Hamas'ın İlk Roketini Atmasının Üzerinden 22 Yıl Geçti: Dünden Bugüne Direnişin Füze Gücü
Filistin İslami direniş gruplarının ilk roketinin işgal altındaki topraklara atılmasının üzerinden 22 yıl geçti. İlk roket 2001 yılının 26 Ekim’inde atılmış ve “Kassam 1” isimli roketle Siyonist kasaba Sderot vurulmuştu.
Tesnim Haber Ajansı- Filistin İslami direniş gruplarının ilk roketinin işgal altındaki topraklara atılmasının üzerinden 22 yıl geçti ve şimdi Filistin direnişinin çabalarıyla 3 kilometre menzile sahip Kassam roketlerinin Ayyaş füzesiyle 250 kilometre menzile çıktığını görüyoruz. Bu füze işgal altındaki tüm bölgeleri kapsamaktadır. İran İslam Cumhuriyeti'nin ve özellikle Şehit General Kasım Süleymani'nin büyük desteği olmasaydı Filistin direnişi bu başarıyı kesinlikle elde edemezdi.
Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı operasyonu Siyonist rejime ve işgal altındaki bölgelere yönelik en ağır darbe ve kapsamlı harekat olarak değerlendirilebilir. İsrail’in istihbarat ve güvenlik kurumlarının büyük şoka uğradığı operasyonda, direniş grupları ve bölge hakkında bilgi toplamada başarılı olduğunu iddia eden rejimin casusluk servislerinin imajı kırılırken, hava savunma sistemi Demir Kubbe ve Merkava tankı da dahil olmak üzere İsrail ordusunun sembolleri de alay konusu oldu.
Merkava tankının mürettebatının dışarı çıkarıldığı ve tankın ateşe verildiğine dair fotoğrafların yanı sıra Siyonist yerleşim yerlerini vuran Filistin roket ve füzelerinin görüntülerinin yayınlanması, Filistin direnişinin istihbarat, muharebe ve askeri açıdan önemli ölçüde büyüdüğünü gösteriyor.
Bu yazıda, Filistin'in işgal altındaki topraklara ilk roketinin atılmasının 22. yıl dönümü münasebetiyle, Hamas'ın askeri koluna bağlı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın füze gücünü ele alacağız.
Gazze Şeridi'nden Siyonist rejime doğru ilk roket 26 Ekim 2001 tarihinde atıldı, o dönemde İzzeddin el-Kassam Tugayları Gazze çevresindeki Siyonist kasaba Sderot'a doğru "Kassam" roketini fırlattı. Böylece Siyonistlerle çatışmalarda yeni bir sayfa açıldı ve aynı zamanda Filistin direniş gruplarının İkinci İntifada adı altında yeni mücadelesi başladı. Bunun Birinci İntifada’dan en büyük farkı taşların rokete dönüşmesiydi.
İkinci İntifada’nın başlamasıyla Siyonist İsrail’in Filistin ile işgal altındaki topraklar arasına duvar örme projesine start verildi. Bu kısıtlama Gazze’deki direniş gruplarının roketlere yönelmesine ve bu silahla işgalcilere karşı savaşmasına yol açtı.
Direnişin ilk roketine Filistinlileri Batı sömürgeciliğine karşı direnmeye ve ardından İsrail işgaline karşı savaşmaya teşvik eden "Mücahidlerin lideri" Şeyh İzzeddin el-Kassam'ın anısına “Kassam” adı verildi.
Şeyh İzzeddin el-Kassam, 1880'de Suriye'nin Lazkiye şehrine bağlı Cebele'de dünyaya geldi. Suriye ve Mısır'da İslami ilimleri tahsil eden Kassam, Ezher Üniversitesini bitirdi.
