Esad'ı Uyardık Ama Bizi Dinlemedi/ Hizbullah Suriye'ye Girmek İstemiyordu/ IŞİD Barzani ile Anlaşmıştı
İran’ın önemli stratejist ve Batı Asya Uzmanı Dr. Sadullah Zarei, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü’nün Suriye’de varolan Emperyalist-Siyonist saldırısına karşı hangi hamlelerle direnişe dahil olduğuna ilişkin bilinmeyenlerini açıkladı.
Tesnim Haber Ajansı - Ülkenin en yüksek trajlı gazetelerinden olan Keyhan gazetesinin başyazarı olan Dr. Zarei, Suriye’de varlığını sürdüren ve büyük başarılara imza atan Kudüs Gücü Ordusu hakkında çarpıcı detayları açıkladı.
Kudüs Gücü Ordusu’nun komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin siyasi danışmanı olduğu bilinen Dr. Sadullah Zarei; İran’ın, Suriye ve Irak’taki varlığına ilişkin çarpıcı detaylar verdi.
İşte İran’da yayınlanan “Remz e Obur” dergisine konuşan Dr. Zarei ’nin çarpıcı açıklamaları:
ESAD BİZİ DİNLEMEDİ
“Suriye olayları Mart 2011 de başladı. İran, olayların başlangıcında Suriye’de yaşanan gelişmeleri dakika dakika izledi. Olayların başlangıcından birkaç ay sonra yani Mayıs ayında yapılan analizlerde Suriyede başlayan olayların Suriye’de sadece muhalif bir hareket olmadığını ve ülkede iç savaşa gidecek bir sürecin başlangıcı olarak tespit edildi ve bu analizler Tahran yönetimi tarafından raporlaştırarak Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Beşar ESAD’a iletildi.”
ORDU GÜCÜ İLE BASTIRACAĞIZ
“Olayların başlangıcından hemen sonra kısa sürede hazırlayıp Bizzat Sayın ESAD’a sunulan rapor, kendisi tarafından inandırıcı bulunmadı ve bize “bu durumdan endişelenmeyin biz Suriye’de bu gibi durumlarla çok karşılaştık biz ordu gücü ile bu kalkışma girişimini bastıracağız” dedi.
Sayın Esad’ın, raporumuz hakkındaki bu yorumu İran’ın yaşanan süreci sadece izleyici olmasına neden oldu ve zaman ilerledikçe kendilerine muhalif denen grupların silahlı eylemleri bizim haklılığımızı ortaya koydu.”
TERÖR TIRMANMAYA BAŞLADI
“Zaman ilerledikçe teröristlerin yaptıkları silahlı saldırıların boyutları da büyümeye başladı, şehirleri birbirine bağlayan yollar kapatıldı büyük patlamalar meydana geldi yaşanan olaylar Suriye hükümetini de bunun siyasi talepleri içeren bir muhalif hareket olmadığını anlaması ile durumun ciddiyetine kanaat getirmesini sağladı.”
İRAN DEVRİM MUHAFIZLARI SURİYE’DE
“Suriye sunulan raporun ciddiyetini anlaması ile birlikte İran Devrim Muhafızları ülkeye birkaç birlik ve askeri uzmanlarını yerleştirdi. Gönderilen askeri birliklerin ve uzmanların görevi sadece Suriye ordusunun yönetim kabiliyetini artırmak ve onlara askeri danışmanlık yapmaktı.”
KOFİ ANNAN SONRASI OLASI SENARYOLAR RAPOR EDİLDİ
“ Dönemin Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi Kofi Annan, 2012 yılı mart ayı ile birlikte ülkede çeşitli temaslar kurmakta idi, ancak Kofi Annan’ın aynı yılın Ağustos ayındaki istifası ile birlikte göreve El-Ahdar el-İbrahimi getirildi.
