Özel | Laricani: İran, İsrail'e Yanıt Vermeye Hazırlanıyor
Ali Laricani ilgili makamların İsrail'e cevap verme konusunu çok dikkatli olduğunu ve İran’ın uygun hesaplarla cevap vermeye hazırlandığını belirtti.
Tesnim Haber Ajansı- Devrim Lideri'nin Danışmanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Ali Laricani, Tesnim Haber Ajansına verdiği röportajda Lübnan ve Suriye ziyaretlerinden, Trump'ın ABD'de göreve başlamasıyla ilgili analizlerine birçok konuya değindi.
Bu röportajdan öne çıkan başlıklar şöyle:
Geçtiğimiz günlerde Suriye ve Lübnan'a çok yansımaları olan, üzerine birçok analiz ve yorum yapılan önemli bir gezi gerçekleştirdiniz. Siz bizzat Suriye Devlet Başkanı Sayın Beşar Esad'a ve Lübnan Parlamentosu Başkanı Sayın Nebih Berri'ye mesaj taşıdığınızı belirtmiştiniz. Bu mesajın genel içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Ali Laricani: Bu mesaj Devrim Lideri'nden geliyordu ve. Siyasi nezaket, bu mesaj hakkında şu anda hiçbir şey söylemememi gerektiriyor. Genel olarak her iki mesajda da konunun ruhu günümüz koşullarıyla ilgili olup, önceki dönemlerde başarıya götüren faktörlerin aynılarının bugün de dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Umarız bu mesajımız tam anlamıyla yerini bulur. Elbette diğer tarafların da gösterdiği karşılamayla bunun gerçekleşeceğini düşünüyorum. Bu mesajda sorunların çözümü ve bu yolda kararlılıkla ilerlemek için fikirler ileri sürülmüştü.
Tesnim: Suriye'de yaşanan olaylardan biri de Şam'da bir binayı ziyaretiniz sırasında Siyonistler tarafından o bölgede bir binanın bombalanmasıydı. Daha sonra Siyonist rejimin ya size suikast yapmak için hamle yapmak istediği, ya da İran'a, hatta Beşar Esad'a mesaj göndermek istediği söylendi. Bu olayla ilgili düşünceniz ve analiziniz nedir?
Ali Laricani: Bir mesaj vermek istediler gibi, resmi makamlardan bir şey duymadım ama bahsettiğiniz analizlerin aynısı mevcut. Lübnan'da bu sorun tekrarlandı. Şimdi diyelim ki bir mesaj göndermek istiyorlar, nedir bu mesaj?! Mesela biz o kadar güçlüyüz ki, toplantı anında ve toplantı yerinin yakınını bombalayabiliriz demek istiyorlar! Zaten Suriye'de bu işleri havadan yapma imkanının olduğu biliniyordu. Ama şimdi siz kendi işinizi yapın, biz de kendi işimizi...
Bu arada, bu tür eylemler onların zararınadır zira onlara, yaratacakları en kötü durumda dahi kendi işimizi yapacağımızı da söylüyoruz; Bu sizin için ne anlama geliyor? ...
Tesnim: Bugünlerde özellikle Suriye konusunda İsraillilerin elbette Amerika aracılığıyla Suriye'nin güneyinde Beşar Esad hükümetine karşı terörist grupları yeniden harekete geçirme yönündeki ciddi çabası gündemde. Sizce bu konu doğru mudur ve Sayın Beşar Esad ile Suriye'de bu konuyla ilgili bir görüşme yapıldı mı?
Ali Laricani: Böyle bir şey yapmaları mümkün, sebebi ise Hizbullah güçlerinin gösterdiği direnişle İsrail güçlerini fiilen geri püskürtmesi. Dolayısıyla Lübnan'da başarılı olamıyorlar ve bu nedenle başka yerlerdeki fitneyi ileriye koşmak istiyorlar. Bu konu Suriyeli yetkililerin gözünden kaçmadı, tartışıldı da ama bu tehditlerin pek bir etkisi olmadığını söylemek istiyorum. Başka bir yere sıkışıp kalıyorlar Hikâyenin özü ise Netanyahu'nun yeni bir Ortadoğu yaratma iddiası ve teorisi konusunda bir şeyler yapıp yapamadığıdır?! Cevabı sahada görmek lazım.
Tesnim: Tartışmalardan biri de Filistin konusunda İsrail'le farklı pozisyonlara sahip olan ancak Suriye'de İsrail'le çıkarlarda yakınlaşmaya varabilecek ülkelerle ilgili. Mesela Türkiye'nin, Suriye'deki bazı gruplarla, hatta Suudi Arabistan'la bağlantıları olması nedeniyle Siyonist rejimle iş birliği yapabileceği veya bu grupları kışkırtarak hareket ederek sonuçta İsrail'in yararına hareket edebileceği söylendi. İran bu konuda ve böyle bir olayın önlenmesi için Türkiye veya Suudi Arabistan ile görüştü mü?