Siyonizm’e ve onun arkasındaki emperyalizme karşı Filistin halkına direniş ruhunu ilk aşılayan, Filistin'de cihat ateşini tutuşturan kişi olan Şeyh İzzeddin Kassam ve arkadaşları gerek İngiliz işgalcilere ve gerekse onların getirip Filistin topraklarına yerleştirdikleri işgalci Siyonistlere karşı çeşitli eylemler gerçekleştirdi.
Ancak Kassam roketlerini incelerken, Filistin direnişinin efsanesi Yahya Ayyaş'tan sonra yerini dolduran, Kassam Tugaylarının kıdemli komutanlarından biri olan ve Kassam roket sistemlerini tasarlayıp üreten "Adnan el-Gul"un adını anmadan olmaz. O direnişin silahlarının geliştirilmesinde önemli rol oynadı ve Filistin'de “Kassam füzelerinin babası” olarak anılıyordu. Bu komutan 21 Ekim 2004'te arabasında Siyonistler tarafından yerleştirilen bombanın patlatması sonucu şehit oldu.
Gazze’den ilk roketin atılmasıyla bölgedeki denklem değişti; Kuşatma altındaki Gazze’deki Filistin direnişi teknoloji ve hammaddeye erişimde zorluk çekmesine rağmen ilk roketlerini üretti. İlk roketin kükreme sesi, Siyonist yerleşim yerlerinde siren seslerinin yükselmesi ve Demir Kubbe füze sisteminin aktifleştirilmesi İsrail için daha zor bir geleceğin habercisi olan tehlike çanıydı.
Filistin roketlerinin yapım ve geliştirme süreci hızla büyüyordu ve yayınlanan istatistiklere göre 2021’deki Kudüs Kılıcı Operasyonu’nda çatışmanın ilk iki gününde atılan roket sayısı 1.600'e ulaştı. 2019'daki çatışmalarda atılan roket sayısı 1070’ti.
Filistin direnişinin yayınladığı istatistiklere göre direniş Kutsal Kılıç Operasyonu’nun ilk gecesinde 1050 roket atıldı. Bu rakam, direnişin yüksek roket ve füze üretme yeteneğini gösterdi. Bu operasyon, Demir Kubbe hava savunma sistemini kullanan Siyonist Rejim’e maddi açıdan büyük zarar verirken bu sistemin sürü halindeki roketleri tespit edip yok etmedeki yetersizliğini de ortaya çıkarmış oldu.
Demir Kubbe, Siyonist İsrail’in Rafael Advanced Defense Systems şirketi ve Havacılık ve Uzay Endüstrisi tarafından geliştirilmiş, taşınabilir bir hava savunma sistemidir.
Düzenek, 4 kilometre ila 70 kilometre uzaklıktan ateşlenen ve yörüngesi, yaşam merkezinin dışına çıkartılacak olan kısa menzilli roketleri ve top mermilerini durdurmak ve imha etmek için tasarlanmıştır. Siyonistler, direniş gruplarının attığı roketleri önlemek için 2011 yılında bu sistemi tamamlamış ve hizmete açmıştır.
Ancak 2021'de Dimona nükleer santralinin yakınına bir füzenin düşmesi, Siyonist ordunun savunma yeteneği konusunda ciddi şüpheler ortaya koydu ve Demir Kubbe sisteminin de açığı olduğunu ortaya çıkardı. Birincisi, kullanılan Demir Kubbe sayısı işgal altındaki bölgelerin tamamını kapsayacak kapasitede değildir ve bu nedenle çok cepheli bir savaş durumunda bu sistem roket ve füze saldırılarını engellemede zorlanır ve İsrail'in alçak irtifa hava savunması başarısız olur. Ayrıca bu sistemin, hedefi tespit edip engellemek için yeterli zamanı olmaması nedeniyle 4 kilometreden daha kısa mesafeden atılan füze ve roketleri önleme kabiliyetine sahip değil ve direnişin füze rampalarının bu mesafede olması ciddi bir tehlike olarak değerlendiriliyor.