Birleşmiş Milletler’de görev değişiklikleri yapılırken Suriye Ordusu çok ağır çatışmalar ile karşı karşıydı ve ülkede tam bir savaş hali hakimdi, tüm bunlar devam ederken İran Kudüs Gücü Ordusu’nun askeri danışmanları görevlerini sürdürüyor ve Suriye ordusunun yönetim kabiliyetini artırmaya çalışıyor bununla birlikte gelişmelere ilişkin hazırladıkları raporlar ile deneyim ve saha başarısı için tavsiyelerini iletiyordu. Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi Kofi Annan’ın istifası sonuncunda doğacak olası gelişme ve krizlere ilişkin de analizler İran tarafından Suriye hükümetine sunuldu.”
Bölgeyi savaş alanına getiren terör örgütlerinin nasıl kurulduğunu anlatan Dr. Sadullah Zarei bu örgütlerin hangi ellerle koordine edildiğini vurguladı.
ABD YEŞİL IŞIK YAKTI
“Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi Kofi Annan’ın istifasının ardından, Irak’ta sözde ABD’ye kaşı savaşan terör grupları Amerika'nın yeşil ışık yakması ile namlularını Suriye’ye yönelttiler.
2009 yılında Irak’ın El Ambar eyaletinde kurulan Feth-ül İslam, ABD kontrolünde olduğu bilinen bir terör örgütüdür. Amerika bu örgütü Lübnan'ın Trablusşam kenti yakınlarındaki Nehr'ül Barid kampına gitmesini ve Suriye’ye karşı savaşmalarını sağladı.”
SURİYE’DE “VATAN SAVUNMA GÜÇLERİ” İRAN TARAFINDAN KURULDU
“Kudüs Gücü Ordusu, Irak’ta bulunan terör örgütlerinin Suriye’ye gitmesi ile birlikte çatışma ve terör eylemlerinin daha uzun sürece yayılacağı ve yükselecek terör hareketlerini durdurmak için Suriye ordusunun tek başına yeterli olamayacağı tespitini yaptı.
Suriye yönetimine, Suriye’de “Vatan Savunma Güçleri” ordusunun oluşturulması önerisinde bulundu.
Bu önerinin kabul edilmesi ve Vatan Savunma Güçleri’nin Suriye Ordusu ile birlikte terör çetelerine karşı mücadele etmesi sahadaki güç dengelerini değiştirdi.
Suriye Ordusu ve Vatan savunma güçlerinin en büyük başarısı her geçen gün daha da ilerleyen IŞİD ve El Nusra Cephesinin ilerleyişini durdurmasıdır. Altını çizmek gerekir ki “Vatan savunma güçleri” tamamen halktan oluşan bir güçtü ve bu gücün Suriye Ordusu ile omuz omuza savaşması Ordunun motivasyonunu daha da artırıyordu.”
VE HİZBULLAH SURİYE’DE
Dr. Zarei Hizbullah’ın Suriye'de savaş alanına inmesinin ardındaki gerçekleri şu şekilde açıkladı; “Suriye’de bu gelişmeler yaşanırken Hizbullah’ta kendini gizlemeden bu savaşa dahil oldu, aslında net olarak ifade etmem gerekir ki Hizbullah Suriye’de olmayı hiç istemiyordu ama teröristlerin Hizbullah ofislerini hedef alarak Hizbullah üyelerini şehit etmesi Hizbullah’ın Suriye’de teröristlerle savaşmasına neden oldu.
Teröristlerin Hizbullahı da hedef alması İran ile birlikte herkesin aklına aynı soruyu getiriyordu, bu gruplar Hizbullah’a karşı ne zamana kadar saldıracak ve bu güçler sınır tanıyor mu?
Bu saldırılar yaşanırken Lübnan’da dikkat çeken bir gelişme yaşandı, Lübnan’da bulunan tekfiri gruplardan biri Sida şehrinde, Ahmet El Esiri komutasında harekete geçerek şehirde yaşayan Şii Müslümanları şehirden zorla göç ettirdi, bu örgüt yolları kapattı ve Hizbulla’a ait araçların geçişine izin vermeyerek Hizbullah’a karşı büyük bir kalkışma yarattı. Yaşananlar olaylar Trablus şehrine kadar sıçradı, teröristler bögedeki bazı şehirlerin kontrolünü ele geçirdi, bu hamleler Lübnan topraklarında Hizbullah'a karşı büyük bir savaşın başladığının işaretçisi idi.
