başkanı Amos Yadlin, Lübnan'la ateşkes konusunda büyük ilerleme kaydedildiğini söyledi.

O şunları söyledi: Ateşkes anlaşmasının tamamlanıp bu hafta sonunda açıklanması pek uzak bir ihtimal değil. En önemli şey, Washington ile aramızdaki Amerikan garantileri konusundaki anlaşmanın hazır olmasıdır. Beyrut'ta da anlaşmaya varılması halinde ateşkes anlaşması imzalanacak ve uygulama aşamasına geçilecektir.

Ancak sağcı İsrail gazetesi Hum, Siyonist bir siyasi kaynaktan alıntı yaparak şunları aktardı: Yakın gelecekte ateşkes anlaşmasına varılamayacak gibi görünüyor çünkü İsrail ordusunun Beyrut'un güney banliyölerine saldırıp, mümkün olan her yerde, hatta Hıristiyan olan Beyrut'un doğusunda terör operasyonları gerçekleştirme yönünde başka planları var.

Siyonist rejimin faşist maliye bakanı Bezalel Smotrich de bu konuda şunları söyledi: Lübnan'la yapılan anlaşmanın, basıldığı kağıt kadar değeri yok. Netanyahu geçtiğimiz günlerde bu rejimin siyasi-güvenlik kabinesi toplantısında ve Knesset'teki dış ilişkiler ve güvenlik komitesi önünde anlaşmada ne yazdığının önemli olmadığını çünkü bu sadece kağıt üzerinde olduğunu belirtti.

Öte yandan Siyonist rejimin Kan televizyonu, bu rejimin yetkililerinden alıntı yaparak şunu duyurdu:  Ateşkes anlaşmasının önündeki en büyük engel İsrail ordusunun Lübnan'daki hareket özgürlüğü.

Siyonist rejimin Kanal 13'ü de bu rejimin bilgili kaynaklarından alıntı yaparak şunları belirtti: İsrail ile Lübnan arasında hâlâ mevcut olan birçok uçurum nedeniyle Hochstein'ın Tel Aviv ziyareti konusunda bir anlaşmaya varılamadı ve ateşkesi engellemeye devam eden konu İsrail'in Lübnan'da askeri harekât özgürlüğü talebidir.

İbranice yayın yapan medya, İsrailli yetkililerin Lübnan'la yapılan anlaşma konusunda aşırı iyimserliğin yanlış olduğuna ve bu ülkeye ve Hizbullah'a saldırmaya devam etmeleri gerektiğine inandığını belirtti.

Siyonist Kan televizyonu şunları belirtti: İsrail güvenlik kurumlarının değerlendirmeleri, Hizbullah'ın ateşkes görüşmelerinde İsrail'e karşı bir baskı aracı olarak kullanabilmek için önümüzdeki birkaç gün içinde özellikle İsrail'in merkezi bölgelerine füze atışlarını yoğunlaştırmayı planladığını gösteriyor.