Demir Kubbe sistemi aynı zamanda yüksek hıza sahip hedeflerin önünü kesemiyor. Öte yandan bu sistemin zayıf noktalarından biri de çok sayıda atışla baş edememesidir, bu nedenle direniş grupları roketlerini çok sayıda fırlatıyor.
Sisteminin tamamının batarya başına 100 milyon dolar maliyeti olduğu belirtilirken, Demir Kubbe'nin tek bir roketi dahi önleme maliyetinin 20 bin ila 100 bin dolar arasında değişebildiği ancak saldırıda engellenen en ucuz roketlerin maliyetinin ise 100 doları aşmadığı ifade ediliyor.
Hatırlanacağı üzere, Kudüs Kılıcı Operasyonu’nun ilk gecesinde atılan roket sayısı, 2019 yılında atılan roket sayısı ile ayını. 2020’de de Siyonistlere doğru karşı sadece 170 roket fırlatıldı.
Direnişin ilk roketleri birkaç kilometrelik bir menzille düşük kapasiteli bir patlama etkisi taşıyordu, ancak Kassam 1 ile başlanan süreç bugün yerini yüksek menzilli, tahrip gücü kuvvetli füzelere bıraktı. Kudüs Kılıcı Operasyonu’nda Siyonist rejimin petrol ve enerji tesislerinin direnişin roket ve füzeleriyle vurulması Filistin direniş gruplarının uzun menzilli ve isabet gücü yüksek silah üretme kapasitesine sahip olduğunu göstermiştir.
Kassam roketi serisinin ardından Hamas, 2012 yılında Filistin'deki ilk uzun menzilli füze olan M-75’i tanıttı
75-80 kilometrelik menziliyle M75 füzesi Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalimanı’nı vuran ilk füze olmuştu.
Ardından, menzili önceki modele göre daha kısa olmasına rağmen yüksek yıkıcı güce sahip Secil füzesi tanıtıldı.
80 kilometre menzile sahip J-80, 60 kilometre menzile sahip R-60, 20 kilometre menzile sahip Q-20 ve 85 kilometre menzile sahip SH-85 füzeleri, Demir Kubbe hava savunma sisteminden geçerek Tel Aviv ve diğer hedeflere ulaşmayı başarmıştır.
Filistin direnişinin roket ve füze üretim süreci hız kesmeden devam etti. Bu kapsamda işgal güçlerince şehit edilen komutan Raid El-Attar anısına A-120 isimli füze üretildi. 120 kilometre menzile sahip A-120 füzesi Kudüs Kılıcı Operasyonu’nda kullanıldı. Gazze Şeridi'nen yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki işgal altındaki Kudüs kentinde doğru fırlatılan füze çok sayıda işgalciyi öldürdü ve yaraladı.
Ancak Kassam Tugayları’nın füze birimi için önem olan konu füzelerin menziliydi. Bu doğrultuda 2021'de (Kudüs Kılıcı Operasyonu sırasında) yeni bir güç haline gelen Ayyaş-250 füzesi tanıtıldı. Hamas'ın 250 kilometre menzile sahip Ayyaş işgal altındaki tüm bölgelere ulaşabilir.
Ayyaş füzesi Hamas'ın Şehit komutanlarından Yahya Ayyaş'ın ismini taşıyor.
Kassam Tugayları’nın "ilk mühendis" komutanı olarak bilinen Ayyaş çok sayıda şehadet operasyonu düzenleyerek Siyonistlere ağır bir darbe indirdiği için onların korkulu rüyası haline gelmişti.
Bunun üzerine Şin Bet’e bağlı terör şebekesi ajanları, yerini tespit ettikleri Ayyaş'a bir arkadaşının eliyle içerisine dinleme cihazı ve patlayıcı yerleştirilmiş bir telefon hediye edilmesini sağladı.
