LİBYA'NIN KADERİ ARABİSTAN'I DA SARACAK
Arabistan öfkeli bir ejderha gibi bölgede kaos ve çatışma çıkarmak için parasını ve silahlarını heder ediyor.
Tesnim Haber Ajansı- Alternet analiz sitesinde yayınlanan bir yazıda şu ifadeler yer aldı: “Arabistan öfkeli bir ejderha gibi bölgede kaos ve çatışma çıkarmak için parasını ve silahlarını heder ediyor. Yaklaşık bir yıldır Arabistan, Yemen bataklığında çırpınıp duruyor ve Suriye’ye yaptığı dolaylı müdahaleler de yüksek maliyetlerden başka bir sonuç kazandırmadı.
Beş yıl önce İslami Uyanış Hareketleri ümit verici bir noktadayken, Arabistan Birleşmiş Milletler toplantısına katılarak, Muammer Kaddafi’yi devirmek isteyen ülkelere destek verdi. Arabistan basını, özellikle El-Arabia TV, hükümeti Libya’nın iç işlerine karışması noktasında teşvik etti. Obama Hükümetinin ilk Dışişleri Bakanlarından olan Hillary Clinton da Arabistan’ın İslam Ülkelerinde İslami Uyanışın sonlandırılması noktasında yaptığı şiddeti baskıların altındaydı.
2009 yılındaki Arap Birliği oturumunda Muammer Kaddafi; Arabistan’ı, İngiltere ve Amerika’yı Arap ülkelerine karşı desteklemekle suçlamıştı. Kaddafi’nin bu kadar açık bir şekilde yaptığı eleştirilere karşı Arabistan, Libya’da henüz yeni alevlenen İslami uyanıştan faydalanıp Kaddafi Hükümetini devirme fikrini geliştirdi.
Kaddafi Arap Krallığı için bir utanç vesilesiydi. Çünkü bu ülkenin Siyonist Rejime ve Batıya olan karşıtlığı Arabistan’ın hoşuna gitmiyordu ve kendi politikalarına tamamen aykırıydı. Öte yandan Arabistan; Kaddafi hükümetinin İran’ın Bahreyn, Yemen ve Lübnan’a inanç nüfuzu sağlaması için destek verdiğine inanıyordu. ‘İslami uyanış’ Arabistan’ın Libya meselelerine müdahale ederek, bu Afrika ülkesinin temel yapısına son darbeyi vurmak için bir fırsattı.
Arabistan’ın Libya hakkındaki rüyaları Amerika’nın da teşvikleriyle gerçek oldu ama Arabistan, Suriye ve Yemen gibi diğer bölgelerde kontrolü kaybetti. İran İslam Cumhuriyeti milletler arası kardeşlik sloganlarıyla, Yemen ve Suriye’yi Arabistan ve Batı karşısında destekledi ve bu ülkeler bu güne kadar Allah’ın izni ve İran’ın da desteğiyle hala ayaktadır.
Bu siyasi bir klişedir ve çok yakında Arabistan’ı da saracaktır. Libya’nın kaderi diğer Arap ülkeleri gibi Arabistan’ı da saracak ve toplum yeniden yapılanacaktır.
Bu hareketin devam etmesi Arabistan’a telafisi mümkün olmayan zararlar vermiştir ve Libya’nın kaderinin aynısının Arabistan’ın da başına gelmesi uzak bir ihtimal değildir. Arabistan Kralının ölmesi ve Saltanat ailesinin yapısında meydana gelen değişimler, Suudi şehzadeler arasındaki anlaşmazlıkları daha da arttırmıştır. Bu durum petrol fiyatlarının yüzde 70 azaltılması kriziyle ve Arabistan’ın Yemen’deki savaş maliyetlerinin artmasıyla birleşince, Arap Krallığının sütunları sarsılmıştır. Petrol, Arabistan gelirlerinin yüzde 90’nını oluşturmaktadır ama petrol fiyatlarının varil başına 30 doların altına düşürülmesi, Arabistan’ın petrol rakiplerini kenara itmesine ve üterim hacminin denetimlerini kabul etmesine neden oldu. Buna rağmen bazı piyasa uzmanları ‘siyah altın selinin’ dünyaya akışı ile birlikte, petrol fiyatlarının eski düzeyine ulaşmasının çok uzak olduğunu belirtiyorlar. Bu durum sonunda Arabistan’ın gücünün kaybolmasına neden olacaktır.”