Ali Laricani: Mevcut durumun olumlu tarafını değerlendirmek istiyorum. Sonuçta Türkiye ve Suudi Arabistan İslam ülkeleridir ve geçmişte bu tür hatalar yapmış olabilirler ama bugün onların konumu Suriye'ye yardım etmek.
Türkiye konusunda bazı görüş ayrılıkları var ve Sayın Erdoğan'ın verdiği sinyallerle bu konuyu biraz daha sakinleştirip çözüme ulaşma eğiliminde olduklarını düşünüyorum. Bu çok makul bir şey ve biz aynı zamanda Suriye ile olan anlaşmazlıklarını diplomatik olarak çözmeye de yardımcı oluyoruz. Çünkü bu kampanyalar hiçbir ülkenin çıkarına değil.
Sizin sözleriniz de doğru ve önleme yolunda adımlar atmalıyız, artık alan ve koşullar İslam ülkelerinin birbirine yakınlaşmasını gerektiriyor. Her ne kadar farklılıkları olsa da. Bahsettiğiniz şey doğru. Bazı hareketlerin bazen doğru olmadığının da farkındayız ancak her halükarda bunun olumlu tarafını ele almalı ve bölge ülkelerinin daha fazla yakınlaşmasına yardımcı olmalıyız.
Tesnim: Lübnan hükümetinde Hizbullah'ın siyasi ilişkilerin dışında bırakılması konusunda bir mesele var mı?
Ali Laricani: Hayır; böyle bir bilgi duymadım çünkü direniş Lübnan'da önemli bir gerçekliktir. Elbette Lübnanlıların kendileri karar vermeli ve biz onların işlerine karışmıyoruz ama ben bu konuyu mevcut koşulların analizi olarak ifade ettim, aksi halde Hizbullah zengin bir entelektüel kapasiteye sahip ve konuya açık ve analitik yaklaşıyor.
Tesnim: İsrail'in Gazze ve Lübnan'la yaptığı savaşın tamamen Amerikalıların arkasında olduğu bu durumda, ekipmanlar Amerika'dan, hatta savaşın genel yönetimi de onlarla. Bu açık bir konu. Öte yandan Seyyid Hasan Nasrallah'a yönelik suikast operasyonunun bizzat Amerikalılar tarafından gerçekleştirildiğini duyduk (tabii ki doğru olup olmadığından emin değiliz). Bu konuda bir şey duydun mu?
Ali Laricani: Bu konuda bir şey duymadım ama bu dönemde savaş yönetiminin Amerikalıların elinde olduğuna dair pek çok delil var. Sahnedeler. İşin en başından itibaren, yani 7 Ekim'de operasyonun başlamasından hemen sonra, İsrailliler kendini kaybetmişken, Amerikalılar sahaya girdi ve onları yönetti. Eğer Amerikalılar Siyonist rejimin Gazze'de bu tür suçlar işlemesini engellemek isteselerdi kesinlikle bunu yapabilirlerdi; Bu önemli bir nokta, isteselerdi Gazze'de 50 bin masum insanın öldürülmesine izin vermezlerdi ama durdurmadılar, neden? Çünkü bölgede daha önemli çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorlardı, en önemli yardımları istihbarat çalışmalarıydı, İsrail'in İran'a yapmak istediği operasyon bile Amerika tarafından destekleniyordu. Yani burada cellatların Amerikalılar olduğu kesin olarak söylenebilir ama bunlar neden yapılıyor? Zira onlar daha çok gölgede savaş ile ilgileniyor. Görünen o ki artık değişen ABD ve yetkililerinin konuyu doğru anlaması gerekiyor. Siyonist rejimin yetkilileri kendilerini boğuyorlar ve Amerikalıları da ellerinden alıp aşağıya çekiyorlar.
Tesnim: Amerika'da başkan değişikliğinden bahsettiniz. İsrail'de Trump göreve geldiğinde elinin daha da açılacağına inananlar var. Böyle bir varsayım doğru mu?
Ali Laricani: Bu konunun net bir analizini yapmanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Çünkü geleceğin Amerikan hükümetinin yetkilileri farklı şeyler söyledi ve şu anda yaşanan bu tartışmalar çoğunlukla Trump'ın kabine için seçtiği kişilerin özgeçmişlerine (bu kişilerin nerede olduğu, İran hakkında ne söyledikleri vb.) dayanıyor.
Ancak mesele şu ki, Trump'ın kendisi de bazen davranışını farklı yerlerde değiştirmiştir. Şimdi mesele şu: Trump döneminin Amerikası kendi çıkarlarını Demokratların sahip olduğu davranışın aynısını sürdürmekte mi görüyor? Çünkü demokratlar Amerika'yı bölgede çökertti, itibarını yerle bir etti! Bu durumda daha çok aşağıya düşerler ya da Amerika'nın ulusal çıkarlarına göre bir dönüş yaparlar.