5 Ocak 1996 sabahı Cabalya mülteci kampında bulunan Ayyaş, babası tarafından telefonla arandı. Aynı anda üzerinde dolaşan terör rejimi uçağı Ayyaş'ın telefon konuşmasını Siyonistlere aktardı. Telefondaki kişinin Ayyaş olmasının teyit edilmesinden sonra terör şebekesi tarafından telefondaki patlayıcı ateşlendi. Patlamayla birlikte Ayyaş şehit oldu.
250 kilometre menzilli bulunan Ayyaş füzesi işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Ramon Havaalanına doğru fırlatıldı.
Mescid-i Aksa Fırtınası'nın yedinci gününde Hamas, Ayyaş-250 füzesini kullanarak ilk kez işgal altındaki Filistin'in kuzeyini hedef aldı.
Hamas'ın askeri koluna bağlı İzzeddin el-Kassam Tugayları, yürüttüğü Aksa Tufanı Operasyonu’nun yedinci gününde Ayyaş- 250 füzesini kullanarak ilk kez işgal altındaki bölgelerin kuzeyini hedef aldı.
Direnişin füze alanındaki ilerleme süreci Aksa Tufanı’nın başlangıcına kadar devam etti. Kassam Tugayları son günlerde “Recum" (taşlama) adı verilen yeni roket sistemlerini ortaya çıkardı.
Kassam Tugayları’na göre Recum roketleri, Aksa Tufanı hareketinin ilk anlarında kullanıldı ve direnişçilerin sınır çitinden geçip Gazze Şeridi çevresindeki Siyonist yerleşim yerlerine girmesini sağladı.
Recum'un teknik özellikleri hakkında ek bir bilgi paylaşılmadı, ancak yayınlanan görüntülere ve bu roketin ismine göre Siyonist kasabalara roket yağdırmak amacıyla üretilmiş olabilir.
Filistin direnişinin roket ve roket gücü ve gücü öyle bir noktaya ulaştı ki, Aksa Tufanı'nın ilk aşamasında Siyonistlerin yönüne 5 bin kadar füze ve roket fırlatıldı ve Sderot, Aşdod, Aşkelon, Bi'r Seb'a, Tel Aviv ve diğer kasabalar vuruldu.
Direniş komutanlarına göre operasyon kapsamında atışlar hala devam ediyor. Bu, Filistin direnişinin mühimmat deposunun dolu olduğunu gösteriyor.
Bu yazıda sadece Hamas'ın füze kapasitesine değindik, ama aynı zamanda Filistin İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Tugayları da geliştirilmiş füzelere sahiptir.
Kudüs Tugayları “Bedir 3”, “Barak 40”, “Barak 70” ve “Barak 85”, “Barak 70” ve “Barak 100” gibi füzeleri kullanıyor. İslami Cihad'ın en tehlikeli füzesi “El Kasım”dır. Bu füze İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü’nün eski komutanı Şehit General Kasım Süleymani’nin adını taşıyor. Yayınlanan bilgilere göre El Kasım füzesi, tahrip gücü oldukça yüksek olan 400 kg'lık savaş başlığına sahip.
Kudüs Tugayları, Aksa Tufanı Operasyonu’ndan birkaç gün önce, bu hareketin kuruluşunun 36. yıl dönümü dolayısıyla düzenlediği askeri geçit töreninde, üzerinde üç soru işareti bulunan yeni bir füzeyi görücüye çıkardı. Şu ana kadar bu füzeyle ilgili hiçbir bilgi yayınlanmamıştır.
Peki Filistinlilerin taşlardan füze gücüne sahip olması nasıl gerçekleşti? Direnişin bu süreçteki ilerlemesinde Şehit General Kasım Süleymani ile Şehit Tümgeneral Hasan Tahrani Mukaddem'in büyük rolü kimseden gizli değil.
Filistin alanındaki tüm yetkili ve uzmanlara göre General Süleymani, Fecr 3 ve 5 ile Grad roketlerini direnişe sağlayarak Filistinli grupların Siyonistlerle mücadelesinde yeni bir sayfa açmayı başardı.
