İran'ın Nükleer Silah Elde Ettiği İddiaları Temelsiz

İran İslam Cumhuriyeti BM nezdindeki elçisi ve temsilcisi Emir Said Erivani, BM Güvenlik Konseyi oturumunda " 2231 Kararın Uygulanması" ile ilgili açıklamada bulundu.       

İranlı yetkili şu ifadeleri de kullandı: " İran'ın nükleer programı her zaman tamamen barışçıl olmuştur ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın tarihindeki en sıkı denetim sistemi altında faaliyet göstermektedir. İran'ın nükleer silah edinmeye yönelik girişimlerine dair iddialar temelsiz ve kışkırtıcıdır.

İran İslam Cumhuriyeti'nin bu talebe olan kararlı bağlılığını ve ortak ilkeleri takip etme konusundaki çabalarını vurgulayan yetkili," ne yazık ki Avrupa Birliği'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde tarafsız olması gereken nükleer anlaşma koordinatörü rolüne rağmen  Avrupa temsilcisinin açıklamalarının hâlâ siyasi, yanlı ve tek taraflı olduğu ortada. ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya'nın İran'a yönelik temelsiz suçlamaları, mevcut gerçekleri çarpıtamaz, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararı çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemelerini gerekçelendiremez" dedi. 

İranlı yetkili, mevcut durumun başlıca nedeninin inkar edilemez bir durum olduğunu belirterek " ABD'nin anlaşmadan tek taraflı çekilmesi, yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve kaldırılan tüm yaptırımları yeniden uygulamaya koyması, Avrupa'nın üç ülkesinin (Avrupa Troika'sı) de kendi yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız olmaları gibi faktörler" dedi. 

İran'ın, ABD'nin tek taraflı çıkışı ve Avrupa Troika'sının taahhüt ihlallerine karşılık olarak aldığı önlemlerin, anlaşmanın 26. ve 36. maddelerinde belirtilen haklarına tamamen uygun olduğunu yineleyen İran elçisi " Bu önlemler, taahhütlerin dengesini yeniden sağlamak amacıyla alınmıştır. Dolayısıyla İran'ın uyumsuzlukla suçlanması sadece yanlış olmakla kalmaz, aynı zamanda anlaşma üzerindeki yanıltıcı ve keyfi yorumlara dayanır" dedi. 

İran'ın BM Daimi Temsilcisi, bu suçlamaların, Avrupa Troyka'sının devam eden ihlallerini örtbas etmek için yapıldığını ve bu ihlallerin arasında, kendi taahhütlerini yerine getirmemek, kaldırılan yaptırımları yeniden uygulamak ve yeni kısıtlayıcı önlemler almak gibi adımların yer aldığını vurguladı.

İranlı temsilci, İran'ın nükleer programının her zaman tamamiyle barışçıl olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın en sıkı denetim sistemi altında faaliyet gösterdiğini yineleyerek, İran'ın nükleer silah edinmeye yönelik çabalarının temelsiz ve kışkırtıcı olduğunu ifade etti ve " İran, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na olan bağlılığını sürdürmekte ve barışçıl nükleer enerji kullanma hakkını savunmaktadır" dedi. 

İranlı yetkili ayrıca " İran, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması amacıyla Viyana görüşmelerine yapıcı bir şekilde katılmış ve bu süreçte önemli esneklikler de göstermiştir. Ancak, Avrupa Troyka'sı ve ABD'nin gerçekçi olmayan talepleri, iç siyasi durumları ve konu dışı meseleleri müzakerelere dahil etme çabaları, anlaşmanın yeniden canlandırılmasına engel olmuştur.

İran, bölgedeki asıl güvenlik ve istikrarsızlık sebeplerinin ele alınması gerektiğini savunarak, İsrail'in nükleer silahlar kullanmasının, yıllarca süren işgal ve savaş suçlarının yanı sıra, Suriye ve Lübnan'a yönelik sürekli saldırılarının bölgedeki en büyük tehditlerden biri olduğunu vurguladı.

Son olarak, İran, diyalog ve diplomasiye olan bağlılığını yineleyerek, Avrupa Troyka'sı ve ABD'yi karşıt yaklaşımlardan vazgeçmeye ve gerçek diplomatik taahhütler göstermeye davet etti." ifadelerini de kullandı.