Tesnim: Atom Enerjisi Ajansı’nda yeni bir karar çıkacak gibi duruyor. Avrupa'nın İran'a karşı yeni bir strateji benimsediğini düşünüyor musunuz?
Ali Laricani: Aslında Avrupalıların geçmişteki hatalarının taklidi olan bir hata yapıldığını düşünüyorum. Lübnan'daki 33 günlük savaş sırasında Sayın Kissinger'ın, İran'a karşı bir karar çıkarmak için o anın en iyi zaman olduğunu belirten içerikli bir makale yazdığını hatırlıyorum! 33 gün savaşı yaşandı ve Sayın Havir Solana ile konuşuyorduk, bu konu konuşulmamıştı. O sırada Bay Solana beni aradı ve şöyle dedi: "Bu iş yıkıcılar kendi istediklerini yaptıkları için çok üzgünüm"
Yani onlara göre İran'ın bölgede bir güç olduğunun söylenmesi, öte yandan 33 gün süren savaşın sonuçlanmamasıyla İran'ı başka bir yerden ısırmak ve bu şekilde bir denge yaratmak istediler. Bugün hemen hemen aynı durumdayız. Yani Batılılar, Gazze'yi ve Hamas'ı yok ettiklerini, Hizbullah'ı sahneden uzaklaştırdıklarını zannettikleri bir durumda tam tersi oldu ve İran'a karşı bir karar çıkarmaya karar verdiler. Aslında bu geçmişte yapılan aynı hatanın tekrarlanmasıdır! Şimdi neden yaptıkları işin yanlış olduğunu söylüyorum? Çünkü geçmişte aynı şeyi yaptılar, sonuç ne oldu?! İran üzerine düşeni yaptı. Şu anda İran'da %60'ın üzerinde zenginleşme var, oysa ABD Başkanı'na göre İran'ı tek bir santrifüj bile yapmaktan caydırmanız gerekiyordu! Bu oldu mu? Hayır!
Tesnim: Bazıları, İran'ın İran karşıtı bir kararın yayınlanmasına güçlü bir tepki vermesi gerektiğine inanıyor. Ayrıca İran'ın İran karşıtı karara daha fazla santrifüj gazı vermek gibi yöntemlerle karşılık vereceğini de duyduk.Bazıları, Avrupa ve Amerika'nın bölgedeki davranışları ve özellikle Siyonist rejimin vahşeti nedeniyle nükleer doktrinimizi değiştirmemiz ve önceki kırmızı çizgilerimizi aşmamız gerektiğine inanıyor. Sizin görüşünüz nedir?
Ali Laricani: Benim izlenimim, nükleer meselede işlerin nasıl olduğu taraflar açısından neredeyse açık. Yani bizim başka bir imaj göstermemize, onların da geçmişin taklit ve yanlış yöntemlerini benimsemelerine gerek yok. Dikkat edilmesi gereken nokta, İran'ın nükleer meselesini hukuki mi yoksa siyasi nitelikte mi değerlendirdikleridir. Eğer İran davası batılıların ajansta iddia ettiği gibi hukuki nitelikteyse, ajansın profesyonel çalışmalarını yapmasına izin vermeliler. Ajansın işlerine bu kadar açık bir şekilde müdahale etmemeleri lazım, mesela müzakere konuşulduğu anda ajans raporunda ciddi bir esneklik yaratacak, eğer müzakere siyasi değilse ajans güçlü bir rapor sunacak. Bu, İran'ın nükleer davasının siyasi bir yapıda takip edilmesi anlamına geliyor. Durum böyle olunca ajansın hiçbir faydası olmaz ve bu tür raporlar hiçbir işe yaramaz.
Tesnim: İran ve İsrail arasındaki meselede Siyonist rejimin eylemlerine ciddi bir yanıt vermemiz gerektiği yönünde bir tartışma var. Bazıları ise ‘hayır bu çok büyük bir mesele eğil, bu konuya tekrar girmemeliyiz’ diyor. Bir yanda İsrail'in hesaplarını caydırıcılığımızın tam olarak korunduğu bir duruma döndürmemiz gerektiğine dair bir analiz var. Konuyla ilgili analiziniz nedir?
Ali Laricani: Tabii bu önemli bir konu, ilgili makamlar konuyu çok dikkatli takip ediyor, dolayısıyla İsrail'e verdikleri cevap da sizin söylediğiniz özelliklerle aynı nitelikte. Genel olarak ilgili askeri yetkililerin bu konuda doğru karar vermesine izin vermemiz gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Farklı çözümler düşündüklerini de biliyorum. Ama bu artık medyada çok fazla tartışılabilecek bir konu değil zira milli güvenlikle ilgili, dikkatli görüş alınmasını gerektiren ve bir miktar gizlilik gerektiren bir konu.
Tesnim: Ama İsrail'in hesabının alınması prensibi hâlâ geçerli mi?
Ali Laricani: Evet, nasıl hareket edileceğini araştırırken bu durumun da dikkate alınması gerekiyor.
İlk bölümün sonu.