HİZBULLAH’IN KIRMIZI ÇİZGİSİ
“Hizbullah Lübnan içinde savaşmama gibi bir kırmızı çizgiye sahip olduğu için bu teröristlerin kaynağı olan Suriye’de var olma ve sorunu kaynağından çözme kararı aldı. Suriye'de yaklaşık üç yüz bin Lübnan vatandaşının da yaşadığını göz önünde bulundurmalıyız ki Hizbullah’ın kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak gibi bir yükümlülükle hareket etti, işte bu saydığım nedenlerle Hizbullah Suriye’de sahadaki yerini aldı ve bir kez daha dengelerin değişmesini sağladı.”
IŞİD IRAK’TA HIZLICA YAYILIYORDU
“IŞİD’ Irak’ta da gücünü artırıyor ve yayılmaya devam ediyordu. Diyala eyaletini içerisine alacak şekilde İran sınırlarına 15 kilometre kadar yaklaşmıştı. İşte tam da bu noktada İran Kudüs Gücü Ordusu, Irak ve Suriye ordularına danışmanlık yapmanın yanı sıra fiilen gerekli gördüğü noktalarda operasyon yapmaya başladı ve bu sayede yapılan hesaplar alt üst oldu.”
IŞİD IRAK’TA BÜYÜK BİR İNFİALE NEDEN OLDU
“10 Haziran 2014’te IŞİD Irak’ta çok büyük bir saldırının düğmesine bastı.
Örgüt; Irak’ın El Anbar, Ninova, Selahaddin, Kerkük ve Diyala şehirlerinde birkaç gün içerisinde gerçekleştirdiği saldırıları ve bu şehirleri işgali Irak hükümeti ve kamuoyunda büyük infiale neden oldu.
Dikkat ediniz Irak nüfusunun %50’si bu saydığım şehirlerde yaşıyordu bu tehditin ne denli geniş kitleleri etkilediğinin anlaşılması için önemlidir. IŞİD, Bağdat ve Kerbela şehirlerinin neredeyse kapısına dayanmıştı.
İran yaşananlar karşısında bölgedeki üç milyon Şii Müslümanın katledilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu gördü. Irak’ta hükümet ve ordu yeterli güce sahip değildi ve halk yaşananlar karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.
BARZANİ IŞİD İLE ANLAŞMIŞTI
“IŞİD’in, Kuzey Irak Kürt yönetimine karşı bir hamle yapmayışından aralarında bir anlaşmanın olduğu kanaati İran’da artırıyordu, bölgede bulunan bazı Sünni ailelerinin de IŞİD ile birlikte hareket ettiği istihbaratı da İran tarafına ulaşmıştı.”
KASIM SÜLEYMANİ IRAK’TA
“Irak’ta tansiyon giderek artarken Kudüs Gücü Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani Haziran 2014’te Bağdat’a giderek Iraklı yöneticiler ile temas kurdu ve bu temas sonrasında IŞİD’e karşı büyük operasyonların planlanıp icra edilmesi başlamış oldu.
Tümgeneral Süleymani’nin yönettiği bu operasyonlarla birlikte IŞİD’in ilerleyişi durdurulabildi.
Eylül 2014’e kadar aralıksız süren operasyonlar sayesinde IŞİD durdurulmuş ve Selahaddin eyaleti kurtarılmış oldu bu operasyonlarla aynı zamanda Bağdat’ı kurtarmış, Kerbela ve Necef gibi kutsal beldelerden de tehlikenin uzaklaştırılması sağladı.
BARZANİ’NİN YARDIM İSTEĞİ
“IŞİD, Barzani yönetimi ile yaptığı anlaşmayı çiğneyerek Kuzey Irak Kürt yönetiminin idaresindeki Erbil’e saldırdı, Barzani yönetimi anlaşmadan dolayı saldırıya hazırlıksız yakalandığı için İran’dan yardım istedi.
Eğer Kudüs Gücü Ordusu Barzani’nin yardım talebini karşılıksız bıraksaydı bugün Kuzey Irak Kürt yönetimi de IŞİD tarafından işgal edilmiş olacaktı.