Ancak General Süleymani’nin çabaları abluka altındaki bölgeye roket göndermekle sınırlı değildi ve Devrim Muhafızları'nın füze babası Tümgeneral Hasan Tahrani Mukaddem'in aracılığıyla, roket bilgisini direniş gruplarına aktarmayı başardı.
Şehit Tümgeneral Hasan Tahrani Mukaddem'in yoldaşlarından biri bu konu hakkında, “22 günlük savaş sırasında tüm dünya ülkeleri Siyonist rejimi destekledi ve İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu bölgedeki direniş cephesine destek vermek mümkün olmadığından savaşın son haftasında Şehit Tahrani Mukaddem'in kaleme aldığı bir mektup Filistin'deki direniş güçlerine ulaştı; Bu mektupta, Siyonistlerin başlarına inen roket ve füzelerin üretimiyle ilgili talimatlar yer alıyordu.” ifadelerini kullandı.
Aşağıda Filistinli direniş yetkilileri Şehit General Kasım Süleymani’nin direnişin askeri ve füze gücünün arttırılmasındaki rolüne ilişkin açıklamaları yer alıyor:
- Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye: Şehit General Süleymani tüm hayatını Filistin'e adadı ve ben de onun Kudüs'ün Büyük Komutanı olduğunu ilan ediyorum.
- Filistin İslami Cihad Genel Sekreteri Ziyad el-Nehale: Gazze'nin bugün sahip olduğu güç Şehit Süleymani'nin büyük çabalarının sonucudur. General Süleymani'nin stratejik adımı Gazze Şeridi'ne füze ve silah gönderilmesiyle başladı. Bu konu bir mucize gibiydi ve teknik- güvenlik açısından çok zordu ama yapıldı. O bunu gerçekleştirmek için birçok ülkeye seyahat ederek silahların teslimatı için planlar yaptı. ve bu silahlar gerçekten de Gazze'ye ulaştı. General Süleymani'nin Gazze Şeridi'ne gönderdiği füzelerle Tel Aviv vuruldu.
- Hamas'ın kıdemli üyelerinden Osama Hamdan: Modern füzelerin transferi, direnişin Gazze'deki çalışmalarının bir parçasıydı ve direnişçiler General Süleymani sayesinde füzelerin kalitesinde büyük değişiklikler yapabildi ve Gazze'de birkaç füze fabrikası kurmayı başardılar.
Direniş komitelerinden Muhammed el-Barim: Filistin direnişinin bugünkü noktaya gelmesine her türlü silah ve imkanla destek veren isim General Kasım Süleymani’dir. O Fecr füzelerinin Gazze Şeridi'ne ve Filistin'e ulaşmasına karar verdi, Grad füzelerini Gazze'ye sokan ilk kişi Şehit General Süleymani’dir. Bu füzeler işgal rejiminin Gazze’den çekilmesinden sonra ulaştı ve Filistin direnişi 20 ila 40 kilometre mesafedeki Aşkelon ve Bi'r Seb'a’daki önemli hedefleri vurabildi. Siyonist düşmanın Filistin direnişinin yeteneklerini inkar etme çabalarına rağmen, Filistin direniş tarihinde ilk kez Gazze’den Tel Aviv’e doğru Fecr 3 ve 5 füzeleri atıldı. Bu başarı Kasım Süleymani'nin çabası sayesinde elde edildi.
Şimdi Şehit General Kasım Süleymani hayatta olmasa da Filistin direnişinin füzelerinin 3 kilometrelik Kassam roketinden 250 kilometrelik Ayyaş füzesine dönüştüğü bir gerçektir. Direniş yapımı füzelerin geliştirilmesi süreci General Süleymani'nin katıkları sayesinde Filistin'in kurtuluşuna kadar mutlaka devam edecektir.